İsimler elbette önemlidir. Ancak isimleri fikirlerden ve olaylardan çok tartışmak iyi değildir. Günlük siyasetimiz ne yazık ki böyle yürüyor: Altılı masanın adayı kim olacak? İktidar bunu tartışıyor ve tartıştırıyor. Muhalefetin bir kısmı da bu tartışmaya katılıyor.
Evet, isim önemli ama program daha önemli. Asıl isimden önce programı tartışmalıyız. Erdoğan’ın karşısına çıkacak cumhurbaşkanı adayının programı ne olmalı?
Üstelik bu tartışma Erdoğan’ın karşısına çıkarılan önceki cumhurbaşkanı adayı nedeniyle iki kere önemli. Çünkü Ekmeleddin İhsanoğlu ile Erdoğan’ın programları neredeyse aynıydı. Haliyle Erdoğan’ın benzeriyle Erdoğan’ı yenemediler. Nitekim CHP’nin cumhurbaşkanı adayı MHP’nin TBMM adayı, MHP de AKP’nin iktidar ortağı oldu.
YENİ BÖLÜŞÜM
1. Yeni cumhurbaşkanının ekonomi-politikasının en tepesinde “yolsuzluklarla hesaplaşmak” olmalıdır. Geçmiş dönemde kamu ihalesi, belediye, vakıf vb. yöntemlerle yapılan büyük sermaye transferleriyle ortaya çıkan “yeni zenginleşmeler” tek tek incelenmelidir.
2. Özal’la başlayan, Çiller’le gelişen ve Erdoğan/Babacan ile zirve yapan özelleştirmeler, stratejik kurumlardan başlayarak kamulaştırılmalıdır.
3. Ekonomide kamuculuğun ağırlığı artırılmalıdır.
4. Zenginlerin zenginleştiği, yoksulların yoksullaştığı bir dönemin ardından hızla makası daraltacak bölüşüm politikaları hayata geçirilmelidir.
5. AKP döneminde inşa edilen “oy için sadaka dağıtan devlet” yerine, yeniden güçlü sosyal devlet inşa edilmelidir.
6. İşçi sınıfının ve emek örgütlerinin önündeki tüm yasaklar kaldırılmalı, emek temsilcilerinin çalışma başta tüm ekonomi-politikalarda özne olmasının anayasal yolu sağlanmalıdır.
7. Finans kapital düzenine karşı endüstriyel tarım ve ağır sanayi atılımı yapılmalıdır; tarımda ve sanayide üretim programları desteklenmelidir.
CUMHURİYETİ VE SAVCILARINI AYAĞA KALDIRMAK
8. Yeni cumhurbaşkanı, Cumhuriyeti ve savcılarını ayağa kaldırmalıdır; adalet Tanrıçasının gözünü kapatmalı, yargıçların cübbesindeki düğmeleri koparmalıdır.
9. Laikliği tavizsiz uygulamalıdır. Bir ucu “katı laiklik”, diğer ucu “özgürlükçü laiklik” olan laikliği sulandırma çabalarına karşı ideolojik mücadele yürütmelidir.
10. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyerek yeniden bilimsel eğitime dönmelidir.
11. FETÖ’yle, FETÖ’cülükle ve tüm tarikatlarla mücadele etmelidir.
AKTİF KOLEKTİVİZM
12. Erdoğan/Gül/Davutoğlu üçlüsünün inşa ettiği ve yayılmacı yönleri olan “ABD’nin küresel düzeni altında alt bölgesel düzenler kurma” politikası reddedilerek Atatürk döneminin “aktif kolektivizm” modeli yeniden uygulanmalı. Tam bağımsızlık hedefiyle ve “yurtta barış, komşularda barış” anlayışıyla, antiemperyalist bir dış politika oluşturulmalı.
13. Atlantik yüzyılının ardından belirmeye başlayan Asya-Pasifik yüzyılına uygun konumlanmalıdır. Bloklar yerine işbirliği platformları, ittifaklar yerine ortaklıklar tercih edilmelidir (Bağlantısızlık bu yüzyılda çok daha kolaydır).
14. Ulusal savunma için ulusal silahlanma programı temel alınmalı; bunun gereklerini yerine getirecek bir bilim-teknoloji eğitimi hedeflenmelidir.
15. Sığınmacı sorunu doğuran politikalar terk edilmeli ve emperyalistlerle yapılan göç anlaşmaları iptal edilmelidir. Bölgesel sorunlara bölgesel çözümler üreterek, sığınmacıların yurtlarına kavuşturulmasının yolu açılmalıdır.
PROGRAMSIZLIKTA İTTİFAK
Altılı masanın aktörleri, şu anda daha çok “programsızlıkta ittifak” yapmış görünüyorlar.
Ancak geçmiş seçimler incelendiğinde görülecektir ki seçimlerin sonucunu asıl belirleyen, ortaya konulan güçlü programlardır.
O nedenle Erdoğan’ın karşısına isim tartışmasından önce bir program konmalıdır.
Mehmet Ali Güller / Cumhuriyet