9 Aralık 2022 Cuma

BELLEK - 9 ARALIK -

 


 OLAYLAR: 
  • 1835 - Teksas Devrimi: Teksas Ordusu, San Antonio'yu ele geçirdi.
  • 1893 - İstanbul'da günlerce süren soğuk hava yüzünden Haliç dondu.
  • 1905 - Fransa'da din ve devlet işlerini birbirinden ayıran yasa kabul edildi
  • 1917 - I. Dünya Savaşı: Kudüs, General Edmund Allenby tarafından ele geçirildi.
  • 1920- İç ayaklanmaları bastırmak için kurulan Merkez Ordusu’nun komutanlığına Nureddin Paşa getirildi.
  • 1923- Ağa Han’ın Başbakan İsmet Paşa’ya gönderdiği mektubu yayımlayan gazeteciler tutuklandı.
  • 1925- Yerli kumaştan elbise giyilmesi kanunu çıktı.
  • 1926- Darülelhan’da, bugünkü adıyla konservatuarda, Türk müziği öğretimine son verildi.
  • 1928- Latin harfleriyle ilk mezar taşı dikildi. Avukat Ali Kemal Bey annesi Aliye Hanım’ın mezar taşını Latin harfleriyle yazdırdı
  • 1938 - Ankara Garı, hizmete açıldı.
  • 1946 - Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi'nin ikinci aşaması "Doktorlar'ın Duruşmaları"yla başladı. Bu duruşmalarda insanlar üzerinde deneyler yapan Nazi doktorlar yargılandılar.
  • 1949 - Birleşmiş MilletlerKudüs'te yönetimi aldı.
  • 1950 - Soğuk Savaş: Harry Gold, II. Dünya Savaşı sırasında, atom bombasının sırlarını Sovyetler Birliği'ne verdiği için 30 yıl hapisle cezalandırıldı.
  • 1951- İstanbul Şişli Camii’nde Evita Peron için mevlüt okundu.

