Bu hafta, Darrin Hoop, 6-11 Şubat 1919'da yani tam yüz yıl önceki Seattle Genel Grevi'nin büyük ölçüde bilinmeyen tarihini anlatıyor. Bu önemli deneyimi, Özgür Cem Boynueğri soL okurları için çevirdi...
Yüz yıl önce, Seattle’daki işçiler şehirlerini sadece genel grevle kapatmakla kalmadı, aynı zamanda 6-11 Şubat 1919’da da beş gün boyunca şehri yönettiler de. Dünyanın en zengin ve örnek sınıf mücadelelerinin yaşandığı en sık unutulan bir ülkede, ABD’de, işçilerin gücünü gösteren en iyi örneklerden biri, 1919'daki Seattle Genel Grevi'dir.
İlham verici Los Angeles öğretmenlerinin grevinin zaferle sonuçlanmasının ardından, ve Batı Virjinya öğretmenlerinin “kızıl devlet öğretmenlerinin” birçok eyaletteki grevinin birinci yıldönümüne yaklaştığımız bu günlerde, her türden işçi, 100 yıl önce Seattle’da olanlardan öğrenilecek dersleri ciddiye almak için gayret göstermelidir.
Seattle Genel Grevi, 1917’de 2.933.000 artışla 4.160.000 işçinin aktif olarak katıldığı 3.630 grevin ilan edildiği bir dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nde Birinci Dünya Savaşı sonrası sınıf mücadelesinin doruk noktasını belirledi.
Grevin kökenini anlamak için, geriye dönüp Kuzeybatı Amerika'nın radikal tarihini incelemek faydalı olacaktır.
1897'den başlayarak, Puget Sound bölgesi olarak bilinen bölge, Washington'dan büyüyecek olan sosyalist “koloniler” inşa etme hedefi olan sosyalist bir kooperatif hareketine ev sahipliği yaptı. Kuzeybatı eyaletleri boyunca 1886'da sekiz saatlik iş günü mücadelesini savunan, başta Seattle Daily Call olmak üzere bir dizi sosyalist gazete dağıtımdaydı.
Bölgede yaygın olarak desteklenen iki ana sol parti vardı: Sosyalist Parti (SP) ve Dünya Endüstri İşçileri (IWW). 1915’te SP’ye olan halk desteğinde Washington eyaleti Oklohama’dan sonra ikinci sırayı aldı. Seçim kampanyalarına ek olarak, SP üyeleri Birinci Dünya Savaşı’na karşı örgütlendiler, grevleri desteklediler ve IWW ile yakın çalıştılar.
IWW, 1909 baharında başlayan Washington Spokane'deki Endüstri İşçisi adlı çalışmasını yayınladı. Yayınlanan çalışma, Kuzeybatı'daki birçok serbest tartışmaya vesile oldu, IWW üyelerinin sokak köşelerinde gidişat hakkında konuşma yapmaktan tutuklandığı ve kereste endüstrisinde militan grevler düzenlendiği bir dönem oldu.
1918'de Union Record, Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk çalışanların bizzat üretimi günlük gazete oldu. 50.000’lik tirajıyla, Seattle’da ana akım basına rakip oldu.
Bu dönemi anlamak için önemli olan nokta, 1919'dan önceki en az yirmi yıl boyunca, çeşitli türden sosyalistlerin ve IWW üyelerinin Seattle işçileri arasında örgütlenmesi ve yayınlarının dolaştırılması olmuştur.
Büyük devlet baskısı ile karşı karşıya kaldılar, birçok mücadeleyi kaybettiler, bazılarını kazandılar, ama en önemlisi süreç boyunca değerli deneyimler edindiler. Bu genel radikal tarihin yanı sıra genel grevin kendisini anlatan bir klasik olarak, okunması gereken kitap, Harvey O'Connor’ın “Seattle’daki Devrim”idir.
1919'da Seattle bir sendika-işçi birlikleri şehriydi. O zamanlar 250.000 olan toplam nüfusun 60.000'i sendikadaydı, ki bu da yüzde 25'in biraz altında bir oran anlamına geliyor. Bu ülke ortalamasının iki katıydı.
Birçok yönden, Seattle emek hareketinin kültürü, Amerikan Çalışma Federasyonu (AFL) muhafazakar başkanı Samuel Gompers tarafından teşvik edilenin karşıt kutubuydu. Seattle General Strike adlı mükemmel kitabında Robert Friedheim şöyle anlatıyor: “Seattle emek hareketi, AFL liderlerinin başını çok ağrıttı. Siyaset, işçi sendikacılığı ve kilit endüstrilerin millileştirilmesi... Samuel Gompers'in reddettiği her şeyi işçiler savundu.”
