17 Ekim 2018 Çarşamba

Balyoz ve Doğu Akdeniz'deki savaş dalgaları! - Tuncay MOLLAVEİSOĞLU


Kıbrıs'ın bir uçak gemisi gibi uzandığı Doğu Akdeniz'de sular ısınıyor.
Olası bir çatışma an meselesi...
15 trilyon metreküp doğal gazın paylaşımı söz konusu!

                                                                          ***
2017 yılında Türkiye'nin yıllık gaz tüketimi 53.5 milyar metreküptü.
Doğu Akdeniz'in altında yatan gaz, Türkiye'nin 280 yıllık gaz ihtiyacına yetecek büyüklükte!
Bilgileri veren Emekli Koramiral Atilla Kezek devam ediyor; "Kıbrıs Rum Yönetimi 2003 yılında ilk hamleyi yaptı ve Mısır ile Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşmasını imzaladı..."
Demek ki; o tarihten bu yana rezervlerin varlığı biliniyordu.
Hem Yunanistan hem de Rum yönetimi stratejik adımlar attılar. Doğal gaz yatağında sınırları kesişen ülkelerle adım adım anlaşmalar yaptılar.
Mısır ve İsrail iki önemli oyuncu... Lübnan, Suriye ve Libya da hak iddia eden ülkeler arasında.

                                                                           ***
Gaz sondajı sürerken Arap Baharı patladı!
2010 yılında bölgede birden "Arap Baharı" patladı... Bu "yıkım ve yaratım" sürecinden 3 yıl önce Kıbrıs Rum yönetimi Lübnan ve İsrail ile olan Münhasır Ekonomik Bölge(*) sınırlarını belirlemişti.
Türkiye Arap Baharı'nın etkisi ile İhvancı bir strateji izledi. Devlet başkanları yerine bölgede Müslüman Kardeşler'i muhatap aldı.
Korkunç stratejik bir hataydı bu...
Mısır ile olan, uzun yıllara dayalı ilmik ilmik örülen ikili anlaşmalar iptal edildi! Türkiye bölgedeki tek dostu Kaddafi'yi kaybetti ki; o Kaddafi'nin Libya'sı; 1974 Kıbrıs harekâtında ABD ambargosunu takmayıp, Türkiye'ye silah dahil her türlü yardımı yapan tek ülkeydi...
İsrail ile Türkiye'nin "arasını açan" Mavi Marmara olayı... Acaba Enerji Savaşları'ndaki rolü neydi? 

                                                                         ***
Yunan Lider Çipras'tan tehdit!
Yakın zamanda Girit'te yapılan bir toplantı sonrası Yunanistan Başbakanı Çipras bakın neler söyledi;
"Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs bölgenin istikrarıdır. Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'de Mısır olmadan sorunlar çözülemez. Yıl sonuna kadar aramızdaki küçük teknik sorunları halletmiş olacağız. Üçüncü ülkelerin anlaşmalarımıza yönelik tehditlerinin karşısındayız. Kıbrıs'taki işgal ordusunun adadan ayrılmasını ve garantörlük sisteminin son bulmasını istiyoruz."
"Üçüncü ülkenin tehditlerinin karşısındayız" dediği ülke Türkiye!
"İşgal ordusu" dediği ordu, Türk Silahlı Kuvvetleri...
Hatırlayın;
Bu yılın Temmuz ayında Kıbrıs Rum Yönetimi'nde yapılan toplantıda İsrail ve Mısır Büyükelçileri, Doğu Akdeniz'e Türkiye'nin karışmasını savaş sebebi sayacaklarını söylemişlerdi!
Rahibi aldıktan sonra Türkiye'yi "sevmeye" başlayan ABD'nin Büyükelçisi de, bu iki küstah elçiye destek vermişti!

                                                                         ***
"Eşkiyalığa karşı Libya Kalkanı"...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yüz akı, emekli Koramiral Atilla Kezek ile tüm bu süreci TELE 1 ekranlarında konuştuk... Kezek "bir çatışma riski hiç olmadığı kadar yüksek" diyor...
Kezek, Hükümeti bir an önce Libya ile anlaşma yapmaya çağırıyor. Çünkü Yunanistan; Mısır ve İsrail ile yaptığı anlaşmalarla Türkiye'nin hakkı olan 101 bin kilometrekarelik bir deniz sahasını kendi sahası gibi gösteren haritaları yayınlıyor!
Yani Yunanistan'a göre Akdeniz'de en uzun sahile sahip Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi, kıyıdan bir kaç kulaç mesafede bitiyor!
Düzenli takip eden Yeniçağ okurları biliyor; bu konuyu olabildiğince gündeme taşıyan yazılar kaleme alıyorum. Ancak zaman, Türkiye'nin aleyhine işliyor.
Atilla Kezek amiral bakın ne diyor; "Lübnan ile İsrail arasında 1000 kilometre karelik deniz sahasında anlaşma sağlanamadı. İki taraf da 'bunu savaş nedeni sayarız vazgeçmeyiz' diyor... Yunanistan'ın Türkiye'den çalmaya çalıştığı alanın büyüklüğü bunun 100 katı! Bu harita kabul edilemez!"
 Peki ne yapmalı? Atilla Kezek "Libya kalkanı" diyor önerisine; "Bir an önce diğer ülkelerin anlaşma yapmamış olduğu Libya ile deniz yetki alanları anlaşmasını imzalamalıyız. Böylece önümüze dayatılan haritayı yırtma imkanımız olur... Suriye Devleti ile de bir an önce normalleşmeliyiz."
                                                                       ***

Yunan Lider Çipras; "bizim sınırlarımızı sorun yapanlar, AB'nin sınırlarını sorun ediyor" anlamında açıklama yaptı! Ankara'ya; "AB bizim arkamızda" mesajını açıkça veriyor.
Türkiye'nin bölgede düşürüldüğü duruma bakar mısınız?
Anlaşma yapabileceğimiz ne Mısır kaldı ne İsrail ne de Suriye...
Yunanistan'ın AB'yi arkasına alıp, Ege'den sonra Doğu Akdeniz'de de, Türkiye'nin aleyhine adım adım ilerlediğini bizden başka gören yok mu?!
Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle donanması ve hava gücü ile bu kritik sürece hazır mı? Caydırıcı unsurları ne durumda?
FETÖ'nün AKP iktidarı işbirliği ile Balyoz Operasyonu'nu neden yaptığını, operasyonda en büyük kaybı neden Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın verdiğini anladınız mı?
Atilla Kezek'in, Deniz Kuvvetleri Komutanı olacakken neden istifa ettiğini?!

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU / YENİÇAĞ
...
(*) Münhasır Ekonomik Bölge; bir ülkenin kıyısından itibaren 200 millik bir alan içinde, deniz içinde ve tabanın altındaki tüm ekonomik haklarını ifade eder. BM'ye göre sınırların iç içe geçtiği ülkeler ikili anlaşmalarla sınırlarını belirler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder