7 Nisan 2022 Perşembe

Kusura bakmayın Ethem Sancak haklı! - Barış Terkoğlu / Cumhuriyet

 

“Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız bir diplomat dedi ki ‘Biz Almanya’yı seviyoruz. O kadar çok seviyoruz ki, iki tane Almanya olsun istiyoruz.”

Hikâyeyi anlatan CIA’nın eski şeflerinden  Graham Fuller. Öykünün, son günlerin tartışmasıyla bir ilgisi var...

AKP’den tasfiye edilen MKYK üyesi Ethem Sancak geçmişte Aydınlıkçıydı. Sonrası biraz karışık. Bir dönem sahibi olduğu medya ile Ergenekon kumpasını destekleyen Sancak,   “tanık” olarak Zekeriya Öz’e şunları söylemişti :

“Ben iş hayatına atıldıktan sonra Doğu Perinçek’le aramızda herhangi bir ilişki kalmadı. Hatta beni kapitalist olmakla suçladığı için 1992’den beri görüşmemekteyiz. Kendisiyle herhangi bir irtibatım yoktur.”

Siyasi çizgisini FETÖ’cü savcıya şöyle anlattı:

“Ben TESEV’in de üyesiyim. Bu vakfın başkanı Can Paker’dir ve bu vakfın faaliyetlerini de Aydınlık grubu Sorosçu olarak vasıflandırmaktadır.”

Devamında Soros’un mücadelesini tanıtan Sancak, neredeyse “Sorosçuyum” diye bağırıyordu.

Eski Aydınlıkçılığın yanına, bir de Sorosçuluğu ekleyen Sancak, Fethullahçı da oldu. FETÖ’nün medyadaki vitrinlerinden Ekrem Tufan Aytav’ın “Aydınlık’tan Kaçanlar” kitabında, o da kaçış hikâyesini anlattı. Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret etmekle kalmamıştı:

“Başında Hocaefendi’nin bulunduğu hareket, ahlaklı Müslüman bireyi inşa etmek ve bunu bütün dünyaya yaymak ve örnekler oluşturarak insanlığı sürece çekmek noktasında fikri ve içtimai bir topluluk inşa etti. Kendimi bu harekete ait görüyorum.”

“Her aşk ilk aşktır” diyorlar ya...

Ethem Sancak da “tanıdıktan sonra gördüm ki böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor” dediği Erdoğan sayesinde hem AKP MKYK’ye girdi. Onun desteğiyle savunma sanayisinin yıldızı oldu. Hem de Erdoğan’ı destekleyen Aydınlık’a geri döndü. Grubun kurumlarında görev almaya başladı.

SANCAK’IN İŞTEN ATTIĞI GAZETECİ

“Neci olayım abime” diyen Sancak’ı AKP de taşıyamadı. “Biz Amerikan’ın desteğiyle iktidara geldik” sözlerinden disipline verilince, istifa etmek zorunda kaldı.

Gerçi, Sancak’ın tasfiyesi için başka şeyler konuşuluyor. Geçen günlerde Rusya’ya giden Sancak, Türkiye’nin Ukrayna’ya Bayraktar satışını örtülü dille eleştirmişti. Sancak’ın Türkiye’nin Ukrayna’dan operasyonla getirdiği Hablemitoğlu cinayeti sanığı Nuri Gökhan Bozkır’la tanımlanamayan ilişkisi de buna tuz biber ekmişti. Öyle anlaşılıyor ki “Amerika desteği” sözleri bahane oldu.

Peki Sancak haksız mı? 

AKP-Erdoğan, ABD desteğiyle iktidara gelmedi mi?

Bunu belki de en güzel anlatan iktidara yakın bir gazeteci. Hem de Ethem Sancakzede bir gazeteci, Nasuhi Güngör.

Güngör, Erdoğan’ı eleştiren bir gazeteciydi. Sonrasında Erdoğancı olmuştu. Bu sayede TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı’na kadar yükselmişti. Aynı zamanda Ethem Sancak’ın medyasında yazıyordu. Gelgelelim, Davutoğlu’yla gergin bir ilişkisi vardı. Onun başbakanlığı döneminde TRT’den tasfiye edildi. Hükümete yakın A Haber’de “AK Parti artık yoluna Ahmet Davutoğlu ile devam edemez” sözleri olay oldu. Söylediği gibi, AKP Davutoğlu ile devam etmedi ama o günlerde, Güngör durumun farkında olmayanların hedefine kondu. Sancak’ın gazetesindeki işine de son verildi. Davutoğlu’nun gidişinin ardından iade-i itibar verilen Güngör, bugün Meclis Başkanı’nın danışmanı.

Nasuhi Güngör’ün AKP iktidarına giden yolda ABD desteğini ele aldığı “Yenilikçi Hareket”  isimli bir kitabı var. “Camianın içinden bir gazeteci” olarak Güngör’ün yazdıkları, dönemi anlamak isteyenler için el kitabı gibi.

ABD’NİN LİDER ADAYI

Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın, 1 Ekim 1994’te başlayan ABD gezisini değerlendiren Nasuhi Güngör, “Türkiye medyasının ağırlıklı yorumu, ‘Hoca’nın vize almak için ABD’ye gittiği’ şeklindeydi” ifadelerini kullanıyor. Ancak Erbakan’ın ABD’de yaptığı konuşmaların kendisine olan şüpheleri artırdığını söylüyor. Ruşen Çakır’ın bu gezi sürecinde konuştuğu iki ABD’li diplomata dayanarak Güngör şu aktarımı yapmış:

“Çakır’ın adını vermediği diplomatın sorusu ise neredeyse geçen altı yılın gündemini ortaya çıkaran bir vurguya sahipti: ‘Bu partide genç bir lider adayı yok mu?’ Görüşmede bulunan bir başka diplomat ise Çakır’ın ifadesiyle soruyu daha da geliştiriyordu. ‘Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğe soyunduğu doğru mu?’”

Güngör’e göre, ABD’nin, “Erbakan’a karşı Erdoğan” formülü, o yıllara dayanıyordu.

Güngör, ABD’nin Erdoğan’ı keşfinin tarihinde bir yolculuğa çıkarak şu ifadeleri kullanmış:

“Erdoğan daha RP Beyoğlu İlçe Başkanı iken dönemin ABD Büyükelçisi Morton Abromowitz’le tanıştırılmıştı.”

Görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Güngör, 15 Ekim 1996 tarihinde, Abromowitz’in Erdoğan’ı belediye başkanlığı makamında ziyaretine konuyu getiriyor. Büyükelçinin Erdoğan’a “Türkiye’nin geleceği için çok önemlisiniz” dediğini hatırlatan Güngör, devamında şunları yazıyor:

“Bu görüşmenin ardından Erdoğan’la ilgili ‘Erbakan’ın veliahtı’ benzetmeleri yerini hızla, ‘geleceğin lider adayı’na bıraktı”.

ABD’DEKİ LOBİLERLE GÖRÜŞME

2002 yılının ilk ayında çıkan kitap, AKP henüz iktidara gelmeden, arkasındaki dış desteği resmen tanımlamış gibi. Güngör, Erdoğan’ın yeni bir harekete hazırlanış hikâyesinde, sırtındaki büyük elin ABD olduğunu da gözler önüne seriyor.

Güngör’ün, yıllar sonra seçim kampanyasında gündeme geldiğinde geri adım attığı o satırlar da bu kitaptaydı:

“Erdoğan, 2000 yılı mayıs ayında ABD’ye yaptığı gezide, uzun süredir orada yaşayan Fethullah Gülen’le de bir araya geldi.”

Erdoğan’ın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan ceza almasının ardından, ABD İstanbul Başkonsolosu Caroline Huggins tarafından destek ziyaretiyle onurlandırıldığını hatırlatan Güngör, bunun Ankara ile Washington arasında krize neden olduğunu söylüyor. Ancak Washington, Erdoğan’ın arkasında olduğunu, bizzat Dışişleri’nin yaptığı açıklamalarla dile getiriyor.

Güngör devam ediyor:

“Tayyip Erdoğan, son birkaç yılda sık sık gerçekleştirdiği ABD ziyaretlerine, genel olarak ‘dil öğrenme’ ya da ‘çocuklarımla tatil yaptım’ şeklinde açıklamalar getirdi. Ancak her ziyaretinde, ABD’deki önemli lobilerle uzun görüşmeler yaptı. (…) Erdoğan, parti kurulmadan kısa bir süre önce, 4 Temmuz 2001 ‘de ABD’nin bağımsızlık günü dolayısıyla yapılan kutlamalara katıldı. Amerikan Büyükelçiliği’ndeki kutlamalarda Erdoğan’a ilgi gerçekten çok büyüktü.”

İslamcıları pek seven Graham Fuller de yazının başında verdiğim hikâyeyi anlatarak, Erbakan Hareketi’nin bölünmesini ABD’nin desteklediğini anlatıyordu. Güngör’ün aktardığına göre, bu dönemde AKP’yi kuran Yenilikçi Hareket, Erbakan hareketini ABD desteğiyle bölerek, iktidar yürüyüşünü başlattı.

Haliyle bir jöle kadar kolay şekil alan Sancak, belki de geçerken söylediği doğru söz nedeniyle, Mevlana-Şems ilişkisine benzettiği aşkından yara aldı. 

Gelecek mi? 

Mevlana’nın dediği gibi, “acı, acıyla iyileşir, aşk ise daha büyük bir aşkla”

Barış Terkoğlu / Cumhuriyet

6 Nisan 2022 Çarşamba

TARİHTE BUGÜN (6 NİSAN)


OLAYLAR:


      

ÖLÜMLER:


      

 

Atatürk’ü kullanarak gericiliği savunmak - Zülal Kalkandelen / CUMHURİYET

 Bugünlerde Atatürk’ü kullanarak gericiliği savunmak yine hız kazandı. 

Türkiye Gençlik Birliği (TGB), basın bülteni göndermiş. TGB Genel Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı, 28-30 Mart’ta Pakistan’ın Ketta kentinde düzenlenen İslami Gençlik Kurultayı’na katılmış ve Taliban hükümeti yöneticilerinden Ketta Başkonsolosu Gul Hassan ile görüşmüşler.

“Başkonsolosluğa, Türkiye’de nasıl giyiniyorlarsa aynı o şekilde girdiklerini, onların inancına hassasiyet gösterip başörtüsü takmalarına gerek olup olmadığını sormalarına rağmen ‘Burası Pakistan’ dendiği için başı açık girdiklerini” belirtmişler... Sonra da bülten boyunca “Taliban’ın halkçı olduğunu, Sovyet ve ABD emperyalizmine karşı çıktığı için ilerici olduğunu” anlatarak kız öğrencilerin okuması meselesinde Gul Hassan’ın söylediklerini aktarmışlar: 

“Kadın ve kız çocuklarının eğitim alması, toplumsal yaşama katılmasını istiyoruz. Batıcı eğitim sistemini sürdürmeyeceğiz, kendi eğitim sistemimizi oluşturacağız. Benimsediğimiz İslam inancına göre kız ve erkek çocuklarının ayrı eğitim görmesi gerektiğine inanıyoruz. Öngördüğümüz eğitim için gerekli altyapıyı oluşturma çalışması 6 ay ile 1 yıl içerisinde sonlanacak. Bu süreç tamamlanınca herkes eğitimine rahatlıkla devam edecek.”

***

Taliban gibi köktendinci bir terörist örgüt için bu yaklaşım şaşırtıcı değil ama hem laikliğin ve Cumhuriyet devrimlerinin savunucusu olduğunu iddia etmek hem de bu açıklamayı olumlamak oksimorondur.

Şöyle demiş TGB Başkanı Dilek Çınar:

“Kız ve erkek çocukların ayrı okuması, evet, Türkiye gibi Atatürk Devrimi’ne sahip bir ülke için tercih edilecek bir sistem değildir. Ancak Afganistan, kendi toplumsal gerçeğine göre bir direniş çıkarmış, yeni ve bağımsız hükümet kurmuştur. Nasıl ki başka ülkelerin eğitim sistemleri bizim tercihlerimize göre belirlenmiyorsa, gururlu bir halk olan Afgan halkı da kendi gerçeklerine göre hareket edecektir. Kız çocuklarının da eğitim ve toplum hayatına katılacağını Taliban yöneticileri ifade etmektedir.”

Cumhuriyet Devrimi’ni tek bir niteliği ile ele alıp onu mücadele ettiği gericiliği aklamak için kullanamazsınız. Logonuza Atatürk resmi koyup bunu yaparsanız, bu ancak Atatürk sömürüsü olur.

Cumhuriyet Devrimi, tam bağımsızlığı savunur, antiemperyalisttir, halkçıdır, laiktir. Bu devrimin en önemli direklerinden biri olan laikliği önemsizleştirip sadece antiemperyalizm niteliği üzerinden değerlendirme yapılamaz. Ayrıca Taliban antiemperyalist de değildir.

Hâlâ anlamayanlara anlatalım...

*** 

Kendi besleyip büyüttüğü köktendinci terörist örgüt El Kaide’nin peşine düşme bahanesiyle Afganistan’ı işgal eden ABD’nin, 20 yıl sonra bu ülkeden çekilmesi tartışmasız iyidir. Bunda kuşku yok.

Ancak çekilmeden sonra Amerikalılar ile Katar’da masaya oturup ABD’den Merkez Bankası rezervlerine yönelik yasağı kaldırmasını istediğini ve iki ülke arasında yeni bir sayfa açılmasını amaçladıklarını söyleyen Taliban hükümetidir. 

ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararından sonra Afgan ordusunun çöküşü hızlanınca Taliban, boşluktan faydalanıp gücü ele geçirdi. Herkesin bildiği gibi Taliban, sadece “medrese öğrencileri” değildi; Pakistan İstihbarat Servisi’nin maaşlı elemanlarıydı. Ellerindeki silahları verenler ve onları eğitenler emperyalistlerdi.

ABD’nin eğitip silahlandırdığı iki şeriatçı güç (IŞİD ve Taliban) arasındaki savaştan sonra iktidarı ele geçiren Taliban üyeleri, terör üzerinden para kazanan cihatçı militanlardır.

Taliban, ilerici değildir. Gericilik sadece emperyalistlerle işbirliği yapmakla sınırlı olamaz; kadınların toplumsal alandaki haklarını din üzerinden sınırlayan şeriatçılar gericidir. 

Katliamlar düzenleyen, çocukları ve gençleri zorla silah altına alan, Afgan halkının hayatına kısıtlamalar getiren, kadınların birçok hakkını yok eden ve belirledikleri kurallara uymayanları vahşice cezalandıran Taliban, Batı’nın eseridir. 

Taliban’ı aklayacaksanız bunu sadece kendi adınıza yapın, hem emperyalizme hem de şeriatçı gericiliğe karşı aynı anda mücadele veren laik bir devrimi ve Atatürk’ü bu utanca alet etmeyin.

Zülal Kalkandelen / CUMHURİYET


KISA KISA GÜNDEM (6 NİSAN 2022)



1-'Cengiz Elektrik devletleştirilsin' dedi diye KYK'dan aldığı bursu kestiler!(Özkan Öztaş-SOL) 

Antalya'da düzenlenen ve "Bu faturaları ödeyemiyoruz, Cengiz Elektrik devletleştirilsin" içeriğiyle düzenlenen eylemlere katılan Hazal Üner adlı öğrencinin bursu kesildi. Kendisine bir tebligatla iletilen bilgilendirmede gerekçe olarak "öğrenim özgürlüğünü ihlal ettiği" iddiası yer aldı. (https://haber.sol.org.tr/haber/cengiz-elektrik-devletlestirilsin-dedi-diye-kykdan-aldigi-bursu-kestiler-331604)

2- Tarikat bağlantılı yayınevi ortaokulda stant açtı, öğrencilerin kişisel bilgilerini topladı(YALÇIN CUĞ - SOL)



Nakşibendi Tarikatı'na yakınlığıyla bilinen yayınevi Ankara'daki ortaokula stant açtı, öğrencilere kişisel bilgiler içeren form doldurttu. Okul idaresi, yayınevi ile protokol olduğunu söyledi.  Geçtiğimiz günlerde Nakşibendi Tarikatı'na yakınlığıyla bilinen Ufka Yolculuk Yayınevi Ankara Baktıkent'te bulunan Kardelen Ortaokulu'na stant açarak, yaşları 11 ila 13 arasında değişen öğrencilerin kişisel bilgilerini aldı. Okul içerisine kitap standı açan Ufka Yolculuk Yayınevi, öğrencilere ücretsiz kitap dağıtımı yaptı ve henüz reşit olmayan öğrencilerin kişisel bilgilerini içeren bir form doldurmalarını istedi. Stantta bulunan yayınevi yetkilisi; öğrencilere, kitapları okumaları ve formu doldurmaları halinde yayınevi tarafından düzenlenen yarışmaya katılabileceklerini ve para ödülü kazanabileceklerini söyledi.(https://haber.sol.org.tr/haber/tarikat-baglantili-yayinevi-ortaokulda-stant-acti-ogrencilerin-kisisel-bilgilerini-topladi)

3-OGM, yangınları söndürme işlerini taşerona devredecek(Muhammed Özmen-Cumhuriyet)

Geçtiğimiz yıl kiraladığı özel uçaklarla orman yangınlarını önlemede başarısız olan OGM, bu yıl da kırsal alan yangınlarını söndürme işini ihaleye çıkardı. 
Orman Genel Müdürlüğü (OGM), yine tartışma yaratacak bir uygulamaya imza atarak eleştirilerin odağı olacak. Geçen yıl binlerce hektarlık ormanın kül olduğu yangınlarda Türk Hava Kurumu uçaklarını devre dışı bıraktığı ve özel şirketlerden kiralanan uçaklarla yeterli müdahaleyi sağlayamadığı için eleştirilen Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bu yıl da karada taşeron kullanacak. OGM, 2008-2010 arasında denenen ancak başarısız olduğu için uygulamasına son verilen orman ve kırsal alan yangınları söndürme işlerini taşerona devreden uygulamayı yeniden hayata geçirdi. (HİZMET ALIMI YAPACAK) OGM, Muğla’nın Marmaris ve Köyceğiz Orman İşletme Müdürlükleri için yangınları söndürme işleri ihaleye çıktı. Sayıştay raporlarına göre 9 bin 600 sürekli işçi kadrosunun boş durduğu bölgede OGM, yangınları söndürme işini karada da taşerona bırakacak. Marmaris ve Köyceğiz Orman İşletme Müdürlükleri’nin ilan.gov.tr üzerinden yayımladığı ilana göre 180 günlük süre için bölgede konuşlandırılmak üzere “2022 yılı orman ve kırsal alan yangın söndürme işçiliği ve minibüs kiralama işi” hizmet alımı yapılacak.

4- Süleyman Soylu’nun şirketi büyüyor(Bora Erdin-Cumhuriyet)

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve oğlu Engin Levent Soylu’nun yeni sigorta şirketi iki ayda yedi acentelik aldı. Şirketin yeni markası ise sigorta7 (sigortayedi) olarak Türk Patent ve Marka Kurumu’na tescil ettirildi. (https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/suleyman-soylunun-sirketi-buyuyor-1922939)

5- Ekonomik kriz, icra, iflas: Halk borca battı(Havva Gümüşkaya-BİRGÜN)


İktidarın göz göre göre sürüklediği ekonomik kriz toplumsal bunalıma neden oluyor. İcra iflas dosyaları patladı, muhtarlıklar tebligatlarla doldu. ‘Nasıl olsa ödeyemeyeceğim’ diyen yurttaşlar tebligatlarını almaya dahi gitmiyor. Mahalle muhtarları ise yardım taleplerinin arttığını söylüyor.
(https://www.birgun.net/haber/ekonomik-kriz-icra-iflas-halk-borca-batti-383058)