Birinci Dünya Savaşı sırasında Gompers grevleri yasakladı ve ABD hükümetinin ücretleri belirlemesine izin verdi. Buna karşılık AFL, çalışanların devlet yetkisi altında sendikalaşma hakkını “kazandı(!)”. Bununla birlikte, büyük ölçüde yetenekli beyaz adamların temsil hakkı bulduğu, dar tanımlanmış, iş kolları arasında kesin ayrımlar tarif eden sendika modeli altında çalışanları örgütledi. AFL; kadınları, göçmenleri, siyahileri veya vasıfsız işçileri sendikalara örgütlemeyi reddetti.
Seattle'daki emek hareketinin en büyük ve en organize bölümü gemi inşa sektöründe yoğunlaşmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında inşa edilen ABD savaş gemilerinin dörtte biri Seattle'dan çıktı.
Genel grev için ilk kıvılcım, 21 Ocak 1919'da başlayan tersane işçilerinin grevi oldu. Savaş sırasında işçiler, maaşlarını doğru düzgün alamamış olsalar bile greve gitmemeyi kabul ettiler. Savaş sona erdiğinde, patronlar yalnızca vasıflı işçilere maaş zammı önererek vasıfsız işçilere karşı çıkmaya ve çalışanları birbirine düşürmeye çalıştı.
Buna cevaben, 35.000'i Seattle’da, 15.000’i Tacoma’da olmak üzere on binlerce çalışan dayanışmaya başladı. Ertesi gün, Seattle Merkez Çalışma Konseyi, yerel üyelerini tersane işçilerine destek olmak üzere genel grev teklifi konusunda oylama yapma talimatı verdi. Bir hafta içinde 24 yerel organizasyon, üyelerinin greve hazır olduğunu bildirdi.
Ek olarak, ırkçılığa bağlı olarak AFL'ye kabul edilmeyen Japon sendikalarındaki işçiler, genel grevin arkasında durdular. 2 Şubat’taki olağanüstü sendika temsilcileri toplantısı, 6 Şubat'ı genel grev başlangıcı olarak belirledi.
4 Şubat Salı günü, Union Record, sosyalist Anna Louise Strong tarafından yazılmış, tarihinin en ünlü editoryal yazısını yayınladı. Okumaya başlandı:
Perşembe günü saat 10:
Çok fazla tezahürat olacak ve korkanlar da olacak. Bu duyguların her ikisi de yararlıdır, fakat ikisinin de fazlası iyi değildir. Bu ülkede emeğin şimdiye dek yaptığı en büyük harekete önderlik edecek bir mücadeleyi üstleniyoruz.
Bizim histeriye ihtiyacımız yok. Çelikten emek yürüyüşüne ihtiyacımız var.
EMEK HALKI BESLEYECEK
Grev süresince on iki büyük mutfağımız olacak ve onlardan yiyecekler, esnaf tarafından herkese düşük maliyetle dağıtılacak.
EMEK BEBEKLERİN VE HASTALARIN BAKIMINI ÜSTLENECEKTİR
Süt arabası sürücüleri ve çamaşırcılar, bebeklere, hastalara ve hastanelere süt sağlama ve hastanelerdeki çarşafların temizliği için planlamalarını yapıyorlar.
EMEK DÜZENİ SAĞLAYACAKTIR
Grev komitesi, güvenliği sağlayacak ekipleri düzenliyor. Arabaların da durmasının insanları evde tutacağı beklenmektedir.
Bazı boşboğazlar, grevcilerin yalnızca beslenme gereksiniminin sağlanması gerektiğini söyleyerek mızmızlanıyorlar. Bu tür önerilerin insanlık dışı olmasından dolayı, buna cevabımızı anlayacakları dilden verelim.
GREV EMEĞİN GÜCÜNÜN GERİ ÇEKİLİŞİ İLE DEĞİL, TÜM İDARENİN GREVDEKİ EMEKÇİLERİN İKTİDARINDA OLMASIYLA KAZANILIR
Seattle’daki şalterlerin indirilmesi, kendi başına, bu doğulu beyefendileri fazla etkilemeyecek. Ancak kapitalist olarak idare edilen Seattle endüstrisinin şalterleri indirilirken, aynı anda çalışanlar insanları beslemek, bebeklere ve hastalara bakmak, düzeni sağlamak için organize olursa... Ancak bu onları harekete geçirecek, çünkü bu onlara işçilerin iktidarı devralmasının bir provası gibi görünecek.
Emek güçleri endüstrileri yalnızca KAPATMAYACAK, üretim alanlarını uygun işkolu yönetimi altında, halk sağlığını ve kamusal barışı korumak için gerekli faaliyetler gözetilerek tekrardan açacak.Grev devam ederse, Emek güçleri, giderek daha fazla üretim alanını faaliyete yeniden açarak halkın acı çekmemesini sağlayacak,
Ancak bu sefer KENDİ YÖNETİMİN ALTINDA!
