Vekil adaylarının bildirdikleri meslekler arasında ilk sırayı serbest/özel diye ifade edilen ‘sözde meslek’ alıyor. Kendini esnaf, ev kadını ya da işçi olarak tanımlayan adayların neredeyse hiçbiri seçilebilecek sıralardan aday değil.
24 Haziran 2018 seçimlerine katılacak partilerin milletvekili aday listesi kesinleşti. Meclis’in rolünün azalacağı yeni rejimde milletvekillerinin işlevi de azalacak. Ancak tuhaf bir biçimde vekil sayısı 550’den 600’e çıkarıldı. Milletvekili listeleri çeşitli boyutlarıyla çok tartışıldı. Özellikle kimin kaçıncı sıradan aday gösterildiği üzerinde kıyametler koptu.
Türkiye’de siyasal partiler rejiminde milletvekili özerkliği yok denecek kadar az. Önseçim ve parti içi demokrasinin çok çok sınırlı olması nedeniyle vekillerin çoğunun lidere tabi olduğu sır değil. Bu nedenle yasama faaliyetinde özerk olmak bir yana, parti ilkeleri bir yana, lidere göre hareket edildiği biliniyor. Ancak yine de vekillerin müktesebatı (mesleği, sosyal kökeni, bilgisi, birikimi) büyük önem taşıyor.
Bir havayolu şirketine taşeronluk yapan bir şirket sahibi veya ortağı vekil olduğunda kişisel çıkarı gereği havacılıkta grevi yasaklatmak için kanun teklifi verecektir. Bir iş adamı veya iş kadını vekil olduğunda TOBB’un bir dediğini iki etmeyecek ve işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatının içini boşaltmak için kolları sıvayacaktır. İşçilik nedir bilmeyen bir vekil “güzel öldüler” veya iş cinayetlerine “fıtrat” diyebilecektir. Dolayısıyla vekillerin müktesebatı, mesleki ve sosyal konumu oldukça önemli. Devletle, siyasetle sınıfların ilişkisini anlamak için bakılacak yerlerden biri de vekillerin sosyal kompozisyonudur. İşte bu gözle milletvekili aday listelerine bakmaya çalıştım.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından yayımlanan aday listelerindeki meslek bilgisinden hareketle bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Meslek bilgisi sütununda bazen meslek, bazen sosyal sınıf bilgisi, bazen de yetersiz bilgiler yer alıyor. Bu değerlendirmenin oldukça fazla sınırlılıkları olduğunun farkındayım. Listelerdeki meslek bilgisi, adayın gerçek meslek bilgisini yansıtmayabiliyor veya parti görevlileri tarafından doldurulan tek tip bilgiler olabiliyor. Ancak yine de vekil adaylarının veya partilerinin hangi mesleğe veya sosyal sınıf ve kategoriye önem verdikleri konusunda genel bir bilgi edinebiliyoruz.
Mesleksiz vekil adayları
Vekil adaylarının veya partilerinin bildirdikleri meslekler arasında ilk sırayı serbest, serbest meslek veya serbest/özel diye ifade edilen sözde “meslek” alıyor. 655 aday mesleğini serbest veya serbest/özel diye ifade etmiş. Vekil adayları içinde en büyük grubu yüzde 14 ile “serbest” meslek erbabı oluşturuyor. Ancak bunlar esnaf veya kendi hesabına çalışan mühendis ve mimarlar değil. Bu ciddi bir mesleksizlik eğilimine veya mesleğini bilmeme, söylememe veya kendini daha önemli gösterme eğilimine işaret ediyor. AKP listelerinde ise serbest/özel kategorisi tercih ediliyor. Bu meslek kategorisi içinde örneğin Başbakan Binali Yıldırım, Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Nabi Avcı, Numan Kurtulmuş gibi isimler yer alıyor. Oysa bu isimlerin hepsinin meslekleri var; örneğin Binali Yıldırım gemi yüksek mühendisi, Numan Kurtulmuş ve Nabi Avcı öğretim üyesidir. Öğretim üyelerinin mesleğinin serbest/özel yazılması tuhaf olsa gerek.
Listede tuhaf meslek tanımları var; dört aday mesleğini milletvekili olarak ifade ederken, 47 aday siyasetçi olarak (siyaset bilimci değil) ifade etmiş. Mesleğin bir vasıf, kalifikasyon, edinilmiş beceri olduğunun çoğu aday farkında değil veya diğer bir ifadeyle yaygın bir mesleksizlik, vasıfsızlık söz konusu.
Adaylar içinde gerçek anlamda mesleğini ifade eden ve en yaygın grubu oluşturanlar profesyonel meslekler olarak bilinen avukatlar, mimar-mühendisler, hekimler, mali müşavirler. Avukat vekil adayları ikinci büyük aday grubunu oluşturuyor. Adayların yüzde 10’dan fazlası (462 aday) avukatlardan oluşuyor. Halen Meclis’teki en büyük mesleki grup avukatlardan oluşuyor. Yeni Meclis’te de en büyük gruplardan biri olacaklarına kuşku yok. Mühendis ve mimarlar ise avukatlardan sonraki diğer büyük grubu oluşturuyor. Saptayabildiğim 360’dan fazla mühendis ve mimar aday var ve oranları yüzde 7 civarında. İnşaatın bu kadar revaçta olduğu bir dönemde mühendis ve mimarların ikinci büyük meslek grubu olması şaşırtıcı değil. Mesleğini serbest olarak ifade edenlerin içinde de çok sayıda mühendise rastlanmaktadır.
Akademisyen vekil aday sayısının da oldukça yüksek olduğu görülmektedir. 320 civarında akademisyenin aday olduğunu görüyoruz. Akademisyenlerin oranları yüzde 7 civarında. Eğitimci ve öğretmen aday sayısı ise 230 civarında ve oranları yüzde 5. İlginç olan öğrenci aday sayısının yüksekliğidir. 300 öğrenci milletvekili adayıdır. Öğrenci adayların HDP, Vatan ve Hür Dava partilerinde yoğunlaştığı görülüyor. Ancak öğrenci adayların seçilebilecek yerlerde olduklarını söylemek oldukça zor. Özellikle AKP ve CHP’deki öğrenci adaylar seçilebilecek sıralarda değiller. Öğrenci adayların sembolik olduğu söylemek mümkün.
Meslek grupları içinde dikkat çeken diğer gruplar ise şöyledir: Hekimler ve eczacılar (205 aday, yüzde 5), mali müşavir ve muhasebeci (112 aday, yüzde 2), ekonomist-iktisatçı 80, işletmeci 56 aday. Ayrıca mesleğini gazeteci ve yazar olarak ifade eden aday sayısı 70’den fazladır.
Vekil adaylarının sınıfsal konumları
Meslek sütununda kimi adaylar mesleklerini değil de sosyal konumlarını ve sınıflarını yazmayı tercih ediyor. Meslek ve sosyal sınıf/konum ayrı ayrı belirtilmediği için aday listesinin gerçek sınıf kompozisyonunu çıkarmak zor. Çünkü mesleğini mühendis olarak yazan bir aday pekâlâ işveren de işçi de olabilir. Ancak yine de bazı ipuçlarına ulaşmak mümkün. Adayların 410’dan fazlası kendini iş adamı, iş kadını, iş insanı, sanayici ve tüccar olarak ifade etmiş. Adaylar içindeki oranları yüzde 8,5’u aşıyor. CHP adayları genellikle iş insanı demeyi tercih ederken, İyi Parti adayları iş adamı ve iş kadını, MHP adayları iş adamı demeyi tercih etmiş. İlginç olan AKP listelerinde tek bir adayın dahi kendini iş adamı olarak nitelememesi, bunun yerine serbest/özel gibi renk vermeyen bir sıfat tercih edilmiş. AKP listelerindeki sermayedarların serbest/özel başlığı altında gösterildiğini düşünmek mümkün. Bu kategoride yer alanların 200’den fazlasının seçilebilecek yerlerde aday gösterildiğini söylemek mümkün.
Kendini yönetici olarak ifade eden sayısı ise 190 civarındadır. Yönetici kategorisi de tıpkı serbest meslek kategorisi gibi belirsizdir. Örneğin bir sendika başkanı listelerde yönetici olarak yer almaktadır. Oysa mesleği işçiliktir.
Aday listelerinde esnaf olarak kendini tanılayan aday sayısı ise 264’tür (oranı yüzde 5,4). Esnaf adayların sadece biri AKP’den, 10’u CHP’den ve geri kalanları ise diğer partilerden adaydır. Esnaf konumunda olanların bir kısmının serbest meslek adı altında AKP’den aday olmuş olması da muhtemeldir. Ancak esnaf adayların neredeyse hiçbiri seçilebilecek sıralardan aday değildir. Çiftçi aday sayısı ise 50 ile sınırlıdır. AKP’den 3, CHP’den 10 çiftçi adaydır. Çiftçi adayların çok azı seçilebilecek yerlerden adaydır. Ev kadını aday sayısı 100’e yakındır. AKP’de kendini ev kadını olarak tanımlayan aday yokken, CHP’de 5 ev kadını aday vardır. Ev kadınlarının daha çok Saadet, Hür Dava, HDP ve Vatan Partisi’nden aday oldukları görülmektedir. Ev kadınlarının hiçbiri seçilebilecek sıralardan aday değildir.
Son olarak işçilerin durumuna bakalım. Listelerde kendini işçi olarak tanımlayan aday sayısı 176’dır. İşçi adayların toplam adaylara oranı yüzde 3,5’tir. Ancak bazı işçi adayların sosyal konumlarını değil de mesleklerini belirttikleri düşünüldüğünde bu sayı artabilir. Ancak işçi kimliğine vurgu yaparak aday olanların sayısı 176’dır. Ayrıca iki işçi sendikacının da aday olduğunu biliyoruz. CHP’de üç işçi-sendikacı aday görüyoruz. AKP’de bir aday kendini işçi olarak ifade etmiş. İşçi adayların 160’dan fazlasının HDP, Hür Dava ve Vatan Partisi’nden aday olduğu görülüyor. İşçi kimliğini vurgulayan adayların da neredeyse hiçbiri seçilecek yerlerden aday değil.
Aday listelerinin durumu böyle, bakalım seçimler sonucu nasıl bir sınıfsal ve mesleki kompozisyonu olacak Meclis’in.
Aziz Çelik / BİRGÜN
24 Haziran 2018 seçimlerine katılacak partilerin milletvekili aday listesi kesinleşti. Meclis’in rolünün azalacağı yeni rejimde milletvekillerinin işlevi de azalacak. Ancak tuhaf bir biçimde vekil sayısı 550’den 600’e çıkarıldı. Milletvekili listeleri çeşitli boyutlarıyla çok tartışıldı. Özellikle kimin kaçıncı sıradan aday gösterildiği üzerinde kıyametler koptu.
Türkiye’de siyasal partiler rejiminde milletvekili özerkliği yok denecek kadar az. Önseçim ve parti içi demokrasinin çok çok sınırlı olması nedeniyle vekillerin çoğunun lidere tabi olduğu sır değil. Bu nedenle yasama faaliyetinde özerk olmak bir yana, parti ilkeleri bir yana, lidere göre hareket edildiği biliniyor. Ancak yine de vekillerin müktesebatı (mesleği, sosyal kökeni, bilgisi, birikimi) büyük önem taşıyor.
Bir havayolu şirketine taşeronluk yapan bir şirket sahibi veya ortağı vekil olduğunda kişisel çıkarı gereği havacılıkta grevi yasaklatmak için kanun teklifi verecektir. Bir iş adamı veya iş kadını vekil olduğunda TOBB’un bir dediğini iki etmeyecek ve işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatının içini boşaltmak için kolları sıvayacaktır. İşçilik nedir bilmeyen bir vekil “güzel öldüler” veya iş cinayetlerine “fıtrat” diyebilecektir. Dolayısıyla vekillerin müktesebatı, mesleki ve sosyal konumu oldukça önemli. Devletle, siyasetle sınıfların ilişkisini anlamak için bakılacak yerlerden biri de vekillerin sosyal kompozisyonudur. İşte bu gözle milletvekili aday listelerine bakmaya çalıştım.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından yayımlanan aday listelerindeki meslek bilgisinden hareketle bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Meslek bilgisi sütununda bazen meslek, bazen sosyal sınıf bilgisi, bazen de yetersiz bilgiler yer alıyor. Bu değerlendirmenin oldukça fazla sınırlılıkları olduğunun farkındayım. Listelerdeki meslek bilgisi, adayın gerçek meslek bilgisini yansıtmayabiliyor veya parti görevlileri tarafından doldurulan tek tip bilgiler olabiliyor. Ancak yine de vekil adaylarının veya partilerinin hangi mesleğe veya sosyal sınıf ve kategoriye önem verdikleri konusunda genel bir bilgi edinebiliyoruz.
