31 Temmuz 2022 Pazar

TARİHTE BUGÜN (1 AĞUSTOS)

     OLAYLAR:

  • 1291 - UriSchwyz ve Unterwalden kantonlarıİsviçre'nin temelini attı.
  • 1521- Osmanlı orduları, Belgrad’ı kuşatma altına aldı.
  • 1560 - İskoçya Parlamentosu, Papa’nın otoritesini artık tanımayacağını bildirdi, böylece İskoç Kilisesi ortaya çıkmış oldu.
  • 1571 - Lala Mustafa PaşaVenedik Cumhuriyeti'ne ait Kıbrıs adasını fethetti.
  • 1589 - Fransa Kralı III. Henri bıçaklandı. Saldırgan koyu bir Katolik rahip olan Jacques Clément'dı. Clément orada ölürken, Kral ise ertesi gün öldü.
  • 1619 - İlk Afrikalı kölelerVirginia'nın Jamestown şehrine getirildiler.
  • 1773 - Deniz Harp Okulu (Tersane Hendesehanesi), Cezayirli Hasan Paşa tarafından İstanbul   Kasımpaşa'da açıldı.
  • 1774 - İngiliz kimyacı Joseph Priestleyoksijen gazını (dioxygène, O2) keşfetti.
  • 1798 - Nil Savaşı: Amiral Horatio Nelson komutasındaki Büyük Britanya Donanması, Abukir  Körfezi'nde Fransız Donanması'nı yendi.
  • 1830 – Belçikalılar’ın Hollanda’ya karşı ayaklanmasıyla Belçika kuruldu.
  • 1834 - Britanya İmparatorluğu'nda kölelik kaldırıldı.
  • 1836- Osmanlı ordusu, Rewanduz kentine saldırdı. Kent bir süre Osmanlıların ablukası altında kaldı. Ekmek, su kesilince Paşayé Kore Osmanlılara teslim oldu. Kore İstanbul’a sürgün edildi.  
  • 1840 - Ceride-i Havadis gazetesinin ilk sayısı basıldı.
  • 1868- Alaska ABD tarafından Rusya İmparatorluğu’ndan 7.2 milyon dolara satın alındı.
  • 1876 - Colorado, 38. eyalet olarak ABD'ne kabul edildi.
  • 1894 - Çin-Japon Savaşı: Japon İmparatorluğu, Kore için Çin'e savaş açtı.
  • 1902 – ABD, Panama Kanalı’nın haklarını Fransa’dan satın alarak kanalın inşaatını başlattı. 
  • 1914 - Alman İmparatorluğuRus İmparatorluğu'na savaş ilan etti.
  • 1929- Yunanistan’da genel grev.
  • 1933 - İstanbul Üniversitesi kuruldu.
  • 1936- Berlin  Olimpiyatları, Adolf Hitler’in de katıldığı seremoniyle açıldı. ABD’li siyah atlet Jesse Owens, oyunlarda tüm rekorları alt üst ederek dört altın madalya kazandı.
  • 1941 - ABD ordusu için tasarlanmış hafif arazi aracı olan Jeep'lerden (Cip) ilki üretildi.
  • 1942- Almanlar Stalingrad’dan Krasnodar’a uzanan demiryolunu kapattılar.
  • 1947- İstanbul Türk Musikisi Yüksek Sanatkarlar Cemiyeti kuruldu.
  • 1949- Irak Kürdistan’da yayımlanan “Gelawéj” dergisi lrak hükümeti tarafından kapatıldı.
  • 1950 - Türkiye, NATO’ya başvurdu.
  • 1951- Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu çıktı.
  • 1953 - Rodezya ve Nyasaland Federasyonu (Orta Afrika Federasyonu) kuruldu.
  • 1956- ABD büyükelçiliği yazışmalarına göre, Türk istihbaratı o zamanki adıyla MAH ve CIA işbirliği içinde Türkiye’de muhtemel Sovyet saldırısında devreye girecek kontrgerilla birimlerin eğitiminde rol almış.
  • 1956 - Avrupa’da, Kürdistan Öğrenciler Birliği kuruldu.
  • 1957- Kıbrıs Mücadelesi Ulusal Örgütü (EOKA) Kıbrıs Türklerine karşı bir bildiri yayımladı. Bildiri, adanın taksimi durumunda Türk-Yunan savaşı çıkacağını ileri sürdü.


  • 1958- Karikatürist Nehar Tüblek, uluslararası “Altın Hurma” ödülünü kazandı.
  • 1963 - Büyük Britanya, Malta’ya 1964’te bağımsızlığını vermeyi kabul etti.
  • 1964 - Belçika Kongosu'nun adı, Kongo DC olarak değiştirildi.
  • 1968- Türkiye’de ilk kez bir toplu iş sözleşmesi tartışma ve anlaşmazlık konusu olmadan Türkiye Teknisyen Gazeteciler Sendikası ile Hürriyet Gazetesi arasında imzalandı. İşveren daha önceki toplu sözleşme hükümlerine ek olarak işçilere izin ikramiyesi vermeyi, ayrıca kış aylarında yakacak yardımında bulunmayı kabul etti.
  • 1969- Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, “Türkiye’de sosyalizm, geniş halk kitlelerinin bilinçlenmesi ve seçim yoluyla iktidara gelmeleri sonucunda kurulacaktır” dedi.
  • 1969 -  Türk Demir Döküm fabrikasında çalışan iki bin üç yüz T. Maden-İş üyesi işçi toplu sözleşme görüşmelerinin sürüncemede bırakılması nedeniyle fabrikayı işgal etti. Polisin direnişi kırmak için 5 Ağustos’ta fabrikaya müdahale etmesi üzerine çatışma çıktı. Askeri birlikler fabrikayı sarınca işçiler fabrikayı terk etti. 13 Ağustos’ta direniş yeniden başladı ve 19 Ağustos’ta Koç Holding ile T. Maden-İş arasında bir protokol imzalandı.
  • 1969 - Altıncı Filo’yu protesto etmek için yapılan mitinge bir grubun saldırmasıyla çıkan olaylarda iki genç öldü, yaklaşık 200 de kişi yaralandı.
  • 1969 - -Türkiye Metal-İş Federasyonu 70 gündür süren görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nda grev kararı aldı. Greve 4400 işçi katılacak.
  • 1971- Akşam Gazetesi yazarı Çetin Altan ve Yazı İşleri Müdürü Doğan Koloğlu, Çetin Altan’ın 8 Kasım 1967’de yayınlanan “Sovyet İhtilalinin 50.Yılı” başlıklı yazısından dolayı 1.5 yıl hapis ve 4’er ay sürgün cezası aldı.
  • 1971 - Basın sektöründeki ekonomik kriz büyüyor. Akaryakıt ve kağıda yapılan son zamlardan sonra çeşitli gazetelerde çalışan 50 gazeteci işten çıkarılırken, Batılı anlamda bir fikir gazetesi olan “Yeni Gazete” de kapandı.
  • 1971 - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) kuruldu. Derneğin “Türkiye’nin demokratik ve planlı yoldan kalkınması ve Batı uygarlık seviyesine ulaşmaya hizmet amacıyla kurulduğu” açıklandı.
  • 1973- İptal edilen Üniversite giriş sınavı sorularının matbaadan Fatih Hırka-i Şerif Camii müezzinine satıldığı ortaya çıktı. Emniyetin henüz doğrulamadığı habere göre, Üniversite sınav soruları ve cevaplar İmam-Hatip okulları öğrencilerine ve 1 özel dershaneye dağıtıldı.
  • 1975 - ArnavutlukABD ve Kanada’nın katılmadığı Helsinki zirvesinde, 35 ülkenin katılımıyla "İnsan Hakları Sözleşmesi" (Helsinki Nihai Senedi) imzalandı.
  • 1976- Ankara’da bir Camii’de ayin yapan ve Nur Cemaati’ne bağlı oldukları öne sürülen 30 kişi gözaltına alındı.
  • 1977- İkinci MC hükümeti güvenoyu aldı.
  • 1979- 2 gün önce Kırbaç köyünde baskına uğrayan Bucak aşireti, Siverek’te bir köyü bastı; 2 kişi öldü, 10 kişi yaralandı.
  • 1979 -  16 Haziran’da Diyarbakır’da yapılan 10.Bölge Temsilciler Meclisi Toplantısı’ndan dolayı hakkında Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nce gıyabi tutuklama kararı çıkarılan DİSK Genel Sekreteri Fehmi Işıklar Diyarbakır’da Askeri Mahkeme’ye başvurdu ve tutuklandı. 
  • 1979-  Adam başı 1 kg. ucuz et için sabah erkenden kuyruğa girilen Zeytinburnu Et ve Balık Kurumu Satış Mağazası’ndan kuyruğa girmeden et almak isteyen 3’ü sivil 1’i resmi giysili 4 polis, kendilerini uyaran satış tezgahtarı ve bekçiye silah çekip döverek mağazadan ayrıldı.
  • 1980- Siyasi nedenlerle 10 ilde 24 kişi öldürüldü.
  • 1983- TİP Davası’nda MYK üyesi Alp Selek: “Bu davanın açılması Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı”
  • 1984- İngiltere’de 100 binin üzerinde maden işçisinin Mart’ta başlattığı grev, sertleşen çatışmalarla sürüyor. Grev Thatcher’ın Muhafazakar Parti hükümetinin son 3 yılda 80 bin işçi çıkarılan işletmelerden 20 bin daha çıkarılacağını açıklamasının ardından başlatılmıştı.
  • 1986- Dersim Ovacık Topuzlar köyünde, askerlerle çıkan çatışmada TKP/ML-TİKKO mensupları  Doğan Memeçil, İsmail Kaya, Yusuf Yıldırım, Ali Demir, Cahit Oğuz, İmam Utan, Süleyman Kaya, Yusuf Tosun ve Cumhur İçöz öldürüldü.
  • 1987- Tutuklu ailelerinin İstanbul Bayrampaşa Cezaevi önündeki açlık grevini çevik kuvvet ve sivil polisler dağıttı. Aileler, tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerinde tek tip elbise zorunluluğu, sevk zinciri vb. dayatmalara karşı başlattığı açlık grevine destek eylemleri yapıyor. 
  • 1988- ANAP iktidarının 7 Temmuz’da cezaevlerine gönderdiği, bugün yürürlüğe giren “Genelge” ile tek tip elbise dahil birçok konuda baskı ve yaptırımlar ağırlaştırılıyor. 
  • 1988 - Fuat Saka’nın 1984’de Paris’te doldurduğu “Ayrılık Türküsü” adlı plağı Türkiye’de kaset olarak yayınlandı.
  • 1988 -  Trafikte ceza puanı uygulamasına başlandı.
  • 1989- “Baskı ve işkencelere karşı” cezaevlerinde süren açlık grevlerinde 2 cezaevinde daha eylem başlatıldı, toplam 9 cezaevinde eylemci mahpus sayısı 500’e yaklaştı. Açlık grevlerine destek için Sultanahmet Meydanı’nda yapılan gösteriyi polis havaya ateş açarak dağıttı.
  • 1989-  Tunceli’de bir kırtasiyecide Nazım Hikmet’in şiirlerinin basılı olduğu kartpostallara el konup kırtasiyeci Mehmet Orhan gözaltına alındı.
  • 1989-  Çelik işletmelerinde 90 gündür grevde olan Bağımsız Çelik-İş üyesi 24 bin işçiye destek amacıyla Hak-İş’in örgütlü olduğu işyerlerinde yemek boykotu yapıldı.
  • 1991- Terörle Mücadele Kanunu’nun TCK 146/1-2. maddelerinden hüküm giyenleri ”Şartlı Tahliye” yasası kapsamı dışında bırakan maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptal gerekçesinin yayınlanmasının ardından, sol örgüt davaları mahkumlarının cezaevlerinden tahliyeleri sürüyor. 
  • 1991 -  Et Balık Kurumu işyerlerinde çalışan 6 bin işçi adına Özgıda-İş Sendikası ile TÜHİS arasında sürdürülen görüşmelerde anlaşma sağlandı. İşçilere birinci yılın ilk altı ayında yüzde 80 artı 300 bin lira, ikinci altı ayda yüzde 30, ikinci yılın ilk altı ayında yüzde 30, ikinci altı ayında da yüzde 25 zam sağlandı.
  • 1993- PKK’nın, Batman’ın Sason ve Hakkari’nin Çukurca ilçelerinde giriştiği iki saldırıda 178 erin yaşamını yitirirken, 29 erin yaralandığı açıklandı.
  • 1995- 80 gündür direnişte ve 14 gündür ölüm orucunda olan Eminönü Belediyesi işçilerini alevi dernekleri ziyaret etti.
  • 1996- Refahyol hükümeti tarafından hazırlanan “Promosyon Yasası” kabul edildi. Yasa, basına ağır ceza ve yaptırımlar getiriyor. Muhalefet, yasanın yolsuzlukları ortaya çıkaran basına ekonomik bir darbe vurmak amacıyla hazırlandığını belirtti. ANAP, DSP ve CHP’nin uygulamalar için belli bir süre tanınması istemi de Refahyol oylarıyla reddedildi.
  • 1996 -  SİP (Sosyalist İktidar Partisi) Genel Başkanı Aydemir Güler: “Refah Partisi’ni iktidara taşıyan yol laik generaller tarafından döşendi. Türkiye’de laisizme son nefesine kadar sahip çıkacak ne devlet bürokrasisi vardır, ne herhangi bir düzen partisi” (Cumhuriyet)
  • 1996 - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, RP’li eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman ve 2 bürokrat hakkında tazminat davası açıyor. Dava, Oda’nın kullandığı Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası’nın gece yarısı polis zoruyla tahliyesinin Yargı’dan dönmesi nedeniyle açılacak.
  • 1998- Çıkarılan Kararname ile “Atatürk’ün mirası” Atatürk Orman Çiftliği taşınmazları Tarım Bakanı’nın “imtiyazı” ile isteyene 5 yıldan fazla süreyle kiralanabilecek, kişinin malvarlığındaki bir taşınmaz AOÇ arazisinin bir bölümü ile takas edilebilecek.
  • 1998 -  Ruhi Su Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda türkülerle anıldı. 
  • 1998 -  “Dersim Danışma Kurulu” üyelerinin kente “toplu olarak” girmeleri Valilik emriyle yasaklandı.
  • 1999- Kapatılan RP’nin yasaklı lideri Necmettin Erbakan Milli Gazete’ye konuştu: “İktidar, çocuklarımızın Kuran öğrenmesini engelliyor. Bu zulüm Hitler Almanyası’nda, Stalin Rusyası’nda bile yapılmamıştır.”
  • 1999 -  Avrupa’da deli dana krizinden dolayı İngiliz etine konan ambargo kaldırıldı.
  • 2001 - İsrailli bilim adamları embriyondan hareketle, kalp hücrelerini imal etmeyi başardıklarını açıkladılar.
  • 2001- Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da bir grup eylemci İtalya konsolosluğunu işgal etti. Eylemciler, İtalya’da yapılan G-8 zirvesi sırasında İtalyan polisinin küreselleşme karşıtlarına sert davranmasını protesto etmek istedi. 49 eylemciden 29’u düzenlenen operasyonla tutuklandı.
  • 2001 -  Almanya’da eşcinsellere evlilik hakkı tanıyan yasa yürürlüğe girdi. Yasa, eşcinsel çiftlere diğer çiftlerin yararlandığı tüm sosyal hakları tanıyor.
  • 2001- İş adamı Üzeyir Garih öldürüldü.
  • 2002 - Irak dört yıllık bir aradan sonra BM Baş Müfettişi'ni denetim için Bağdat’a davet etti.
  • 2002- Alternatif küreselleşme aktivisti Fransız çiftçi lideri Jose Bove cezasını tamamlayarak cezaevinden çıktı. “Yasayı çiğnemek ya da ona uymak arasında bir tercih yapmamız gerekiyorsa, biz çiğneyeceğiz” dedi. Bove 1999’da inşa halindeki MacDonald’s restoranını yıktığı için hapse girmişti.
  • 2002 -  Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, AKP hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. İhbar yazısına ek olarak AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ile Grup Başkanı Bülent Arınç’ın çeşitli zamanlardaki konuşma kasetlerini de gönderdi.
  • 2002 -  Emek Platformu Başkanlar Kurulu 12 gündür “işyerini terk etmeme” eylemi yapan Paşabahçe/ Beykoz işçilerini ziyaret etti.
  • 2003- Rusya’da Kuzey Osetya Cumhuriyeti’nin Mozdok kentinde bir askeri hastaneye bombalı intihar saldırısı düzenlendi. 50 kişi öldü, çok sayıda yaralı var.
  • 2003 -  İsrail parlamentosu “İsrail Vatandaşlık ve İsrail’e Giriş Kanunu”nu kabul etti. Yasa, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilerle evli olan İsraillilerin aile birleşmelerini yasaklıyor.  
  • 2003-  İHD İstanbul Şube üyeleri Beşiktaş’ta “Irak’a asker gönderilmesin” dedi.
  • 2003-  Cezayir’de Abdülaziz Buteflika hükümeti Berberilere kendi dillerinde eğitim hakkı tanıdı. Berberiler Cezayir nüfusunun yüzde 25’ini oluşturuyor.
  • 2005- 27 Temmuz’da PKK’lılarca kaçırılan Yayladere ilçesi AKP’li Belediye Başkanı Haşim Akyürek serbest bırakıldı.
  • 2005 -  Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, 26 Ağustos’ta İstanbul’dan İncirlik Üssü’ne yürüyüş başlatacak.
  • 2005- Suudi Arabistan Kralı Fahd’ın ölümü üzerine velihat prens Abdullah yeni kral ilan edildi. Savunma Bakanı Prens Sultan bin Abdülaziz de yeni velihat oldu. Suudi Arabistan’ın beşinci Kralı Fahd bin Abdülaziz El Suud, 1932’de krallığı kuran Abdülaziz bin Abdülrahman el-Suud’un 45 oğlundan biriydi.
  • 2005-  Sudan Halk Kurtuluş Ordusu (SPLM) lideri ve birlik hükümetinde devlet başkan yardımcısı John Garang uçak kazasında öldü.
  • 2006- Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, sağlık sorunları nedeniyle, 47 yıllık iktidarında ilk kez yetkilerini geçici olarak kardeşi Raul Castro’ya devretti.  
  • 2006-  Görev yaptığı illerde bazı kamu görevlilerini teröre karşı bilinçlendirmek için bomba attırdığını açıklayan Korgeneral Altay Tokat hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nca inceleme başlatıldı.
  • 2006 - Duygu Asena kadınların omuzları üzerinde ve “kadınlar vardır, kadınlar her yerde” sloganlarıyla uğurlandı. 
  • 2007- ABD’nin 2004 ve 2005 yıllarında Irak güvenlik güçlerine dağıttığı 190 bin kadar silahın kaybolduğu ortaya çıktı. 
  • 2007 - BM Güvenlik Konseyi, Sudan’ın Darfur bölgesine barış gücü gönderme kararı aldı. 26 bin asker ve polisten oluşan ekip, dünyanın en büyük barış gücü olacak.
  • 2008 – Konya’nın Taşkent ilçesinde özel bir vakfa ait 3 katlı kaçak din eğitimi veren öğrenci yurdu, LPG gazı’nın sıkışması nedeniyle çöktü: 18 ölü, 27 yaralı.
  • 2010- YAŞ çalışmalara başladı. 4 Ağustos’ta açıklanan kararda Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına yapılacak atamalar yer almadı. ”Kara Kuvvetleri Komutanı olacağı” konuşulan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık emekliliğini istedi. 
  • 2011- Munzur Festivali’nde yaklaşık 10 bin kişi, Munzur ve Pülümür’de yapımı planlanan barajlara karşı yürüdü. 
  • 2014 - İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girdi.
  • 2015- TSK’nin uçaklarla Kandil’e yaptığı harekatta Zergele köyünün de bombalanması sonucu 8’i sivil 10 kişi öldü.
  • 2015 - Kars’taki operasyonda mayına basan bir uzman çavuş hayatını kaybetti.
  • 2015 - YPG saflarında Rojava’da IŞİD’le girdikleri çatışmalarda ölen 13 TC vatandaşının cenazeleri İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla Türkiye’ye sokulmaksızın 26 Temmuz’dan beri Suriye sınırında bekletiliyor, bir TIR’da tutulan cesetlerin kokmaya başladığı bildirildi.
  • 2015 - “Barış İçin Kadın Girişimi” ve “Barış Anneleri Meclisi” birçok ilde gösteriler yaptı.
  • 2015 - Bölgedeki terör olaylarının araştırılması için Meclis’te verdikleri önerge AKP-MHP oylarıyla reddedilen CHP’den Gürsel Tekin başkanlığında 8 milletvekili Diyarbakır’a giderek incelemelerde bulundu. Tekin “HDP’nin kapatılmasını kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
  • 2015 - Eski 63 kişilik “akil insan”ın Ali Bayramoğlu’nun çağrısıyla 10’unun bir araya geldiği toplantının ardından, “çatşmasızlık ve diyalog” öneren bir bildiri metni 20 kişi tarafından imzalanarak deklare edildi. “Erdoğan’ın akilleri”nden bir grup metni imzalamadı.
  • 2015 - S.Demirtaş ”Yeni Cumhurbaşkanı Danışmanı Burhan Kuzu’nun özel hukuk bürosunda HDP’yi kapatma hazırlığı yapılıyor. Amaç partiyi kapatmaktan çok, Hazine yardımından muaf bırakmak.” Burhan Kuzu: ”Bu iddia yalan. HDP kapatmayı haketmiştir ama kendileri yargılansın, HDP kapatılmasın.”
  • 2015 - TRT, HDP’ye yönelik tüm suçlama ve protestolara ekranlarda yer verme, buna karşın HDP sözcülerinin cevapları, basın açıklamaları ve partinin düzenlediği gösterileri yayınlamama uygulamasına başladı.
  • 2016- Ankara 1. İdare Mahkemesi, soruların sınavdan günler öncesinde sızdırıldığı gerekçesiyle 2010 KPSS’nin Genel Yetenek ve Genel Kültür kısımlarını oy birliğiyle iptal etti.
  • 2017- 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılanmasına başlandı.
  • 2018 - Dersim/ Ovacık’ta devlet güçleri tarafından yapılan operasyonda, MKP/ HKO mensupları Yılmaz Kes, Sevda Serinyel ve Mahir Özgül öldürüldü.

  • DOĞUMLAR:

Latin Amerika’da ikinci pembe dalga yükselirken - Hayri Kozanoğlu / BİRGÜN

 

Latin Amerika bir yandan acının, sefaletin, yağmanın, emperyalist saldırganlığın, darbelerin, ekonomik krizlerin coğrafyasıdır. Bir yandan da umudun, direncin, isyanın, devrimin merkez üssüdür. Thomas More’un 1516’da Ütopya’sını bile Brezilya’nın güzelliklerinden esinlenerek kaleme aldığı düşünülür. Kayıp altın şehir El Dorado efsanesi de Latin Amerika’da geçer.

Başta Che Guevera; Zapata’dan, Tupac Amaru’ya; Simon Bolivar’dan Fidel Castro’ya kadar devrimci kahramanlar da bu topraklardan çıkmıştır.60’lardan beri Türkiye solunun da gözü, kulağı, yüreği Latin Amerika’da olmuştur.

                  Şili’de seçimi kazanan solcu aday Gabriel Boric, ılımlı politikalar izleyerek beklenen çıkışı yapmadı.

Latin Amerika’da zaman zaman iyimserlik rüzgârları eser, derken arkasından tüm bölgeye bir karamsarlık havası çöker. Son yıllarda Latin Amerika’da sağcı kasvetli bir devrin ardından, birbiri arkasına sol yönetimler iş başına geliyor. Yine umut, direniş, dayanışma duygularının ağırlığı hissediliyor. İkinci bir “pembe dalga”dan söz ediliyor.

Bilindiği gibi pembe dalga; yelpazede sosyal demokrasinin solunda yer alan, radikal güçlerin başını çektiği, ama egemen düzenin güç ve mülkiyet ilişkilerini kökten değiştirme perspektifine de sahip olmayan bir akım anlamında kullanılıyor.

Birinci pembe dalga

İsterseniz önce Latin Amerika’nın birinci pembe dalgasını bir hatırlayalım. Sürecin Hugo Chavez’in 1999’da iktidara gelmesiyle başladığı söylenebilir. Ardından 2000’de Şili’de Ricardo Lagos’un, 2002’de Brezilya’da Lula’nın, 2005’te Bolivya’da Evo Morales’in, 2006’da Ekvator’da Rafael Correa’nın seçim zaferleri yaşandı. Arjantin’de 2002’de sol-Peronist Nestor Kirchner, Uruguay’da Geniş Cephe’nin (Frente Amplio) adayı Tabare Vazquez’in seçilmeleri de solun başarı hanesine yazıldı.

Bu dönemde iki ayrı temel anlayış ortaya çıktı. Bir yandan “koyu pembe” renkte Venezuela’nın, Bolivya’nın, Ekvador’un oluşturduğu “iyilik ekseni”, öte yanda Brezilya’nın başını çektiği “soluk pembe”, “mutabakat ekseni”. Chavez 21. yüzyılın sosyalizminden söz ederken, “iyilik ekseni” kapitalizmi, emperyalizmi karşısına almaktan çekinmiyordu. Brezilya-Şili-Uruguay hattında ise sol hükümetler sosyal politika uygulamalarıyla yetinip genel hatlarıyla neolibarel politikalarla arasına net mesafe koymuyordu.

Bugünlerde küresel bir enflasyon dalgası yaşanıyor. Merkez bankaları ardı ardına faizleri yükseltiyor. Arkasından dünya durgunluk içinde, enflasyon anlamında stagflasyona sürüklenir mi korkusu yaşanıyor. İster istemez 80’li yılların kötü hatıraları belleklerde canlanıyor. Bu dönemde az gelişmiş ülkeler, özellikle petrol dolarlarını park edecek yer arayan Körfez ülkelerinin fonlarıyla büyük miktarda borçlanmıştı. Amerikan Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uygulamalarıyla, değişken faizli bu borçların maliyeti artmış, 1982’de Meksika’nın dış borç ödemeleri askıya almasıyla dünya borç krizi tetiklenmişti. Neredeyse tüm Latin Amerika ülkeleri borç ertelemelerine gitmiş, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları çerçevesinde bir “kayıp on yıl” yaşanmıştı. Gelir ve servet dağılımı bozuklukları derinleşmiş, yoksulluk yaygınlaşmıştı.

IMF’ye yoğun tepkiler 89’da Venezuela’da “Caracazo”, Arjantin’de “Arjantinazo” ayaklanmalarına yol açtı. Bolivya’da suyun özelleştirilmesi ve doğalgazın çokuluslu şirketlerin kontrolüne girişine karşı çıkış sola yönelişi hızlandırdı.

Küba devrimine paralel olarak gelişen, çoğunlukla silahlı mücadeleyi temel alan 60’lar, 70’lerde etkili sol hareketler yenilgiye uğratılmışlardı. Ardından muhalif dalga topraksız köylü örgütlenmeleri, yerli ayaklanmaları, özelleştirmeye karşı inisiyatifler gibi sosyal hareketlerde, daha sonra Porto Allegre gibi yerel yönetimlerde etkili olduktan sonra genel seçim başarıları gelmeye başlamıştı.

Venezuela’da Chavez ve Bolivya’da Morales, neoliberal politikalara tepki anlamında sosyal adalet arayışlarıyla, yerli halkın taleplerini dillendirmek anlamında kimlik ve tanınma politikalarını senteze tabi tutarak yeni bir anlayışın temsilcileri oldular.

2000’lerin başında seçilen Latin Amerikalı liderlere küresel ekonomik koşullar da yardımcı oldu. ABD’de teknoloji balonunun patlamasından sonra hüküm süren ekonomik durgunluk karşısında faizlerin aşağı çekilmesi mevcut borçların maliyetini düşürdü, yeni borçlanma olanaklarını genişletti. Asıl önemlisi, başta petrol emtia fiyatlarının yüksek seyri bölge ülkelerinin döviz gelirlerini artırdı.

Genel eğilim; yoksulluğu azaltıcı sosyal programlarla, kamu harcamalarını artırarak gelir dağılımı bozukluğunu törpüleyen ekonomi politikalarıyla geniş halk kitlelerini hoşnut etmek, ancak güç ve mülkiyet ilişkilerine dokunmamak, çok uluslu şirketlerle arayı bozmamaktı. Ancak Küresel Finansal Kriz’in patlak vermesiyle emtia fiyatları düşmeye başladı, kamunun harcama olanaklarının daralmasıyla halkın hoşnutsuzluğu arttı, sağcılar bu durumu fırsat bilerek saldırıya geçti.

Yerleşik düzen güçleri medyanın kışkırtmaları, ABD’nin desteğiyle her türlü kirli yöntemi kullanarak inisiyatifi tekrar ele geçirmeye başladı. Arjantin’de seçimlerle, Brezilya’da Dilma Rousseff’i bir parlamento darbesiyle görevden uzaklaştırarak, Ekvador’da solcu etiketli başkan Lenin Moreno’nun saf değiştirmesiyle, Bolivya’da askeri darbe ile 2010’ların ikinci yarısında sağcı yönetimler iktidara geldi.

İkinci pembe dalga Meksika ile başladı

2018’de Meksika’da Luiz Obrador’un başkanlık koltuğuna oturmasıyla bir anlamda ikinci pembe dalga başlamış oldu. Onu 2019’da Arjantin’de Alberto Fernandez ve 2020’de Bolivya’da Luis Arce’nin seçimi izledi. Sağ hükümetlerin pandemiyi kötü yönetmesi, neoliberal ekonomi politikalarında ısrar etmesi de solun önünü açtı.

Şili’de öğrenci lideri Gabriel Boriç’in, Kolombiya tarihinde ilk kez bir sol aday eski M-19 gerillası Gustavo Petro’nun başkan seçilmelerinden önce, her iki ülkede de yüz binlerin sokaklara döküldüğü halk hareketleri yükseldi, adeta devrimci bir durum yaşandı. Arjantin'de sol aday Andres Arauz’un ilk turu önde bitirdikten sonra ikinci turda yerliler hareketinin desteğini çekmesiyle seçimi kaybettiği Ekvador da ciddi sokak hareketlerine sahne oldu.

Ekim 2022 Brezilya başkanlık seçimlerini Lula kazandığı takdirde Latin Amerika tarihinde ilk kez 6 büyük ülke, Brezilya, Meksika, Arjantin, Kolombiya, Peru, Şili sol yönetimler altında olacak. Özellikle ABD’nin iki kritik müttefiki Meksika ve Kolombiya’daki iktidar değişiklikleri simgesel bir anlam taşıyor.

Sözünü ettiğimiz sol adaylar genellikle geniş bir koalisyona dayanıyorlar. Örneğin Lula başkan yardımcılığı için merkez sağ bir politikacı, Sao Paulo Valisi Geraldo Alckmin’i yanına aldı. Boriç ve Petro da seçildikten sonra ılımlı politikalara yöneldiler. Peru Başkanı köy öğretmeni Pedro Castillo ile destekleri sayesinde seçildiği Marksist Özgür Peru Partisi arasındaki bağlar koptu.

İkinci pembe dalgada ekolojik konular, yerli halkların kimlik talepleri ve LGBTİQ hakları daha fazla önem kazandı. Kolombiya’da Petro ve Şili’de Boriç çevre sorunlarının gündemlerinin başında geldiğini ilan ettiler. Meksika’da Obrador gibi Petro da ülkelerinin başkentleri Meksiko City ve Bogota’nın belediye başkanlığını yapmanın deneyimini yönetime taşıyorlar.

Yeni dönemde sol yönetimler emtia fiyatlarının yüksek seyrinin avantajından yararlansalar da, küresel faizlerin artmakta oluşu, jeopolitik gerilimler, ABD-Çin arasındaki hegemonya savaşının ülkeleri taraf olmaya zorlaması, pandemi döneminin kamu borçluluğunu iyice artırmış olması gibi dertlerle de cebelleşecekler. Zaten sağcı yönetimler altında yoksulluk derınleşmiş, gelir ve servet eşitsizlikleri daha da artmış durumda. Yani onları zor koşullar bekliyor.

Arjantin zaten her zamanki gibi ciddi dış borç sorunları yaşamaya devam ediyor. Venezuela’da Maduro’nun Chavez’in karizmasına sahip olmaması, Nikaragua’da Ortega ve çevresinin yolsuzluklarla anılması geçmişin radikal sol imaja sahip ülkelerinin de prestijini sarsmış durumda. Birinci dalganın “iyilik ekseni” benzeri kimi ülkeler arasında özel bir ittifak ilişkisi de yok, her ülkenin sol yönetimi kendi başına bir hava tutturmuş gidiyor.

Tüm bu handikaplara karşın, sol adına tüm dünyanın en umut ve heyecan veren bölgesi yine de Latin Amerika. Belki şimdilik geniş emekçi kitleler adına siyasette dengeleri değiştirecek, güç ve mülkiyet ilişkilerini sarsacak bir programatik yönelim görünmüyor. Ancak örgütlü toplum, dün nasıl sağ yönetimleri sarstıysa, bugün de sol yönetimlerden daha talepkar olur, toplumsal mücadeleleri canlı tutar, böylelikle ABD’nin güneyinden dünya soluna ilham veren ülke deneyimleri çıkar.

İyisi mi “Neden olmasın?” diyelim, bizler daha mükemmelini yaratana kadar Latin Amerika’yı izlemeye devam edelim.

 Hayri Kozanoğlu / BİRGÜN




'Terzi Fikri' kimdir, Nokta Operasyonu hakkında neler biliniyor? + SOL Parti'den Erdoğan'a 'Terzi Fikri' yanıtı: AKP'nin veda senfonisini Fatsa'dan çaldık - BİRGÜN

 


'Terzi Fikri' kimdir, Nokta Operasyonu hakkında neler biliniyor?

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Terzi' lakaplı 1980'de Fatsa'nın Belediye Başkanı Fikri Sönmez'i hedef alan açıklaması tepki çekti. İşte 'Terzi' Fikri Sönmez'in hayatı ve görevine son verilen 'Nokta Operasyonu' hakkında bilinenler...

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fatsa'nın 1980 yılında askeri operasyonla görevden alınan 'Terzi' lakaplı sosyalist Belediye Başkanı Fikri Sönmez'i hedef alan açıklaması tepki çekti.

Bugün Ordu'da konuşan Erdoğan, "Bu Ordu, terörün nemenem şey olduğunu iyi bilir. Ordu, Terzi Fikri’yi de iyi bilir, onların bedelini benim Ordum çok ödedi" dedi.

Kısa sürede yaptıklarıyla Türkiye çapında yankı uyandıran Fikri Sönmez öncülüğündeki Fatsa, dünden bugüne birçok araştırmaya konu oldu.

İşte 'Terzi' Fikri Sönmez'in hayatı ve 'Nokta Operasyonu' hakkında bilinenler...

FİKRİ SÖNMEZ KİMDİR?

Fikri Sönmez, 1938’de Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Kabakdağı köyünde doğdu. Yoksul bir çocukluk geçirdi. İlkokul sonrası bir terzinin yanında çırak olarak çalışmaya başladı.

1960’larla birlikte Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu ve aktif siyasete başladı. TİP’in Fatsa’daki örgütlenmesi için çalıştı.

Dev-Genç’le birlikte 6. Filo’ya karşı eylemlerde yer aldı. 1972’de THKP-C davasından yargılandı. Mahir Çayan ve yoldaşlarının Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçışı sonrası Karadeniz’e geçmelerine yardımcı olmakla suçlandı. 2 yıl kadar tutuklu yargılandıktan sonra 1974’te afla serbest kaldı.

Karadeniz bölgesindeki emekçilerin ve köylülerin içerisinde mücadele yürüttü. 1978-79’da “Fındıkta sömürüye son” mitinglerini örgütleyen isimlerden biri oldu.

1979’da Fatsa’da, CHP, AP ve MSP’nin iki katı oy alarak bağımsız belediye başkanı seçildi. Fatsa’yı halk komiteleriyle yönetmeye başladı. Komitelerle birlikte “Çamura son kampanyası, “Fatsa Halk Kültür Şenliği” gibi etkinlikler düzenledi. İlçede yol, su, kanalizasyon gibi sorunların halkın katılımıyla çözülmesi için adımlar attı. Geniş köylü kitlesinin katıldığı fındık mitingleri hayata geçirildi.

NOKTA OPERASYONU

1980 Mayıs-Temmuz ayları arasında 50’nin üzerinde kişinin katledildiği Çorum Katliamı sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, tarafından “Çorum’u bırakın Fatsa’ya bakın” ifadeleriyle hedef gösterildi.

Operasyon öncesi CHP, MSP, AP ilçe başkanlarının ortak basın açıklaması yaparak “Fatsa’da operasyon yapılacak bir şey yok. Huzur içindeyiz” sözleri yeterli olmadı.

Vali Reşat Akkaya’nın Ordu’ya atanmasıyla birlikte 11 Temmuz 1980’de başlatılan “Nokta operasyonu” ile gözaltına alındı.

Hürriyet, operasyondan 2 gün önce “Fatsa’ya nokta operasyonu” başlığıyla harekatı duyurdu.

TSK, ilçeye hücumbotlarla denizden baskın gerçekleştirdi. Harekata bir mekanize piyade taburu, üç jandarma komando birliği, il alay komutanlığı takviye birlikler, polis ve Vali Akkaya’nın kontrolündeki ülkücü militanlar katıldı.

Sönmez'in askeri operasyonla görevine son verildi.

Bundan birkaç ay sonra gerçekleşen darbe koşulları altında cezaevinde tutulan ve işkence gören ‘Terzi Fikri’, 4 Mayıs 1985 günü, yalnızca 47 yaşındayken kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

Kısa sürede yaptıklarıyla halkın büyük teveccühünü kazanan ve Türkiye çapında yankı uyandıran Sönmez öncülüğünde Fatsa, bir sosyalist yerel yönetim deneyimi olarak bugüne değin birçok araştırmaya konu oldu.

Can Yücel’in Terzi Fikri için yazdığı şiir:

Terzi Fikri öyle bir giysi dikti ki Fatsa'ya

O Gürcü öyle bir gürledi ki arkadaşlarıyla

Noktalar, noktalı virgüller, askeri operasyonlar

Kimseler çıkaramaz Fatsa'nın sırtından!

Emek hakkının sımsıcak çıplaklığını

                                                                               ***

SOL Parti'den Erdoğan'a 'Terzi Fikri' yanıtı: AKP'nin veda senfonisini Fatsa'dan çaldık 

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Fatsa'nın 1980'de askeri operasyonla görevden alınan 'Terzi' lakaplı Belediye Başkanı Fikri Sözmez'i hedef alan açıklamasına, "Erdoğan, Kenan Evren'in sözlerini tekrarladı" yanıtını verdi. SOL Parti'nin geçen hafta Fatsa'daki 'Fındıkta sömürüye son' mitingini anımsatan İşleyen, "AKP'nin veda senfonisini biz Fatsa'dan çaldık" dedi.

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fatsa'nın 1980 yılında askeri operasyonla görevden alınan 'Terzi' lakaplı sosyalist Belediye Başkanı Fikri Sönmez'i hedef alan açıklamasına yanıt verdi. İşleyen, "Ordu, Fatsa ve bütün memleket Terzi Fikri'yi bilir. Onun köylünün emeğine nasıl sahip çıktığını bilir" dedi.

Erdoğan, bugün Ordu'da bu yıl fındığın alım fiyatının 54 lira olarak belirlendiğini açıkladı.  'Terzi' lakaplı sosyalist Belediye Başkanı Fikri Sönmez'i de hedef alan Erdoğan, "Ordu, Terzi Fikri’yi de iyi bilir, onların bedelini benim Ordum çok ödedi” ifadelerini kullandı.

SOL Parti, geçen hafta Fatsa'da 'Fındıkta sömürüye son' mitingi düzenlemişti. Katılımın yoğun olduğu miting, büyük ilgi görmüştü

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, Erdoğan'ın açıklamalarına tepki gösterdi.

"FINDIK FİYATINI KABUL ETMİYORUZ"

"Erdoğan, emperyalist tekellerin sözcüsü, iktidarı olduğunu bir kez daha gösterdi" diyen İşleyen, "Ama biz Ordu'ya gittiğimizde, o mücadele başladığında 40 liralar konuşuluyordu, 50 liralar hayal deniliyordu. Ama bugün açıkladığı fiyat o mücadelenin bir sonucudur. Bütün köylülerin, SOL Parti'nin Fatsa'daki mitinginde meydanı dolduran herkesin bunda bir payı vardır" ifadelerini kullandı.

İşleyen, şöyle devam etti: "Ama şunu çok açıkça söyleyelim, biz 70 lira dedik, bunu almak için mücadeleye devam edeceğiz. Kur garantileriyle zenginlerin parasını koruyanlar üreticinin fındığının değerini korumak zorundadır. Kabul etmiyoruz, fındık sezonu tamamlanır tamamlanmaz bir kez daha fındık fiyatının açıklanması ve daha sonra da güncellenmesi için mücadelemizi ısrarla devam edeceğiz."

"ERDOĞAN, KENAN EVREN'İN SÖZLERİNİ TEKRARLADI"

'Terzi Fikri'yi hedef alan Erdoğan'a yanıt veren İşleyen, "Evet Ordu, Fatsa ve bütün memleket Terzi Fikri'yi bilir. Onun köylünün emeğine nasıl sahip çıktığını bilir. Halkın, işçinin, köylünün geleceğini, hayatına nasıl tutunduğunu, canı pahasına nasıl mücadele ettiğini bilir" diye konuştu.

"Erdoğan, Kenan Evren'in sözlerini tekrarladı" diyen İşleyen, şunları söyledi: "Biz de Fatsa meydanında "Fındık'ta sömürüye son" diyen Terzi Fikri'lerin sözünü tekrarladık. Bugün herkes Fatsa Meydanı ile Ordu Meydanı'na iyi baksın. AKP'nin veda senfonisini biz Fatsa'dan çaldık. Bu iki meydana iyi bakın. Fatsa Cumhuriyet Meydanı'nda umut vardı, Fatsa Cumhuriyet Meydanı'nda bu ülkenin güneşli, aydınlık geleceği vardı. Bugün Erdoğan'ı Ordu'daki meydanında çöküş var, nasıl bir vedaya gittiklerinin işareti var. Herkes şunu çok iyi bilsin ki, ezilen halkın birliğiyle, dayanışmasıyla, mücadelesiyle bu saltanata son vereceğiz, sonunda biz kazanacağız." (BİRGÜN)