10 Haziran 2018 Pazar

Erdoğan'dan önce Müslüman değil miydik? - Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Cuma günü saat 22:00'den itibaren Bağdat Caddesi eline Türk Bayrağını alıp gelenlerin akınına uğradı...
Her yaş grubundan insan vardı...
Çocuklar babalarının omuzları üzerinde, yaşlılar gençlerin koluna girmiş...
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin sosyal medyadan yaptığı çağrı ile onbinler Suadiye'den Göztepe'ye kadar Bağdat Caddesi'ni doldurmuştu.
Uzun süredir görmeye hasret kaldığımız bir heyecan dalgası kalabalağın arasında dolaşıyordu...
Değerli dostum Hüseyin Sağ ile karşılaştık, kol kola yürüyerek mitinge eşlik ettik.
Hüseyin Sağ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde AKP'ye kök söktüren bir isim. Ben ona "kent şövalyesi" diyorum... Hüseyin Sağ ile; yolsuzluklarla mücadele eden bir gazeteci olarak birlikte çok mesaimiz oldu...
Gece saat 01:00'e yaklaşıyordu. İki saattir alanda bulunan kimse ayrılmayı düşünmemişti... İnce gelecek ve Kadıköy ona desteğini gösterecekti.
Yürüyüş sırasında Kartal Belediye Başkanı Dr. Altınok Öz'ü gördüm, Kartal'da halk ile iftar yapıp Cadde'ye gelmiş, gülümseyerek insanları selamlıyordu... Kalabalık bir ekip de kendisine eşlik ediyordu...
Hüseyin Sağ; "Bu kez iktidara çok yakınız" dedi... İnce'nin hemen her mitingindeki coşku Kadıköy'de de yaşanıyordu...
Saat 01:00'de otobüsün üzerinde yine enerji dolu bir konuşma yaptı Muharrem İnce... Erdoğan'ın aynı gün yaptığı eleştirilere hemen yanıt verdi;
Erdoğan'ın "Kazanamazsan siyaseti bırakacak mısın?" sorusuna İnce; " Evet kazanamazsam siyaseti bırakacağım ama bir şartım var; senin seçtiğin bir kanalda benimle canlı yayına çıkacaksın..." diyerek yanıt verdi...

İnce'nin din sömürüsü ile ilgili şu cümlesi ise duvara asılacak türden;
"Camiler babasının malı sanki, Bolu'da Cuma namazı kıldık, Müslümanlığı ondan mı öğreneceğiz? Erdoğan Cumhurbaşkanı olmadan önce Müslüman değil miydik?!"

Erdoğan'a karne vererek protesto eden liseli gençler (çocuklar demek lazım ) polis otobüsünde ciddi şekilde darp edilmişlerdi. İnce o çocuklara da sahip çıktı; "Ben de burada Erdoğan'a karne veriyorum, beni de mi döveceksiniz?!" diyerek tepki gösterdi...

Gecenin ilerleyen saatlerinde CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen aradı. İnce'nin en son Karabük ve Kastamonu mitingine katılan Pekşen, Kadıköy'den yansıyan fotoğrafı değerlendirdi;
"Hep Türkiye büyük bir dip dalgasına hazır olsun diyordum. Büyük bir değişim geliyor... Muharrem İnce önce kendisi ve sonra kadrosu ile bu dip dalgasının üzerinde yükseliyor. İnce geleceğin siyasi tarihini yazmak üzere, bunu görüyorum..."

Muharrem İnce ilk günden bu yana şaşırtıcı bir performansla çıtayı hep daha yükseğe taşıdı... Pekşen; "... espri, zeka, akıl, gençlik, umut, gelecek, bilim, vizyon... Türkiye'de geleneksel siyasetçiler bunu bilmez... gençlik heyecanını, kucaklaşmayı, aşkı bilmezler... onların bilmediği bir dil bu.. İnce bu dili çok iyi kullandı ve Türk siyasetini bu kulvara çekti. Bu alanda İnce çok başarılı..." diyor.

Yalnızca geleneksel siyasetin dili değişmiyor, İnce'nin enerjisi ile CHP'nin de iktidar yürüyüşü hızlanıyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun süredir ilk kez; Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve Muharrem İnce ile gerçek bir yarışın içinde kendisine çıkış yolu arıyor...

                                                                          ***

Ece neden tutuklandı?

Çağdaş Ses Gazetesi yazarı Ece Sevim Öztürk geçen gün, gece 02:30 da göz altına alınıp tutuklandı...
ODA TV de yer alan bilgiye göre Ece, 15 Temmuz'a dair hazırladığı bir belgesel ile ilgili olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın yaptığı suç duyurusu üzerine tutuklanmış.


Ben belgeseli izlemedim ancak iddiaya göre darbeye direnmiş görünen iki denizci komutan aslında darbeyi önceden biliyormuş... Ece bunları tutuklu FETÖ'cülerin iddialarına dayandırmış...

Bana sorarsanız tutuklu FETÖ'cüler intikam amacı ile de birilerini suçlayabilir yani bu tip açıklamalara büyük şüpheyle yaklaşılmalı... Ancak Ece bu iddiaları belgeseline konu etmiş... Ece'nin sırf bu iddiaları aktardığı için tutuklanması ağır olmadı mı?

İddiaya konu olan kişiler kendi doğrularını kamuoyuna açıklayıp olayı kapatabilirlerdi... Şimdi iftira ve karalama olarak nitelenen mesele daha da büyüdü...

Deniz Kuvetleri Komutanlığı, Ece'nin belgeselde yer verdiği iddialarla ilgili olarak darbe girişimi davasını ve yargılama sürecini yıprattığı ve terör örgütü lehine yargıyı etkilediği iddiası ile hakkında savcılığa başvurmuş...

Yayınlanmayan bir belgesel ile ilgili olarak Ece tutuklanmış. Dün sosyal medyada bu belgeseli arayan insanlar olduğunu gördüm. Yani bu tutuklama, sakıncalı görülen bu belgeselin "popüler" olmasına neden oldu.

Oysa iddiaların yalan olduğu, tutuklu FETÖ'cülere ait olduğu şeklinde bir yalanlama yapılıp kamuoyu aydınlatılabilirdi...

Ece'ye gelince; Kanaltürk'ü kurduğumuz dönemde gazetecilik merakı ile haber merkezini sürekli ziyaret ederdi...  Daha çocuk sayılacak bir yaşta Cumhuriyet mitinglerinin neredeyse tamamına katıldı... Atatürkçü genç bir hanımdı...

FETÖ'cü olacağına asla ihtimal vermiyorum...

Benim gördüğüm Ece'nin 15 Temmuz sorgulamalarının sinsi örgütün "işine geldiği" onun gazetecilik merakını FETÖ'cülerin kendilerini aklamak için kullanmaya çalıştıkları yönünde...

Ece'nin her sorusunu terör örgütünün sosyal medya hesapları yaygınlaştırdı. Bu kirli örgütün pası, Ece'nin gazetecilik merakının üzerine bulaştı...

Umarım yargı kısa zamanda bu gerçeği görür ve Ece özgürlüğüne kavuşur...


Tuncay MOLLAVEİSOĞLU  / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder