Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Tekel, Türk Telekom, SEKA, Petkim, TEDAŞ, TÜPRAŞ, Şeker Fabrikaları, Sümerbank, Demir-Çelik-Bakır Fabrikaları, Eti Krom-Alüminyum, Taksan, Borçelik, yem fabrikaları, barajlar... Yazmanın sonu yok.
Cumhuriyet tarihinin en önemli değerleri teker teker satıldı. Kiminin önce içleri boşaltıldı, arpalık yapıldı; kimileri kâr ederken satıldı. Çoğu stratejik şirketlerdi. O zamanlar stratejik lafına burun kıvrıyordu özelleştirme gelirlerine bel bağlayan hükümetler ve tabii hiç eksik olmayan liboşlar. Ne oldu? Bugün elimizde hiçbiri kalmadı. İçi boşaltılmış bir ülke, değeri her gün düşen bir Türk Lirası, gıdadan elektroniğe artan bir dışa bağımlılık...
Türk Telekom... 13 yıl önce Türkiye’nin en büyük özelleştirmesi olarak lanse edilmişti; bugün ise tarihi başarısızlık olarak literatüre geçti. Ülkelerin belirledikleri stratejik sektörleri ve bu doğrultuda stratejik yatırımları vardır. Telekomünikasyon sektörü de bunlardan biridir. Türk Telekom ülkenin ana sabit telefon hattının da, internet omurgasının da yüklenicisi konumunda. Ayrıca, üzerinden veri, enformasyon ve bilgi akan telekomünikasyon fiziksel altyapısı ile, sadece savunma bağlamında değil, ekonomik, teknolojik ve toplumsal bağlamda da stratejik nitelikte. İlk özelleştirme girişimleri 1994 yılında başladı. Hatırlarsınız IMF ve Dünya Bankası ile anlaşmalarda hep Türk Telekom’un özelleştirilmesi şartı getirilmişti. 2001 krizinin tetikleyicileri arasında da gösterilmişti. 2005 yılında kâr eden bir kurumken kasasında 2 milyar dolarla 6.5 milyar dolara Lübnanlı Hariri ailesi ve Suudi Oger Telecom’a devredilmesine büyük tepkiler olmasına karşın, AKP hükümeti karşı çıkış gerekçelerinin hepsine kulak tıkamıştı. Ne yazık ki hepsi de gerçek çıktı.
Olay sadece batan para, ödenmeyen krediler değil. Ülkenin bilgi toplumu altyapısı da aynı zamanda... Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU: International Telecommunication Union) her yıl “Enformasyon Toplumunu Ölçme Raporu” (Measuring the Information Society) yayımlar.
Raporda ülkelerin, bölgelerin ve dünyanın enformasyon ve iletişim teknolojileri (ICT) - kısaca bilgi teknolojileri (BT) - alanındaki durumu değerlendirilir. ITU’nun son raporuna bakalım: 176 ülke içerisinde Türkiye 67. sırada yer alabilmiş. Umman Sultanlığı, Malezya, Lübnan, Suudi Arabistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın biraz gerisinde, Katar ve Birleşik Arap Emirliği’nin çok gerisinde kalmış Türkiye. Raporun alt endekslerinden biri olan, bilgi teknolojileri altyapısında ise 78. sıradayız. Kasım ayında UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) ve Birleşik Arap Emirliği ortak projesi olarak ilk kez ülkelerin bilgi zenginliğini belirleyen bir araştırma yayımlandı. Her ülke için Küresel Bilgi Endeksi (Global Knowledge Index) notu hesaplayan bu araştırmaya göre, Türkiye 131 ülke içerisinde 69. sırada. Hemen üstümüzdeki üç ülke: Makedonya, Mauritius, Suudi Arabistan. Hemen altımızdaki üç ülke ise: Moldova, Panama, Moğolistan.
Eski CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu gerek milletvekilliği döneminde gerek sonrasında kamuoyu ile paylaştığı yazıları ile bu konuya en fazla dikkat çekenlerden biri olmuştu.
Coşkunoğlu, bu raporların Türkiye’de hiçbir şekilde medyada tartılışmıyor olmasına dikkat çekerek “Görmezliğe gelerek gerçekler yok olmuyor. Bu raporları incelemek ve kamuoyu önünde tartışmak, durumumuzu ve performansımızı iyileştirmek için neler yapılması gerektiğine, geliştirilmesigereken politikalara ışık tutar. Oysa ne hükümet, ne muhalefet ne de STK’lerbir açıklama yaptı. Buna karşın kendi durumunu öğrenen Birleşik Arap Emirliğibile, geliştirilecek politikalar ve verilecek kararlar için raporun çok değerli katkıları olduğunu medya önünde açıklama özgüvenin gösterebildi” diyor.
Konuya bir de bilgi toplumu altyapısı cephesinden bakmak istedim. İnanın uğratılan zarar kadar bu da önemli...
Özlem Yüzak / CUMHURİYET
Cumhuriyet tarihinin en önemli değerleri teker teker satıldı. Kiminin önce içleri boşaltıldı, arpalık yapıldı; kimileri kâr ederken satıldı. Çoğu stratejik şirketlerdi. O zamanlar stratejik lafına burun kıvrıyordu özelleştirme gelirlerine bel bağlayan hükümetler ve tabii hiç eksik olmayan liboşlar. Ne oldu? Bugün elimizde hiçbiri kalmadı. İçi boşaltılmış bir ülke, değeri her gün düşen bir Türk Lirası, gıdadan elektroniğe artan bir dışa bağımlılık...
Türk Telekom... 13 yıl önce Türkiye’nin en büyük özelleştirmesi olarak lanse edilmişti; bugün ise tarihi başarısızlık olarak literatüre geçti. Ülkelerin belirledikleri stratejik sektörleri ve bu doğrultuda stratejik yatırımları vardır. Telekomünikasyon sektörü de bunlardan biridir. Türk Telekom ülkenin ana sabit telefon hattının da, internet omurgasının da yüklenicisi konumunda. Ayrıca, üzerinden veri, enformasyon ve bilgi akan telekomünikasyon fiziksel altyapısı ile, sadece savunma bağlamında değil, ekonomik, teknolojik ve toplumsal bağlamda da stratejik nitelikte. İlk özelleştirme girişimleri 1994 yılında başladı. Hatırlarsınız IMF ve Dünya Bankası ile anlaşmalarda hep Türk Telekom’un özelleştirilmesi şartı getirilmişti. 2001 krizinin tetikleyicileri arasında da gösterilmişti. 2005 yılında kâr eden bir kurumken kasasında 2 milyar dolarla 6.5 milyar dolara Lübnanlı Hariri ailesi ve Suudi Oger Telecom’a devredilmesine büyük tepkiler olmasına karşın, AKP hükümeti karşı çıkış gerekçelerinin hepsine kulak tıkamıştı. Ne yazık ki hepsi de gerçek çıktı.
Olay sadece batan para, ödenmeyen krediler değil. Ülkenin bilgi toplumu altyapısı da aynı zamanda... Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU: International Telecommunication Union) her yıl “Enformasyon Toplumunu Ölçme Raporu” (Measuring the Information Society) yayımlar.
Raporda ülkelerin, bölgelerin ve dünyanın enformasyon ve iletişim teknolojileri (ICT) - kısaca bilgi teknolojileri (BT) - alanındaki durumu değerlendirilir. ITU’nun son raporuna bakalım: 176 ülke içerisinde Türkiye 67. sırada yer alabilmiş. Umman Sultanlığı, Malezya, Lübnan, Suudi Arabistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın biraz gerisinde, Katar ve Birleşik Arap Emirliği’nin çok gerisinde kalmış Türkiye. Raporun alt endekslerinden biri olan, bilgi teknolojileri altyapısında ise 78. sıradayız. Kasım ayında UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) ve Birleşik Arap Emirliği ortak projesi olarak ilk kez ülkelerin bilgi zenginliğini belirleyen bir araştırma yayımlandı. Her ülke için Küresel Bilgi Endeksi (Global Knowledge Index) notu hesaplayan bu araştırmaya göre, Türkiye 131 ülke içerisinde 69. sırada. Hemen üstümüzdeki üç ülke: Makedonya, Mauritius, Suudi Arabistan. Hemen altımızdaki üç ülke ise: Moldova, Panama, Moğolistan.
Eski CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu gerek milletvekilliği döneminde gerek sonrasında kamuoyu ile paylaştığı yazıları ile bu konuya en fazla dikkat çekenlerden biri olmuştu.
Coşkunoğlu, bu raporların Türkiye’de hiçbir şekilde medyada tartılışmıyor olmasına dikkat çekerek “Görmezliğe gelerek gerçekler yok olmuyor. Bu raporları incelemek ve kamuoyu önünde tartışmak, durumumuzu ve performansımızı iyileştirmek için neler yapılması gerektiğine, geliştirilmesigereken politikalara ışık tutar. Oysa ne hükümet, ne muhalefet ne de STK’lerbir açıklama yaptı. Buna karşın kendi durumunu öğrenen Birleşik Arap Emirliğibile, geliştirilecek politikalar ve verilecek kararlar için raporun çok değerli katkıları olduğunu medya önünde açıklama özgüvenin gösterebildi” diyor.
Konuya bir de bilgi toplumu altyapısı cephesinden bakmak istedim. İnanın uğratılan zarar kadar bu da önemli...
Özlem Yüzak / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder