17 Ağustos 2017 Perşembe

AKP ‘Harikalar Diyarı’nda - ALİ SİRMEN

Adalet ve Kalkınma Partisi, 16. kuruluş yıldönümü için Harikalar Diyarı denen Ankara’nın Sincan ilçesinde, çocuklar için oyun yerleri olan, çizgi film ve masal dünyasının sanal kahramanlarının resimleri, heykelleriyle donatılmış yanılsama (illüzyon) alanını seçmiş. 



AKP topluma adalet, kalkınma ve demokrasi vaat ederek kuruldu ve 15 yıl önce iktidara geldi. Partinin kuruluşunun 16. yılında, adalet, kalkınma ve demokrasi alanındaki vaatleriyle edimlerinin ne olduğuna bakıldığında, söylem ile eylem arasında tam bir zıtlık hemen göze çarpar.
AKP’nin 15 yıllık döneminde, FETÖ kadrolarının, iktidarın da ön ayak olmasıyla yargının en küçük hücrelerine kadar sızması yaşandı.

***

AKP iktidarıyla yıllar yılı kol kola yürüyen Fethullah Gülen örgütünün yargıyı ele geçirmesi sonucunda gerçekleşen kumpas davaları rezaletini, daha sonra FETÖ ile yolları ayrıldıktan sonra AKP’liler de kabul etmek durumunda kalmışlardır.
Yalnız onlar bunu yaparken, Ergenekon ve Balyoz gibi davaların sorumluluğunu, Fethullahçıların sırtına yıkıp kendi paylarını yüklenmekten hep kaçınmışlardır.
Oysa, partinin o sıradaki genel başkanı olan zamanın Başbakanı bu davaların savcısı olduğunu açıkça ilan ettiğine göre, AKP bu sorumluluğundan kaçamaz.
Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarının sorumlusu olan AKP, 12 Eylül 2010’da halkoyuna sunduğu düzenleme ile kuvvetler ayrılığı ilkesini ayaklar altına alarak yargı bağımsızlığını rafa kaldırıp adalet beklentilerini seraba döndürmüştür.
Bu arada kimsenin hakkını yememek için belirtmek gerekir ki ülkenin dört bir yanına görkemli ve modern “Adalet Sarayları” dikilmiştir.
Bunların çağdaş demokrasilerin adalet saraylarından farkları ise buralarda adalet elde etmenin imkânı olmayışı olmuştur.
Yargıç ve savcıların tayin, terfi ve tüm özlük işlerinin yürütme erkinin eline geçtiği yeni düzende bununla da yetinilmemiş, sürekli hale getirilen olağanüstü hal uygulamaları ile yargısal denetim saf dışı bırakılmıştır.
Kış lastiği uygulaması alanlarına kadar uzatılan OHAL uygulamalarıyla binlerce yargı elemanı tasfiye edilmiştir.

***

İktidarın hoşuna gitmeyen gazeteciler, muhalif milletvekilleri ve göstericiler ile ilgili yargı kararları da tüm dünyadan Türkiye’ye yönelik sert tepkilerin yükselmesine neden olmuş bulunmaktadır.
Kamuoyunda yargıya güven duyanların azınlığa düşmüş olmalarının da demokratik düzen açısından taşıdığı sakıncaları anlatmaya gerek var mı?
Olayın “adalet” cephesi böyle iken, acaba “kalkınma” cephesi nasıl dersiniz?
Bir ekonomik bunalımın hemen ardından, önceki iktidarın aldığı acı istikrar tedbirlerinin sonuçlarını vermeye başladığı dönemde işbaşına gelen AKP’nin ilk yıllarındaki ekonomik performansının nispeten başarılı olduğunu yadsımak nasıl mümkün değilse, aynı şekilde adalet ayağı her türlü güveni sarsacak kadar aksayan bir sistemin sürdürülebilir bir kalkınmayı gerçekleştiremeyeceğini görmemek de aynı derecede imkânsızdır.
Nitekim işin özüne bakıldığında AKP’nin kalkınma söylentilerinin de bir yanılsama olduğu görülmektedir.
AKP’nin iktidar dönemi olan 2001- 2015 arası dönemde büyüme hızı yılda ortalama yüzde 4.78 olmuş (fert başına milli gelir artışı yüzde 3, 4) ve yüzde 5 olan genel Türkiye ortalamasının altında kalmıştır. Bu süre zarfında gelir adaletsizliğinin daha da büyümesine şu anda dokunmuyoruz bile.
Bu durumda adaleti de kalkınması da tevatür olan AKP’nin kuruluş yıldönümü için yanılsama alanını seçmesinden daha anlamlı ve isabetli ne olabilir?


Ali Sirmen / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder