25 Nisan 2014 Cuma

Merkez Bankası’nın Bağımsızlığı-ÖZTİN AKGÜÇ

Faiz indirimi konusunda Merkez Bankası üzerinde siyasal baskı demeyelim ama enazından telkinler, Merkez Bankası bağımsızlığı sorununu güncelleştirmiştir. Günümüzün ekonomik paradigmalarından biri de merkez bankalarının bağımsızlığıdır. Merkez bankalarının siyasal, ekonomik, yönetimsel açılardan, amaç belirleme ve para politikası araçlarını seçme ve uygulamada bağımsız olmaları savunulmaktadır.Merkez bankalarının bağımsız olması esas itibarıyla kamu yararı, Merkez Bankası yöneticilerinin davranışı kuramına dayanır. Bu kurama göre politikacılar kısa vadeli politik çıkar güdüsüyle hareket ederler. Buna karşı bürokratlar, uzun vadeli kamusalçıkarları gözetirler. Para politikası da kısa vadeli politik çıkar hesaplarına göre değil, uzun vadeli kamusal yarar ve amaçlar çerçevesinde yürütülmelidir. 

Merkez Bankası bağımsızlığı uygulaması ülkelerin ekonomik yapılarına, gelişmişlik düzeyine, amaçlarına göre farklılık göstermektedir. Sık sık yollama yaptığımız kısaca Fed diye ifade edilen ABD Merkez Bankası, farklı uygulamaya örnek verilebilir.ABD’de bölgesel şubeleri olan tek merkezli bir merkez bankası değil, karmaşık yapısı olan bir sistem (Federal Reserve System) söz konusudur. Bu sistem, 12 Federal Reserve (Merkez) Bankası, yedi üyeden oluşan başkanlar (yöneticiler)kurulu, on iki üyeden oluşan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) ve binleri aşkınsisteme üye bölgesel merkez bankalarının sahibi ticari bankalardan oluşur. Ayrıca buyapı içinde her bölgeden (on iki Federal Merkez Bankası bölgesinden) birer temsilciolmak üzere on iki kişiden oluşan Federal Danışmanlık Konseyi de yer alır.ABD’nin federal yapısı, yanı sıra ekonomik gücün bir merkezde toplanmaması,ekonomik gücün bölgesel dengeli olarak dağılımı, tüm ekonomik çıkar gruplarının busistem içinde temsil edilmesi, yöneticilerin ABD Başkanı’nın ve siyasal eğilimlerin baskı altında kalmaması gibi düşünceler, böyle bir karmaşık yapının oluşmasına yol açmıştır. Bazen sistem değil, tahvil alım satımına karar veren Federal Açık Piyasa Komitesi de Fed olarak medyada hatta ekonomik tartışmalarda ifade edilmektedir. 
Kısaca Fed olarak ifade edilen sistemin bir özelliği de, belki de dünyada en fazla (bini aşkın) iktisatçı ve araştırmacı çalıştıran bir örgüt olmasıdır. Gerek ABD ekonomisine, gerek global ekonomiye ilişkin akademik değeri de olan araştırmalar yapılmakta, öngörülerde bulunulmakta, politikacılar, yöneticiler uyarılmaktadır. Her toplantıdan, karardan önce uzmanlar, ekonomistler, danışma kapsamında yöneticilere, hatta politikacılara bilgi vermekte, uyarıda bulunmaktadırlar. 
TC Merkez Bankası’na ilişkin benimsenen ilke, bankanın bağımsızlığıdır. TCMB, ekonomiye yön verebilecek en önemli kurumlardan biridir. Bankanın temel amacının fiyat istikrarı sağlanmak olarak belirlenmesine karşın TCMB de Avrupa Merkez Bankaları Sistemi’nde (ESCB) olduğu gibi fiyat istikrarı konusunda önyargılı olmadan, aşırı tutucu davranmadan ekonomik büyüme ve istihdam amaçlarını da göz önünde tutabilir. 
Merkez Bankası (MB) günümüzde ihracat reeskont kredisi vermekte, Eximbank aracılığı ile ihracatı fonlamaktadır. TCMB geçmişte olduğu gibi orta vadeli yatırım kredilerine de yönelebilir, önemli sınai ve enerji projelerini belli koşullarla fonlayabilir. TCMB kısa vadeli faiz haddi ile orta vadeli faiz haddi arasında ikincisi lehine bir farklılık da yaratabilir. Dış kaynak, sıcak para çekmede kısa vadeli faiz haddi etkili olduğundan, günümüz koşullarında TCMB’den bir bağlamda indirim beklenemez.Buna karşı orta vadeli yatırım kredilerinde daha düşük faiz haddi uygulayabilir. 
TCMB’nin Fed düzeyinde olmasa bile araştırma - uzmanlar grubu var. Araştırmalar,enflasyon raporunda kutular içinde yayımlanmakta, yararlı bilgiler içermektedir. TCMB, araştırma grubundan yararlanarak etkili yöntemler geliştirebilir, iş âlemi başta olmak üzere kamuyu da aydınlatabilir. 
Merkez Bankası yöneticileri bağımsızlık paradigmasının dayandığı “bürokratlar kamu yararı gözetir” kuramını kanıtlayabilirler. 

ÖZTİN AKGÜÇ
Cumhuriyet 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder