Toprak Mahsulleri Ofisi 2024 hububat alım fiyatları açıklandı (Birgün)Tarım ve Orman Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin 2024 hububat alım fiyatlarını açıkladı. TMO makarnalık buğday için ton başına 10 bin, ekmeklik buğday için ton başına 9 bin 250 ve arpa için ton başına 7 bin 250 lira ödeme yapacak. Üreticiler ise birçok defa açıklama yaparak buğday taban fiyatının kilogram bazında 15 ila 18 TL olmasını talep etmişti.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) 2024 hububat alım fiyatlarını açıkladı. TMO makarnalık buğday için ton başına 10 bin, ekmeklik buğday için ton başına 9 bin 250 ve arpa için ton başına 7 bin 250 lira ödeme yapacak.
Bakanlık, buğday ithalatının 21 Haziran 2024'ten geçerli olmak üzere 15 Ekim 2024 tarihine kadar durdurulduğunu, bu tarihte oluşacak piyasa şartlarına göre durdurma işleminin ötelenebileceğini açıkladı. Bakanlık ayrıca, 2018 yılı eylül ayından bu yana yasak olan ve yurt içinde üretilen buğdaylarla yapılan kati un ihracatının serbest bırakıldığını, ekmeklik/makarnalık buğday ve arpa ile bunların kırıkları dahil ihracatının ise kontrollü olarak serbest bırakıldığını bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024 yılı Toprak Mahsulleri Ofisi hububat alım fiyatları ve fark ödemesi desteklerini duyurdu. Bakanlık, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı çiftçilere ayrıca buğday için ton başına 1750 liraya kadar, arpa için ton başına 750 liraya kadar fark ödemesi desteği verileceğini bildirdi.
Toprak Mahsulleri Ofisi 2024 yılı hububat alım fiyatları şöyle:
"-Makarnalık buğday için ton başına 10 bin lira,
-Ekmeklik buğday için ton başına 9 bin 250 lira,
-Arpa için ton başına 7 bin 250 lira."
Bakanlığın açıklamasında, TMO 2024 hububat alım fiyatları ve fark ödemesi desteklerinin belli olduğu belirtilerek, "2024 yılı bitkisel üretimine yönelik TÜİK 1.Tahmin verileri açıklanmış olup, hububat grubunda geçen yıla göre ortalama yüzde 5,4 azalış beklenmektedir. Buğday üretiminin ise geçen yıla göre yüzde 4,5 azalışla 21 milyon ton olması beklenmektedir. Hububat hasadı şu anda ülke genelinde yaklaşık yüzde 5 seviyelerindedir" ifadelerine yer verildi.
14 Mayıs 2024 tarihinden itibaren üreticilere depolama imkânı sağlamak amacıyla TMO'ya arz edilen ürünlerin teslim alınmaya başlandığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:
"Hasat başlangıcından bu güne kadar gelinen süreçte piyasalar yakından takip edilerek, bu gün itibariyle TMO hububat alım fiyatları ve fark ödemesi desteklerinin açıklanmasına karar verilmiştir. 2024 mahsulü hububat alım fiyatları (2. gruplar için) ton başına makarnalık buğdayda 10 bin TL, ekmeklik buğdayda 9 bin 250 TL, arpada 7 bin 250 TL olarak belirlenmiştir.
Bakanlığımızca Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday için ton başına 1.750 TL'ye kadar, arpa için ton başına 750 TL'ye kadar fark ödemesi desteği verilecektir. Bakanlığımızca verilecek fark ödemesi desteği ile birlikte üreticilerimizin eline ton başına; makarnalık buğdayda 11 bin 750 TL, ekmeklik buğdayda 11 bin TL, arpada 8 bin TL geçecektir."
Üreticilere ilave olarak gübre, mazot ve sertifikalı tohumluk desteği de verilmeye devam edileceği aktarılan açıklamada, ürün bedeli ödemelerinin 45 gün içerisinde doğrudan üreticilerin banka hesaplarına yapılacağı ifade edildi.
"TİCARET BAKANLIĞIYLA BAZI TEDBİRLER ALINDI"
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Üreticilerimizin hasat döneminde arz yoğunluğu kaynaklı fiyat düşüşlerinden etkilenmesini önlemek, ihracatımız için gerekli hammadde tedarikini yurt içi üretimden karşılamak ve üretici lehine piyasa istikrarını sağlamak amacıyla Ticaret Bakanlığımızla birlikte bazı dış ticaret tedbirlerinin alınmasına ve uygulanmasına karar verilmiştir.
Bu tedbirler, 2018 yılı Eylül ayından bu yana yasak olan ve yurt içinde üretilen buğdaylarla yapılan kati un ihracatı serbest bırakılmıştır.
Ekmeklik/Makarnalık buğday ve arpa ile bunların kırıkları dahil ihracatı kontrollü olarak (TMO'dan uygunluk almak şartıyla) serbest bırakılmıştır.
Dahilde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithalatı 21 Haziran 2024'ten geçerli olmak üzere 15 Ekim 2024 tarihine kadar durdurulmuş olup bu tarihte oluşacak piyasa şartlarına göre anılan durdurma işlemi daha ileri bir tarihe de ötelenebilecektir.
Alımlara ilişkin detaylar ile diğer ürün fiyatlarına ilişkin açıklama TMO tarafından yapılacaktır.
Tüm üreticilerimize hayırlı ve bereketli bir hasat sezonu diliyoruz.
CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL'DEN TEPKİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tarım Bakanlığı'nın hububat alım fiyatına ilişkin kararına tepki gösterdi. Özel, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, buğdayın kilogram fiyatının en az 15 TL olması gerektiğini vurguladı. Özel, şunları söyledi: "AK Parti Hükümeti ve Tarım Bakanlığı çiftçilerin alın terini, emeğini maalesef yok saymıştır. Bu, üreticinin ölüm fermanıdır. Açıklanan hububat fiyatı, maliyetin bile altında kalmıştır, buğdayın kilogram fiyatı en az 15 TL olarak güncellenmelidir."
*
Görev TCDD'ye! Taliban’a yardım Hazine’den! (Mustafa Çakır-Cumhuriyet)
İktidar, Taliban yönetimindeki Afganistan’a yapılacak insani yardımlar için TCDD Taşımacılık AŞ’yi görevlendirdi. Görevlendirme nedeniyle ortaya çıkacak bedel ise Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden ödenecek. İleride, görevlendirmeye dayanak oluşturan belgeler sahte çıkarsa bakanlık, TCDD Taşımacılık AŞ’den gecikme faizi uygulayarak tutarları tahsil edecek.(https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/talibana-yardim-hazineden-2214829)
Yeni Şafak’ın haberinden dikkat çeken bölümler şöyle:
“Yaklaşık 30 yıl önce fason üretim ve ucuz iş gücüyle anılan Çin artık birçok alanda ekonomik bir güç. Bunu başarmak için ise özellikle 2000’li yıllardan itibaren deyim yerindeyse hissettirmeden sürdürdüğü bir istila politikası uyguluyor.”
“Komünist rejimle, kapitalist ekonomi politikaları uygulayan ülke, kapalı bir kutu. Çinli büyük firmaların neredeyse tümü ya devletin ya da devletin güdümündeki politikalarla ilerliyor. Küresel ekonomide kural tanımadan ilerleyen söz konusu şirketler devletlerinden ucuz kredi alarak yatırım veya ihracat yaptıkları ülkelerde avantaj sağlıyor.
“Zaman içinde sessiz ve derinden ilerleyen bu işletmeler bir süre gittikleri ülkedeki sektörleri ele geçiriyor. Bazı pazarlarda ise ‘Para yakma’ stratejisini yani kâr elde edene kadar zarara katlanma durumunu pervasızca uyguluyor. Bunun için yoğun devlet destekleri alınıyor.
“Kamudan bu şirketlere ne kadar para aktarıldığı ise bilinmiyor çünkü komünist rejimde veri ve bilgiler genelde saklanıyor.”
“Uluslararası ilişkilerde ‘Salam dilimleme taktiği’ olarak bilinen fark ettirmeden ve yavaşça istediğini elde etme politikası sürdürüyor. Asya devinin bu istila politikası en açık şekilde Afrika kıtasında görülüyor.”
“Pekin Yönetimi’nin ihracatçıya verdiği yoğun destek, sübvansiyon, uzun vadeli kredi ve hatta ucuz lojistik maliyetleri birçok ülkedeki yerli üretimi tehdit ederken, ticaret dengesini de bozuyor. ABD ve Avrupa Birliği kendi şirketlerini Çin baskısına karşı korumak için yoğun mücadele ediyor.”
“[Kuşak ve Yol Girişimi] katılımcı ülkeler için önemli ekonomik ve ticari fırsatlar oluşturma potansiyeline sahip. Ancak, altyapı projeleri sayesinde Çin ürünlerinin Asya, Akdeniz ve Avrupa'ya kolayca yayılmasından endişe ediliyor. Tüm bu projeler sayesinde Çin malları kolayca diğer pazarlara ulaşacak.”
*
Buğday fiyatı hüsrana uğrattı: Üretime düşmanlar (Havva Gümüşkaya-Birgün)
Çiftçinin endişeyle beklediği buğday alım fiyatları hüsrana uğrattı. Geçmiş yıllarda buğday alım fiyatını AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklarken, bu yıl fiyatların düşük olması nedeniyle sessiz sedasız sosyal medya üzerinden açıklama yapıldı.
Ekmeklik Buğday için ton başına 9 bin 250 TL ve makarnalık buğday için 10 bin TL fiyat belirleyen TMO, arpa fiyatını ton başına 7 bin 250 TL olarak belirledi.
Hububatta destekleme primi ise buğday için ton başına bin 750 TL ve arpa için 750 TL olarak duyuruldu. Böylece, destekleme primi sonrası fiyatlar ekmeklik buğdayda 11 bin TL, makarnalık buğdayda 11 bin 750 TL ve arpada 8 bin TL'ye kadar çıkabilecek.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın buğday taban fiyatı için beklenen 15 lirayı yüksek bulduğu iddia edilmişti.
SOL Parti, "Şirketlere ve tüccarlara hizmeti bırakın, derhal buğday alım fiyatını, üreticinin emeğinin karşılığını verecek şekilde açıklayın" diyerek bugün Uşak Ulubey’de Ziraat Odası önünde bir basın açıklaması gerçekleştirecek.
Birçok temel gıdanın hammaddesi olması nedeniyle stratejik öneme sahip olan buğdayda son yıllarda kriz yaşanmaya başladı. Üretim maliyetinin altında kalan alım fiyatlarının yanı sıra üreticiyi desteklemek yerine ithalata milyonlarca dolar harcandı. Bu durum, üreticilerin buğday üretiminden uzaklaşmasına neden oldu.
MALİYETLER ARTTI
Üreticiler, maliyetlerini karşılayacak ve yaşamlarını sürdürebilecek kadar kar elde edebilecekleri bir alım fiyatının açıklanmasını istiyor. Buğday maliyetlerindeki artışın temel nedeni, girdi maliyetlerindeki artışlar oldu. Özellikle ithal edilen kimyasal gübrelerin dolar kurundaki değişimler nedeniyle fiyatları aşırı yükseldi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) verilerine göre buğday üretiminde kullanılan zirai ilaçların maliyeti geçen yıla göre yüzde 52 oranında arttı. Çiftçilerin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogram başına 10 lira 87 kuruşa ulaştı.
ÜRETİM KAYBI BEKLENİYOR
Bu yıl üretimde kayıp bekleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), hububatta bu yıl toplam üretimin geçen yıla göre yüzde 5,4 oranında azalmasını öngörüyor. Hububat içerisinde üretimin, arpada yüzde 8,7, mısırda yüzde 5,6, buğdayda yüzde 4,5 oranında gerilemesi bekleniyor. Üretimdeki gerilemede kuraklık kaynaklı rekolte kaybının etkili olacağı tahmin ediliyor.
Son 10 yılda buğday ekim alanları yüzde 13,7 oranında daraldı. Ekim alanlarındaki gerileme, çiftçinin buğday üretiminden uzaklaştığını gösteriyor.
FİYAT DÜŞTÜ
TMO’nun alım fiyatının açıklanması beklenirken, hasada başlanan yerlerde özel sektörün alım fiyatları düşmeye başladı. DHA’ya konuşan Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi ve Zahireciler Derneği Başkanı Mehmet Şerif Öter, Mardin Ovası’nda fiyatların son bir hafta içinde yüzde 10 düştüğünü belirtti. Maliyet artışlarından dolayı çiftçinin ciddi anlamda mağdur olduğunu söyleyen Öter, buğdaydan elde edilen gıda maddelerinin fiyatı artarken buğday fiyatının düşmesinin büyük bir çelişki olduğunu vurguladı:
"Şu an hasadı yapılan buğday, birinci sınıf makarnalıktır. Bu buğdayın, 20-25 gün önce tonu 11 bin 500 liraydı, bu buğday Hububat Ticaret Merkezimizde satışa sunuldu ve 10 bin 100 liraya satıldı. Yüzde 10 fiyat düşüşü var. Ekmeklik buğday da 10 bin 800 liraydı, şu an tonu 10 binin altına düşmüş. Bu şekilde giderse çiftçi büyük zarar eder. Bir an önce açıklanması beklenen fiyatın, hem çiftçiyi koruması hem de çiftçiyi mutlu etmesi gerekir. Verilecek fiyat çiftçinin beklentisini karşılamazsa da mutlaka ek desteklerin sağlanması gerekiyor. Bir kere her şeyden önce çiftçinin kullandığı mazot başta olmak üzere gübre ve tohumda vergiler sıfırlanmalı."
İTHALATTA DÜNYA İKİNCİSİ
Hükümet, buğday üretiminden kaçışı engellemek yerine ithalatı teşvik eden uygulamalara imza atıyor. Türkiye, Çin’in ardından en yüksek buğday ithalatçısı konumuna geldi. Türkiye’nin buğday ve ürünleri ithalatının yüzde 97,3’ünü buğday ithalatı oluşturuyor. Tarım Bakanlığı’nın raporuna göre, 2022/23 pazarlama yılında buğday ithalatının yüzde 30,2 arttığı tahmin ediliyor. Türkiye, 2022/23 pazarlama yılı verilerine göre buğday ithalatının yüzde 68,2’sini Rusya’dan, yüzde 26,6’sını ise Ukrayna’dan gerçekleştirdi.
Rusya’da da bu yıl aşırı hava olayları nedeniyle üretimin azalacağı ifade ediliyor. Bu nedenle buğday fiyatları Rusya’da da artmaya başladı. Rusya’da buğday fiyatları yaklaşık 250 dolar seviyesine ulaştı.
TÜRKİYE BUĞDAY İTHALATINDA ÖNEMLİ ÜLKELERİN PAYLARI (%) (2022-2023)
Kazakistan: 0,9
Moldova: 1,0
Diğer: 3,3
Ukrayna: 26,6
Rusya Federasyonu: 68,2
BUĞDAY EKİLEN ALAN (HEKTAR)
ÜRETİCİLER SESLERİNİ YÜKSELTSİN
Çiftçiler Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, TMO’nun buğday depolarının dolu olduğunu belirterek "Çiftçinin buğday üretmesini istemiyorlar" diyerek alım fiyatlarının hala açıklanmamasına tepki gösterdi. Geçen yıl hasat döneminde gümrük vergisiz ithalat yapıldığını ve TMO’nun depolarında yaklaşık yedi milyon ton buğday olduğunu belirten Erdem, "Üç milyon ton da yeni ithalat yapmışlar. Bütün depolar dolu. Özel sektör almak istemiyor. Buğday fiyatları giderek düşüyor. Girdi fiyatları yükseliyor" diye konuştu.
Uluslararası piyasada tekeller tarafından fiyat belirlendiğini ifade eden Erdem, şöyle konuştu: "Yurtdışında da fiyatlar düşüyor. Şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar. Onun için de randevu sistemi getiriyorlar. Fakat buğdayları çiftçilerin elinde tutabilmesi mümkün değil. Anadolu, buğdayın ilk ortaya çıktığı yer. Buğday üretiminden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Zaten açık ve net planları şu; siz daha çok emek yoğun, bitkisel üretimlere yönelin, makinalı, büyük alanlarda yapılan üretimden uzaklaşın. Şimdi bu plan işliyor ve buğday üreticileri, arpa üreticileri zor duruma düşüyor. Birçok çiftçi, mesleklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor."
Üreticilerin seslerini yükseltmeleri gerektiğini söyleyen Erdem, "Girdi fiyatlarının yükselmesiyle beraber buğdayın maliyeti 10 liraya çıktı. Ziraat Odası, 13 TL + 2 TL prim istiyor. Çiftçi tabii ki maliyetinin üstünde ürününü satmak istiyor. Yoksa bir daha ekemeyecek, üretimini sürdüremeyecek. Üreticiler, bu süreçte kendi seslerini yükseltebilirlerse ve örgütlü olarak davranabilirlerse bu fiyatın yükselmesini sağlayabilirler" diye konuştu.
NÜFUS ARTTI, ÜRETİM DÜŞTÜ
• 2002’de 1,1 milyon ton buğday ithalatı yapılırken, 2022-23 döneminde ithalat 12 milyon ton oldu.
• 2002’de buğday ithalatı için 150 milyon dolar harcanırken, 2023 yılında bu rakam 3 milyar 402,4 milyon dolara çıktı.
• Buğday ekim alanları 2000 yılındaki 9,4 milyon hektardan 2023’te 6,6 milyon hektara kadar geriledi.
• 1979’da Türkiye nüfusu yaklaşık 43 milyonken buğday üretimi 17,5 milyon ton olarak gerçekleşiyordu. 2023’te Türkiye nüfusu bu sayının iki katına ulaşmışken buğday üretimi 22 milyon tonda kaldı.
*
Sağlıksız sistem-Hastane değil dipsiz kuyu (Mustafa Bildircin-Birgün)Sağlık sistemi yerine müteahhitlere çağ atlatan şehir hastaneleri için ilk 5 ayda yapılan garanti ödemesi 34,8 milyar TL oldu. Ocak 2017-Mayıs 2024 dönemindeki garanti ödemesi toplamı 148,5 milyar TL'ye ulaştı.(https://www.birgun.net/haber/sagliksiz-sistem-535958)
Emekli hekimlerin aylığı kesiliyor (Berkay Sağol-Birgün)Emekli olan hekimlerin aylıklarından “borç” adı altında kesintiler yapıldı. Bu uygulamanın yanlış artış oranı yüzünden ortaya çıkan maaş farkından dolayı olduğu belirtilirken hekimler kesintilere tepki gösterdi.(https://www.birgun.net/haber/emekli-hekimlerin-ayligi-kesiliyor-535959)
*
Mahkeme başkanından tahliye ettiği istismar sanığına skandal nasihat: Küçük kızlardan uzak dur (Evrensel)
Zonguldak’ta istismardan aldığı ceza bozulan istismar sanığını tahliye eden mahkeme başkanı sanığa “Umarım küçük kızlardan uzak durman gerektiğini anlamışsındır” diye nasihat etti. Mahkeme heyeti, iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Heyet, sanığın 1 yıldır tutuklulukta geçirdiği süre ve tutuklamanın tedbir niteliğinde olması durumlarını göz önüne alarak Uğur A.’yı yurt dışı çıkış yasağı ve haftada 1 imza şeklinde adli kontrol tedbiriyle tahliye etti. Kararını açıklayan mahkeme başkanı sanığa, “Diğer dosyada eksiklikler var. Şu aşamada kısa sürede karar veremiyoruz. Tahliyene karar verdik. Dışarı çıktığında umarım yaşı küçük kızlardan uzak durman gerektiğini anlamışsındır” dedi. Duruşma, eksik hususların giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi.(https://www.evrensel.net/haber/520418)
İYİ Partili belediye, Abdullah Çatlı'nın adını kent meydanına verdi (Cumhuriyet)
1980 öncesi yaşanan birçok katliamla birlikte anılan isimlerden Abdullah Çatlı’nın adı, Nevşehir’de İYİ Partili belediyenin kararıyla bir meydana verildi. İYİ Partili Nevşehir Belediyesi, Susurluk Kazası'nda ölen suç örgütü lideri ve Bahçelievler Katliamı'nın faillerinden Abdullah Çatlı'nın ismini kentteki Borsa Kavşağı’na verdi. Belediye meclisi tarafından alınan kararı kamuoyu ile paylaşan Belediye Başkanı Rasim Arı, “Bu şehrin meclis üyeleri kendi evlatlarına nasıl sahip çıktığını 28 yıl sonra ortaya koymuştur. Bu şehirde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Herkes seçilmiş belediye başkanına saygı duymayı öğrenecek. Öğrenemeyenlere önce ben sonra da Nevşehirli öğretir” ifadelerini kullandı.(NEVŞEHİR'İN KAHRAMANIYMIŞ!) Abdullah Çatlı'nın ağabeyi Zeki Çatlı da kararı sosyal medya hesabı üzerinden "Olması gereken oldu" diyerek kutladı. Zeki Çatlı, karar sonrası açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Nevşehir'de "Borsa Kavşağı" olarak bilinen yerin adı "Abdullah Çatlı Meydanı" oldu. Daha önceki belediye başkanlarının yapamadığı bir kahraman adının bulvara verilme olayını Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı yüreklilik göstererek gerçekleştirmiştir. Memleketimiz Nevşehir'in kahramanlarına sahip çıkarak büyük yüreklilik gösterip, nice vatan sevmezi karşısına almak uğruna vefadan vazgeçmemiştir. Bütün gayretlerinden, çalışma ve fedakarlıklarından dolayı Sayın Rasim Arı''ya teşekkür ediyor, alnından öpüyorum."(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/iyi-partili-belediye-abdullah-catlinin-adini-kent-meydanina-verdi-2214868)
Yabancı dil ile TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinin ikinci plana atılması tepki çekti (Figen Atalay-Cumhuriyet)
Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılan merkezi sınavlarda, son yıllarda din kültürü ve ahlak bilgisi sorularının belirleyici bir etkiye sahip olması, “ölçme ve değerlendirme” açısından soru işaretleri yaratıyor.
2 Haziran’da yapılan LGS’de 10 adet din kültürü ve ahlak bilgisi sorusu soruldu. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil testlerinin soru sayısı da 10 oldu. Sınavı değerlendiren öğretmenler, din kültürü ve ahlak bilgisi soruları hakkında şu yorumu yaptı: “Geçmiş yıllardaki sınavlardan farklı olarak sınavda üç soru doğrudan bilgi temelliydi. Çeldiricileri kuvvetli sorular yer aldığı için dikkati ölçen bir sınav olarak değerlendirebiliriz. Bilgi ve kavram ağırlıklı bir sınav olması nedeniyle önceki yıllara göre öğrencileri zorlayıcı bir sınav oldu. Bazı sorular sarmal nitelikte olup birden fazla kazanımı ölçtü. Sorular genel olarak kolay ve orta zorluk derecesindeydi. Sınavda çeldiricisi yüksek bir soruya yer verildiği görüldü.”(‘KABUL EDİLEMEZ’) Eğitimci Ali Apaydın ise bir sıralama sınavının son sınıf konuları üzerinden yapılmasının kabul edilebilir bir uygulama olmadığını söyledi. Apaydın, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir milyondan fazla kişinin katıldığı bir sıralama sınavında 10 test sorusuyla bir derse ilişkin başarının ölçülmesi mümkün değildir. LGS’ye ilişkin en kabul edilemez olan ise teknik olarak birbiriyle eşdeğer katsayılara sahipmiş gibi görünse de Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil ve din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin sınav puanının hesaplanmasında kullanılan standart sapma. Türkiye geneli net ortalamaları, en yüksek ve en düşük adayın sonuçları gibi parametreler dikkate alındığında öğrenci başarısının hesaplanmasında din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin diğer iki dersten daha belirleyici olmasıdır. Bu durum kabul edilemez çünkü birbirinden farklı öğrenme eylemlerini içeren derslerden oluşan sınavların değerlendirilmesinde daha karmaşık öğrenme eylemlerini içeren derslerin daha basit öğrenme eylemlerini içeren derslerden daha belirleyici olması esastır. Ancak LGS’de bunun aksi bir durumla karşı karşıyayız. Son beş yıllık veriler, gündelik dilde kuru bilgi olarak tarif ettiğimiz kaydetme ve belleme gibi en basit öğrenme eylemlerinden oluşan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin daha karmaşık zihinsel eylemleri gerektiren iki dersten daha belirleyici bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Benzer bir tabloya geçen yıl Türkçe dersinin matematik dersinden daha belirleyici olmasında da tanık olduk.”