“Menzilci usul gereği, vird çekenlerden biri Polis Akademisi üniformasının içine saklanmış, diğeri üstüne bir örtü örtmüştü. Sağ ellerinde kalplerine yakın tuttukları tespihle, dillerini damaklarına yapıştırarak zikir çekiyorlardı. Kolunnasıl duracağı dahi Menzilcilerin kitabında yazıyordu. Polisler, devletin hatta Allah’ın kurallarının yerine, Gavslarının kanunlarını koyuyorlardı.”
“Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kılcal damarlarında yeniden başka tarikatlar örgütleniyordu. O tarikatların üniforma giymiş müritleri, devletin yeni sahibi olmak için sabırla, sessizce ve gizlice bekliyordu.”
Bu satırlar, Barış Pehlivan ile Barış Terkoğlu’nun imzasını taşıyan Metastazadlı kitaptan alıntı.
15 Temmuz darbe girişiminden kısa süre önce, yapısı baştan aşağı değiştirilen Polis Akademisi’nin mescidinde polis adaylarının vird ritüelini (düzenli olarak zikir çekmek) anlatıyor.
Müritlerin vird yapıp yapmayacaklarına, hangi sayıda ve ne zaman yapacaklarına, mürşit karar veriyor. Arınmak için biat etmeyi şart koşan bir sürecin parçası bu.
Menzil Cemaati’nin Sağlık Bakanlığı’nda nasıl örgütlendiğini belgeleriyle anlatarak başlıyor kitap. İlerleyen bölümlerde FETÖ’nün Bakanlıklar, MİT, Jandarma, Emniyet, Adliye, Diyanet ve aklınıza gelebilecek tüm devlet kurumlarına nasıl sızdığını belgeleriyle kanıtlıyor.
Menzil Cemaati’nin Sağlık Bakanlığı’nda nasıl örgütlendiğini belgeleriyle anlatarak başlıyor kitap. İlerleyen bölümlerde FETÖ’nün Bakanlıklar, MİT, Jandarma, Emniyet, Adliye, Diyanet ve aklınıza gelebilecek tüm devlet kurumlarına nasıl sızdığını belgeleriyle kanıtlıyor.
Atatürkçü bilinenlerin Cemaat ile ilişkileriKitapta sadece devlet kurumlarına sızmakla kalmayan bu virüsün dernekler, vakıflar ve sivil toplum örgütleri tarafından nasıl desteklendiği de anlatılıyor. Medyanın ve iş dünyasının çıkar için bu hastalıklı yapıyla kurduğu yakın temas ayrıntısıyla ele alınıyor.
Hatta o kadar ki Atatürkçü sanılan bazı isimlerin Fethullah Gülen ile ilişkileri ortaya seriliyor. Burada özellikle isim vermiyorum ki kitabı alıp tümünü satır satır okuyun.
FETÖ konusunda bugüne kadar yazılıp söylenenleri isim isim, olay olayayrıntılandırıp somutlaştırıyor Metastaz. Çok net bir şekilde görülüyor ki, bu terör örgütü, gerçek Atatürkçüler dışında herkes tarafından desteklenmiş...
Hatta o kadar ki Atatürkçü sanılan bazı isimlerin Fethullah Gülen ile ilişkileri ortaya seriliyor. Burada özellikle isim vermiyorum ki kitabı alıp tümünü satır satır okuyun.
FETÖ konusunda bugüne kadar yazılıp söylenenleri isim isim, olay olayayrıntılandırıp somutlaştırıyor Metastaz. Çok net bir şekilde görülüyor ki, bu terör örgütü, gerçek Atatürkçüler dışında herkes tarafından desteklenmiş...
FETÖ’ye “Ne istediniz de alamadınız?” diye soran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Ağustos 2016’da yaptığı itiraf, durumun özeti gibi: “Milletimiz, meşrebi ne olursa olsun, Allah diyen, peygamber diyen, en azından böyle gözüken herkesi desteklemiştir. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit, hatta biz bu yapıya destek olduk. (...) Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var, dedik.”
‘Tarikat devleti’ ile hesaplaşma bitmedi
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ise, daha 1925’te şunları söyledi: “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ise, daha 1925’te şunları söyledi: “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.”
Oy için bu yoldan sapılmasaydı, tarikatlara ödün verilmeseydi, biat kültürü pompalanmasaydı, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi olmazdı.
Metastaz’ı okuduktan sonra, Türkiye’yi içten kemiren dış destekli FETÖ belasının net bir röntgen filmini görmüş oluyorsunuz.
Cumhuriyet ve laiklik düşmanı dinci militanların tasarladığı 15 Temmuz darbe planının başarıya ulaşamamış olması nedeniyle bir kez daha derin nefes alıyorsunuz.
Ancak son bölümde yazılanlar, içinde bulunduğumuz dönemde tehlikenin geçmediğini hatırlatıyor.
Okuyucuya önemli sorular sorarak kitabı bitiriyor Pehlivan ve Terkoğlu:
‘Aynı menzile farklı yollardan gidiyoruz’ inancıyla yeni FETÖ’lere destek olunmuyor mu?
Hukuk içinde imtiyazlılar düzeni kurulmuyor mu?
Geçmiş dönem günahlarına en çok bulaşanlar bugün en tepelere çıkmıyor mu?”
Hesaplaşma bitmedi.
Zülal Kalkandelen / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder