Putin’i dördüncü kez devlet başkanlığa taşımasına kesin gözüyle bakılan seçimin arifesinde, Moskova ve Batı arasında yeni bir Soğuk Savaş patlak verdi.
Yeni Soğuk Savaş’ın nedeni, İngiltere’nin sessiz sakin Salisbury kentinde Sergei Skripal adlı bir çifte Rus ajanının, kızı ile birlikte, kimyasal savaş maddesi “sinir gazı” ile zehirlenmiş olması…
Hastaneye kaldırılan baba-kızın durumu belirsiz kalırken, İngiltere Başbakanı May, Guardian’ın “frantic/çılgın telefon diplomasisi” diye adlandırdığı pür telaş bir diplomasi ile Trump, Macron, Merkel’den oluşan bir “büyük devletler cephesi” oluşturmayı başardı.
Elysee, bizzat Macron’un kendi sözcüsünün ağzıyla “fantasy politics/hayal ürünü olabilecek fantezi siyasetlere kapılmadan önce” Batı’yı temkine davet ettiyse de, May’in ısrarı sonunda Paris’te cepheye katıldı. Ve dört ülke, Moskova’yı güçlü şekilde kınayan, açıklama yapmaya davet eden çok sert bir deklarasyon yaptı.
Beyaz Saray’a adaylığından beri “Putin ile paslaştığı” söylenen Trump dahi sonuçta “stratejik ortak” İngiltere’nin “cephe” isteğini geri çevirmedi.
Trump’ın hamlesinin, Rusya’nın ABD’deki başkanlık seçimlerine müdahalelerini konu alan “Russiagate” ile bağlantılı yaptırımlarla eşzamanlı gelmesi ayrıca ilgi çekti.
Putin’in en yakınındaki çevresini hedef alan yaptırımlar, gerçi doğrudan 007-Skripal skandalı ile ilgili değil….
Ancak Moskova tarafından İngiltere’de yok edilen bir dizi Putin muhalifi ve Rus casuslarının sonuncusu olmaya namzet görülen Skripal olayının tetiklediği tırmanma ve Russiagate yaptırımlarının çakışması bir ortak “ivme” yarattı.
‘1914 Saraybosna’sı gibi
Sade bu değil…
Bu çarpıcı zamanlamaya ek olarak, New York Times başta olmak üzere, ABD yayınlarında yer alan yeni “sibernetik savaş” uyarıları da, Rusya-Batı arasındaki gerginliğe eklemlendi.
ABD yayınlarındaki iddialara göre, Rusya, “bilgisayar korsanları/hacker”ları yoluyla şimdiye dek yaptığı gibi yalnız Batı’nın seçim süreçlerini manipüle etmekle kalmayacak, ayrıca herhangi bir çatışma durumunda Batılı müttefiklerin elektrik/su/nükleer santrallarına, sağlık ağlarına/hastanelerine bundan böyle elektronik yollardan her türlü saldırıyı ve sabotajı düzenleyebilecek.
Batı’nın enformasyon teknolojisine dayalı bütün altyapısını baştan sona çökertebilecek Rusya, başka deyişle adeta şimdi “açık savaş tehdidi” olarak ilan ediliyor.
Bu aniden tırmanan ve üst üste gelen gelişmelerin, yukarıda saydığım nedenlerle “Soğuk Savaşın ötesinde” bir tehdit oluşturduğunu tarih ve casus romanları yazarı Robert Harris; “Soğuk Savaşta tarafların uyduğu kurallar vardı” diye açıklıyor: “Bugün ise hiçbir kural yok. Soğuk Savaşta kamplaşma ideolojikti. Bugün cepheleşme parçalı ve kırılgan. Bugün karşılaşılan tehlike bir nükleer füze tehlikesi değil. Tehlike bugün sibernetik savaş. Ölümcül sonuçlar yaratabilecek ürkütücü bir tırmanma ihtimali söz konusu. Bu nedenle mevcut durumu ben, çılgın bir jestin, insanlığı facia ile yüz yüze bıraktığı 1914 Saraybosna’sına benzetiyorum.”
Çar’a ne faydası var?
Ortadoğu’daki son dönem hamleleriyle Rusya’yı yeniden dünyada söz sahibi kılan Putin böyle şimdi… dünyayı tekrar bir faciaya sürükleyecek “çılgın bir jest” yapar mı?
Yaparsa niye yapar?
66 yaşında emekli bir eski ajan için bu gerilimi göze almak kâfi derecede “çılgınca” değil mi?
Kendisi de eski bir ajan olan Putin tırmanmayı acaba öngördüğü için mi işler bu noktaya bilhassa geldi, yoksa bir şeyler kontrolden mi çıktı?
Sergei Skripal, Londra’nın iddia ettiği gibi, Moskova tarafından sahiden “sinir gazıyla” zehirlendiyse eğer; bu, Putin’in örneğin bilgisi dahilinde mi yapıldı? Yoksa Çar’a yaranmaya çalışan bazı yardakçılarca mı gerçekleştirildi?
Dünya, üzeri kalın sis bulutuyla kaplı bu soruları tartışıyor...
Trump’ın çelik, alüminyum üzerinden yükselttiği son koruma duvarları, NATO’ya katkı payları ve Brexit nedeniyle birbirleriyle kavgalı ve sürtüşmeli olan Batılı devletler şimdi birden Moskova’ya karşı yekvücut halinde birleşti.
Dağınık Batı’yı hiç umulmadık biçimde bir araya getiren ve ıkına sıkına da olsa birbirine zamklayan bu hamlenin anlı şanlı 4. Kremlin zaferine hazırlanan Putin’e acaba ne faydası olabilir?
İç içe giren Rus bebekleri gibi sorular böyle uzayıp gidiyor...
Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET
Yeni Soğuk Savaş’ın nedeni, İngiltere’nin sessiz sakin Salisbury kentinde Sergei Skripal adlı bir çifte Rus ajanının, kızı ile birlikte, kimyasal savaş maddesi “sinir gazı” ile zehirlenmiş olması…
Hastaneye kaldırılan baba-kızın durumu belirsiz kalırken, İngiltere Başbakanı May, Guardian’ın “frantic/çılgın telefon diplomasisi” diye adlandırdığı pür telaş bir diplomasi ile Trump, Macron, Merkel’den oluşan bir “büyük devletler cephesi” oluşturmayı başardı.
Elysee, bizzat Macron’un kendi sözcüsünün ağzıyla “fantasy politics/hayal ürünü olabilecek fantezi siyasetlere kapılmadan önce” Batı’yı temkine davet ettiyse de, May’in ısrarı sonunda Paris’te cepheye katıldı. Ve dört ülke, Moskova’yı güçlü şekilde kınayan, açıklama yapmaya davet eden çok sert bir deklarasyon yaptı.
Beyaz Saray’a adaylığından beri “Putin ile paslaştığı” söylenen Trump dahi sonuçta “stratejik ortak” İngiltere’nin “cephe” isteğini geri çevirmedi.
Trump’ın hamlesinin, Rusya’nın ABD’deki başkanlık seçimlerine müdahalelerini konu alan “Russiagate” ile bağlantılı yaptırımlarla eşzamanlı gelmesi ayrıca ilgi çekti.
Putin’in en yakınındaki çevresini hedef alan yaptırımlar, gerçi doğrudan 007-Skripal skandalı ile ilgili değil….
Ancak Moskova tarafından İngiltere’de yok edilen bir dizi Putin muhalifi ve Rus casuslarının sonuncusu olmaya namzet görülen Skripal olayının tetiklediği tırmanma ve Russiagate yaptırımlarının çakışması bir ortak “ivme” yarattı.
‘1914 Saraybosna’sı gibi
Sade bu değil…
Bu çarpıcı zamanlamaya ek olarak, New York Times başta olmak üzere, ABD yayınlarında yer alan yeni “sibernetik savaş” uyarıları da, Rusya-Batı arasındaki gerginliğe eklemlendi.
ABD yayınlarındaki iddialara göre, Rusya, “bilgisayar korsanları/hacker”ları yoluyla şimdiye dek yaptığı gibi yalnız Batı’nın seçim süreçlerini manipüle etmekle kalmayacak, ayrıca herhangi bir çatışma durumunda Batılı müttefiklerin elektrik/su/nükleer santrallarına, sağlık ağlarına/hastanelerine bundan böyle elektronik yollardan her türlü saldırıyı ve sabotajı düzenleyebilecek.
Batı’nın enformasyon teknolojisine dayalı bütün altyapısını baştan sona çökertebilecek Rusya, başka deyişle adeta şimdi “açık savaş tehdidi” olarak ilan ediliyor.
Bu aniden tırmanan ve üst üste gelen gelişmelerin, yukarıda saydığım nedenlerle “Soğuk Savaşın ötesinde” bir tehdit oluşturduğunu tarih ve casus romanları yazarı Robert Harris; “Soğuk Savaşta tarafların uyduğu kurallar vardı” diye açıklıyor: “Bugün ise hiçbir kural yok. Soğuk Savaşta kamplaşma ideolojikti. Bugün cepheleşme parçalı ve kırılgan. Bugün karşılaşılan tehlike bir nükleer füze tehlikesi değil. Tehlike bugün sibernetik savaş. Ölümcül sonuçlar yaratabilecek ürkütücü bir tırmanma ihtimali söz konusu. Bu nedenle mevcut durumu ben, çılgın bir jestin, insanlığı facia ile yüz yüze bıraktığı 1914 Saraybosna’sına benzetiyorum.”
Çar’a ne faydası var?
Ortadoğu’daki son dönem hamleleriyle Rusya’yı yeniden dünyada söz sahibi kılan Putin böyle şimdi… dünyayı tekrar bir faciaya sürükleyecek “çılgın bir jest” yapar mı?
Yaparsa niye yapar?
66 yaşında emekli bir eski ajan için bu gerilimi göze almak kâfi derecede “çılgınca” değil mi?
Kendisi de eski bir ajan olan Putin tırmanmayı acaba öngördüğü için mi işler bu noktaya bilhassa geldi, yoksa bir şeyler kontrolden mi çıktı?
Sergei Skripal, Londra’nın iddia ettiği gibi, Moskova tarafından sahiden “sinir gazıyla” zehirlendiyse eğer; bu, Putin’in örneğin bilgisi dahilinde mi yapıldı? Yoksa Çar’a yaranmaya çalışan bazı yardakçılarca mı gerçekleştirildi?
Dünya, üzeri kalın sis bulutuyla kaplı bu soruları tartışıyor...
Trump’ın çelik, alüminyum üzerinden yükselttiği son koruma duvarları, NATO’ya katkı payları ve Brexit nedeniyle birbirleriyle kavgalı ve sürtüşmeli olan Batılı devletler şimdi birden Moskova’ya karşı yekvücut halinde birleşti.
Dağınık Batı’yı hiç umulmadık biçimde bir araya getiren ve ıkına sıkına da olsa birbirine zamklayan bu hamlenin anlı şanlı 4. Kremlin zaferine hazırlanan Putin’e acaba ne faydası olabilir?
İç içe giren Rus bebekleri gibi sorular böyle uzayıp gidiyor...
Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder