30 Haziran 2022 Perşembe

TARİHTE BUGÜN (30 HAZİRAN)

 


       OLAYLAR:

  • 1602- Celali isyanlarının lideri Karayazıcı öldürüldü.
  • Celâli İsyanları Devlet-i Âliyye’nin buhran içinde geçen yıllarında halk, yönetimdeki haksızlıklar, rüşvet ve iltîmaslar nedeniyle ayaklanır. Kimi fert eline tüfek alır dağa çıkar, kimisi de göçer gider…Celâli adı nasıl ortaya çıktı? Yavuz Sultan Selim zamanında meydana gelen bir isyan bütün Osmanlı târihine damgasını vurdu.Bozoklu Celal adlı bir tımarlı sipâhi şeyliğini îlan edip, etrâfına binlerce adam toplamıştı. Tokat’ın Turhal ilçesinde bir mağarada yaşayan Celal’in etrâfındaki insan sayısı 20 bine ulaşmıştı. Celal, yanındakilere kendisinin Mehdî olduğunu söylüyordu. Şah Veli ünvânını alan Bozoklu Celal, Tokat-Sivas havâlisinde hâkimiyet kurunca Osmanlı yöneticileri harekete geçti.Merkezden Celal’in üzerine Vezir Ferhad Paşa  gönderildi. Dulkadir beyi Şehsuvaroğlu Ali Bey’e de ona katılması emredildi. Üzerine gönderilen kuvvetlerle başa çıkamayacağını anlayan Bozoklu Celal, Sivas’a doğru hareket etti. İran’a kaçıyordu. Ferhad Paşa’nın Celal’e yetişememesi üzerine, onu kaçırmamak isteyen Şehsuvar Ali Bey, âsilerin Erzincan civârında önünü kesti. 1519'da meydana gelen savaşta âsiler mağlup edildi, Bozoklu Celal de öldürüldü. İsyan bitmişti. Ama adı yâdigâr kaldı. Bozoklu Celal’in isyânı Osmanlı literatüründe isyancı yâhud eşkiyâ kelimesine yeni bir değer kattı. Bu târihten sonra Anadolu’da isyân edenlere Celal’e nispetle celâli denildi. Celâliler için, ayrıca eşkiyâ, türedi eşkiyâsı  adları da kullanılmıştır. Büyük Celâli isyanları ne zaman meydana geldi? Bozoklu Celal’in isyânından sonra Kânûnî döneminde benzeri ayaklanmalar olduysa da Celâli İsyanları adı ile anılan asıl eşkiyâlık faaliyetleri 1596–1610 yılları arasında meydana geldi. 1593'te Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya ile 13 yıl sürecek bir savaşa girişmişti. Avusturya ile yapılan 13 yıl savaşlarının asıl sebebi Eflak ve Erdel gibi Osmanlı iâşesinin önemli bir kısmını karşılayan toprakların kaybedilmemesi içindi. Ancak bu dönemde askerî sistemde meydana gelen değişiklikler Avusturya ile savaşmayı artık pahalı ve zor bir hâle getirmişti. Bu savaşlar sırasında özellikle ekonomik açıdan zor durumda olan Osmanlı İmparatorluğu, piyâde asker ihtiyâcını Anadolu’daki işsiz gençlerden sağlamaya başladı. Yeni askerî sistem gereği ok ve kılıçla savaşan süvârinin yerini tüfekli piyade almaktaydı. Bu yüzden tımarlar azaltılıp, tüfekli asker istihdâmına yönelindi. Ayrıca tağşiş (paranın değerini düşürme) ve tımarların zengin kişilere satılması yüzünden de birçok tımarlı sipâhi tımarını kaybetmişti. İşsiz kalan tımarlı sipâhiler 25–50'şer kişilik gruplar hâlinde levend denilen haydut çeteleri oluşturup, eşkiyâlığa başladılar.  Büyük Celâli isyanları Haçova Savaşı’ndan sonra (1596) meydana geldi. 
  • Bu zaferden sonra veziriazam olan Cığalazâde Sinan Paşa orduyu disiplin altına almak için çadırının önüne gelmeyecek herkesi asker kaçağı sayacağını ilân etti. Asker kaçakları yakalandıklarında idâm edilecek, malları da hazîneye kaydedilecekti. Savaşa gelmelerine rağmen düzensizlik yüzünden ordudan ayrı düşmüş olan ve sayıları 25–30 bin kişiye ulaşan askerler, bu emir üzerine korkudan kaçarak Anadolu’da eşkiyâlık yapan gruplara katıldılar. 
  • Celâliler, Karayazıcı Abdülhalim gibi yetenekli bir lider bulunca oldukça tehlikeli hâle geldiler. Karayazıcı, savaşa gitmek istemeyen ve asker kaçağı olan grupları etrâfında topladı. 1598'den itibaren büyük celâli toplulukları kasaba ve şehirlere saldırmaya başladılar. Orta Anadolu ve Maraş civârında hâkimiyet kurdular. 1602'de Karayazıcı’nın öldürülmesinden sonra bütün Anadolu’ya yayıldılar.
  • 1859 - Fransız akrobat Charles BlondinNiagara Şelalesi'ni ip üstünde geçti.
  • 1882 - Amerika Birleşik Devletleri'nin 20. Başkanı James Garfield'i öldüren Charles J. Guiteau, asılarak idam edildi.
  • 1905 - Albert EinsteinHareketli Cisimlerin Elektrodinamiği isimli makalesini yayımlayarak özel görelilik kuramını ortaya atmış oldu.
  • 1908 - Tunguska olayı gerçekleşti.
  • Tunguska olayı, 30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında oluşan büyük gök patlamasının adıdır. Patlama 10-15 megatonluk bir dinamit kütlesinin patlamasına eşdeğerdi. Kesin olmayan verilere göre patlamanın nedeninin, bir kuyruklu yıldız parçasının ya da asteroit'in havada patlaması olduğu sanılmaktadır. Cismin atmosfere yaklaşık 100.000 km/sa hızla girdiği ve ağırlığının 100.000 ile 1.000.000 ton arasında olduğu varsayılmaktadır. 
    Patlama bölgesi ilk olarak Rus bilim adamı Leonid Alekseyeviç Kulik tarafından 1927-1930 yılları arasında incelendi. Olayı uzaktan gözleyenler önce bir ateş topu gördüklerini ve ardından yer sarsıntısıyla birlikte, güçlü sıcak rüzgarların oluştuğunu söylediler. Avrupa'daki sismograflar, patlamanın neden olduğu sismik dalgaları saptadılar. Patlamanın alevleri yaklaşık 800 km uzaktan görülmüştü. Cisim atmosferde buharlaştığından çevreye çeşitli gazlar yayılmış ve olaydan belli bir süre sonra bile Sibirya ve Avrupa'da geceleri gökyüzünün parlak bir renk almasına neden olmuştur.
  • 1918 - Göyçay Muharebesi gerçekleşti.
  • Gökçay Muharebesi, I. Dünya Savaşı sırasında Kafkasya'da taarruzda olan Türk müşterek kuvvetleri ile Rus ve Ermeni Bolşevikler arasında gerçekleşmiştir.30 taburluk bir Bolşevik kuvvetinin 15 Haziran'da Göyçay'a ulaştığını haber alan Osmanlı ordusu, Yarbay Osman Bey komutasındaki 10'uncu Kafkas alayını cepheye sevketti. 17 Haziran'da keşif taarruzuna kalkan 28'inci Türk taburu tedbirsizlik neticesinde pusuya düştü ve yardıma gelen 29'uncu tabur da başarılı olamadı. Geri çekilmek zorunda kalan Türk kuvvetleri 200 civarı kayıp vermekle birlikte ikişer top ve makineli tüfeği de Bolşeviklere kaptırdı. 
    18 Haziran'da Nuri Paşa ve Aliağa Şıhlinski cepheye geldi. 22 Haziran'da da 5'inci tümn Gence'de toplandı ve cephede savunma yapan kuvvetlerine katılmak için hazırlıklara başladı. 26 Haziran'da ise 5'inci Kafkas tümeni taarruz hazırlıklarını tamamlayıp cepheye sevk edildi.27 Haziran'da Bolşevik taarruzu başladıysa da başarılı olamadı. 28 Haziran'da karşı taarruza kalkan Türk kuvvetleri, müşterek Bolşevik kuvvetlerini Aksu'ya sürmeyi başardı. 30 Haziran'da da düşmanın bütün kuvvetlerini bozup geri çekilmeye zorladı. Aynı zamanda 30 Haziran'da Türk kuvvetlerinin arkasına sarkmayı başaran Ermeni kuvvetleri Göyçay kasabasına girmeye çalıştıysa da gönüllü kuvvetler tarafından mağlup edildi. Son taarruzla birlikte çok fazla zayiat veren Bolşevik kuvvetleri ise 3 Temmuz'da Aksu-Kürdemir cephesine çekilmiş bulunmaktaydı.

  • 1921 -Çocuk Esirgeme Kurumu (Himayei Etfal Cemiyeti) kuruldu. 25 nisan 1983’te lağvedilen kurum, 24 mayıs 1983’te Sağlık Bakanlığına bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu adıyla yeniden oluşturuldu.
  • 1924 - İstanbul posta dağıtıcıları, ücretlerini yetersiz bularak topluca istifa ettiler.
  • 1927- Mustafa Kemal  ve İsmet İnönü askerlikten emekliye ayrıldı.
  • 1930- İngilizlerin Irak’a bağımsızlık vermeleri ve Irak Kürdistan’ın ilhakının ortaya çıkmasıyla Şeyh Mahmud Berzenci yeniden ayaklandı. Irak’a tek ülke olarak bağımsızlık verilmesinin duyulmasından sonra, Kürtler, Milletler Cemiyeti’ni dilekçe yağmuruna tuttu. Süleymaniye ve diğer Kürdistan illerinde, parlamento seçimleri protesto edildi. 6 Eylül 1930′da 200 bin dolayında Kürdün katılımıyla yapılan ‘Kürdistana Özgürlük Mitingi’nde İngiliz askerlerinin halkın üzerine ateş açması üzerine 28 Kürt öldü. Bugünü Kürtler Roja Reş (kara gün) olarak anarlar.
  • 1934 - Adolf Hitler'in rakipleri olan 85 üst düzey Sturmabteilung elemanını, Schutzstaffel  subaylarına katlettirdiği Uzun Bıçaklar Gecesi harekâtı başladı. Hitler’in emriyle, Nazi liderliğine muhalif G.Strasser ve 85 SA şefi gece, liderleri E.Röhm de 2 Temmuz’da öldürüldü.
  • 1934 - Demiryolu Elazığ'a ulaştı.
  • 1936 - Dünyada ilk kez İngiltere’de kadınlar renkli mayolarla denize girdiler.
  • 1936 - Margaret Mitchell’in, Pulitzer Ödülü kazanan ve sinemaya da aktarılan ‘Rüzgar Gibi Geçti’ romanı yayımlandı.
  • 1936 - Etiyopya İmparatoru Haile Selassie, Mussolini'nin ülkesini işgal etmesi üzerine, Milletler Cemiyeti'nde bir konuşma yaparak yardım talebinde bulundu.
  • 1938 - ‘'Superman'’, çizgi roman kahramanları arasına girdi.
  • 1941 - II. Dünya Savaşı: Barbarossa Harekâtı - Nazi Almanyası, Ukrayna'nın Lviv kentini aldı.
  • 1943- Seyhan Barajı açıldı.
  • 1950- Behice Boran ve Niyazi Berkes’in temyize götürülen ve Yargıtay’da bozulan 3’er aylık hapis cezaları beraatle sonuçlandı.
  • 1953 - Chevrolet'nin Corvette modeli, Michigan eyaletinin Flint şehrindeki tesislerde üretildi.
  • 1956 - İki Amerikan yolcu uçağı, Arizona'da Grand Canyon üzerinde havada çarpıştı: 128 kişi öldü.
  • 1960 - Belçika Kongosu, Belçika'dan bağımsızlığını kazandı.
  • 1965- Cumhuriyet Gazetesi yazarı İlhan Selçuk gazetedeki köşe yazısında “Karanlıkta Uyananlar” filminin oynatıldığı bir sinemanın basılmak istenmesine de değinerek İçişleri Bakanı’nı uyardı.
  • 1965 - Samsunspor kuruldu.
  • 1967- Yön dergisi yayımına son verdi.
  • 1967 - İşçi sendikalarının temsilcileriyle CHP Genel Merkezi’nde görüşen Genel Başkan İnönü: ”Başından beri hep işçi meseleleriyle uğraşırız, ama gariptir, işçiler bize oy vermezler. Kendi menfaatlerine yaptıklarımızı ceplerinde addederler.”
  • 1968 - Başbakan Demirel:”Bu düzen değişmeliymiş, soygun, vurgun düzeniymiş. Soygun düzeni diye fakirlik edebiyatı yapmak bölücülüktür. Bir de tutucu kelimesi ortaya atıldı. Neyi tutuyor AP? Türkiye’nin geleneklerine, din ve vicdan hürriyetine bağlı olmak mı tutuculuk?”
  • 1968- Boykotçu Yıldız Teknik Okul öğrencileri, “çağdaş teknik öğrenime ayak uyduramadıkları” gerekçesiyle bazı öğretim üyelerinin maketlerini yaktı.
  • 1969 - Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Batman'ın Kuzey Magrip bölgesinde petrol buldu.
  • 1970- 15-16 Haziran olayları nedeniyle İstanbul, Kocaeli Merkez ve Gebze ilçesinde sıkıyönetim komutanlığınca ilan edilen gece sokağa çıkma yasağı tamamen kaldırıldı.
  • 1970 - Türkiye’de haşhaş ekimini sınırlayan kararname, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
  • 1971– Rus uzay aracı Soyuz 11 hava depolarında meydana gelen arıza sebebiyle infilâk etti; Viktor Patsayev, Georgi Dobrovolski ve Vladislav Volkov isimli astronotlar yaşamlarını yitirdiler. 
  • 1971 - Genelkurmay Plan ve Prensipler Daire Başkanı Korgeneral Atıf Erçıkan’ın evine patlayıcı madde atmaktan yargılanan Dev-Genç eski genel sekreteri Ruhi Koç 15 yıl 4 ay, emekli deniz teğmeni Sarp Kuray da 8 yıl 8 ay hapse mahkum edildi.
  • 1972- THKO Davası duruşmalarında savunma görevini yaparken mahkeme heyetine ve askeri savcıya hakaret ettikleri gerekçesiyle 11 Avukat Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nce 3’er ay hapis ve 500’er TL para cezasına çarptırıldı.
  • 1972 - Casusluk iddiasıyla yargılanan Nahit İmre idama mahkum oldu.
  • 1973- 117 yıldan beri rastlanmayan en uzun Güneş tutulması Türkiye saatiyle 14.00’te başladı.
  • 1974- Sovyet balet Mikhail Baryshnikov Bolşoy Balesi’yle birlikte bulunduğu Kanada’da iltica etti.
  • 1975- TBMM kadınların 20, erkeklerin 25 yılda emekli olmalarını öngören kanun tasarısını kabul etti. Kanunla banka, sigorta, ticaret ve borsa birliklerinde çalışanlar da SSK kapsamına alındı. Ayrıca tasarıyla emekli memurların emeklilik göstergeleri de yükseltildi.
  • 1975 -  İmam Hatip mezunlarının da Harp Okulları’na girebilmesine yönelik düzenleme, Meclis Genel Kurulu’nda CHP milletvekillerinin verdiği önerge ile önlendi. 
  • 1976- Türk-Metal Sendikası’na üye işçilerin ülkücü desteğiyle Bursa TOFAŞ fabrikası önünde dağıttıkları bozkurt amblemli bildiriyi almayan fabrikada egemen DİSK/Maden-İş üyesi işçilerle çıkan kavgada, ülkücülerin kaçarken açtığı ateşte işçi M.Çetinbaş hayatını kaybetti.
  • 1977- Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın kardeşi Akgün Erbakan haksız çıkar sağlamak ve dolandırıcılık iddiasıyla tutuklandı.
  • 1979 - Ankara'daki Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi ve hemen yakınındaki polis karakolu otomatik silahlarla tarandı. 2 kişi öldü. MHP lideri Alparslan Türkeş"Türkiye'de akan her kanın, saldırıya uğrayan her yerin manevi faili Ecevit'tir." dedi.
  • 1980- DİSK Genel Kurulu’nda Genel Başkanlığa yeniden Abdullah Baştürk seçildi. Baştürk, 454 delegenin 416’sının oyunu aldı.
  • 1980 -  TKP/ ML Üyesi Efendi Diril (Ovacık- 1956), İstanbul Kanarya’da “ülkücüler” tarafından vurularak öldürüldü.
  • 1981- 12 Eylül Askeri Harekatı’ndan sonra hazırlanması kararlaştırılan ve siyasi partiler kanununu hazırlayacak olan Danışma Meclisi’nin oluşturulması kararlaştırıldı.
  • 1981 - “Ürün” Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Taştan, derginin Ocak 1979 sayısındaki çeşitli yazılarda komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nce 9 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı.
  • 1981 -  Çin Komünist Partisi ilk kez bir bildiriyle Mao’yu “Çin’i felakete sürükleyen” Kültür Devrimi’ni desteklemekten sorumlu tuttu.
  • 1982- A.Kadir ve Asım Bezirci’nin, çevirisini yaptıkları B.Brecht’in “Halkın Ekmeği” adlı şiir kitabından yargılanmalarına başlandı. 
  • 1983- Barış Derneği Davası’nda Askeri Savcı esas hakkında mütalaasını okudu:”Türk devleti yıkılarak yerine SSCB yanlısı marksist-komünist bir düzen getirilmesi amaçlandı”. 28 yönetici için 8-15 yıl arası hapis cezası ve ömür boyu kamu hizmetinden mahrumiyet istendi.
  • 1985 – Kaçırıldıktan sonra Beyrut’ta 17 gün tutulan yolcu uçağındaki 39 Amerikalı rehine serbest bırakıldı.
  • 1986- ANAP iktidarına KİT’lerin özelleştirilmesine yönelik master plan hazırlığında olan ABD’li Morgan Guaranty danışmanlık firması, Ticaret ve Sanayi Oda başkanları ve sanayicilere brifing verdi: “Devlet işletmelerinin özelleştirilmesi sonucu 100 bin kişi işinden olacak”. 
  • 1987- Deri-İş’te örgütlü yaklaşık 1.500 işçinin greve başladığı Kazlıçeşme’de işverenler sendikası sabah greve giden-gitmeyen tüm işçileri -3.200 kişi- lokavt uygulayarak işten çıkardı. Deri işverenlerinin lokavt uygulaması, Kazlıçeşme’de yürüyüşle protesto edildi.
  • 1987 - 7 yıldan sonra Türkiye’ye dönen Cem Karaca hakkında “1 Mayıs Marşı” nedeniyle verilmiş olan tutuklama kararı kaldırıldı.
  • 1990 – Doğu Almanya ve Batı Almanya ekonomilerini birleştirme kararı aldı.
  • 1990 -  Türkiye Yazarlar Sendikası, İstanbul’da ‘Düşünceye Özgürlük’ yürüyüşü düzenledi.
  • 1990- TRT’de 29 Haziran’da Uğur Dündar’ın yöneteceği, DYP Genel Başkanı Demirel ve SHP Genel Sekreteri Baykal’ın katılacağı “Hodri Meydan”adlı programın yayından kaldırılması tepki yarattı. SHP’liler İstanbul ve Bursa’da TV maketi yaktı, Demirel TRT’ye mektup gönderdi.
  • 1991- Castro: ”ABD’nin gücüne karşı Küba’da devrimden sonra sosyalist bir sistemin kurulup devam ediyor olmasını ikinci bir tarih olarak görüyorum. Hala mücadelenin içindeyiz. Ama tarih beni ikinci kez haklı çıkaracaktır.”
  • 1992- Grevleri hükümetçe 2.kez ertelenen tarım işçilerinden Adana, Maraş ve Urfa’da 5 bini toplu viziteye çıktı.
  • 1993- Grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı için Tüm Belediye Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) üyeleri İstanbul Belediyesi önünde, Tüm Sağlık-Sen üyeleri de Cerrahpaşa Hastanesi’nde gösteri yaptı.
  • 1994- Gebze Belediyesi’nden atılan ve 21 gündür belediye önünde bekleyen işçiler sabaha karşı polis baskınıyla gözaltına alındı.
  • 1994 - Kamu Çalışanları Sendikaları İstanbul Şubeler Platformu, 5 Nisan Kararları’nı Beyazıt Meydanı’nda protesto etti.
  • 1996- Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller, Refah Yol Hükümeti’ni kurdu. Erbakan Başbakan, Çiller Başbakan yardımcısı ve Dışişleri bakanı oldu.
  • 1997 - Birleşik KrallıkHong Kong'un idaresini Çin'e bıraktı.
  • 1997 - J. K. Rowling'in kaleme aldığı Harry Potter serisinin ilk kitabı basıldı.
  • 1997- İktidarı ANAP-DSP koalisyon hükümetine bırakan 367 günlük REFAHYOL koalisyonunun 7.5 aylık İçişleri Bakanı Meral Akşener ANAP’lı Murat Başesgioğlu’na görevi devrederken: ”Şu an sayın Mehmet Ağar’dan bakanlığı devraldığım zaman gibi çok duygulu ve heyecanlıyım.”
  • 1997 - Yeni Yüzyıl Gazetesi’nde yazdığı makalede ve ATV’deki “Siyaset Meydanı” programında “yargının bağımsız olmadığı” vb. doğrultuda görüşlerinden dolayı toplam 12 yıl hapis istemiyle yargılanan İstanbul DGM Savcısı Mete Göktürk’ü 15 barodan yaklaşık 50 avukat savundu.
  • 1998- Petrol Ofisi’nin yüzde 51 hissesinin özelleştirilmesi ihalesi yapıldı. Hayyam Garipoğlu’nun kazandığı ihale yolsuzluk nedeniyle iptal edildi.
  • 1998 -  DİSK/Emekli-Sen’liler emekli zammını protesto için Taksim Meydanı’nda zincirli eylem yaptı. 
  • 2001- “F Tipi Cezaevleri”ne karşı sürdürdüğü ölüm orucunda kalıcı hafıza kaybı hastası olan 26 yaşındaki Barış Kaya’nın cezası, CMUK’un 399. maddesi uygulanarak ertelendi.
  • 2001 - CHP’nin 29’uncu olağan kurultayı başladı. Genel başkanlığa aday olan Mahmut Alınak, adaylardan Ertuğrul Günay lehine Çekildi.
  • 2002- ÖDP 3.olağan kongresinde tek aday olan Ufuk Uras yeniden genel başkan seçildi.
  • 2002 - 641’inci Tarihi Kırkpınar Güreşleri’nde 2003 ağalığını Zübeyde Kavraz aldı. Kırkpınar tarihinin ilk kadın ağası oldu.
  • 2002 - KKTC’de yerel seçimler yapıldı. Adanın AB’ye girmesini destekleyen muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi başkent Lefkoşa, Magosa ve Girne gibi büyük kentlerde yönetimi kazandı. Başbakan Derviş Eroğlu liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi 28 Belediye’nin 16’sını kazandı.
  • 2002 - Brezilya, FIFA Dünya Kupası'nı kazandı.
  • 2003- 300’e yakın müzisyen, yazar, şair, yönetmen ve oyuncu “Barışa Bir Söz, Bir Ezgi ve Bir Şans” başlıklı bir bildiri yayınladı. 
  • 2004- Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani, Irak anayasasında federalizme yer verilmezse bağımsızlık ilan edeceklerini söyledi. Barzani, “Bağımsız devlet Kürtlerin kaderi” dedi.
  • 2004 - ÖDP’liler, NATO zirvesinin ardından toplantıların yapıldığı Lütfi Kırdar’ın önünü yıkayıp pakladılar.
  • 2004 - AİHM, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Leyla Şahin’in türban yasağına karşı açtığı davada yasağı “haklı ve meşru” buldu. 
  • 2005- DİSK, AKP’li belediyelerde Genel-İş’ten yandaş Hizmet-İş’e geçmeye zorlanan çalışanlarla ilgili çağrı yaptı. 
  • 2005 - Irak Dünya Mahkemesi Vicdan Jürisi, Bergama/ Ovacık Altın Madeni şirketine direnen köylülerle Maden önündeydi. 
  • 2005 - Avustralya’nın Melbourne kentinde yaklaşık 100 bin işçi sağcı hükümetin bireysel iş sözleşmelerini yaygınlaştıracak “reform” programını protesto etti. 
  • 2005 - İspanya’da eşcinsel evlilik yasallaştı.
  • 2006- Öğrenci Kolektifleri üyeleri, ulaşım zammını protesto için Taksim’den Saraçhane’ye çıplak ayakla yürüdüler.
  • 2008- Sivas katliamı Gazi Mahallesi’nde çeşitli parti ve örgütlerin katıldığı yürüyüşle anıldı.
  • 2008 - İstanbul Beyoğlu Sineması önünde Sivas katliamı anması yapmak isteyen Halkevleri üyeleri polisçe engellendi.
  • 2009- ABD askerleri Irak şehirlerinden tamamen çekildi. Ülkede 30 Haziran tarihi resmi tatil ilan edildi.
  • 2011- İngiltere’de yaklaşık 750 bin kamu çalışanı emeklilik haklarındaki kesintileri protesto etmek için 24 saatlik greve gitti. Ülkede 1926’dan sonra yaşanan en geniş kapsamlı grev oldu.
  • 2011 - 600 aydın, seçilen milletvekillerinin cezaevlerinden tahliye edilmemesine ve Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesine karşı imza kampanyası başlattı. 
  • 2011 -  İstanbul’da Sivas Katliamı’nın 18.yıldönümünde Asım Bezirci ve Nesimi Çimen’in mezarlarında tören yapıldı.
  • 2011 - Zonguldak Kozlu Maden Ocağı’nda taşeron firmada çalışan işçiler düzenli ücret ve iş güvencesi istedi.
  • 2012- Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Anayasa Mahkemesi’nde yemin ederek resmen görevine başladı.
  • 2013- Afyon/Anıtpark’ta yaklaşık 70 genç Gezi Direnişi’nde gözünü kaybedenler için bir gözlerini kapatarak oturma eylemi yaptı.
  • 2013 - İşgal eylemini sürdüren Kazova Tekstil işçileri, alacaklarına karşılık fabrikadaki makinaları satmak için dışarı çıkarmak isterken polis saldırısıyla 4 işçi gözaltına alındı, diğer işçiler kendilerini fabrikaya kilitledi; bir süre sonra da açlık grevine başladı.
  • 2013 - LGBTT’liler Taksim’den Tünel’e “Onur Yürüyüşü” yaptılar.




      DOĞUMLAR - ÖLÜMLER

      1520 - II. Montezuma, 1502’den 1520’ye kadar Tenoktitlan'ı (Meksiko) yöneten Aztek kralı (d. 1466)

29 Haziran 2022 Çarşamba

‘Zeytin kralı’ nasıl ‘çelik kralı’ oldu? - Bahadır Özgür / BİRGÜN

 


Susurluk dejavusunda Ağar, Eken, Eymür, Çakıcı vs. derken sahnenin olmazsa olmazı Erol Evcil de yerini aldı. Evcil, meğer arada kariyerini daha da parlatmış. 20 yıl öncenin ‘zeytin kralı’, bugün bir ‘çelik kralı’na dönüşmüş!

Borçlu şirketlere çökmeler, fabrikaların içini boşaltmalar, sahte faturalarla devleti dolandırmalar ve hileli iflaslar… AKP dönemindeki kariyerinin kısa bir özeti bu. Öncesinde de benzer işlerle meşguldü zaten: Organize suç örgütü faaliyetleri, cinayete azmettirme, naylon fatura, kara para aklama…

İşte size siyaset-ticaret-mafya ilişkisinin 40 yıldır değişmeyen bir ‘Türkiye hatırası’ daha. Sedat Peker’in itiraf ve ifşalarıyla hızlanan Susurluk dejavusunda Mehmet Ağar, Korkut Eken, Mehmet Eymür, Alaattin Çakıcı vs. derken sahnenin olmazsa olmazı Erol Evcil de yerini aldı sonunda. Dün demir çelik şirketleri ara-cılığıyla ‘manipülasyon yapmak’ ve ‘sahte faturalarla kamuyu 25 milyar lira dolandırmak’tan, 250 kişi ile beraber gözaltına alındı.

Önemli bir gelişme. Zira, Türkiye’nin iki farklı dönemine damgasını vurmuş bir isim Evcil. 90’larda kamuoyunun karşısına “zeytin kralı” olarak çıkmış, pek çok suçla itham edilmiş, cinayete azmettirmekten cezaevinde yatmış ve 2020’de tahliye olmuştu. Meğer arada kariyerini daha da parlatmış. 20 yıl öncenin ‘zeytin kralı’, bugün bir ‘çelik kralı’na dönüşmüş!

Peki, nasıl oluyor bu? Demir çelik gibi stratejik ve hayati bir sektörde, geçmişte yaptıkları ayan beyan ortada olan bir organize suç üstadının gücü nereden geliyor? Evcil’e operasyon, başka yerlere de uzanan bir mesaj taşıyor mu?

Aslında Evcil’in çelik operasyonları yıllardır haber oluyor, şikâyetler yapılıyor, fabrika sahipleri yargıya başvuruyor, işçiler eylem yapıyor fakat devlet hiç oralı olmuyordu.

“CUMHURBAŞKANI’M BENİ MAFYADAN KURTARIN”

Evcil’in demir çelik fabrikalarına nasıl çöktüğünü gösteren en çarpıcı olay, İzmir’deki Cer Çelik’in hikâyesiydi. İzmir Bornova'daki Cer Çelik'in hissedarlarından Zeki Tanyeri, 2021 yılında İzmir’de bir otelin önünden silah zoru ile kaçırıldı. Bir otomobilin bagajına konuldu, saatlerce dolaştırıldı, darp edilip bırakıldı. Tanyeri polise giderek şikâyetçi oldu. Suçladığı isim Evcil’di. Fabrikasına çökmek istediğini, 5 yıldır hukuki bir mücadele sürdürdüğünü, kendisine yönelik tehditlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektuptan sonra başladığını söylüyordu. Tanyeri mektubunda, “Cumhurbaşkanı’m beni mafyadan kurtarın” diyordu. Kurtarıldı mı? Canını kurtardı!

Cer Çelik’in ilk hali 1957’de Raşit Özturan tarafından kurulan Metaş’tı. Açılışını Adnan Menderes’in yaptığı fabrika 1990’ların başında mali açıdan zor duruma düşünce Kamu Ortaklığı Fonu ortak oldu. 1995’te satışa çıkarıldı. Dönemin parlayan sermaye grubu Uzanlar satın aldı. Onlar da yeterince soyup, nemalanıp şirketi batırdıktan sonra 1998’de kapısına kilit vurdular. TMSF, Uzan Grubu’nun şirketlerine el koyduktan sonra Metaş 2006’da yeniden satışa çıkarıldı. Tanyeri ailesi alıp Cer Çelik yaptı. 2008 krizinde bir kez daha mali durumu bozulan şirkete bu sefer Evcil el atıyordu. Bir kısım hisseyi satın almak üzere anlaşmış ve ödeme yapılana kadar da hisseler Avukat Aydoğan Semizer’e yediemin olarak emanet edilmişti. İşler bundan sonra karıştı. Ödemeler yapılmadı, çekler karşılıksız çıktı ama hisseler Semizer aracılığıyla Evcil’e geçti. Burada Semizer’in kritik bir isim olduğunu söyleyelim. Nereden hatırlıyoruz onu?

DEMİREL’İN AİLE FOTOĞRAFI

Şimdi Susurluk günlerine dönelim… Tarih 2 Haziran 1998, yer Çankaya Köşkü. Bir akşam yemeği sonrasında çekilen ‘aile fotoğrafı’nın, ileride patlayacak banka skandallarının kanıtı sayılacağını kimseler tahmin edemezdi.

Fotoğrafta Süleyman Demirel’in sağında ve solunda yeğenleri Neslihan Demirel ile Murat Demirel bulunuyordu. Murat Demirel’in yanında duran Egebank’ın küçük ortağı İhlas Grubu’nun sahibi Enver Ören’in oğlu Mücahit Ören’di. Onun yanındaki isim bankanın yönetim kurulu üyesi Pembe Jale Oktay’dı. En solda, önde bulunan ise Avukat Aydoğan Semizer’di.

Fotoğrafın çekilme sebebi, 5 Mayıs 1998 günü satın alınan Egebank’ın kutlamasıydı. Sadece iki yıl sonra o banka içi boşaltılacak ve tüm zarar TMSF eliyle kamuya yıkılacaktı. Aylarca davalar sürecek, bazıları ceza alıp bazıları beraat edecekti. Kaybolan milyonlarca liranın hesabı ise, ‘krizden çıkış reçetesi’ adı altında vatandaşa fatura edilecekti.

ÇETE LİDERLERİ ÇAKICI İLE EVCİL EL ELE VERDİLER

O fotoğraftaki Semizer gerçekten dikkat çekici bir banka hukukçusu. Kamuoyu adını ilk kez iki çete liderinin polisçe kaydedilen bir telefon tapesinde duymuştu. Çakıcı, Evcil’le yaptığı konuşmada, "Ben Aydoğan’ı sıkıştırdım. Egebank işinde o vardı. Bu işte de benim dediğim insanla ortak hareket etmezse ben onu üzerim" diyordu. Kastettiği ‘iş’, Mesut Yılmaz’ın siyasi hayatını bitiren, hükümeti düşüren Türkbank ihalesiydi.

Semizer adı daha sonra pek çok şirket ve banka satışında da karşımıza çıktı. Egebank’ın Hüseyin Bayraktar’dan Murat Demirel’e satışını sağlayan ve sonra da bankanın yönetimine giren Semizer, öncesinde Nesim Malki’ye ait Tuncabank’ın Ali Balkaner’e satışında yine hukuki sorumluluğu üstlendi. Egebank yönetimindeyken de, Türkbank için Korkmaz Yiğit’in danışmanlığını yürüttü.

KAMU BANKALARININ İÇİNİ BOŞALTTILAR

Bankaların içinin boşaltılıp devlete ihale edilmeleriyle gündem o kadar yoğundu ki, Semizer’in isminin aslında çok daha önce de benzer bir olayda gündeme geldiği arada kaynadı. "Rüşvetin belgesi mi olur p……k" deyimiyle hafızalara kazınan ve Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan’ın rüşvet karşılığı 5 trilyonluk (sıfırlar henüz duruyordu) krediyi har vurup harman savurduğu skandalda, Em-lak Bankası’nın avukatı da yine Semizer’di.

Semizer’in Egebank davasından yargılanırken DGM’de anlattıkları, yükseklerde dönen dolaplara dair çarpıcı bir tablo sunuyordu. "Naylon şirket kurarsınız. Kâğıt üzerindedir. Ortaklarını da, sağdan soldan, aranınca bulunamayacak kişilerden seçersiniz" diyordu: "Sonra bu şirkete kredi verirsiniz. Para size geçmiş olur. Ama yine yasal olarak borç vermiş sayılırsınız. Para geri dönmez, banka alacaklı görünür. Böylece suç oluşmaz."

Semizer’in adını çok sonraları, 2018 krizi patladığında yeniden duyduk. O dönem borç yapılandırması için bankalara koşan ilk kişi Murat Ülker’di. 6 milyar dolarlık borcu için bankalarla pazarlığa oturan Ülker, 26 Nisan günü Hürriyet’ten Vahap Munyar’a verdiği bir röportajda, yapılandırmayı başarıyla tamamladıklarını, bu konuda çok deneyimli bir avukatın ön ayak olduğunu söylüyor, Aydoğan Semizer’in adını veriyordu.

AKP’Lİ BAKAN YILMAZ: GÜCÜMÜZ YETMİYOR

Cer Çelik’te yaşanan operasyonun aynısı Sivas Demir Çelik, Aliağa Say Metal, İskenderun Nursan Demir Çelik ve İzmir Erkay Haddanecilik’te de yaşandı. Hepsinde dolaylı veya doğrudan aynı isimler rol oynadı. Önce ele geçirildi, fabrikalar boşaltıldı, iflas ettirildi. Bu arada binlerce işçinin ücretleri, sigortaları ödenmedi; aileleri açlığa mahkûm edildi. İşçiler defalarca eylem yaptılar, iktidara, Meclis’e seslendiler, Evcil’in çevirdiği dümenleri yargıya şikâyet ettiler.

Hatta CHP’li milletvekilleri 2015 yılında Sivas Demir Çelik (SİDER) için bir rapor hazırlayıp Meclis’e sundular. Raporda dikkat çeken bir iddiaya da yer alıyordu. Dönemin Milli Savunma Bakanı ve AKP Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz’ın şikâyete gelen işçilere, “Gücümüz yetmiyor. Yapabileceğim bir şey yok” dediği yer alıyordu.

EROL EVCİL’İN SUÇ KARİYERİ UNUTULMAZ

İşte Evcil’in suç kariyeri 40 yıldır su gibi berrak gözümüzün önünde akıp gidiyor. Ona dokunulduğu anlarla dokunulmadığı anların siyasette de güçlü bir karşılığı var.

Yarım asırlık ‘devlet dersinden’ öğrendiğimiz bir şey varsa, sokakları dolduran halk yığınlarının baskısı yoksa eğer, böyle operasyonların pek azının adalet uğruna yapıldığıdır. Yıllarca göz göre göre dokunulmayan birilerine el uzatılması, mızrağın çuvala sığmamasından ziyade, siyasal ve iktisadi sıkışmışlık zamanlarında iktidarı oluşturan güç yapıları arasındaki uzlaşının bir hesaplaşmaya dönüşmeye başladığının işaretidir. Açık siyasal ilişkilerdeki gerilim ilk önce, en fazla irinin toplandığı yerlerde patlar çünkü. Banker Bako Raporu, Susurluk Raporu veya Peker videoları… Sonra ses kayıtları, kasetler filan uçuşur. Ki onlar da başladı zaten.

Türkiye, kaderini belirleyecek bir seçime daha karanlık bir şafakta mı gidecek yoksa açık, aleni, meşru siyaset yeni bir yol açabilecek mi göreceğiz. Lakin işaretler pek hayırlı görünmüyor.

Bahadır Özgür / BİRGÜN