4 Kasım 2022 Cuma

KISA KISA GÜNDEM - 4 KASIM 2022

 


1) 185 ülke Küba'ya uygulanan ablukaya karşı oy kullandı, sadece iki ülke ablukadan yana oldu!(SOL)

BM Genel Kurulu'nda Küba'ya yönelik uygulanan ablukaya 185 ülke karşı çıktı. 185 ülke Küba'ya uygulanan ablukanın kaldırılmasını isterken, sadece İsrail ve ABD ablukaya "evet" dedi. Öte yandan Brezilya ve Ukrayna ise oylamada "çekimser" kaldı. Tavsiye kararı niteliği taşıyan oylamayla Küba'ya abluka BM Genel Kurulu'nda 30. kez mahkum edilmiş oldu.

2) Kâr ediyorlardı, devredildiler, 4 yıldır milyarlarca liralık zarar açıklıyorlar (SOL)

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan mali raporlara göre; Türkiye Varlık Fonu’na devirlerinin gerçekleştiği 2017 yılından önce kâr açıklayan ÇAYKUR, BOTAŞ ve PTT’nin dönem zararı 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarında katlanarak arttı. Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre; 2015 yılında 22,7 milyon TL dönem kâr elde eden ÇAYKUR, 2016 yılında 82,1 milyon TL kâr açıkladı. Bakanlar Kurulu kararı ile Şubat 2017’de Türkiye Varlık Fonu’na devredilen ÇAYKUR, devrinin ardından sonra düzenli olarak zarar etti. ÇAYKUR'un 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarındaki dönem zararı sırasıyla 267,7 milyon TL, 657 milyon TL 635 milyon TL ve 547,3 milyon TL olarak kaydedildi. Kurumun 2021 yılı dönem zararı ise 503,8 milyon TL olarak açıklandı.(17 milyar TL zarar)  2016 yılını 7,9 milyar TL kâr ile tamamlayan BOTAŞ’ın mali yapısı da Varlık Fonu’na devrinin ardından giderek bozuldu. Kârlılığı 2017 yılı sonu itibarıyla 2016 yılına göre yüzde 62,7 oranında azalarak 3,33 milyar TL’ye gerileyen BOTAŞ'ın 2018 ve 2019 yıllarında açıkladığı zarar sırasıyla 2,5 milyar TL ve 5,6 milyar TL olarak gerçekleşti. Zararını 2020 yılında büyük oranda düşüren ve 26,8 milyon TL’ye kadar indiren BOTAŞ, 2021 yılında ise 17 milyar 911 milyon TL zarar etti. BOTAŞ'ın zararı 2020 yılına oranla 2021 yılında yüzde 66 bin 885 oranında artış gösterdi.(PTT'nin de mali yapısı bozuldu) Hisselerinin bir bölümü 2018 yılında Varlık Fonu'na devredilen PTT de mali yapısı bozulan kamu kurumları arasında yer aldı. 2018'de 216 milyon TL kâr elde eden PTT'nin 2021 yılı zararı 387 milyon TL olarak kaydedildi.

3) AKP seviye atladı... 'Şimdi sıra üye hırsızlığında' (SOL)

Gelecek Partisi Van İl Başkanı Abdulhekim Karabıyık, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, AKP Van il örgütünün, üyelerini bilgileri dışında partilerine üye yaptığını duyurdu. Durumu üye hırsızlığı olarak açıklayan Karabıyık, “Şimdi sıra üye hırsızlığında.  2020 yılında kendim bu şahsın parti üyeliğini yaptım. İl Başkan yardımcım Sayın Zehra İpin’nin eşi Salih İpin’i kendisinden habersiz olarak, AK Parti Van İl başkanlığı tarafından parti üyesi yapmışlar. Dizolar (hırsızlar) hakkında suç duyurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı.

4) Eski CHP'li vekil hayatını kaybetti (SOL)

Eski CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı ve eski CHP İzmir Milletvekili Süleyman Genç, bugün 79 yaşında hayatını kaybetti.

5) TÜİK'in ENAG aleyhine açtığı dava reddedildi (SOL)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ENAG'ı açıkladığı enflasyon rakamlarıyla kurumun itibarını zedelemekle suçlamıştı. Davanın ilk duruşması Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Gerçek Gündem'de yer alan habere göre duruşmaya TÜİK adına Avukat Demet Filoğlu ile ENAG yöneticisi Prof. Dr. Veysel Ulusoy katıldı. Duruşmada konuşan Prof. Ulusoy, “ENAG’ın ülke yararı için çalıştığını, açıkladığı verilerin bilimsel olduğunu” söyledi. TÜİK ile rekabet içinde olmadıklarını belirten Ulusoy, “ENAG, günlük olarak enflasyonu ölçüyor, TÜİK ise ayda üç kez piyasa araştırması ile hesap yapıyor. Aradaki fark bundan kaynaklanmış olabilir. Esasında ENAG bir kamu malı niteliği ile toplumsal faydayı yukarılara taşımış ve 20 yılda ilk kez asgari ücrete ara zam yapılmıştır. Bu zammın bir nedeni de ENAG’ın yaptığı hesaplamalardır” dedi. Duruşma hakimi  TÜİK’in açmak istediği davanın reddine karar vererek duruşmayı bitirdi. TÜİK daha önce de ENAG ve Prof. Veysel Ulusoy hakkında dava açılmasını istemiş, bu istek de reddedilmişti. 

6) Prof. Dr. Mustafa Sarı'dan korkutan 'müsilaj' açıklaması: 'Müsilaj denizin dibini örttü' (Cumhuriyet)

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilaj çamurunun geçen yıl ile aynı miktarda deniz dibinde bulunduğunu tespit etti. Geçen yıl ve bu yıl aynı günlerde çektiği iki görüntüyü karşılaştıran Prof. Dr. Sarı, "İki görüntünün birbirinden farkı olmadığını söyleyebiliriz. Müsilaj bir yorgan gibi denizin dibini örttü. Bu müsilaj çamuru deniz dibindeki organizmalara, yaşam alanlarına zarar veriyor" diye konuştu.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/prof-dr-mustafa-saridan-korkutan-musilaj-aciklamasi-musilaj-denizin-dibini-orttu-1999551)

7) Öğrencilere mesaj gönderildi: Erdoğan'ı karşılayana eşofman takımı hediye!(Cumhuriyet)


AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'e yapacağı ziyaret öncesi iddiaya göre öğrencilere mesaj atıldı, karşılamaya gelenlere eşofman takımı hediye edileceği söylendi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/ogrencilere-mesaj-gonderildi-erdogani-karsilayana-esofman-takimi-hediye-1999518)

8) Boğaziçi Üniversitesi’nde görevden alınan akademisyen Kaan Öztürk’ün konuşma yapmasına da izin verilmedi (Sena Tufan-Cumhuriyet)

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, DataCamp’a fizikçi Kaan Öztürk’ün konuşmacı olarak katılmasını engelledi. Öztürk, “Birisi üniversiteyi babasının çiftliği sanıyor” dedi.
(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/bogazici-universitesinde-gorevden-alinan-akademisyen-kaan-ozturkun-konusma-yapmasina-da-izin-verilmedi-1999445)



9) Akaryakıta çifte zam (BİRGÜN)


Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, pompaya yansımaya devam ediyor. 1 Kasım’da gelen 74 kuruşluk zammın ardından, gece yarısı itibariyle benzin ve LPG’de yeni bir fiyat artışı daha yaşandı. Böylelikle, benzinin litresi 23 lira sınırına dayanırken LPG fiyatı ise 11 liraya dayandı.
(https://www.birgun.net/haber/akaryakita-cifte-zam-408797)

10) İstanbul Valiliği uyuşturucu operasyonlarına ilişkin veriler paylaştı: Metamfetaminde büyük artış (BİRGÜN)


Türkiye’de uyuşturucu sorunu son dönemin en önemli gündem başlıklarından biri olurken, İstanbul Valiliği’nin yaptığı açıklamaya göre, bu yıl yapılan operasyonlarda 841,6 kilogram eroin, 6 bin 821 kilogram esrar, 739 kilogram kokain, 545,7 kilogram bonzai hap ele geçirildi. Metamfetaminde büyük artış gözlendi. 2019'da 224,7 kilogram metamfematin yakalanırken, bu miktar 2022'de 20 kat artarak 4,6 tona yükseldi.(https://www.birgun.net/haber/istanbul-valiligi-uyusturucu-operasyonlarina-iliskin-veriler-paylasti-metamfetaminde-buyuk-artis-408805)

11) Ekim ayında yıllık enflasyon ENAG'a göre yüzde 185, TÜİK'e göre yüzde 85,51'e oldu (Evrensel)

Enflasyon Araştırma Grubu verilerine göre ekimde aylık bazda yüzde 7.18 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 185.34 oldu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ekim ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı.

ENAG verilerine göre, ekim ayında Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) aylık bazda yüzde 7.18 arttı. Yıllık bazda ise yüzde 185.34 oldu. ENAG, enflasyonun yılbaşından bu yana yüzde 115.82 arttığını açıkladı. ENAG verilerine göre, ana harcama grupları arasında aylık bazda en yüksek artış yüzde 21.5 ile giyim ve ayakkabı grubunda yaşandı. Lokanta ve otellerde yüzde 11.5, çeşitli mal ve hizmetlerde ise yüzde 8.85 artış yaşandı. En düşük artış ise aylık bazda fiyatların yüzde 1.92 düştüğü konut grubunda yaşandı. Sağlık grubundaki artış ise yüzde 0.05 oldu.(TÜİK: YILLIK ENFLASYON YÜZDE 85,51) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'in açıkladığı verilere göre ise, enflasyon, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,54, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 57,80, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85,51 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,26 olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 33,48 ile haberleşme oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 117,15 ile ulaştırma oldu. Ana harcama grupları itibarıyla ekim ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 0,36 ile eğitim oldu. Buna karşılık, ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 8,34 ile giyim ve ayakkabı oldu. Ekim ayında endekste kapsanan 144 temel başlıktan 13 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 127 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,24, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 50,57, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,01 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 56,71 olarak gerçekleşti. 

(derleyen: mstfkrc)


Amasra'da maden müdürünün ifadesi ortaya çıktı: Eksikler çalışmaya engel olsaydı, denetim yapan kurum ocağı durdururdu + Amasra'daki maden faciasında dehşete düşüren ifade ortaya çıktı ‘Sadece oturdum, maaş aldım’- YENİÇAĞ

 Amasra'da maden müdürünün ifadesi ortaya çıktı: Eksikler çalışmaya engel olsaydı, denetim yapan kurum ocağı durdururdu.

41 madencinin öldüğü Amasra Taşkömürü İşletmesi Müdürü Cihat Özdemir ve ATİM İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi'nin ifadeleri ortaya çıktı. Özdemir, olaydan dört gün önce bakanlığın teftiş yaptığını ve forklift ile aspiratörden başka kusur olmadığını ileri sürdü.

Bartın'ın Amasra ilçesinde 14 Ekim'de 41 madencinin hayatını kaybettiği grizu ve kömür tozu patlamasıyla ilgili soruşturmada sekiz kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında yer alan Amasra Taşkömürü İşletmesi (ATİM) Müdürü Cihat Özdemir ve ATİM İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi'nin ifadeleri ortaya çıktı.

DW Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre; Özdemir, Çalışma Bakanlığı'nın patlamadan birkaç gün önce teftiş yaptığını ve teftişte önemli eksikler bulunmadığını belirterek, madenin çalışmasını durdurma yetkisini kullanmak yerine para cezası kesildiğini söyledi. Ekmekçi ise, patlamanın hayatını kaybeden 41 işçi arasında yer alan lağımcı ve nezaretçinin hatası nedeniyle yaşanmış olabileceğini ileri sürdü.

Patlamayla ilgili soruşturmada, 14 Ekim'deki maden patlamasından 14 gün sonra, 28 Ekim'de 25 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden sekizi tutuklanırken, diğer şüphelilerin bir kısmına adli kontrol uygulandı.

ÇALIŞMA BAKANLIĞI DÖRT GÜN ÖNCE TEFTİŞ YAPMIŞ

İfadelerde, olası kastla öldürme suçunu işlediği iddiasıyla tutuklanan madenin en yetkili ismi olan Özdemir, patlamadan dört gün önce Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin madenle ilgili rapor hazırladığını ve bu raporda herhangi bir eksikliğe rastlanmadığını belirtti. Özdemir, bakanlığın raporunda iki eksiklik tespit edildiğine değinerek, "Bulduğu eksiklikler, forkliftin tamiri ve kuyu başında olan aspiratörlerin modernizasyonu ile ilgiliydi" dedi.

"EKSİKLİKLER ÇALIŞMAYA ENGEL OLSAYDI, DENETİM YAPAN KURUM OCAĞI DURDURURDU"

Özdemir ifadesinde, madendeki eksikliklerin tamamlanmasının Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Maden ve Petrol Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğunda olduğuna da değindi ve şunları söyledi:

"Tespit edilen eksiklikler çalışmaya engel olsaydı zaten denetim yapan kurumun ocağı durdurma yetkisi olduğu için ocağı durdururdu, bize sadece ceza yazarak bizi hızlandırmayı amaçlamışlardır."

İŞLETME MÜDÜRÜNE GÖRE İŞÇİ VE NEZARETÇİLER SORUMLU

Patlamanın yaşandığı madenin İşletme Müdürü olarak görev yapan Selçuk Ekmekçi ise ifadesinde, hayatını kaybeden üç madenciyi sorumlu tuttu. Ekmekçi, "Bilirkişiler daha doğru bilir ancak benim düşüncem, kaza barutçu yani ateşleyici arkadaşımızın acele hareket etmesinden dolayı yaşandı" dedi.

"LAĞIM ACELE ATILDI, NEZARETÇİLER MÜSAMAHA GÖSTERDİ"

Madende üretim için yapılan patlatma işleminde, lağımcının acele hareket ettiğini ileri süren Ekmekçi, "Kaza sırasında vefat eden iki maden nezaretçisi şehidimizin lağımın acele atılmasına müsamaha gösterdiğini düşünüyorum" ifadelerini de kullandı.

Olası kastla öldürme suçundan tutuklanan Ekmekçi ifadesinin son bölümünde, babasının 1995 yılında Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki maden ocağında yaşanan grizu patlamasında hayatını kaybettiğini belirtti.

                                                                 /././

Amasra'daki maden faciasında dehşete düşüren ifade ortaya çıktı ‘Sadece oturdum, maaş aldım’

ANKA Haber Ajansı, Amasra’daki maden faciasına ilişkin 9 şüphelinin; yaşanan ihmallerin patlamada payının olabileceğini ortaya koyan şüpheli ifadelerine ulaştı.

Emniyet mühendisi Şahan Kahraman, -320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesinin arızalı olduğunu açıklayarak, “Ancak yukarıdan gelmesi gereken kelepçe gelmediği için ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı. Bu arıza kaza günü gündüz vardiyasında gerçekleşen arızadır. Öncesinde böyle bir arıza yoktu” ifadesini verdi.

Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, 2020 Ağustos’tan kazanın olduğu ana kadar sadece maaş aldığını itiraf ederek, sorumluluğu olmadığını “Sadece oturdum, maaş aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu” diye konuştu.

İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, bilirkişi raporundaki havalandırma tespitini boşa çıkarmaya çalışarak, “Olaydan 1 hafta önce Çalışma Bakanlığı müfettişleri olayın olduğu düşünülen bölgeyi yani direk kaza olan yeri denetlemişlerdir” dedi.

Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) 41 madencinin ölümüyle sonuçlanan 14 Ekim faciasına ilişkin soruşturmada 25 kişi gözaltına alınmış, gözaltına alınanlardan 8’i tutuklanmıştı. ANKA Haber Ajansı, tutuklanan TTK Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu’nun da aralarında bulunduğu 9 şüphelinin ifadelerine ulaştı.

“SADECE OTURDUM, MAAŞ ALDIM”

Tutuklu Salih Atmaca, Amasra Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinde, 2020 yılından itibaren kendisinden görevlerinin alındığını ileri sürerek, “2020 Ağustos ayından sonra hiçbir iş yapmadım, talimat almadım, emir vermedim, hiçbir sorumluluk altında da değilim. Sadece oturdum, maaş aldım. Üretim iltisak müdürü olarak boş kadro üzerimde duruyordu ancak bana bir şey yaptırılmıyordu. Benim 2020 Ağustos ayından sonra iş icabı ocağa girmem, bana bağlı birimlere emir vermem, bilgi almam hem şifaen hem de yazılı olarak yasaklanmıştır” dedi.

Atmaca, talimat verdiği bağlı birimleri Müessese Müdürü Cihat Özdemir’in kendisine bağladığını aktararak, “1-1,5 yıldır yani ben görevde değilken İş Güvenliği İşçi Sağlığı ve Eğitim Şube Müdürlüğü direkt müessese müdürlüğüne yani Cihat Özdemir’e bağlandı” diye bilgi verdi.

BİLİRKİŞİLERİN İŞARET ETTİĞİ HAVALANDIRMA EKSİKLİĞİNİ KABUL ETMEDİ  

İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, Amasra Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinde, şube müdür vekili olarak Mart 2022’den itibaren çalışmaya başladığını, ön bilirkişi raporunda “Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur” tespiti bulunan madendeki havalandırmaya ilişkin “Havalandırma ölçümlerimiz günlük ve 10 günlük periyotlarda sürekli olarak yapılmaktadır” dedi.

Soylu, havalandırma ölçümlerini TTK Genel Müdürlüğü İş Sağlığı, Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanlığı’na 10 günde bir gönderdiklerini aktararak, “İşletme ayda bir denetlenmektedir. Yapılan bu denetlemelerde havalandırma sebebiyle bir eksiklik olduğu söylenmemiştir. Olaydan bir hafta önce Çalışma Bakanlığı müfettişleri olayın olduğu düşünülen bölgeyi yani direk kaza olan yeri denetlemişlerdir. Burada hiçbir eksiklik bulunmadığını tespit etmişlerdir” diye kendini savundu.

Soylu işçilere yılda bir kez 2 gün 16 saat işçi sağlığı ve güvenliği eğitimi verildiğini dile getirerek, “Bu eğitimler teorik olarak yapılmaktaydı” dedi. Soylu, olaydan bir gün önce madene girdiğini ve gaz oranı ile havalandırmada bir sorun görmediğini aktararak, havalandırma pervanelerinden birinin bozulduğunu ve gaz seviyesinin yükseldiğini şöyle anlattı:

“PERVANENİN BİRİNİN BOZULDUĞU SÖYLENMİŞTİ”

“Kazanın olduğu gün ben işteydim. Gündüz vardiyasında çalıştığım için akşam vakti işten çıkarım. Gün içerisinde pervanenin birinin bozulduğunu ve gaz seviyesinin 0,45’den 0,65 seviyesine yükseldiği bana merkezi gaz izleme servisinden söylenmişti. Bu işi ben yapmayacaktım ancak takibini ben yapacaktım. Bize 24 saat ulaşılabiliyor. Takibini yapmalarını söyledim çünkü bana söylenen 0,65 seviyesi normaldi.

İlgili mevzuat gereği gaz seviyesi 1’i geçtiği zaman patlama yapılmaz. 1,5 seviyesinde elektrik kesilir, 2 seviyesinde ocak terk edilir.  Her vardiyada gaz ölçen kişiler, nezaretçiler, barutçular bir de vardiya mühendisleridir. Toplam 12-15 civarında gaz ölçen kişiler bulunmaktaydı. Aynı zamanda gaz izleme merkezinde bağlı sensörler bulunmaktadır. Olay günü 1,5 üstüne gaz seviyesi çıkıp elektrik kesilince Mehmet Özdemir (Merkezi Gaz İzleme Operatörü) maden ocağını telsiz ile arayarak, metan seviyesinin 1,5 seviyesini geçtiğini söyleyerek ve elektriğin kesildiğini söylemiş.

Oradaki işçilere 2 seviyesini geçmediği için, oradan çıkmaları için bir şey söylenmedi. Oradaki işçilerin 1,5 seviyesindeyken temiz hava kısmına kendileri geçmeleri ve nezaretçilerinin oraya yönlendirilmesi gerekiyordu. Ancak kAza sırasında nezaretçi, barutçu dahil hepsi ölmüştür. Neden temiz hava kısmına geçmediklerini anlamıyorum. Degaj sondajı 10 Ekim 2022 tarihinde yapılmıştır. Degaj riskini düşürmek amaçlı sondaj yapılmıştır. Amaç arını yani çalışılan alanı rahatlatmaktır.”

EMNİYET MÜHENDİSİ: BİR HAFTA ÖNCE GAZ 4 SEVİYESİNDEYDİ

Tutuklu emniyet mühendisi Şahan Kahraman, mahkemede verdiği ifadesinde, bilirkişilerin tespitlerini kabul etmeyerek, “Yaşanan kazanın sorumlusu ben değilim. Ben emniyet mühendisi olarak 6 aydır görev yapmaktayım. 6 ay öncesinde 5,5 yıldır maden mühendisi olarak çalıştım. Emniyet mühendisi olarak biz yangın bekleme barajlarını yaparız. Onların kapatılmasını gerçekleştiririz” dedi.

Kahraman, maden sahasının havalandırmasından sorumlu olmadığını aktararak, sözlerine şöyle devam etti:

“Her birim gaz ölçümünden sorumlu olduğu için bizler de ölçüm yaparız. Kaza günü gündüz vardiyasındaydım. Ben çıkarken herhangi bir sıkıntı yoktu. Gaz seviyesi ile ilgili herhangi bir ihbar gelmemişti. Gaz seviyesi çalışma seviyelerinin altındaydı. Kazadan bir hafta önce ölçüm yapıldığında gaz seviyesi 3,5-4 seviyelerindeydi. Bu değer -310 kotundaydı. Ben bu seviyeyi öğrendiğimde maden işçilerini tahliye ettim. Bana bu seviyeyi gaz izleme servisindeki çalışanlar söyledi. 1 gün sonra gaz seviyesi normal değerlere dönmüştü.”

“GELMESİ GEREKEN KELEPÇE GELMEDİ”

Kahraman, -350 kotundan -320 kotuna hava basan 4 pervaneden bir tanesinin arızalı olduğunu açıklayarak, “Bu durum şefim olan Ferhan Güneş’e iletilmiş o da arızayı gidermeye çalışmış. Ancak yukarıdan gelmesi gereken kelepçe gelmediği için ve vardiyası da bittiği için müteakip vardiyaya tamir için hazırlanan parçayı teslim ettik. Bir sonraki vardiya bu parçayı takacaktı. Bu havalandırma arızası gaz seviyesinde bir sıkıntıya yol açmamıştı. Bu arıza kaza günü gündüz vardiyasında gerçekleşen arızadır. Öncesinde böyle bir arıza yoktu” diye konuştu.

SUÇU İSG’CİLERE ATTI

Tutuklu İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural, savcılıktaki ifadesinde, olay günü mesaisinin 16.30’da bittiğini ve kazadan sonra olay yerine geldiğini kaydederek, “Mevcut kazada havalandırma konusunda sorumluluk tamamen iş güvenliğine aittir, tozla mücadele konusunda da iş güvenliğine aittir” dedi. Tural, son bir hafta içinde gazla ilgili problem yaşanmadığını belirterek, “Ben meydana gelen kazada bir ihmalimin ve kusurumun olduğunu düşünmüyorum” diyerek masum olduğunu savundu.   

 OLAY ANINI ANLATTI

Maden mühendisi Recep Orhan savcılık ifadesinde, olay günü gaz izleme merkezinde en az 2 kişi olması gerekirken tek kişinin olduğunu öğrendiğini aktardı.  

“Patlama esnasında -250 kottan, -300 kotuna doğru 2’nci bedestenden gidiyordum. Yanımda emniyet nezaretçisi Mustafa Olgun, 1’inci kartiye nezaretçisi Umut Akgül, hazırlık servisi nezaretçisi Hasan Özkanca ve nakliyat nezaretçisi Aydın Gündoğdu vardı. Benim 10 metre önümde giden Mustafa Olgun’a gaz izleme merkezinde patlamaya yakın bir vakitte anons geldi. ‘-320 kotta 1,45 metan gazı ölçüldüğünü’ söylediler.

Mustafa Olgun gaz izleme merkezinde çalışan Mehmet Özdemir’e ‘Lağım atılmıştır, o yüzden metan yükselmiştir’ dedi. Bizim kullandığımız 5 kanal bulunmaktadır. Mehmet Özdemir doğrudan gazın yükseldiği yerdeki İbrahim Köse isimli nezaretçiyi aramalıydı ancak onu arayıp doğrudan emniyet çavuşuna anons geçmiş. İşletme müdürü Selçuk Ekmekçi -350’nin sağ tavan damar mekanize ayak bölgesinde üretim ve işçileri kontrol için görevlendirilmişti. Fakat -300 kot 2’nci rekupta elektrik arızası olduğu ve -350 kot sağ tavan damar taban yolunda da aynı anda arzı olduğu için ben bölgelere gittim.

1,45 anonsundan hemen sonrasında 3-5 dakika içerisinde -300 kot tarafından yoğun bir taş tozu basıncı geldi. Hemen buraya koşarak kuyu dibine geldim ve buradan Ayhan Çavuş’u aradım. Ocakta normal bir durum olduğunu bildirdim ve hemen -350 kota gitmek üzere motora bindik. Yolda baktık yaralılar vardı ve -350 kota gittim. Hiçbir göçük görmedim ancak vantüplerinin erdiğini, zarar gördüğünü gördüm. Yaklaşık 2 ay  kadar önce -350 kot sağ tavan damar 4 nolu ünitenin oradaki bacadan lağım atıldıktan sonra metanın 3 veya 4 seviyelerine çıktığını gördüm.

Ben ölçtüm, barutçu da yanımdaydı. Biz de arını suyla ıslatılalım dedik. Tavana asılı sensör uzakta olduğu için ölçümü ben yaptım. Zaten bulunduğum yerde telsiz çekmiyor. Arını ıslattık, vantüpün ucunu uzattık. Değer otomatik olarak 1,0’in altına düştü. Başka değer yükseldiğini görmedim ve duymadım.”   

METANI İZLEYEN OPERATÖR: -320’DE SENSÖR YOK

İzleme operatörü Mehmet Özdemir, olay günü iki kişi çalışması gerekirken personel eksikliği nedeniyle tek kişi çalıştığını açıklayarak, “Ara ara tek kişi çalıştığımız oluyordu. Ben işe başladığım ilk gün de tek kişi çalışmıştım. Personel yetersizliğinden dolayı tek kişi kalıyorduk. Bunu amirlerimiz de biliyordu” dedi. Özdemir, acil durumlarda tüm işçileri uyaran bir sistem bulunmadığını açıklayarak, şunları söyledi:

“Telsiz telefonla iletişim kurulmaktadır. Diyafon bulunmaktadır. Ancak diyafon bize gaz izleme merkezine bağlı değildir. Bunu üstlerimize söyledik ancak hususta iyileştirme yapılmadı. Telsiz kayıtları tutulmasını istedik ancak bu da yapılmadı.”

Özdemir, olay günü saat 18.04’te Rıdvan Acet’e metanın 1,50’e çıktığını haber verdiğini belirterek, “Ben metanın yükseldiğini -300 kot 1’inci rekupta sağ kalın damar üst taban yolu olarak tespit ettim. Bana -320 kotundan herhangi bir veri gelmedi. Zaten burada sensör yok ancak yeraltında -320’de sensör bulunuyorsa da bizim sistemimizde kayıtlı değildir. İlk veriyi kesen CH4 27 sensörü 300 kot 1’inci rekup sağ kalın damar üst taban yoludur” diye bilgi verdi.

Sondaj şefi olarak çalışan Tayfun Uça, savcılıkta verdiği ifadede, olay günü vardiya izninde olduğunu dile getirerek, “Ben çalışma hayatımda en fazla 2,5 metan oranı gördüm. Bu yükselmeler anlıktır. Birikme olmaz. Bu yükselmeler lağımdan sonra oluşurdu. Lağım atıldıktan sonra 15 metre uzakta beklerdik. Vantüpler metan oranını düşürürdü. Oran yükseldiği zaman maden ocağını boşaltıyorduk. Ama temiz havanın olduğu bölgede bekliyorduk” diye bilgi verdi.

Emniyet nezaretçisi Mustafa Olgun, savcılıktaki ifadesinde, 16.00- 24.00 vardiyasında görevli olduğunu aktararak, olay anına ilişkin “Bana merkez izlemeden gaz değerinin -320 kotta 1,45’e yükseldiğini söylediler. Lağım atılıp, atılmadığını sordum. Lağım atıldığında 1,50’ye çıktığını baca içindeki elektriklerin kesildiğini söylediler. Sonra aradan birkaç dakika geçti ve 1,69 olduğunu söylediler. 30-40 saniye geçmeden patlama oldu. Bu lağımı atan barutçu şehit oldu” dedi.

Tural, lağımlardan sonra metan oranın 1,5- 2 olduğunu gördüğünü söyleyerek, “2 olduğunu gördüğümüzde çalışanları geri çekiyorduk. Temiz hava olan bölgeye gönderiyorduk” diye bilgi verdi.

Olgun, ocaktaki vantüplere ilişkin alev sızdırmaz olduğuna ilişkin kendilerine bilgi verildiğini belirterek, “Bunlar patlama sırasında erimişlerdi” dedi.

Hazırlık mühendisi Hidayet Gökdere, en son madene 13 Eylül 2022 tarihinde denetim için girdiğini aktararak, patlamanın meydana geldiği ocakta görevi olmadığını şöyle ileri sürdü:

“İş Güvenliği Müdürü Volkan Soylu, biz iş güvenliği uzmanları 18 kişi arasında iş bölümü yaptı. Bize yüklediği şekilde biz işçilere eğitim verdik. Buna ilişkin kayıtları mevcuttur, istenildiği zaman bakılabilir. Mevcut konumum gereği bilirkişi raporunda belirtilen hususlardan sorumlu olduğumu düşünmüyorum. İş güvenliği konusundaki müdürümüz Volkan Soylu’nun talimatları üzerine hareket etmekteyim.”

BELLEK - 4 KASIM -


 OLAYLAR: 

  • 1515 - Osmanlı İmparatorluğunda Diyarbekir Eyaleti oluşturuldu, Bıyıklı Mehmet Paşa da ilk beylerbeyi olarak atandı.
  • 1737 - İtalya'nın Napoli kentinde, San Carlo Tiyatrosu açıldı.
  • 1875 - Kadınlar İçin Ayine Dergisi, Selânik'te yayına başladı.
  • 1879 - Amerikalı James J. Ritty, yazar kasayı geliştirdi.
  • 1909 - Bağdat Demiryolları kapsamında yapılan Haydarpaşa Garı törenle açıldı.
  • 1918- I. Dünya Savaşı: Avusturya-Macaristan İtalya’ya teslim oldu.
  • 1918 - Yunanistan Sosyalist Emek Partisi kuruldu. Parti, 1924 Kasım ayındaki 3. olağanüstü kongresinde adını değiştirerek Yunanistan Komünist Partisi adını aldı.
  • 1922 - Son Osmanlı Hükûmeti (Tevfik Paşa kabinesi) istifa etti.
  • 1922 - Osmanlı Devletinin Resmî Gazetesi Takvim-i Vekayi yayınını durdurdu.
  • 1922 - İngiliz arkeolog Howard Carter ve ekibi, Tutankamon'un mezarını keşfetti.
  • 1933 - Yunanistan Hükûmeti Mustafa Kemal Paşa'nın doğduğu eve bir anı levhası koydu. Levhada "Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri Gazi Mustafa Kemal bu evde dünyaya gelmiştir." yazılı.
  • 1937 - Mark Twain Cemiyeti, Atatürk'e madalya verdi.
  • 1940 - Birleşik Krallık, Girit'i işgal etti.
  • 1947 - Bulgaristan Halk Cumhuriyeti ilan edildi.
  • 1950 - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Bölgesel ve Azınlık Diller Avrupa Şartı kabul edildi.
  • 1951- “Komünist Tudeh Partisi’nin faaliyet merkezi haline geldiği” gerekçesiyle 2 bin öğrenci dışarı atılarak Tahran Üniversitesi kapatıldı.
  • 1951 - Din dersi ilkokullarda ders programına alındı.
  • 1952 - ABD Başkanlık seçimlerini Dwight D. Eisenhower kazandı.
  • 1956 - Sovyet güçleri Macaristan'a girdi.
  • 1965- Türkiye’nin ilk gökdeleni Ankara’da alıcı bekliyor. Emekli Sandığı’na ait, 23 katlı Kızılay İşhanı 50 milyon liraya maloldu. Handaki işyerlerinin fiyatları 350 ile 1000 lira arasında değişiyor.
  • 1969 - Cumhuriyet Senatosu, 27 Mayıs 1960'ta siyasi hakları ellerinden alınan Demokrat Parti'lilerin haklarını iade etti.
  • 1969- Yılın ilk boykotu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde başladı.
  • 1969-  7 Ekim’de Taylan Özgür’ün öldürüldüğü gün tutuklanan Deniz Gezmiş’in ilk duruşmasında İÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Orhan Aldıkaçtı da tanık oldu. Duruşmaya gelen arkadaşları Deniz’i omuzlara alıp slogan attı. Duruşmaları olan Işık Mühendislik Yüksek Okulu’nun islamcı öğrencileri Adliye’de devrimcilerle slogan savaşı yaptı.
  • 1972 - İsmet İnönü, CHP üyeliğinden istifa etti.
  • 1976- “Kara Çarşaflı Gelin” filmi gösterime girdi. Öykü: Bekir Yıldız, Senaryo: Vedat Türkali, Yönetmen: Süreyya Duru, Oyuncular: Aytaç Arman, Semra Özdamar, Hakan Balamir
  • 1977 - Birleşmiş MilletlerGüney Afrika Cumhuriyeti'ne silah satışını yasakladı.
  • 1979 - Tahran'daki ABD Elçiliğini işgal eden Humeyni yanlıları, Elçilik görevlilerini rehin aldı.
  • 1979 - Almanya Yeşiller Partisi kuruldu.
  • 1980- Askeri Yargıtay 3.Daire, Erdal Eren hakkında verilen ölüm cezası kararını TCK 50. maddenin (hafifletici sebeplerle hapis cezası) uygulanmadığı gerekçesiyle bozdu.
  • 1980- MHP Genel Başkanı Türkeş’in bankalardaki paraları bloke edildi.
  • 1980 - ABD'de Cumhuriyetçi aday Ronald Reagan Başkanlık seçimlerini kazandı.
  • 1981 - MGK, Yüksek Öğretim Kanunu’nu onayladı. YÖK, 6 Kasım 1981'de bu kanuna göre kuruldu.
  • 1990- TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nun ANAP’lı üyelerinin oyuyla, Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası’ndaki Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile ilgili maddede “öğretim” sözcüğü ”eğitim”olarak değiştirildi. Okullarda din dersinin ”uygulamalı” olarak yapılmasına kapı aralandı.
  • 1990- Nazım Hikmet’in son eşi Vera Tulyakova 10 günlük bir ziyaret için İstanbul’a geldi; karşılayan sanatçılar ve yazarlarla birlikte -Nazım Hikmet’in isteğini yerine getirerek- Boğaz’da rakı içip balık yedi.
  • 1993 – Org.Eşref Bitlis’in ölümü sonrasında askerlikten istifa eden binbaşı Cem Ersever Elmadağ’da öldürülmüş olarak bulundu. 
  • 1994- SEKA’nın İzmit Müessesindeki 2200 işçinin, toplu sözleşme ücret farklarını 6 ay ertelemesi nedeniyle hükümet aleyhine açtıkları dava sonuçlandı. Mahkeme işçilere, en yüksek işletme faizi esas alınarak gecikme faizi ödenmesine karar verdi.
  • 1994- Cumhuriyet Gazetesi Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya’nın Fethullah Gülen hakkında 15 Ekim 1993’de yayınlanan”Engerek Yuvaları” başlıklı yazısı nedeniyle Gülen’in açtığı 200 milyon TL tazminat istemli davada, Hikmet Çetinkaya 5 milyon TL tazminat ödemeye mahkum oldu.
  • 1994- Cumhuriyet’te 5 Ağustos 1993’de yayınlanan “Tarikat Liseleri” başlıklı haber nedeniyle Yazı İşleri Müdürü Celal Başlangıç ile muhabirler Ahmet Şık, Gündüz İmşir ve Levent Gencelli aleyhine Fethullah Gülen’in açtığı davada 200 milyon TL’lık tazminat talebi reddedildi.
  •  1995- İHD-Düşünce Suçuna Karşı Girişim Hareketi tarafından TÜYAP Kitap Fuarı girişine konulan “Utanç Anıtı” açıldı. 
  • 1995- İsrail Başbakanı İzak Rabin fanatik dinci bir yahudi genci tarafından  öldürüldü.
  • 1995 - İzmir'de sel: 65 ölü, yüzden fazla yaralı.
  • 1997- Çankırı Cezaevi’nde bulunan Avukat-yazar Eşber Yağmurdereli’nin “Akrep” adlı oyunu Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sahnelenmeye başlandı. Oyunun başında ve sonunda Yağmurdereli’nin cezaevinden gönderdiği mesaj okundu.
  • 1998- Reis Çelik’in, “üç fidan”ı anlatan “Hoşçakal Yarın” filminin galası Beyoğlu Sineması’nda yapıldı.
  • 1999-  Server Tanilli, 1981’de ayrıldığı Türkiye’ye 18 yıl sonra TÜYAP Kitap Fuarı’nın konuğu olarak geldi. Tanilli: “Demokrasisiz bir devrimin soluğu kesilir; ama laik cumhuriyete arkasını dönmüş bir demokrasi de kolayca yozlaşır ve nereye götüreceği belli olmayan rezil bir oyuna dönüşür.” (Cumhuriyet röportajı)
  • 2000- Siyanürlü altına karşı mücadele eden Bergamalı köylüler, DGM’ce haklarında “yasadışı örgüt kurmak” iddiasıyla dava açılmasını Beşiktaş’daki DGM önünde protesto etti. Köylüler 19.TÜYAP Kitap Fuarı için gelen küreselleşme karşıtı Fransız çiftçi J.Bove’yi de ziyaret etti.
  • 2002- Seçimde tek başına iktidara gelen AKP’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4 ayrı yolsuzluk davasında toplam 32 yıl hapsi isteniyor. Gerici faaliyetler veya yolsuzluk iddialarıyla davalık olan birçok isim genel seçimde AKP’den Milletvekili seçilerek dokunulmazlık kazandı.
  • 2002- Recep Tayyip Erdoğan “Gizli islami gündemlerinin olup olmadığı”nı soran yabancı gazeteciye: “Din eksenli parti olmadığımızı programımıza koyduk.”
  • 2004- Paris’te tedavi gören Filistin lideri Yaser Arafat’ın beyin ölümünün gerçekleştiği duyuruldu. Filistin liderinin bazı yetkileri Başbakan Ahmed Kuney’e devredildi.
  • 2005- Paris’te iki göçmen gencin polisten kaçarken ölmesi üzerine başlayan isyan Dijon kentine de sıçradı. Paris’te sadece bugün 400 otomobil, 27 otobüs ve iki tekstil deposu yakıldı. 78 kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy ise “Şiddet olayları iyi örgütlenmiş ve önceden planlanmış dedi.
  • 2006- Uluslararası Küresel Isınmaya Karşı Hareket Günü’nde dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlarca çevreci eylem yaptı. Küresel ısınmaya karşı önlem içeren Kyoto Anlaşması’nın uygulanmasını istedi. Türkiye’de Küresel Eylem Grubu’nun organize ettiği eylemin sloganı; “Küresel Isınmayı Durdurun! Türkiye Kyoto’yu İmzala!”
  • 2007 - TBMM 13 Ekim 2006 tarihli oturumunda 4 Kasım 2007 Pazar günü genel seçim yapılmasına karar verdi.
  • 2008 - ABD'de Demokrat aday Barack Obama Başkanlık seçimlerini kazandı ve ABD'nin ilk siyah Başkanı oldu.
  • 2009 - Rusya'nın Perm şehrindeki bir gece kulübünde, havai fişekli kutlamaların yol açtığı yangında 109 kişi öldü.
  • 2011- Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nin Susurluk Davası’nda Mehmet Ağar hakkında verdiği 5 yıl hapis cezasının gerekçeli kararında “Kurulan silahlı örgütün yöneticisi olduğu, Abdullah Çatlı’nın yakalanmaması ve yasal takipten kurtulması için belge temin ettiği” belirtildi.
  • 2011-  AKP hükümetinin KHK ile TÜBA’ya atama yetkisini Akademi’den almasının ardından, Prof.Dr.Naci Görür dahil 50’ye yakın bilim insanı TÜBA’dan istifa etti. KHK ile, 300 üyeden oluşan TÜBA’ya 100 üye TÜBİTAK’tan, 100 üye YÖK’ten atanırken 100 üyeyi de Akademi seçecek.
  • 2011-  13 yaşındayken 26 kişinin cinsel istismarına uğrayan N.Ç. için “rızası vardı” yönündeki mahkeme kararını Yargıtay’ın onaması 11 kadın örgütünce Çağlayan Adliyesi önünde protesto edildi.
  • 2012- Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz’ün öldürülmesinden 4 kez ölüm cezası istemiyle yargılanıp 1984’de beraat eden İbrahim Çiftçi, MHP’nin 10.Olağan Büyük Kurultayı’nda 6.kez Genel Başkan seçilen Devlet Bahçeli’nin listesinde yer alıp MYK’ya seçildi.
  • 2013- Genç-Sen’liler Erdoğan’ın “kızlı-erkekli..” sözlerine tepki olarak YURTKUR’un Ankara Temsilciliği’ni işgal etti.
  • 2013- 13. Frankfurt Türk Film Festivali’nde ilk kez verilen “Altın Elma” ödülünü, yönetmenliğini Ali Aydın’ın yaptığı, oğlunu arayan bir babanın öyküsünü anlatan “Küf” isimli filmi kazandı. 
  • 2016- HDP’lilere yönelik gece yarısı operasyon düzenlendi. Gözaltına alınan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 7 milletvekili tutuklandı.

 DOĞUMLAR: 


 ÖLÜMLER: 
  • 1847 - Felix Mendelssohn Bartholdy, Alman besteci (d. 1809)
  • 1890 - Helene DemuthKarl Marx'ın kâhyası (d. 1820)
  • 1921 - Hara Takashi, Japonya Başbakanı (öldürüldü) (d. 1856)
  • 1924 - Gabriel Fauré, Fransız besteci (d. 1845)

  • Ahmet Remzi Efendi (Soyadı Kanunu'ndan sonra Ahmet Remzi Akgöztürk, 1871 - 4 Kasım 1938), 
  • Türk din adamı ve milletvekili. Kayseri Rüştiyesi ve Pervazbey Medresesi mezunudur. Terakki Mektebi 2. Öğretmenliği, Baş Öğretmenliği, Ahmet Pasa, Fevziye ve Terakki Mekteplerinde Baş Öğretmenlik, Adana Sultânî Din Bilgisi Öğretmenliği, Kayseri Müftülüğü, Kayseri Medresesi Müderrisliği, Kayseri Sultânîsi Farsça Öğretmenliği, Kayseri Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Kuruculuğu ve Başkanlığı, Osmanlı Meclis-i Mebûsan VI.(3) Dönem Kayseri Mebusluğu (Meclise katılmadan istifa) ve TBMM I. Dönem Kayseri Milletvekilliği (Kayseri Müftülüğünü üstlenmesi nedeni ile istifa: 9 Kasım 1920) yapmıştır. Evli ve altı çocuk babasıdır.1871'de Kayseri-Baldöktü (Mükremin) Mahallesi'nde (günümüzde Melikgazi ilçesi) doğdu. Ulemadan Göncüzade Nuh Necati Efendi'nin oğludur. İlk ve orta öğrenimini Kayseri Sübyan Mektebi ve kısmen Rüştiye'de tamamladı. Sonra Pervaz Bey Medresesi'nde öğrenim görerek 15 Kasım 1898'de müderrislik icazeti  aldı. Bu arada 20 Ekim 1897'de sınavla Terakki Mektebi ikinci öğretmenliğine atandı. 31 Ağustos 1898'de Okulun Başöğretmenliğine yükseltildi. Ayrıca 1898-1909 yılları arasında Ahmet Paşa Mektebi, Fevziye Mektebi ve Terakki Mekteplerinde Başöğretmenlik yaptı. 20 Kasım 1910'da Adana Sultani Mektebi Din Bilgisi Öğretmeni oldu. 21 Ağustos 1911'de Kayseri Müftülüğüne tayin edildi. Bu görevde 2 Nisan 1919 tarihine kadar kalabildi.   Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin Kayseri'deki propagandasına meydan vermediğinden Müftülükten ve Kayseri Medresesi'ndeki müderrislik görevinden azledildi. Müftülükten azlinden sonra bir süre Kayseri Sultaniyesi'nde vekaleten Farsça Öğretmenliği yaptı. Sivas Kongresi kararlarına uygun olarak dava arkadaşları ile birlikte Kayseri'de Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kuruluşunda görev aldı ve Başkanlığına seçildi. Bu arada Milli Mücadele'nin hedef ve amaçları konusunda halkı aydınlattı. Ahmet Remzi Efendi, Meclisi Mebusan Son Dönemi için yapılan seçimlerde (2 Kasım 1919) Kayseri'den milletvekili seçildi. Ancak istifa ederek Meclise katılmadı. İstanbul'un işgali üzerine İtilaf Devletleri yetkililerine protesto telgrafları çekti. 27 Mart 1920 tarihinde yine Ahmet Remzi Efendi öncülüğünde Kayseri'de yüzlerce Kayserilinin katıldığı bir miting yapılmıştır. Ahmet Remzi Efendi,  TBMM 1. Dönem için yapılan seçimle Kayseri Milletvekili seçildi. Bu arada Ankara Fetvası'nı "Kayseri Mebusu Sabık Müftü Ahmet Remzi" ismiyle imzaladı. Kayseri Milletvekili olarak 23 Nisan 1920'de Meclisin açılışında hazır bulundu. Mecliste İrşad ve Şeriye-Evkaf Komisyonlarında çalıştı. Bir süre Şeriye Komisyonu'nun Başkanlığını yaptı. Kayseri Müftüsü'nün ölümü üzerine 10 Mayıs 1920'de bu göreve atandı. 5 Eylül 1920'de kabul edilen "Nisab-ı Müzakere Kanunu" ile, memurlukla milletvekilliğinin bir kişi üzerinde bulunmasının yasaklanması dolayısıyla 11 Ekim 1920'de üç ay izinli olarak Kayseri'de bulunduğu sırada, Müftülüğü üstlenmesi için yapılan telkinlere uyarak, 2 Kasım 1920'de Başkanlığa sunduğu telgraf dilekçesi ile Kayseri Müftülüğünü tercih ve milletvekilliğinden istifa ettiğini bildirdi. 9 Kasım 1920 birleşiminde okunan bu dilekçesi üzerine istifası kabul edildi. Zaferden sonra benimsenen reformlara ve özellikle şapka giyilmesine karşı çıktığı, Nakşibendi  Tarikatını yaymaya çalıştığı ve inkılaplar aleyhinde camilerde vaaz verdiği, Dahiliye Vekaletinin 24 Kasım 1925 tarihli yazısı ile Diyanet İşleri Başkanlığı'na bildirilmekle 29 Kasımda Müftülük görevinden alındı. Kayseri Sultanisi'ndeki Farsça Öğretmenliğini 30 Eylül 1927 tarihine kadar sürdürdü. Hayatının kalan kısmında dini araştırma ve yazı faaliyetlerine devam etti. 4 Kasım 1938'de Kayseri'de öldü. Seyyid Burhanettin Mezarlığı'nda toprağa verildi. Evli ve altı çocuk babası idi.

  • 1968 - Refi' Cevad Ulunay, Türk gazeteci (d. 1890)
  • 1969 - Carlos Marighella, Brezilyalı Marksist aktivist, yazar, gerilla, kentsel gerilla savaşı kuramcısı (d. 1911)
  • 1982 - Burhan Felek, Türk gazeteci ve yazar (d. 1889)
  • 1982 - Jacques Tati, Fransız yönetmen ve aktör (d. 1907)
  • 1983- Altmışlı yıllarda “Milli Demokratik Devrim” tezinin önde gelen savunucularından yazar, gazeteci ve siyasetçi Doğan Avcıoğlu (57) hayata veda etti.
  • 1984 - Ümit Yaşar Oğuzcan, Türk şair (d. 1926)
  • 1995 - Gilles Deleuze, Fransız yazar ve düşünür (d. 1925)
  • 1995 - Paul Eddington, İngiliz oyuncu (d. 1927)
  • 2001-  Cumhuriyet gazetesinin imtiyaz sahibi Berin Nadi, 91 yaşında öldü.
  • 2005 - Sheree North, Amerikalı aktris, dansçı ve şarkıcı (d. 1932)
  • 2015- Şair ve insan hakları savunucusu Gülten Akın 82 yaşında, Ankara’da tedavi gördüğü hastahanede yaşamını yitirdi.
  • 2018 - Karl-Heinz Adler, Alman ressam, heykeltıraş ve grafik sanatçısı (d. 1927)
  • 2019 - Jacques Dupont, Eski profesyonel Fransız erkek bisiklet yarışçısı (d. 1928)
  • 2019 - Yılmaz Gökdel, Türk eski millî futbolcu ve teknik adam (d. 1940)
  • 2019 - Virginia Leith, Amerikalı sinema ve dizi oyuncusu (d. 1925)




(derleyen : mstfkrc )

3 Kasım 2022 Perşembe

Satılacağı iddia edilmişti: Akşam gazetesinde işten çıkarmalar başladı + 'Sözcü gazetesinde çok sayıda çalışan işten çıkarıldı' iddiası / SOL

Satılacağı iddia edilmişti: Akşam gazetesinde işten çıkarmalar başladı 

Akşam gazetesinin de bünyesinde olduğu Türk Medya küçülmeye gitti. Tazminatların ödenerek işten çıkarmaların başladığı grubun yeniden el değiştireceği iddia ediliyor.

Akşam, Güneş ve Star (internet siteleri), Alem, Platin (dergi), 24, 360 ve tv4 kanalı ile Alem FM ve Lig Radyo’nun yer aldığı Türk Medya’nın yeniden satılacağı iddiaları konuşulurken işten çıkarmalar başladı. 

Medyaradar'ın haberine göre Akşam gazetesinde 3 kişi tazminatları ödenerek işten çıkarıldı. TürkMedya'nın yeni sahibinin, Ramsey giyim şirketinin kurucusu ve sahibi olan Remzi Gür olabileceği iddia edildi.

Önce Sancak, sonra Yeşildağ almıştı

Ethem Sancak, 2013 yılında, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) el koyduğu Skyturk360 televizyonu ile Akşam ve Güneş gazetelerinin de bünyesinde bulunduğu Türk Medya'yı satın almıştı.

Söz konusu medya grupları, 2017 yılında Yeşildağ kardeşlere satıldı ve Türk Medya Grup ismi altında birleştirildi. Zeki Yeşildağ ve Hasan Yeşildağ kardeşlerden Hasan Yeşildağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nden arkadaşı olmasıyla da biliniyor.                                            

                                                             ***

'Sözcü gazetesinde çok sayıda çalışan işten çıkarıldı' iddiası

Gazeteci İsmail Saymaz, Sözcü ve Korkusuz gazetelerinde aralarında, 40'a yakın editör, sayfa sekreteri ve teknik elemanın işine son verildiğini iddia etti.

Sözcü ve Korkusuz gazetelerinde 40'a yakın basın emekçisinin, ekonomik sebepler gerekçe gösterilerek işine son verildiği öne sürüldü.

Gazeteci İsmail Saymaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Çiğdem Toker, Serpil Yılmaz, Sinan Meydan, Hüsnü Mahalli, Ahmet Takan ve Sezgin Özcan'ın işten ayrıldığını, 40 kişininse işine son verildiğini yazdı.

Saymaz şu ifadeleri kullandı:

Sözcü ve Korkusuz gazeteleri Çiğdem Toker, Serpil Yılmaz, Sinan Meydan, Hüsnü Mahalli, Ahmet Takan ve Sezgin Özcan ile yollarını ayırdı. Ayrıca 40 kadar editör, sayfa sekreteri ve teknik elemanın işine son verildi. Gerekçe, ekonomik sebepler olarak gösteriliyor.

(SOL)