6- Cezaevinden çıktı iki kadını katletti(BİRGÜN)


Cezaevinden pandemi izniyle çıkan Fırat A.’nın iki kadını katletmesi, iki yıl önceki infaz düzenlemesini gündeme getirdi. Feministler, kadının şiddet failiyle baş başa bırakıldığını, son genelgenin de çözüm olmadığını vurguluyor. Elazığ’da bir süre önce pandemi nedeniyle cezaevinden izinli çıkan Fırat A., kaynanası ve baldızını tabancayla öldürüp 10 yaşındaki çocuğu da ağır yaraladı. Kaçan fail, bir süre sonra teslim oldu. Olay, önceki akşam meydana geldi. Bir süre önce pandemi nedeniyle cezaevinden izinli çıkan Fırat A., 80 yaşındaki kaynanası Zerif Doğan’ın evine geldi. Hem kaynanasına hem de 60 yaşındaki baldızı Gülay Doğan’a ateş açan Fırat A., seken kurşunlar nedeniyle evde bulunan 10 yaşındaki çocuğun da ağır yaralanmasına neden oldu. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Zerif ve Gülay Doğan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Ağır yaralanan çocuk ise hastaneye kaldırıldı. (https://www.birgun.net/haber/cezaevinden-cikti-iki-kadini-katletti-383065)

7- Isparta'da elektrik ihalesi yine Cengiz ve Kolin'e gitti (BİRGÜN)

Elektrik kesintileriyle gündeme gelen Isparta'da elektrik hatlarının yer altına döşenme işi Cengiz ve Kolin bünyesindeki bir şirkete emanet edildi.
EPDK, Cengiz ve Kolin'e ait AEDAŞ hakkında soruşturma başlatmıştı. DW Türkçe'nin haberine göre 24 Mart'ta açılan ihalelerin 5'ini yönetim kurulunda Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz ile Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Naci Koloğlu'nun bulunduğu BEDA Enerji aldı. Sözleşmesi 28 Mart'ta yapılan ihale sonucuna göre BEDA Enerji, yıl sonuna kadar Isparta'nın çok büyük bölümünde elektrik hatlarını yaklaşık 245 milyon TL karşılığında yer altına alacak.(https://www.birgun.net/haber/isparta-da-elektrik-ihalesi-yine-cengiz-ve-kolin-e-gitti-383032)

8- Darwin’in kayıp not defterleri, 22 yıl sonra gizemli bir şekilde bulundu(Evrensel)

Cambridge Üniversitesi Kütüphanesinde 22 yıl önce kaybolan Darwin'in kayıp defterleri, gizemli bir şahıs tarafından “Kütüphaneci, Mutlu Paskalyalar, X” mesajıyla gönderildi.

İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi, 22 yıl önce kaybolan Charles Darwin’in iki not defterinin bulunduğunu duyurdu. Kütüphane bugün yaptığı açıklamasında, Darwin'e ait, biri ikonik 1837 'Hayat Ağacı' taslağını içeren iki defterin, pembe bir hediye torbasının içinde “Kütüphaneci, Mutlu Paskalyalar, X” mesajıyla bulunduğu belirtildi. Açıklamada, 15 ay önce iki not defterinin Cambridge Üniversitesi Kütüphanesine iade edilmesi için dünya çapında kamuya çağrı yapıldığı ve defterlerin 9 Mart 2022'de isimsiz olarak Kütüphaneye iade edildiği ifade edildi. İki not defterinin, pembe bir hediye torbasına üstünde “Kütüphaneci, Mutlu Paskalyalar, X” mesajı yazan bir not ile birlikte konulduğu belirtildi. Evrim konusunda yaptığı çalışmalarla tanınanİngiliz doğa bilimci, jeolog ve biyolog Charles Darwin’in 1837 yılında ünlü Hayat Ağacı’nı taslak olarak çizdiği not defterlerinin durumunun iyi olduğu, gözle görülür bir elle dokunma veya hasar işaretleri olmadığı belirtildi.(İKİ NOT DEFTERİ NASIL KAYBOLDU?)   Darwin’in not defterleri, ilk olarak Özel Koleksiyon Hazine Odası’ndan (en nadide ve en değerli eşyaların tutulduğu) fotoğraf çekimi için Eylül 2000'de çıkartılmış ve Ocak 2001’de rutin kontroller sırasında defterlerin bulunduğu kutunun Hazine Odası’ndaki her zamanki yerine konulmadığı tespit edilmişti. Kütüphane açıklamasında “Uzun yıllar boyunca önceki Üniversite Kütüphanecileri, defterlerin, yaklaşık on milyon kitap, harita, el yazması, diğer değerli ve tarihi nesneye ev sahipliği yapan Cambridge Üniversite Kütüphanesinin depolarında ve koleksiyonlarında yanlış yerleştirildiğine inanıyorlardı” ifadeleri yer aldı. Yıllar içinde gerçekleştirilen geniş çaplı aramalar sonucunda bulunmayan defterlerin çalınmış olacağı sonucuna varılmıştı.

9- Gaziantep Üniversitesi ihalesini bir aylık şirket kazandı(Hazal Ocak-duvaR)

Gaziantep Üniversitesi'nin açtığı ihale, ilandan sonra kurulan şirkete verildi.Şahinbey Belediyesi CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, şirket için "Muhtemelen ihalenin de tek katılımcısı" dedi. 
Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Yükseköğretim Kurumları’nın açtığı mal alımı ihalesini, ihale ilanından sonra kurulan şirket aldı. Şirket, ihaleyi 3 milyon 660 bin bedelle kazandı. Üniversite, 25 Ocak’ta “Adli Toksikoloji Laboratuvarı için uyuşturucu paneli kit alımı” ihalesi ilanına çıktı. İhalenin 22 Şubat’ta yapılacağı duyuruldu ancak ihale 3 Mart’a ertelendi. 3 Mart’ta gerçekleşen ihalenin yaklaşık maliyeti 3 milyon 130 bin lira olarak belirlendi. İhaleyi 3 milyon 660 bin lira bedelle Next Health Medikal Sistemleri İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi kazandı. Şirketle üniversite arasında 4 Nisan’da sözleşme imzalandı. Şirketin, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtları incelendiğinde 4 Şubat’ta 500 bin lira sermayeyle kurulduğu görüldü.('REKORA İMZA ATTI') Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan söz konusu ihaleye ilişkin, “İhale ilanı yayınladığı zaman kurulmamış olan firma 3.6 milyon liralık ihaleyi, Gaziantep Üniversitesi'nden aldı. Yani bir rekora imza atılmış oldu. İlan 25 Ocak’ta yayınlanıyor. 4 Şubat 2022 tarihinde tescil olunan ve 7 Şubat 2022'de kurulan firma bu ihaleyi yaklaşık maliyetin 530 bin lira üzerinde kazanıyor. En yüksek ve en düşük teklif veren firma kendisi olduğuna göre; muhtemelen ihalenin de tek katılımcısı” dedi.

10- Sultan Sazlığı Milli Parkı'nda gece yarısı yangın çıktı(duvaR)



Kayseri'de, 250'den fazla kuş türüne konaklama, üreme ve beslenme imkanı sağlayan Sultan Sazlığı Milli Parkı'nda yangın çıktı.Kayseri'nin Yeşilhisar, Develi ve Yahyalı ilçeleri arasında bulunan ve "kesin korunacak hassas alan" ilan edilen Sultan Sazlığı Milli Parkı'nda, gece saatlerinde yangın çıktı. 250'den fazla kuş türüne konaklama, üreme ve beslenme imkanı sağlayan milli parkta henüz bilinmeyen bir nedenle yükselen alevlere jandarma, itfaiye ve Kayseri Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri müdahale etti.Arazinin balçık olması nedeniyle alevlerin yükseldiği alana ulaşmakta zorlanan ekiplerin söndürme çalışması devam ediyor.