  • 1952- Tiyatro sanatçıları Ruhi Su, Ulvi Uraz, Aclan Sayılgan, Kemal Bekir Özmanav, Süheyl Terek tutuklandı. Sanatçıların Paris’te faaliyet gösteren “İleri Jön Türkler” örgütüyle ilişkileri olduğu ileri sürülüyor.
  • 1953 - General Electric, tüm Komünist personelini işten atacağını ilan etti.
  • 1961 - Tanganika Cumhuriyeti, Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandı. Ülke, 26 Nisan 1964   tarihinde Zanzibar ve Pemba Halk Cumhuriyeti ile birleşerek günümüzde de varlığını sürdüren Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti'ni oluşturmuştur.
  • 1965 - Nikolay Podgorni, Sovyetler Birliği Devlet Başkanı oldu.
  • 1967- Ankara’da ODTÜ, SBF ve Ziraat Fakültesi öğrenci dernekleri, Barış Derneği ve Fikir Kulüpleri Federasyonu üyeleri NATO ve ABD’yi protesto mitingi yaptı.
  • 1972- Devlet Planlama Teşkilatı, DPT, araştırmasına göre nüfusun yüzde 20’sinin hiç gazete okumadığı açıklandı.
  • 1973- DİSK, 9 Aralık’ta yapılan yerel yönetim seçimlerinde de CHP’yi destekleme kararı aldı.
  • 1977- CHP’den İstanbul Belediye Başkanı adayı olan Aytekin Kotil grevde olan Maçka Otel işçilerini ziyaret ederek grev gözcülüğü yaptı.
  • 1979- İki gün önce uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Prof. Dr. Cahit Orhan Tütengil’in cenazesi kaldırıldı. Prof.Dr.Cavit Orhan Tütengil’in cenazesi için Şişli Camii’ne giden tüm yollar sabahtan askeri engeller/araçlarla halka/trafiğe kapatıldı. Cami çıkışında cenaze zorla alınarak araçla mezarlığa gönderildi. Ardından yürümek isteyen öğretim üyeleri ve halk dipçiklendi. Cenazeye katılmak için gelip asker barikatını aşamayan ve Teşvikiye’de bekleyen binlerce kişi yapılan uyarılara uyarak Taksim’e doğru çekilirken asker ateş açtı; kurşunla ve panikte ezilerek 12 kişi yaralandı, 58 kişi gözaltına alındı.
  • 1981-  Tarık Akan, ”Almanya’da bir konserde Türkiye aleyhine propaganda yaptığı” iddiasıyla 6 yıl 8 ay hapis istemiyle; Adalet Ağaoğlu, ”Fikrimin İnce Gülü” romanında” devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif ettiği” iddiasıyla 1-6 yıl arası hapis istemiyle yargılandı.
  • 1981- “Demokrat Gazetesi” eski Yazı İşleri Müdürü ve Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri’nden Işık Yurtçu, Demokrat’ta 15 ve 17 Şubat 1980 tarihinde TARİŞ direnişiyle ilgili yayınlanan bir yazı ile bir şiirden dolayı 1 yıl hapis ve 4 bin TL para cezasına çarptırıldı.
  • 1988- Doğu Avrupa ve Çin sınırından 500 bin Sovyet askerini tek taraflı olarak çekeceğini bildiren Gorbaçov için ABD Başkanı Reagan: “Gorbaçov’a güvenmemek için bir neden yok. Güven, ama denetle..”
  • 1989- Danıştay 1402 sayılı kanundaki “ömür boyu kamu hizmetinden yararlanamama” maddesini Anayasa’ya aykırı bulunca 1402’lik üniversite öğretim üyeleri toplanarak durum değerlendirmesi yaptı.
  • 1990- İzmit’te Bağımsız Otomobil-İş, Çelik-İş ve Hak-İş’e bağlı Özdemir-İş sendikalarının düzenlediği “Sendikal Haklara Saygı”mitingine grevdeki Zonguldak madencilerinden bir grup da katıldı. Mitingte “Padişah istifa”, “Vur vur inlesin, Padişah dinlesin” sloganları atıldı
  • 1990 - Solidarność (Bağımsız Özerk İşçi Sendikası "Dayanışma") hareketinin lideri, Lech Wałęsa Polonya'da başkanlık seçimlerini kazandı.
  • 1991- MEB ve YÖK tarafından ABD’ye burslu gönderilen araştırma görevlileri ve doktora öğrencilerinin kurdukları “İslamcı Türk Öğrencileri Konseyi”nde EARN ağı üzerinden mesajlaşmalarını haberleştiren Cumhuriyet Gazetesi 7 kişiye 2’şer milyon TL manevi tazminata mahkum edildi.
  • 1991- Dostlar Tiyatrosu Nazım Hikmet’in “Sevdalı Bulut” adlı oyununu Mehmet Ulusoy yönetiminde sahneliyor
  • 1992 - Birleşik Krallık Prensi Charles ve Prenses Diana ayrıldıklarını açıkladılar.
  • 1995 - Nâzım Hikmet'in "Rüzgâra Karşı Yürüyen Adam" heykeli, Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın da katıldığı törenle Ankara Atatürk Kültür Merkezi bahçesine yerleştirildi.
  • 1996- Ülkücüler tarafından bıçaklanarak öldürülen Yakacık Lisesi son sınıf öğrencisi Engin Uslu arkadaşları, çeşitli partiler ve örgütlerin oluşturduğu yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı törenle toprağa verildi.
  • 1998- 1978’deki “Bahçelievler Katliamı”nda hayatını kaybeden 7 gençten 6’sının ailelerinin Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davası “zamanaşımı” gerekçesiyle reddedildi. Ailelerin kararı temyiz etme hakları bulunuyor.
  • 2000- Sosyal Demokrasi Vakfı’nın düzenlediği “İnsan Hakları 2000″ etkinlikleri kapsamında yazar ve sanatçılar camdan hücrelere girerek F tipi cezaevlerine karşı düşüncelerini seslendirdi. F tipi cezaevlerine karşı yaklaşık 200 tutuklu ve hükümlünün 50.gününü tamamlayan ölüm oruçlarına karşı duyarlılık ve çözüm talebiyle 600 kişi, 1996’daki açlık grevlerinde hayatını kaybeden 12 mahpusun fotoğraflarıyla akşam üzeri Taksim’de gösteri yaptı. G.Saray’daki protestoda 100 kadar mahpus yakını dövülerek gözaltına alındı. F tipi cezaevlerine karşı ölüm oruçlarının 50. gününde Bayrampaşa Cezaevi’nde 8 saat süreyle mahpuslarla görüşen yazar ve sanatçılar uzlaşma sağlayamadı. Adalet Bakanı Türk, çıkarılacak Şartlı Salıverilme Yasası ile cezaevlerinde “yer darlığının olmayacağı” değerlendirilerek F tipi cezaevlerine nakillerin bir süreliğine ertelendiğini, F tipinin “mimarisi”nin de STK’lar ile birlikte yeniden ele alınacağını açıkladı.
  • ---------------------------------------------------------------------
  • 2002 - Endonezya Hükümetiyle, Aceh'teki ayrılıkçılar arasında 26 yıllık savaşı sona erdiren antlaşma imzalandı.
  • 2002- İtalya’da otomotiv şirketi Fiat Oto’nun dört şehirdeki fabrikalarında çalışan toplam 5 bin 600 Fiat işçisi “devlet krizi yaklaşımı” uygulanarak işten çıkarıldı. İki yıl süreli uygulamaya göre işçiler maaşlarının yüzde 80’ini devletten alacak. İşçilerin ne kadarının işlerine geri döneceği belirsiz.
  • 2002 - Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Dünyanın ikinci büyük havacılık şirketi United Airlines, konkordato başvurusunda bulundu.
  • 2003- Japonya hükümeti Irak’a asker gönderme kararını onayladı.
  • 2003- Eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Cumhur Ersümer hakkında Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları gerekçesiyle Meclis Soruşturması açıldı. Aynı gün eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve eski Devlet Bakanı Recep Önal ile eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanları Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan haklarında da farklı gerekçelerle Meclis soruşturmaları açıldı.
  • 2004- ABD Kongresi’nde bütçe yasasının bir parçası olarak Amerikan vatandaşlarına Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dokunulmazlık vermeyi reddeden ülkelerin mali yardımdan faydalanmamasını öngören karar kabul edildi.
  • 2004 - Kanada Anayasa Mahkemesi, eş cinsel evliliklerin Anayasaya uygun olduğu kararını verdi.
  • 2005- Aram Yayıncılık’ın sahibi ve sorumlu yazıişleri müdürü Fatih Taş, “Kayıpsın Diyorlar” adlı kitapla “Cumhuriyeti tahkir ve tezyif” suçunu işlediği gerekçesiyle altı ay hapis cezasına çarptırıldı.”Kitapta,”bir haber için gittiği Siverek’te 12 Mart 1994’te kaçırılan ve bir daha kendisinden haber alınamayan gazeteci Nazım Babaoğlu’nun hikayesi anlatılıyor.
  • 2010- YÖK, SBF’ye eylemciler için soruşturma talimatı gönderdi. Burhan Kuzu eylemin arkasında hükümeti yıkma peşinde olan Ergenekon, Halkevleri ve Perinçek’in olduğunu, CHP’nin de bunların peşine takıldığını ileri sürerek “68 Kuşağı bu memleketin başına bela olmuştur” dedi.
  • 2010- Çeşitli nedenlerle Ankara Üniversitesi’nden uzaklaştırılan öğrenciler Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi önünde maske ve siyah önlüklerle protesto gösterisi yaptı.
  • 2010- Gençlik Federasyonu üyeleri, “Roman Açılımı”nda pankart açtıkları için 9 aydır tutuklu olan Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz için G.Saray’da oturma eylemi yaptı.
  • 2011- Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan olayları AKP Ankara İl binası önünde protesto ettikleri için haklarında”terör örgütü üyeliği”nden dava açılan 28 kişiden tutuklu 22’si tahliye edildi. Çeşitli parti ve örgütler sanıklara destek gösterisi yaptı.
  • 2014- Yargıtay’ın Şerzan Kurt davasındaki bozma kararının ardından yeniden yargılanmaya başlanan polis memuru Gültekin Avcı için Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 24 ay süreyle “kıdem durdurma” cezası vererek emeklilik yolunu açtığı ve Şahin’in emekli olduğu ortaya çıktı.
  • 2015- Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na katılan 38 ülkenin, küresel jeotermal enerjinin payını artırmak için Küresel Jeotermal İttifakı’nı kurduğu açıklandı.
  • 2017- Birleşmiş Milletler, 1990 yılında Kuveyt’i işgali nedeniyle Irak’a uyguladığı yaptırımları kaldırdı.



 DOĞUMLAR: 



 ÖLÜMLER: 


1641 - Anthony van Dyck, Flaman ressam (d. 1599)

      (derleyen: mstfkrc)

8 Aralık 2022 Perşembe

'Enerji yoksunluğu' raporu: 'Elektrik ve doğalgaz faturaları 2 bin liranın üzerinde olacak' + Enerjide acele kamulaştırma kararı (SOL- Özel)

 


'Enerji yoksunluğu' raporu: 'Elektrik ve doğalgaz faturaları 2 bin liranın üzerinde olacak' 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Akın, 'Kış aylarında ısınmak isteyen ve asgari tutarda elektrik harcayan bir vatandaş yalnızca iki faturaya 2 bin liranın üzerinde bir tutar vermek zorunda olacak' dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, hazırladığı “Türkiye’de Enerji Yoksulluğu” raporuna ilişkin, “Türkiye’deki enerjiye erişim temel bir hak ekseninden çıkarılarak vatandaşı müşteri olarak gören bir düzene dönüştürülmüştür. AK Parti iktidarının yanlış kararları nedeniyle vatandaşlarımız derin bir enerji yoksulluğu yaşamaya başlamıştır. Kış aylarında ısınmak isteyen ve asgari tutarda elektrik harcayan bir vatandaş yalnızca iki faturaya 2 bin liranın üzerinde bir tutar vermek zorunda olacak” değerlendirmesini yaptı.

“Türkiye’de Enerji Yoksulluğu” başlıklı raporda, şu saptama ve değerlendirmelere yer verildi:

'Enerjiye erişim temel hak ekseninden çıkarıldı'

Temel bir insan hakkı olan enerji Türkiye’de özellikle kış aylarında ısınma ihtiyacının artacağı bir dönemde tamamen lüks haline dönüşmüştür. Türkiye’deki enerjiye erişim temel bir hak ekseninden çıkarılarak vatandaşı müşteri olarak gören bir düzene dönüştürülmüştür. AK Parti iktidarının yanlış kararları nedeniyle vatandaşlarımız derin bir enerji yoksulluğu yaşamaya başlamıştır. Enerji yoksulluğu, yanlış özelleştirme politikaları, enerji alanında kamunun elinin zayıflatılması ve alanın tamamen kar-zarar denkleminde bir sektöre dönüşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle kış aylarında Türkiye’de vatandaşlar ya fahiş tutardaki faturalarla karşılayacak ya da kış aylarında ısınma ihtiyacını tam gidermeden geçirmek zorunda kalacaktır

'Yalnızca iki faturaya 2 bin liranın üzerinde bedel ödenecek'

Türkiye’de 2022 yılı içinde enerji faturalarına zam üstüne zam yapıldı. Elektrik konut tarifesine yapılan toplam 3 zamla düşük kademe yüzde 89,5; yüksek kademe ise yüzde 185 oranında zamlandı. Doğalgaz konut tarifesi ise yapılan toplam 3 zamla birlikte yüzde 164,1 oranında arttı. Başka bir deyişle kış öncesi elektrik faturaları 2 ile 3 kat, doğalgaz faturaları ise 2,5 kattan daha fazla artmış durumda. Benzer bir şekilde akaryakıt ürünlerine de 2022 yılı boyunca art arda zam yapıldı. İstanbul’da benzinin litre fiyatı 12 lira 91 kuruştan 22 lira 69 kuruşa; motorinin litre fiyatı da 12 lira 76 kuruştan 26 lira 37 kuruşa yükseldi.

Enerjiye yapılan fahiş zamların ardından konutlarda temel ihtiyacı karşılamak için yapılan tüketimler bile artık asgari ücretli ve düşük gelirli gruplar tarafından karşılanamamaktadır. Bu kapsamda asgari tüketim olarak kabul edilen 240 kilovatsaatin faturaya yansıması 417 lira olurken, ısınma amacıyla günlük 10 metreküp doğalgazın bir aylık tüketim faturası ise bin 716 liraya çıkmış durumda. Buna göre yalnızca ısınma ihtiyacını karşılamak ve asgari elektrik tüketiminin bedeli 2 bin 133 lira olarak hesaplanıyor. Başka bir deyişle kış aylarında ısınmak isteyen ve asgari tutarda elektrik harcayan bir vatandaş yalnızca iki faturaya 2 bin liranın üzerinde bir tutar vermek zorunda olacak.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) Avrupa bölgesinde; enerji faturalarının gelirin yüzde 25’ini bulması durumunda enerji yoksulluğu tanımı yapılmaktadır. Bu veriden hareketle Türkiye’de asgari ücretle çalışanların özellikle kış aylarında derin bir enerji yoksulluğu yaşadığı ortaya çıkmaktadır. Buna göre elektrikte asgari tüketimde bulunan ve kış aylarında ısınma amacıyla doğalgaz tüketen bir asgari ücretli çalışanın 5 bin 500 lira olan maaşının yüzde 39’una denk gelmektedir. Bu veriler dikkate alındığında asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızın önümüzdeki kış döneminde özellikle aralık ve ocak aylarında sıkıntı yaşayacağı anlaşılmaktadır.

'Nakdi yardım gerekli'

Asgari ücretle çalışanlar; Türkiye’de ücretli çalışanların yüzde 47’sini oluşturmaktadır. Asgari ücretten daha az gelirle çalışanlar da dikkate alındığında Türkiye’de kış aylarında ücretli her iki çalışan vatandaştan birinin derin bir enerji yoksulluğu yaşayacağı anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda iktidarın hiçbir ayrım yapmadan asgari ücret ve daha alt gelir gruplarına kış aylarında doğrudan nakdi yardım yapması gerekmektedir. İktidarın yaptığını iddia ettiği sübvansiyonun vatandaşın kış aylarında ısınma ihtiyacını karşılamadığı ortadadır.

Yeni yılda asgari ücrete yapılacak artış vatandaşın cebine Şubat 2023’te girecek. Dolayısıyla aralık ve ocak aylarında asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız ısınma ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamayacaklar. AK Parti iktidarı önümüzdeki iki ay boyunca ücretli çalışan her iki vatandaşımızdan birinin derin bir enerji yoksulluğu yaşatacak. İktidar sözcüleri milletten o kadar kopmuş durumdalar ki, Türkiye’de ortalama ücretin asgari ücretin iki katı olabileceğini söylüyorlar. Türkiye’de ücretli çalışanların yüzde 47’si asgari ücretli. İktidar sözcüleri daha bu gerçekliğin bile farkında değil.” 

                                                                   /././

Enerjide acele kamulaştırma kararı 

Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılacak enerji projeleri için bazı taşınmazlar acele kamulaştırılacak.

Enerji projeleri için bazı taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, Adana, Artvin, Aydın, İzmir ve Gaziantep'in de aralarında bulunduğu 15 ilin çeşitli ilçelerinde tesis edilecek ve kararların ekindeki haritada adı, kamulaştırma bilgileri ve güzergahı gösterilen enerji nakil hatlarının yapımı amacıyla söz konusu güzergahlara isabet eden taşınmazlarda elektrik dağıtım tesis yerleri mülkiyet şeklinde, hat emniyet sahaları ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılacak.

Ayrıca, İzmir'in Aliağa ilçesinde doğal gaz arzı sağlanması için planlanan doğal gaz dağıtım hattı güzergahında kalan taşınmazların tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaştırılması gerçekleştirilecek. 

(SOL-Özel)

Suriye'deki gazeteciler 'normalleşme' adımlarını soL'a değerlendirdi: 'Erdoğan köşeye sıkıştı' - ÖZKAN ÖZTAŞ/SOL-Özel

 'Erdoğan Suriye'deki muhalefetin altından halıyı çekmeden bu süreci öremez. Seçimlere de az zaman kaldı ve Erdoğan için zaman artık çok değerli. Elindeki tüm fırsatları değerlendirecektir.'

AKP'nin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan gerilimleri düşürme ve dış politikada "normalleşme" olarak okunan adımlarının ardından Mısır'da daha önce "diktatör" ilan ettiği Sisi ile olan temasları akıllara Suriye ile olan gerilimleri getiriyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar'da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile yaptığı görüşme için "Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Katar'da kurduğu temas doğru bir temastır. Bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüşme vasatı açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır" açıklamasından sonra tablo biraz daha netleşmiş oldu. 

Erdoğan'ın yine başka bir demecinde Esad ile görüşme ihtimaline dair "Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz" ifadesi sürecin nasıl ilerleyeceğine dair ayrıntıları tarif ediyordu artık. Bu çıkışların ardından Suriye cephesinden normalleşmeye dair tavır net bir şekilde ifade edildi: "Normalleşme süreci için önce Türkiye'nin üzerine düşeni yapması, Suriye'deki cihatçı gruplara olan desteğini kesmesi ve fiilen işgal ettiği bölgelerden çekilmesi" gerekiyordu.

soL, bu süreci ve üst üste gelen açıklamaları Suriye'de görev yapan gazetecilerle konuştu. Suriye'deki gazeteciler, Suriye halkının ve hükümetinin normalleşme sürecine dair kaygılarını ve beklentilerini soL okurları için paylaştı. 

'Suriye halkı savaştan yoruldu'


Suriye Televizyonu eski Ankara muhabiri Edip Abdül Fettah normalleşme sürecine dair Suriye halkının beklentisini tarif ederken "Suriye halkı kendisi için yararlı olacak her şeye ihtiyaç duyuyor şu an. Yani Erdoğan - Esad görüşmesi Suriye lehine olacaksa halkın buna dair herhangi bir tepkisi olmayacaktır. Halkın beklentisi bu sayfanın kapanmasından yana. On yılı aşan savaş halkı gerçekten yordu. Ancak bunun için önce Erdoğan'dan somut adımlar görmek istiyor halk. Örnek vereyim. Somut olarak İdlip meselesi çözülmeden oluşturulacak masaya kimsenin inancı olmaz" ifadesini kullanıyor.

'Türkiye'nin Suriye egemenliğini ve özlemlerini hesaba katması gerekiyor'


Sürece dair normalleşme gündemi kamuoyuna yansıdığından beri Suriye'de halkın ilk aklına gelenin güven ve samimiyet olduğunu ifade eden Suriye Televizyonu'ndan Fadıl Hama, bugün Suriye'de savaşlarla sınanmış bir hükümetin olduğunu ve Esad'ın arkasında olan halkın Suriye hükümetine olan güveninin tam olduğunu dile getiriyor. Hama, "Suriye halkı, aralarında Türkiye hükümetinin de bulunduğu saldırgan ülkelerin dayattığı krizden çıkmak istiyor ve bu halk, Suriye siyasetine ve onun hesaplarına güveniyor. Savaş tecrübesinden kaynaklanan bir güvendir bu. Şu an sözünü ettiğimiz bu siyasi liderlik, devleti ve kurumlarını korumayı başardı. Ve Suriye halkı, bölgesel ve uluslararası koşullara ve bunun kendi ülkesindeki yansımalarına baktığında gelinen süreci takdir ediyor. Sürece baktığınızda Arap Baharı adı verilen ve düşmanların birçok Arap ülkesine saldırdığı bu süreçten ayakta kalabilen tek ülke Suriye oldu. Ve tüm bu nedenlerle Türkiye ile herhangi bir normalleşme olacaksa eğer buradaki halk Türkiye'nin Suriye egemenliğini ve özlemlerini hesaba katması gerektiğine inanıyor" diyor.

'Seçimlere giderken Suriye ile sorunları çözen bir Erdoğan, elinin güçleneceğini düşünüyor'

Suriyeli gazetecilerden Mere Arab ise uluslararası sürece dikkat çekiyor. Arab şu an mevcut konjonktürde Türkiye'nin uluslararası arenada elinin geçmişe göre daha çok güçlendiğini, Rusya ve Ukrayna savaşı ile önemli bir mesafe kat ettiğini ve seçimlere giderken de bunu kaybetmek istemediğini belirtiyor. 

Rusya ile bu kadar dirsek teması mesaisi olan Türkiye'nin Suriye'yi görmezden gelemeyeceğini söyleyen Merve Arab, Erdoğan'ın önünde bekleyen seçimleri kazanmak için bu tür tavizler vermekten geri durmayacağını ifade ediyor. Mevcut durumda Batı'nın desteğini alan Türkiye'deki muhalefete karşı Erdoğan'ın atacağı adımların artık daha ciddi olacağını ifade eden Arab, "Mevcut durum açıkça Türkiye'nin bu normalleşmeyi istediğini gösteriyor. Erdoğan için önümüzdeki yıl kazanılması gereken Türkiye seçimleri var ve Türk muhalefetine Batı'nın desteği olduğu çok açık. Erdoğan ise çoğunlukla yaptığı uygulamalarla Batı ile arasındaki uçurumu genişletiyor. Bu da Erdoğan'ı Rusya'ya çok yaklaştırıyor. Erdoğan böylesi bir durumda iken ve bundan yakın zamanda çıkamayacakken, Suriye'deki durumu istikrara kavuşturmak ve Türkiye ile daha sağlam ilişkiler kurmanın faydasına odaklanıyor. Seçimlere giderken Suriye ile sorunları çözen bir Erdoğan, elinin güçleneceğini düşünüyor" diyor.

'Erdoğan'dan söylem değil icraat bekliyor Suriye halkı'

Suriye halkının Erdoğan'a güvenmediği için somut bir adım beklediğini ifade eden Edip Abdül Fettah, "Suriye'de bu süreç içinde çok politikleşti. Herkes artık siyaseti takip ediyor. Örnek veriyorum Esad'ın Erdoğan ile görüşmesi Esad'a seçimlerde puan kaybettirmez. Zira halk Esad'a güveniyor ve bir zaman düşman olan herkes artık onun bu süreci kazandığını, yıkılmadığını ve düşman tavırlar sergileyen ülkelerin artık tekrar Suriye ile normalleştiğini gösteriyor. Ama Suriye halkı da somut adımlar görmek istiyor. Bugün Türkiye'nin Suriye topraklarında askerleri var. Çok açık bir şekilde desteklediği silahlı gruplar var. Bunlardan vazgeçmeden herhangi bir adım atılması mümkün değil. Esad'a değer kaybettirecek bir şey olursa her şey devam ederken sürecin normalleşmesi olur. Ama bu çok mümkün değil. Zira esas sorun halkın Erdoğan'a güvenmemesi. Erdoğan'dan söylem değil icraat bekliyor Suriye halkı" diyor. 

'Erdoğan mülteci-sığınmacı sorununu ben çözdüm demek isteyecektir'

Konuya dair önemli başlıklardan birinin de Suriye'den Türkiye'ye sığınan Suriyeliler olduğunu ifade eden Fadıl Hama, "Türkiye bu sorunu kendisinin yarattığının farkında. Suriye'deki silahlı grupları destekleyerek, lojistik destek sağlayarak halkın Suriye'den Türkiye'ye göç etmesine neden oldu. Ve bugün aslında Suriyelilere dönük ırkçı politikalara göz yuman bir İçişleri Bakanı var Türkiye'nin. Normalleşme süreci olacaksa Türkiye'nin mülteci, sığınmacı sorununu hesaba katması gerekecek. Suriyelilerin geri dönmesi Suriye halkının lehine bir durum. Ama bunu Erdoğan ciddi bir seçim başarısı olarak gösterebilir. Avrupayı mülteci kartı ile tehdit eden Erdoğan Avrupa'dan aldıkları paralarla mültecilere destek oldu. Türkiye'nin desteklediği vahşi ve cihatçı gruplardan kaçan insanlar Türkiye'ye sığındı ve orada ucuz iş gücü olarak kullanıldı. Türkiye ekonomisi Suriyeli sığınmacılar ile zarar görmedi. Aksine kalkındı. Hem Avrupa'dan paralar alındı hem de Suriyeliler herkesten daha ucuza çalıştırıldı Türkiye'de. Erdoğan buna rağmen mülteci-sığınmacı sorununu ben çözdüm demek isteyecektir" diyor

'Osmanlı hayalleri duvara çarptı'

Erdoğan'ın Osmanlıcı hayaller ile komşu ülkelere dönük yayılmacı politikalarının duvara çarptığını ifade eden Fadıl Hama, bu başarısızlık sonucunda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ardından Mısır ile olan ilişkilerin normalleşme sinyalleri verdiğini belirtiyor. Hama yaptığı açıklamada Türkiye'nin zorunlu bir uğrak sonucunda Suriye ile de normalleşmek zorunda olduğunun ve sıranın Suriye'ye geldiğinin farkında olduğunu ifade ediyor. Türkiye'deki muhalefetin Erdoğan'ı Suriye gündemi ile sıkıştırmak istediğini belirten Hama, Erdoğan'ın bu kartı muhalefetin elinden almak istediğini düşünüyor.

'Türkiye'de ekonomik durum normalleşmeyi dayatıyor'


Türkiye'de ekonomik durumun ve hayat pahalılığın normalleşme gündemini dayattığı ifade eden Merve Arab, Türkiye'nin bu adım ile ekonomik bazı gelişmeleri de kendi lehine dönüştürmek istediğini ifade ediyor. Arab "Türkiye ekonomik sorunları görmezden gelemez. Aynı şekilde mülteci sorununu da. Ayrıca Erdoğan'ı Suriye ile normalleşmeye iten bir ABD ve Rusya da var. Ama Suriye'nin da somut talepleri var. İlk olarak işgal edilen yerlerden çıkılması ve bazı teröristlerin Suriye'ye teslim edilmesi. Bu olmadan mümkün görünmüyor" diyor.

'Esad'ın eli güçlü ve acelesi yok, köşeye sıkışan Erdoğan'

Süreç içinde Esad'ın onca yıkım ve savaştan sonra ayakta kaldığını ifade eden Fadıl Hama, Suriye'nin kaybedecek bir şeyinin kalmadığını ve normalleşme talebinin Türkiye'den geldiğini söylüyor.

Hama, zamanın Erdoğan'ın aleyhine işlediğini ifade ediyor. 

Fadıl Hama "Hem Esad hem de Suriye halkı bu taleplerin Türkiye'deki seçimlerden önce gündeme gelmesinin ne manaya geldiğinin farkında. Dolayısıyla Erdoğan Suriye'deki muhalefetin altından halıyı çekmeden bu süreci öremez. Seçimlere de az zaman kaldı ve Erdoğan için zaman artık çok değerli. Elindeki tüm fırsatları değerlendirecektir" diyor.

Hama, Erdoğan'ın daha çok şahsi ve partisinin çıkarları doğrultusunda adım atacağını belirtiyor. Gelinen süreçte yaşanacak herhangi bir normalleşmede Esad'ın taviz vermeden ilerleyeceğini söyleyen Hama, bunun Esad'a daha çok değer katacağını ifade ediyor. Aynı zamanda gündeme gelen normalleşmenin, Erdoğan'ın Suriye politikasının Türkiye halkı tarafından da akılcı bulunmadığının bir ifadesi olduğunu söyleyen Hama, savaşın olmadığı ve iki halkın dostluk içinde yaşamasının herkesin faydasına olacağını belirtiyor.

ÖZKAN ÖZTAŞ/SOL-Özel

BELLEK - 8 ARALIK -

      


OLAYLAR:

  • 1808 - Napolyon Bonaparte komutasındaki Fransız Ordusu, Madrid'e girdi.
  • 1863 - Santiago (Şili)'de bulunan Iglesia de la Compañía Kilisesi çıkan bir yangın sonucu tamamen yandı, 2000'den fazla kişi öldü. Yangın sonrasında bu alana bir anıt dikildi.
  • 1868 - İlk ışıklı trafik lambaları, Londra'da kullanılmaya başlandı.
  • 1886 - ABD'de Samuel Gompers Başkanlığında, Amerikan Emek Federasyonu  kuruldu.
  • 1936 - Nikaragua'da, Anastasio Somoza Cumhurbaşkanı seçildi.
  • 1941 - Pearl Harbor Saldırısından bir gün sonra Amerika Birleşik Devletleri Kongresi Japonya'ya savaş ilan etti ve II. Dünya Savaşı'na resmen girmiş oldu.
  • 1942 - Vatan gazetesi, Hitler ve Mihver Devletleri aleyhtarı yazılar nedeniyle kapatıldı.
  • 1948 - Birleşmiş MilletlerGüney Kore'nin tanınmasını onayladı
  • 1953 - Türkiye futbolda İspanya'yı eledi ve Dünya Futbol Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı.
  • 1953 - DSİ (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü) kuruldu.
  • 1962 - Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında "Karşılıklı Sağlık Yardımı Anlaşması" imzalandı. Türkiye'nin de katıldığı anlaşmaya göre, kendi ülkesinde tedavisi mümkün olmayan hastaların bakımı, bu imkânlara sahip ülkelerde yapılacak.
  • 1966 - Dünyanın ilk "işçi şirketi" olduğu söylenen Türksan kuruldu. Şirketin kuruluş amacının yurt dışında çalışan Türk işçilerin tasarruflarını değerlendirmek olduğu açıklandı.
  • 1967- Kıbrıs’taki kriz sonrasında Yunan askerlerinin adadan tahliyesine başlandı.
  • 1969- Yıldız Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde olaylar çıktı. Barbaros Durağı’nda otobüs beklerken kurşunlanan Yıldız DMMA ‘nın devrimci öğrencisi Mehmet Sevinçbüyük (25) hayatını kaybetti, biri ağır 2 öğrenci yaralandı.
  • 1972 - Doğan Koloğlu, 7,5 yıl hapse mahkûm oldu.
  • 1973 - Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, yazar Çetin Altan'ın cezasını affetti. Ancak Altan'ın 2 yıllık cezası af kapsamı dışında kaldı.
  • 1978- 26 Kasım’da Trabzon’da ülkücülerin silahlı saldırısında ağır yaralanan Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Dr.Necdet Bulut, tedavi edilmekte olduğu Hacettepe Tıp Fakültesi hastanesinde hayatını kaybetti.
  • 1980 - John Lennon, New York'ta kaldığı otelin önünde vurularak öldürüldü.
  • 1980 - 11 Şubat 1980'de sol görüşlü avukat Erdal Aslan'ı öldüren sağ görüşlü militan Cevdet Karakaş, ölüm cezasına çarptırıldı.
  • 1987- Dev-Sol duruşmasında tek tip elbise giymeyi reddettikleri için haklarının gasp edildiğini,işkence gördüklerini söyleyen ve tek tip elbiselerini yırtıp slogan atan 6 sanık salondan çıkarıldı. Sanıklar duruşmadaki eylemlerinden ötürü 6’şar ay hapis ve hücre cezası aldı.
  • 1987 - Ömer Kavur'un yönettiği Anayurt Oteli, 9. Nantes 3 Kısa Film Şenliği'nde büyük ödülü aldı.
  • 1987 - İsrail işgali altındaki topraklarda yaşayan Filistinliler, intifada hareketini başlattı.
  • 1987 - ABD Başkanı Ronald Reagan ve SSCB lideri Mihail Gorbaçov, orta menzilli nükleer füzelerin karşılıklı imhası için antlaşma imzaladı.
  • 1991 - Boris Yeltsin ile Ukrayna ve Belarus Cumhuriyetlerinin Devlet Başkanları, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) kuruluşunu ilan ettiler.
  • 1992 - TBMM, Somali'ye asker gönderilmesini kararlaştırdı.
  • 1994- Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan mal varlığını açıkladı: 148 kilo altın. Necmettin Erbakan yarım trilyonluk birikimi döviz ve altınla yapmış.
  • 1994- Demokrasi Partisi (DEP) davası sonuçlandı. İdamları istenen Hatip Dicle, Orhan Doğan, Leyla Zana, Selim Sadak, Sırrı Sakık ve bağımsız milletvekili Mahmut Alınak toplam 89 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aldıkları cezaları, cezaevinde yattıkları süreyle karşılayan Mahmut Alınak ve Sırrı Sakık tahliye oldu. 1991 genel seçimlerinde SHP listelerinden Meclis’e giren 8 milletvekili daha sonra kurdukları HEP’e geçmişler, HEP kapatılınca da DEP ile devam etmişlerdi.
  • 1995 - Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, kısaltması KESK olan memur sendikaları konfederasyonu kuruldu.
  • 1996- ÖDP’liler Kapıkule Sınır Kapısı’nda “Kapıları tutun, kaçamasınlar” eylemiyle giriş-çıkışları bir süre engelledi. Eylem, Susurluk’ta çete ilişkileri açığa çıkan Çiller, Ağar ve Bucak’ın yargılanması talebiyle sona erdi.
  • 1996 - PKK, rehin tuttuğu 6 askeri, Kuzey Irak'taki Zap kampında Refah Partisi Van Milletvekili Fethullah Erbaşİnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal ve Mazlum-Der İzmir Şube Başkanı Halit Çelik'e teslim etti.
  • 1998- İngiliz Channel 4 televizyonuna konuşan 1967-1971 arası ABD’nin Şili Büyükelçisi E.Korry, Allende’yi devirmenin ABD’nin açık hedefi olduğunu, darbeyi desteklediklerini söyledi. Eski CIA çalışanı R.McGehce de muhaliflerin listesini Pinochet’ye verdiklerini açıkladı.
  • 2000- KKTC’de genel grevin beşinci gününde başkent Lefkoşa’da 15 bin çalışanın katıldığı bir miting düzenlendi. Hükümet geri adım atınca grevi bitirme kararı alındı. Mitingde “Ankara’nın paketine de kuklalarına da hayır” sloganı atıldı.
  • ----------------------------------------------
  • 2002- AKP, 9 Şubat 2003’te yapılacak Siirt seçiminde Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olacağını resmen açıkladı.
  • 2003- Hükümet Şişe Cam Fabrikası’ndaki grevi 60 gün süreyle erteleme kararı aldı. 2001’deki Şişe Cam grevi de milli güvenlik nedeniyle ertelenmişti.
  • 2003 - Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından  YÖK  Başkanlığına atandı.
  • 2004 - Ohio eyaletindeki Damageplan konserinde Dimebag Darrell (Darrell Lance Abbott), Nathan Gale adlı bir çılgın tarafından sahnede vuruldu.
  • 2004- ABD Temsilciler Meclisi’nin onayladığı yasa tasarısıyla 15 istihbarat birimi tek çatı altında toplanıyor, kontrolu yeni kurulacak ulusal istihbarat direktörlüğü sağlayacak.
  • 2004-  Tüzüğündeki “Anadilde eğitim” ibaresinden dolayı Eğitim-Sen’in kapatılmak istenmesine karşı Kadıköy’den Ankara’ya hareket edecek gruba polis müdahale etti, 50 öğretmen gözaltına alındı.
  • 2004- Feminist yazar Nevval Saadavi Mısır’da başkanlık seçimlerinde aday olduğunu açıkladı. Saadavi, Mısır’ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana ilk kadın başkan adayı.
  • 2005- Hırvatistan ordusunun eski generali Ante Gotovina İspanya’da yakalandı. Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından 1995’te Hırvatistan’dan düzenlenen operasyonda Krajina kentinde yaşayan Sırp sivilleri öldürmek ve sürmekle suçlanıyordu.
  • 2006- ABD’nin Hindistan’la nükleer işbirliği anlaşması Kongre’nin iki kanadında da onaylandı. Hindistan artık ABD’nin nükleer yakıt ve teknolojisinden faydalanacak ve sadece sivil nükleer tesislerini denetime açacak, askeri nükleer tesislerinin gizliliği korunacak.
  • 2006-  KTÜ’de Öğrenci Kolektifi üyesi bir grup, Hopa AKP mitingindeki olaylardan ötürü tutuklanan arkadaşlarına destek için saçlarını kestirdi.
  • 2007– Küresel Eylem Grubu, AKP’nin Kyoto Protokolü’nü imzalaması talebiyle 78 ülkeyle eş zamanlı olarak Kadıköy’de yürüyüş/ miting yaptı.
  • 2007- Öğrenci Kolektifleri üyeleri, toplu taşıma araçlarında uygulanan aktarma ücretinin kaldırılması talebiyle Taksim’den Galatasaray’a yürüdü.
  • 2010- AÜ SBF’de CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum ile birlikte “Türkiye’de Anayasa”konulu konferansa katılan AKP’li TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu kürsüye gelirken yumurta, tuvalet kağıdı ve konfeti yağmuruna tutuldu, ardından polis kordonunda dışarı çıkarıldı. Gazetecilere, kendisinden önce konuşan Süheyl Batum’a yönelik sözlü tepkilerin “daha düşük profilli” olduğunu söyleyen Burhan Kuzu “Bu kadar beyinsiz öğrenci grubunu ilk kez bir arada görüyorum. Bu yumurtaları yeseler beyinlerine daha iyi gelir” dedi.
  • 2011- Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu’nda Sendikal Güç Birliği Platformu’na destek veren delegeler, AKP’li bakanları ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı protesto etti
  • 2011-  Hopa tutuklusu Ozan Gündoğdu’ya destek için saçlarını kesen 17 gencin “tanınmamak için saçlarını kestirdiler” iddiasıyla gözaltına alınmalarını protesto için, Ankara SBF önünde CHP’li Şafak Pavey ve BDP’li Sırrı Süreyya Önder ile bazı akademisyenler de saç kestirdi.
  • 2011-  AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Ege Üniversitesi Kampüsü’ndeki bir heykel açılışı sırasında yumurta atılarak protesto edildi. Bağış “Keşke o yumurtaları beslenmelerinde değerlendirseler, protein ihtiyaçlarını karşılarlar. Onlara kızmıyorum, acıyorum”dedi.
  • 2013- Sağlık Torba Yasası’nı ve Gezi Direnişi’nde izin almadan sağlık hizmeti verdikleri gerekçesiyle suçlu ilan edilmelerini protesto için Gezi Parkı merdivenlerinde açıklama yapmak isteyen hekimleri polis engelledi. Basın açıklaması Taksim Hill Otel önünde yapılabildi.
  • 2015- ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, göçmen ya da turist olarak ülkeye girmek isteyen Müslümanların alınmaması çağrısı yaptı.
  • 2016- Kamuoyunda “Kozmik Oda” olarak anılan soruşturmayı yürüten, “FETÖ” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tutuklandı.
  • 2017- ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının ardından; Kudüs, Batı Şeria ve Gazze olmak üzere bir çok islam kentinde cuma namazının ardından alınan karar protesto edildi.


DOĞUMLAR:



ÖLÜMLER:


      (derleyen: mstfkrc)