ABD Başkanı Joe Biden, Gazze için üç aşamalı ateşkes planı açıkladı:
1. aşama altı hafta (45 gün) sürecek. Bu aşamada İsrail askerleri Gazze’den çekilmeye başlayacak. Hamas yaşlı ve kadın rehineleri, İsrail de hapishanelerde tuttuğu Filistinlilerin bir bölümünü bırakacak. Gazze’ye insani yardım günlük 600 TIR seviyesine çıkarılacak. Filistinliler bu aşamada yaşadıkları bölgelere güvenli bir şekilde dönecekler. Asıl önemlisi, bu aşamada kalıcı ateşkes müzakereleri yapılacak. Müzakerelere bağlı olarak altı haftalık süre artabilecek.
2. aşamaya geçildiğinde Hamas’ın elinde kalan tüm rehineler serbest bırakılacak. İsrail Gazze’den tamamen çekilmiş olacak.
3. aşamada ise ölen rehinelerin cenazeleri teslim edilecek ve Gazze’nin yeniden inşa sürecine başlanacak.
ATEŞKES PLANININ SAHİBİ KİM?
Planı ABD Başkanı Biden dünya kamuoyuna açıkladı ama “İsrail’in önerisi” diye sundu. İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada ise plandan “Biden’ın önerisi” diye bahsedildi. İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz’ın anlaşmaya destek açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla ateşkes planı İsrail’in müzakere heyeti ile ABD’li görevliler tarafından hazırlandı. Nitekim Filistinli aktörler de plandan “ABD-İsrail önerisi” diye söz ediyorlar.
İSRAİLLİ AKTÖRLER PLAN İÇİN NE DİYOR?
Biden’ın planı açıklamasından bir saat sonra İsrail Başbakanlık Ofisi, “İsrail’in şartları sağlanmadan kalıcı ateşkes mümkün değil” çıkışı yaptı ve o şartları sıraladı: “Hamas’ın askeri ve idari gücünün yok edilmesi, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’nin İsrail için artık bir tehdit oluşturmamasının sağlanması.”
Ancak İsrail Başbakanlık Ofisi’nin bu açıklaması Biden’ın açıkladığı planın reddinden ziyade, Netanyahu’nun savaş yanlısı koalisyon ortaklarını yatıştırma hamlesi gibi görünüyor.
Nitekim İsrail Maliye Bakanı Betzalel Smotriç ve Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir anlaşmaya karşı çıktılar ve Netanyahu’ya “onaylanması durumunda hükümetin bir parçası olmayacaklarını” bildirdiler. İsrail Savaş Kabinesi üyesi Gantz ise anlaşmaya destek açıkladı.
FİLİSTİNLİ AKTÖRLER PLAN İÇİN NE DİYOR?
Hamas, ilk değerlendirmesinde ateşkes planını olumlu bulduğunu açıkladı.
Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el Bergusi ise İsrail saldırganlığının başarısızlığına işaret etti: “Biden’ın açıkladığı İsrail-ABD önerisi, İsrail saldırganlığının etnik temizlik, direnişin kökünü kazıma, Gazze Şeridi üzerinde kontrol kurma ve rehineleri zorla kurtarma hedeflerinin başarısızlığının kabulünü temsil ediyor.”
ABD-İSRAİL ATEŞKESE NEDEN MECBUR KALDI?
İşin ilginç yanı ateşkes planı, Hamas’ın üç ay önce önerdiği ateşkes planına benziyor. Hamas’ın hazırladığı, Mısır ve Katar’ın ABD’ye sunduğu o plana Biden itiraz etmişti. Plan o gün onaylansa 10 bin kişinin hayatı kurtulmuş olacaktı!
ABD’yi üç ay sonra benzer ateşkes planını gündeme getirmeye yol açan ise kuşkusuz güçlü iç ve dış etkenlerdir.
İç etkenler: Kasım seçimi öncesinde ABD çapında Filistin’e destek gösterilerinin artmış olması, hatta üniversite eylemleri boyutuyla bunun Amerikan demokrasisini tartışmaya açmış olması.
Dış etkenler: ABD ve İsrail iyice yalnızlaşıyor. İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda “soykırımcı” diye yargılanıyor, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcılığı İsrail başbakanı hakkında tutuklama talebinde bulunuyor, Filistin’e destek tasarıları BM üyelerinin çoğunluğu tarafından destekleniyor, Avrupa ülkeleri Filistin’i 1967 sınırlarıyla tanımaya başlıyor, Çin-Arap ortaklığı barış konferansı çağrısı yapıyor vb.
Özetle Küresel Güney, ABD ve İsrail’i ateşkese mecbur bırakıyor.(03/03/2024)
/././
Bir Cumhuriyet projesi: Seyyar Terbiye (eğitim) Sergisi (Sinan Meydan)
1933’te, Cumhuriyet’in 10. yılında, hem genç Cumhuriyet’in on yıllık birikimini halka göstermek, hem de özellikle eğitim, sağlık konularında ilkokul ve ortaokul öğretmenlerine ve halka yeni bilgiler vermek, yeni teknolojik araç ve gereçleri tanıtmak için bir trende Seyyar Terbiye Sergisi düzenlendi. Bu gezici sergi, 45 gün içinde 15 farklı şehirde 10.000’den fazla insanla buluştu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti her şeyden önce bir aydınlanma, bir uygarlaşma projesidir. Mustafa Kemal Atatürk, her türlü uygar yaşam olanaklarından yoksun bırakılmış, aydınlanmamış ve sanayileşmemiş bir din-tarım toplumunu aydınlatmak ve çağdaşlaştırmak istemiştir. Bunun için her şeyden önce 7’den 70’e tüm toplumu bilgilendirmeyi, bilinçlendirmeyi amaçlayan bir eğitim seferberliği başlatmıştır. Bu kapsamda ilginç ve özgün projeler de geliştirilmiştir. İşte o projelerden biri de 1933 yılında bir trende düzenlenen Seyyar Terbiye (Eğitim) Sergisi’dir.
TRENDE GEZİCİ SERGİ DÜŞÜNCESİ
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılına büyük önem veriyordu. Bu nedenle hükümet, çok kapsamlı bir 10. yıl kutlama programı yapmıştı. Kutlama hazırlıklarına aylar öncesinden başlanmış, Cumhuriyet’in on yılda yaptığı ekonomik yatırımları, kültürel atılımları ve toplumsal yenilikleri en etkili biçimde anlatabilmek için çeşitli projeler hazırlanmıştı. Bu kapsamda özellikle sergilerden ve sinemanın gücünden yararlanılmak istenmişti. Ayrıca Cumhuriyet’in on yılda yaptıklarını sadece Ankara, İstanbul ve İzmir gibi birkaç büyük kentte sergilemek yetmezdi, her kentte ayrı ayrı sergi açmak da dönemin koşullarında pek olanaklı değildi. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere Cumhuriyet’in on yıllık aydınlanmasını Anadolu’nun çeşitli kentlerine, köylerine ulaştıracak başka bir şey düşünülmeliydi.
Maarif Vekâleti (Eğitim Bakanlığı), Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları kapsamında, şehir şehir dolaşacak bir trende gezici bir sergi açmaya karar verdi. Aslında bu özellikle ilkokul öğretmenlerini yeni eğitim teknikleri konusunda bilgilendirecek bir eğitim sergisi olacaktı. 29 Mart 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesinde serginin amacı şöyle açıklanıyordu: “Bu sergi ile güdülen amaç muallimleri, bilhassa ilk mektep muallimlerini muhtelif okutma ve yetiştirme mevzuları ve yeni terbiye hareketleri hakkında aydınlatmak ve halk terbiyesine faydalı olmaktır.”
Sergide Cumhuriyet’in on yıllık kısa zamanda, özellikle eğitim ve sağlık alanında yaptığı ve yapmayı düşündüğü yenilikler görsellerle, afişlerle, özel tasarımlarla, çeşitli konferanslarla ve sinemayla halka anlatılacaktı. Sergide, Cumhuriyet’in on yıllık birikimi, eğitim, sağlık konusundaki yeni bilgiler, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ve çeşitli kitaplar sergilenecekti.
SEYYAR TERBİYE TRENİ
O yıllarda bilimsel, eğitici, öğretici etkinlikler “terbiye” olarak adlandırılırdı. Örneğin 1920’li-1930’lu yıllarda bilimsel, eğitici ve öğretici filmlerin tümüne “Terbiyevi Filmler” denilmekteydi. Bu nedenle trendeki bu gezici sergiye “Seyyar Terbiye Sergisi”, serginin düzenlendiği trene de “Seyyar Terbiye Treni” adı verilecekti. Cumhuriyet gazetesindeki bir haberde sergiden “Seyyar Pedagoji Sergisi” diye de söz edilmişti. (Cumhuriyet, 23 Nisan 1933, s. 2)
Cumhuriyet, 23 Nisan 1933Sergi, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun olarak eğitim ve sağlık konusundaki yenilikleri, müzeyi, sinemayı, kütüphaneyi, çağdaş bilgileri, merkezden uzaktaki kentlerde, kasabalarda ve köylerde yaşayan halkın ayağına götürecek ve Cumhuriyet’in on yılda yarattığı çağdaş dönüşümü halka gösterecekti. Böylece hem öğretmenlerin yeni eğitim teknikleriyle tanışması, hem halkın bilgilendirilip bilinçlendirilmesi hem de genç Cumhuriyet’in tanıtılıp sevdirilmesi amaçlanıyordu.
Trendeki gezici sergi ekibi Eğitim Bakanlığı Okul Müzesi Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Bakanlık Müfettişi Reşat Şemsettin Sirer, Bakanlık Sağlık Müfettişi Doktor Celal Otman, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Öğretmeni Hayrullah Örs, İzmir İlköğretim Müfettişi Ferit Oğuz Bayır, gazeteci Sadri Ertem’den oluşuyordu.
Vakit, 2 Haziran 1933AYDINLANMA VAGONLARI
Seyyar Terbiye Sergisi’nin düzenlendiği Seyyar Terbiye Treni, TCDD’nin 1927 yılında Avrupa’da özel olarak yaptırdığı üç vagondan oluşuyordu. Gezici sergi, konferansların verildiği bir "mektep" vagonu ile görsel-eğitsel malzemelerin sergilendiği iki vagonda düzenlenmişti.
Vagonlar, çocuk sağlığı panoları, okul öncesi ve ilköğretim dönemi eğitim araçları, resimler, grafikler, çocuk yayınları, ilk ve orta okul meslek öğretiminde öğretmen yetiştirme konusunda ve öğretmenin kendini yetiştirmesinde kullanılacak yardımcı araçlarla, beden, sağlık bilgisi konusunda filmler, afişler ve kitaplarla doluydu. Özenle hazırlanan gezici sergi, Gazi Eğitim Fakültesi işliklerinde üretilmiş malzemelerle donatılmıştı.
Sergiyi gezenler, daha sonra derslik vagonundaki konferanslara katılabilecekti. Bu konferanslarda olabildiğince görsel ve işitsel öğretim araçları (projeksiyon, film, resim, mikroskop, gramafon) kullanılacaktı. Lise olan yerlerde ayrıca özel konuşmalar ve laboratuvar uygulamaları yapılacaktı.
BİRİNCİ VAGON: MÜHİM VE MÜSPET İŞLER
Gezici sergisinin birinci vagonunda Cumhuriyet’in ilk on yılındaki “mühim ve müspet işler” sergileniyordu. Bu vagon, “Cumhuriyet idealini” anlatmayı, bu idealin nasıl hayata geçirilebileceğini öğretmeyi amaçlıyordu. Bu bölümde Cumhuriyet döneminde çeşitli alanlardaki gelişmeyi gösteren grafikler, Milli Mücadele sırasında ülkenin siyasi durumunu gösteren tablolar, ziraat ve sanayiye ait grafikler vardı.
Bu bölümde ayrıca Cumhuriyet öncesi eski okul binalarıyla yeni binaları karşılaştıran fotoğraflara, Ankara, İstanbul ve İzmir’deki okulları gösteren resimlere, yeni sınıfların ve pedagojik uygulamaların anlatıldığı bilgilendirme afişlerine, küçük çocukların bakımı ve eğitimine yönelik yeni yaklaşımların aktarıldığı yeni kitaplara yer verilmişti. Bu bölümde çeşitli okullardaki kütüphanelerin, temsil, bahçe, oyun ve derslerin, modern okul malzemelerinin fotoğrafları vardı. Bu bölümde ziyaretçilere kısa sunumlar da yapılıyordu.
İKİNCİ VAGON: SAĞLIK BİLGİLERİ
Gezici serginin ikinci vagonunu orta öğretime ve sağlık bilgilerine ayrılmıştı. Bu vagonda gençleri ve halkı ilgilendiren sağlık koruma levhalarına, afişlere ve kitaplara yer verilmişti. Bu vagonda, yeni okullarda öğrenci faaliyetlerine ve Gazi Muallim Mektebi öğrenci işlerine ait fotoğraflar da sergilenmişti.
MEKTEP VAGONU: SİNEMALI, GRAMAFONLU VE RADYOLU EĞİTİM
Gezici serginin mektep vagonunda ise seyyar muallim kütüphanesine ve konferans salonuna yer verilmişti. Bu vagonda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın, Kızılay’ın, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun, Maarif Cemiyeti ile çeşitli milli kütüphanelerin yayınları sergilenmişti. Buradaki salonda, eski ve yeni eğitim yaklaşımlarının, Millet Mekteplerinde gerçekleştirilen çalışmaların, Halkevlerinde ve köy odalarındaki eğitim faaliyetlerinin anlatıldığı konferanslar düzenlenecekti. Bu vagonda, gramofon ve radyo yardımıyla uygulanacak bir yetişkin yaygın eğitimine de yer verilmişti. Sergi boyunca Tonguç ve Örs iş eğitimi ve uygulamaları; Sirer, eğitim ve öğretim akımları; Otman, okul sağlığı; Bayır ise İzmir ilkokullarındaki yeni uygulamalar konusunda konferanslar vermişti. Bu vagonun dershane bölümünde bir de Gazi Mustafa Kemal Atatürk köşesi hazırlanmıştı. Bu köşede Atatürk’ün hayatının çeşitli dönemleri gösteren fotoğraflar, nutuklarından alınmış parçalar ve Atatürk heykeli vardı.
GEZİCİ SERGİNİN YARATTIĞI ETKİ
İçinde Seyyar Terbiye Sergisi’ni taşıyan Seyyar Terbiye Treni, 21 Nisan 1933 tarihinde Ankara’dan Samsun’a doğru hareket etti. Gezici sergiyi taşıyan tren Kırıkkale, Yerköy, Fakılı, Kayseri, Sarıoğlan, Şarkışla, Sivas, Yıldızeli, Zile, Turhal, Amasya, Havza, Ladik, Kavak ve Samsun’da 15 istasyonda durdu. Serginin ara istasyonlarda bir iki gün, büyük istasyonlarda bir hafta kalması planlanmıştı. Halk büyük bir ilgiyle sergiyi gezdi. Halka çeşitli konferanslar verildi, sergiler düzenlendi, filmler gösterildi. Tam 1002 km yol yapan Seyyar Terbiye Treni, 4 Haziran 1933 tarihinde görevini tamamlayarak Ankara’ya döndü. Eğitim Bakanlığı’nın bastırdığı “Seyyar Terbiye Sergisi Kılavuzu” adlı broşürde sergi vagonlarındaki konular ve mektep vagonundaki konferanslar üzerine açıklayıcı bilgiler yer alır. Trende, konferans verenler arasında, daha sonra Köy Enstitüleri projesini hayata geçirecek olan İsmail Hakkı Tonguç da vardı.
Cumhuriyet, 5 Haziran 1933
Türkiye’deki en özgün ve en ilginç halk eğitim uygulaması olan Seyyar Terbiye Sergisi’nden ve sergi kapsamındaki etkinliklerden yaklaşık 10.000’den fazla kişi yararlandı. Yolculuk boyunca 1300 öğretmenle karşılaşılıp görüşüldü. Sergi boyunca 947 ilkokul öğretmenine, 300 orta-lise öğretmenine mesleki konularda seminer verildi. Öğretmenler özellikle Halkevleri ve köy odalarında 92 konferans verdiler. Büyük şehirlerde halka ve aydınlara da toplumsal, bilimsel ve sağlık konularında konferanslar verildi. Trende 44 gün boyunca projeksiyon makinesiyle çeşitli konularda filmler gösterildi. Halka 10.000’den fazla ücretsiz kitap dağıtıldı. Uğranılan ve kalınan yerlerde halkla konuşuldu, halkın istediği konularda da halka bilgi verildi. Halka, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri anlatıldı.
10 yaşındaki genç Cumhuriyet, kuldan birey haline getirmeye çalıştığı yurttaşlarına, yaklaşık 1.5 ay devam eden bu gezici sergiyle yeni eğitim tekniklerini ve araçlarını, çocuk bakımını ve çocuk yetiştirmeyi, salgın hastalıklardan korunmayı, modern tarım ve üretim yöntemlerini öğretti, kütüphaneyi, kitabı ve sinemayı tanıttı. Cumhuriyet’in kısa sürede yarattığı birikimi gösterdi, Cumhuriyet ideallerini anlattı, Cumhuriyet’in kurucu önderi Atatürk’ü tanıttı. Bu sergi, Anadolu’da görev yapan 1300 civarında öğretmenin bilgi ve görgüsünü artırarak onlara yeni ufuklar açtı.
1933’te, Cumhuriyet’in 10. yılında, Eğitim Bakanlığı’nın bir trende düzenlediği ve 15 kasaba ve kenti ziyaret eden Seyyar Terbiye (Eğitim) Sergisi, Cumhuriyet’in bir aydınlanma, bir uygarlık projesi olduğunun en açık kanıtlarından biridir. Cumhuriyeti kuranlar, Cumhuriyet’in 10. yılında Anadolu’da görev yapan öğretmenlerini, öğrencilerini ve halkı en yeni bilimsel bilgilerle tanıştırmak istemiştir. Öte yandan gezici serginin düzenlediği yer (tren), serginin biçimi, içeriği, kapsamı, (gezici olması, bilimsel bilgileri, çağdaş teknolojileri içermesi) serginin hedeflediği kitleler, (öğretmenler, öğrenciler ve halk) Cumhuriyet’in akla ve bilime dayılı çağdaş eğitim anlayışının ve halkçı aydınlanma modelinin en özgün uygulamalarından biri olarak tarihteki yerini almıştır.
5 Haziran 1933’te gazeteler Eğitim Bakanlığı’nın seyyar sergisinin Ankara’ya döndüğünü yazıyordu. Serginin akılcı ve bilimsel niteliği dikkat çekiyordu. Tam 91 yıl sonra 5 Haziran 2024’te bugün ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın Maarif modelinin akılcı ve bilimsel eğitimi nasıl yok edeceğini konuşuyoruz.
KAYNAKLAR
“Seyyar Terbiye Sergisi Ankara’ya Dönüyor”, Cumhuriyet, 5 Haziran 1933, s. 6
“Seyyar Terbiye Sergisi”, Cumhuriyet, 29 Mart 1933, s.3.
“Seyyar Pedagoji Sergisi Kırıkkale’de”, Cumhuriyet, 23 Nisan 1933, s. 2.
“Seyyar Terbiye Sergisi”, Vakit, 2 Haziran 1933, s.1,9;
“Seyyar Terbiye Sergisinde-8”, Vakit, 9 Mayıs 1933, s. 6.
“Seyyar Terbiye Sergisi”, Vakit, 14 Mayıs 1933, s.1.
“Seyyar Terbiye Sergisi”, Hâkimiyeti Milliye, 21 Nisan 1933, s.1.
İsmet Arasan, “Terbiye Treni (Seyyar Terbiye Sergisi)”, Atatürk Ansiklopedisi, pdf.
Engin Tonguç, Bir Eğitim Devrimcisi: İsmail Hakkı Tonguç (Birinci Kitap), Ankara, 1997.
Alev Gözcü, “İsmail Hakkı Tonguç ve Seyyar Terbiye Gezisi”, Aramızdan Ayrılışının 50. Yılında İsmail Hakkı Tonguç ve Okulöncesinden Yükseköğretime Eğitim Sorunları, Çözüm Önerileri Sempozyum Bildirileri, İzmir, 2010, s. 368-376.
“Eğitim Tarihimizin Unutulmuş Sayfası: Seyyar Terbiye Sergisi”, https://egitimkolektifi.com/ (Son erişim, 4 Haziran 2014)
Aydın Karataş, “Aydınlanma Treni”, Aydınlık, 3 Haziran 2024.
(CUMHURİYET)