Mesleksiz vekil adayları
Vekil adaylarının veya partilerinin bildirdikleri meslekler arasında ilk sırayı serbest, serbest meslek veya serbest/özel diye ifade edilen sözde “meslek” alıyor. 655 aday mesleğini serbest veya serbest/özel diye ifade etmiş. Vekil adayları içinde en büyük grubu yüzde 14 ile “serbest” meslek erbabı oluşturuyor. Ancak bunlar esnaf veya kendi hesabına çalışan mühendis ve mimarlar değil. Bu ciddi bir mesleksizlik eğilimine veya mesleğini bilmeme, söylememe veya kendini daha önemli gösterme eğilimine işaret ediyor. AKP listelerinde ise serbest/özel kategorisi tercih ediliyor. Bu meslek kategorisi içinde örneğin Başbakan Binali Yıldırım, Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Nabi Avcı, Numan Kurtulmuş gibi isimler yer alıyor. Oysa bu isimlerin hepsinin meslekleri var; örneğin Binali Yıldırım gemi yüksek mühendisi, Numan Kurtulmuş ve Nabi Avcı öğretim üyesidir. Öğretim üyelerinin mesleğinin serbest/özel yazılması tuhaf olsa gerek.
Listede tuhaf meslek tanımları var; dört aday mesleğini milletvekili olarak ifade ederken, 47 aday siyasetçi olarak (siyaset bilimci değil) ifade etmiş. Mesleğin bir vasıf, kalifikasyon, edinilmiş beceri olduğunun çoğu aday farkında değil veya diğer bir ifadeyle yaygın bir mesleksizlik, vasıfsızlık söz konusu.
Adaylar içinde gerçek anlamda mesleğini ifade eden ve en yaygın grubu oluşturanlar profesyonel meslekler olarak bilinen avukatlar, mimar-mühendisler, hekimler, mali müşavirler. Avukat vekil adayları ikinci büyük aday grubunu oluşturuyor. Adayların yüzde 10’dan fazlası (462 aday) avukatlardan oluşuyor. Halen Meclis’teki en büyük mesleki grup avukatlardan oluşuyor. Yeni Meclis’te de en büyük gruplardan biri olacaklarına kuşku yok. Mühendis ve mimarlar ise avukatlardan sonraki diğer büyük grubu oluşturuyor. Saptayabildiğim 360’dan fazla mühendis ve mimar aday var ve oranları yüzde 7 civarında. İnşaatın bu kadar revaçta olduğu bir dönemde mühendis ve mimarların ikinci büyük meslek grubu olması şaşırtıcı değil. Mesleğini serbest olarak ifade edenlerin içinde de çok sayıda mühendise rastlanmaktadır.
Akademisyen vekil aday sayısının da oldukça yüksek olduğu görülmektedir. 320 civarında akademisyenin aday olduğunu görüyoruz. Akademisyenlerin oranları yüzde 7 civarında. Eğitimci ve öğretmen aday sayısı ise 230 civarında ve oranları yüzde 5. İlginç olan öğrenci aday sayısının yüksekliğidir. 300 öğrenci milletvekili adayıdır. Öğrenci adayların HDP, Vatan ve Hür Dava partilerinde yoğunlaştığı görülüyor. Ancak öğrenci adayların seçilebilecek yerlerde olduklarını söylemek oldukça zor. Özellikle AKP ve CHP’deki öğrenci adaylar seçilebilecek sıralarda değiller. Öğrenci adayların sembolik olduğu söylemek mümkün.
Meslek grupları içinde dikkat çeken diğer gruplar ise şöyledir: Hekimler ve eczacılar (205 aday, yüzde 5), mali müşavir ve muhasebeci (112 aday, yüzde 2), ekonomist-iktisatçı 80, işletmeci 56 aday. Ayrıca mesleğini gazeteci ve yazar olarak ifade eden aday sayısı 70’den fazladır.
Vekil adaylarının sınıfsal konumları
Meslek sütununda kimi adaylar mesleklerini değil de sosyal konumlarını ve sınıflarını yazmayı tercih ediyor. Meslek ve sosyal sınıf/konum ayrı ayrı belirtilmediği için aday listesinin gerçek sınıf kompozisyonunu çıkarmak zor. Çünkü mesleğini mühendis olarak yazan bir aday pekâlâ işveren de işçi de olabilir. Ancak yine de bazı ipuçlarına ulaşmak mümkün. Adayların 410’dan fazlası kendini iş adamı, iş kadını, iş insanı, sanayici ve tüccar olarak ifade etmiş. Adaylar içindeki oranları yüzde 8,5’u aşıyor. CHP adayları genellikle iş insanı demeyi tercih ederken, İyi Parti adayları iş adamı ve iş kadını, MHP adayları iş adamı demeyi tercih etmiş. İlginç olan AKP listelerinde tek bir adayın dahi kendini iş adamı olarak nitelememesi, bunun yerine serbest/özel gibi renk vermeyen bir sıfat tercih edilmiş. AKP listelerindeki sermayedarların serbest/özel başlığı altında gösterildiğini düşünmek mümkün. Bu kategoride yer alanların 200’den fazlasının seçilebilecek yerlerde aday gösterildiğini söylemek mümkün.
Kendini yönetici olarak ifade eden sayısı ise 190 civarındadır. Yönetici kategorisi de tıpkı serbest meslek kategorisi gibi belirsizdir. Örneğin bir sendika başkanı listelerde yönetici olarak yer almaktadır. Oysa mesleği işçiliktir.
Aday listelerinde esnaf olarak kendini tanılayan aday sayısı ise 264’tür (oranı yüzde 5,4). Esnaf adayların sadece biri AKP’den, 10’u CHP’den ve geri kalanları ise diğer partilerden adaydır. Esnaf konumunda olanların bir kısmının serbest meslek adı altında AKP’den aday olmuş olması da muhtemeldir. Ancak esnaf adayların neredeyse hiçbiri seçilebilecek sıralardan aday değildir. Çiftçi aday sayısı ise 50 ile sınırlıdır. AKP’den 3, CHP’den 10 çiftçi adaydır. Çiftçi adayların çok azı seçilebilecek yerlerden adaydır. Ev kadını aday sayısı 100’e yakındır. AKP’de kendini ev kadını olarak tanımlayan aday yokken, CHP’de 5 ev kadını aday vardır. Ev kadınlarının daha çok Saadet, Hür Dava, HDP ve Vatan Partisi’nden aday oldukları görülmektedir. Ev kadınlarının hiçbiri seçilebilecek sıralardan aday değildir.
Son olarak işçilerin durumuna bakalım. Listelerde kendini işçi olarak tanımlayan aday sayısı 176’dır. İşçi adayların toplam adaylara oranı yüzde 3,5’tir. Ancak bazı işçi adayların sosyal konumlarını değil de mesleklerini belirttikleri düşünüldüğünde bu sayı artabilir. Ancak işçi kimliğine vurgu yaparak aday olanların sayısı 176’dır. Ayrıca iki işçi sendikacının da aday olduğunu biliyoruz. CHP’de üç işçi-sendikacı aday görüyoruz. AKP’de bir aday kendini işçi olarak ifade etmiş. İşçi adayların 160’dan fazlasının HDP, Hür Dava ve Vatan Partisi’nden aday olduğu görülüyor. İşçi kimliğini vurgulayan adayların da neredeyse hiçbiri seçilecek yerlerden aday değil.
Aday listelerinin durumu böyle, bakalım seçimler sonucu nasıl bir sınıfsal ve mesleki kompozisyonu olacak Meclis’in.
Aziz Çelik / BİRGÜN