Seattle'daki işçilerin gösterdiği örgütlenme ve demokrasi, işçilerin toplumu patronlar olmadan yürütebilecek kadar akıllı olmadıkları fikrini yerle bir ediyordu. Sendikaların - hepsi toplam 110 - her biri bir Genel Grev Komitesi'ne (GSC) üç delege seçti. Daha sonra grevin ayrıntılarını planlamak için 15 kişilik bir yürütme kurulu seçildi. Ancak, 330 kişilik GSC, 15 Kişilik Komite tarafından önerilen herhangi bir işlemi veto edebilirdi.
Komite, Labor Temple’da grevle ilgili endişelerini dile getirmek isteyen herkese yönelik günlük toplantılar yaptı. Tüm sendika yetkililerinin maaşları grev süresince durduruldu.
Tanıtım, finans, taktik ve grev muafiyeti gibi özel hususları ele almak için alt komiteler kuruldu. Şehri kapatmak, ancak nüfusu güvende ve işçi sınıfının yanında tutmak için kritik acil durum hizmetlerini de sürdürmek istiyorlardı.
Özel bir muafiyet örneği, “Atık vagon sürücüleri talimatlar istiyor. Salgın yaratma eğiliminde olan, ancak kül veya kâğıt olmayan çöpleri taşıyın gibi... Bu çöp vagonları büyük işaretler taşıyorlardı; ‘Grev Komitesi tarafından muaf tutuluyor.’” Reçete hizmetleri dışında eczaneler kapatıldı. Hastanelere temiz çarşaf sağlayanlar dışında özel çamaşırhane hizmetine izin verilmemektedir.
O’Connor şöyle yazıyor: "Grevin dişlileri umduğumdan çok daha verimli çalışıyordu. Otuz beş süt istasyonu mesken bölümlerinde çalışıyordu; 21 kafeterya, sendika mensuplarına 25 kuruş, 35 kuruşa yemek sunarken; hastaneler çarşaflarını ve yakıtlarını alıyordu. Bir sendika üyelik kartı, 25 kuruşluk yemek için tek kimlik bilgisiydi ve bir IWW kartı L'nin AF'si kadar iyiydi.Otel ve restoran çalışanlarından oluşan Japon İşçi Birliği, onları hiç tanımayan, hatta sendikacılığın bir parçası olarak kabul etmeyen emek hareketine sempati duydu."
Grevciler ve destekçileri grev sonunda günde 30.000 öğün yemek verdiler. Ana akım medya, titizlikle grevin bölünmesi girişiminde kendi rolünü yaptı. Seattle Star, genel grevi Rusya Devrimi ile karşılaştıran “Hangi Bayrak Altında?” manşeti ile çıktı. Belediye Başkanı Ole Hanson, bir devrim gerçekleşiyormuş gibi davrandı, 600 ilave polisi görevini tam yapmamakla itham etti ve 2.400 kişiyi daha görevden aldı.
Savunma Devlet Konseyi Başkanı, Washington Üniversitesi (UW) Başkanı Henry Suzzallo, Savaş Sekreteri'ne federal birlikleri gönderme çağrısında bulundu. UW'den gelen öğrencilere, “dünyayı Bolşevikler'den kurtarmaya yardımcı olmak için” ROTC üniformalarında gardiyanlık yapmaları için para verildi.
Rich Seattleites malları stokladı, birçoğu belediye başkanının ve medyanın öngördüğü üzere kan döküleceğini bildiği için Portland'a kaçtı. Belediye başkanı Hanson şehre yaptığı çağrıda “Bu topluluktaki anarşistler, istedikleri gibi at koşturamazlar.” diyerek grevcilere grevcileri şikayet ediyordu. ABD ordusu, Hanson’un isteği üzerine Seattle’a 1500 asker gönderdi.
Aslında, grevciler mükemmel bir düzen sağladılar. GSC, grevde yasa ve düzeni sağlamak için İşçi Savaş Gazileri Muhafızlarına 300 usta asker sağladı. Sadece beyaz kurdeleler ve iş arkadaşlarını ikna edebilme yetenekleriyle donanmışlardı.
Onüçüncü Tugay’ın birliklerinin başındaki Binbaşı General J.D. Leitch, büyük bir karmaşa ve kaos beklediği şehrin böylesine sessiz ve herşeyin düzgün işlediği halini gördüğünde şaşırdığını açıkça ifade etti.
Grevin ilk iki günü boyunca, Seattle’da 100.000’den fazla işçi (sendikasız ve sendika üyesi) bir araya geldiğinde, inanılmaz bir dayanışma hüküm sürdü ve işçi sınıfı gücünü hissetti.
Fakat üçüncü günle birlikte, çatlaklar ortaya çıktı ve bazı sendikalar işe geri dönmeye başladı. Belediye Başkanı Hanson, 15 Kişilik Komite'ye grevin derhal sonlandırılmasını veya sonu belirsiz olaylarla yüzleşmelerini emretti.
Birçok grevci, genel grevin gücü ve birliğinin patronlarının taleplerini yerine getirmeleri konusunda ikna edeceğine inanıyordu. Ancak, savaşın sona ermesi ile savaş gemilerine duyulan ihtiyaç azaldı. Ayrıca, ülkenin dört bir yanındaki gemi inşa merkezleri grev süresince kapatılmadığından California, Körfez ve Doğu Kıyılarında üretime devam edildi. Seattle’ın tersanesi, savaş sırasındaki önemine rağmen, harcanabilirdi.
8 Şubat öğleden sonra, 15 Kişilik Komite greve son vermek için oy kullanma çağrısı yaptı, ve biraz tartışmadan sonra, iki gün içinde, büyük grev komitesi aynı kararı kabul etti. 11 Şubat günü, beş gün sonra, genel grev sona erdi.
Genel grev sona erdiğinde, tersane grevi devam etti. Ne yazık ki, birçok tersane işçisi savaş sonrası durgunluk ve işten çıkarmalar nedeniyle işlerine hiç geri dönmedi.
Grevin zayıf yönlerinden birkaçına değinmek gerekirse;
- Grev liderleri işçilere grev sırasında evde kalmalarını emretti
- Geniş katılımlı toplantılardan kaçındılar ki bu, grevdeki safların grev boyunca pasif katılımcı olarak kaldığı anlamına geliyordu.
- Birbirlerinden ve dolayısıyla kendi kolektif güçlerinin anlamlarından izole edilmişlerdi...
Union Record, grevin ilk birkaç günü yayınlanmadı. Bu durum Seattle’daki işçileri ortak taleplerden ve iletişim araçlarından mahrum etti, egemen sınıf basının yayılmasının önünü açarak grev hakkında yalanların yayılmasına sebep oldu.
Ayrıca, Genel Grev Komitesi'nin düzeni geri almak için çağrılan federal birliklerle başa çıkmak için uzun vadeli bir çözümü yoktu. İşçi Savaş Gazileri Muhafızları şiddet veya düzensizliğin olmamasını sağladı, ancak federal birliklerin baskıcı mevcudiyeti, şehir genelinde stratejik olarak yerleştirilmiş makineli tüfek yuvalarıyla sendikaların zayıflamasına yol açtı.
Anna Louise Strong'un belirttiği gibi, “Gerçek bir çatışmaya girilebileceği hiç düşünülmemişti. Genel Grev, silahlar hariç, kentin örgütlü yaşamını elimize aldı. Sadece ateş açılana başlayana kadar dayanabilirdik.”
Irkçılık ve cinsiyetçilik, grev sırasında dayanışmayı zayıflattı. Sendikalar renk çubuğunu resmen kaldırmış olsalar da, pratikte, sık sık Siyahları ve diğer renkli insanları dışladılar, Japon işçiler ise kendi sendikalarını örgütlemeye zorlandılar. Genel Grev Komitesi’ne katılmalarına izin verildi, ancak oy hakkı yerine yalnızca söz hakkında tanındı.
Kadınlar, telefon operatörleri gibi bazı sendikalara hükmederken, cinsiyetçi fikirler -kadınların eşleri ilgilenmesi ve sendika hareketi ile ilgili olmaması gerektiği veya işgücüne giren kadınların “erkeklerin işlerini” çaldığı fikri gibi- dayanışmayı baltaladı.
Son olarak, AFL'nin satın alınabilecek yöneticileri grevi etkisizleştirmede kilit bir rol oynarken, SP ve IWW'nin rollerine de eleştirel bir gözle bakılmalıdır. Her iki grubun da grevden önceki on yıldan fazla bir süredir bölgede örgütlenmiş olmasına rağmen, işçi sınıfında grev için bağımsız bir rota çizebilecek kadar derin kökler bile geliştirmemişlerdi.
Kötü sona rağmen genel grev, işçilerin toplumu yönetme gücünü gösterdi. Grev, beş gün boyunca, işçi sınıfının 30.000 kişiyi nasıl besleyebileceğini, barışı koruyabildiğini, hastaneler gibi temel hizmetleri nasıl yürütebileceğini ve tüm bunları kâr amacı gözetmeksizin yapabileceği hakkında kısa süreli bir örnek teşkil etti.
Tarih kendisini asla aynı şekilde tekrar etmiyor ve son yüzyılda ABD işçi sınıfında birçok değişiklik oldu. Ancak, işçi sınıfı ve grevler ABD'de yeniden ortaya çıktıkça, Seattle genel grevinin ilham verici tarihinden öğrenebileceğimiz birçok ders var.
Çeviri: Özgür Cem Boynueğri / SOL