Hemen hemen her köşe başında açılan market zincirine girerek “Patates neden yok sizde” diye sordum. “Merkez yollamıyor hiçbir mağazaya, durdurdu” yanıtını aldım. Bir gün önce ithalat için düğmeye basılmıştı. Belli ki gümrükten çıkmasını bekliyorlardı. İnternetten Antalya Kumluca hal fiyatına baktım. Dün patates 3.70 liraydı. Beylikdüzü pazarından bir fotoğraf geldi: Patatesin 3 kilosu 20 lira.
Yine yeni açıklandı: Patatesin vatanı Niğde’de 70 bin, Nevşehir’de 250 bin patates depolarda. Hem de kilosu 2.70- 3 TL’den İstanbul’a sevk edilmiş. Üstelik son 5 yıl içinde alıcı bulunmadığı için depolarda dönem dönem patateslerin çürüdüğünü de hatırlatalım.
Hadi tanzim satışlara malları yığarak, halkı kuyruğa sokarak günü kurtarmaya çalışıyorsunuz. Bir de utanmadan bunu varlık kuyruğu olarak tanımlıyorsunuz.
Ama hiçbiri bu ülkede plansızlığın tarımı bu noktaya kadar getirdiğini gizleyemiyor. Şu 16 yıldır başarı ile sürdürülen gerçekleri çarpıtma ve algı yönetimini Kazakistan’dan, İran’dan satın alacak hale geldiğimiz patates alaşağı edebilir mi? Ya da şöyle soralım: AKP’nin ezberini patates bozabilir mi?
Kim bilir?
31 Mart’a sayılı günler kala ilginç süreçten geçiyoruz. Siyaset hızla belden aşağı küfürlere, tehditlere doğru çekiliyor. Ülkenin ekonomideki çöküşü bu şekilde halının altına gizlenmeye çalışılıyor. Ama olmuyor. Çünkü ilmek ilmek çözülüyor hastalıklı yapı. TÜİK verileri tarımda üretim maliyetinin son 12 ayda yüzde 26’ya yakın arttığını gösteriyor. Gübre, mazot, elektrik, bankalara kredi borçları...
Öte yandan üretim de düşüyor: Ocak ayında süt yüzde 4.9, içme sütü yüzde 18, inek peyniri yüzde 1.4, yoğurt yüzde 3.4, tavuk eti yüzde 6.9 azalmış. 2018 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde üretim miktarları yüzde 5.8, sebzelerde yüzde 2.6 azalmış.
MMO’nun tarım raporu
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), her ay iktisatçı-yazar MustafaSönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları raporu, bu ay tarımdaki çöküntünün sanayiyi özellikle de gıda ve imalat sanayisini vurması üzerine. Tarımı çökerten politikaların hem katı bir gıda enflasyonu sorunu yarattığına hem de başta gıda-içecek sanayisi olmak üzere tarımla ilişkili sanayi dallarını da olumsuz etkilediğine dikkat çekiliyor.
√ Gıda sanayisinde son çeyrekte küçülme yüzde 6.7’yi buldu.
√ Traktör üretimi 2018’de üretim yüzde 34 düşüşle 47.7 bin adete geriledi.
√ Tüm sektörlerde şirketlerin toplam batık kredi oranı 2018 sonunda yüzde 4.4 olarak açıklanırken tarım ve gıda sanayisinde bu oranın yüzde 5-6 aralığında olması dikkat çekici.
√ Aralarında Keskinoğlu, Yörsan, Agromey, Saray Tarım gibi büyük gıda firmalarının bulunduğu firmaların konkordato kulvarına girmeleri, gelecekte sektörde oluşacak önemli yaprak dökümlerinin habercisi.
√ 2017’de gıda ve içecek sektörü, Türkiye’nin toplam imalat sanayisi üretim değerinin yüzde 15’ini, istihdamının yüzde 13’ünü, girişim sayısının yüzde 12’sini, yaratılan toplam katma değerin ise yüzde 11’ini oluşturmuştu. Türkiye gıda ve içecek sektörü ağırlıklı KOBİ’lerin faaliyet gösterdiği çok parçalı bir yapı özelliğinde.
Özlem Yüzak / CUMHURİYET
Yine yeni açıklandı: Patatesin vatanı Niğde’de 70 bin, Nevşehir’de 250 bin patates depolarda. Hem de kilosu 2.70- 3 TL’den İstanbul’a sevk edilmiş. Üstelik son 5 yıl içinde alıcı bulunmadığı için depolarda dönem dönem patateslerin çürüdüğünü de hatırlatalım.
Hadi tanzim satışlara malları yığarak, halkı kuyruğa sokarak günü kurtarmaya çalışıyorsunuz. Bir de utanmadan bunu varlık kuyruğu olarak tanımlıyorsunuz.
Ama hiçbiri bu ülkede plansızlığın tarımı bu noktaya kadar getirdiğini gizleyemiyor. Şu 16 yıldır başarı ile sürdürülen gerçekleri çarpıtma ve algı yönetimini Kazakistan’dan, İran’dan satın alacak hale geldiğimiz patates alaşağı edebilir mi? Ya da şöyle soralım: AKP’nin ezberini patates bozabilir mi?
Kim bilir?
31 Mart’a sayılı günler kala ilginç süreçten geçiyoruz. Siyaset hızla belden aşağı küfürlere, tehditlere doğru çekiliyor. Ülkenin ekonomideki çöküşü bu şekilde halının altına gizlenmeye çalışılıyor. Ama olmuyor. Çünkü ilmek ilmek çözülüyor hastalıklı yapı. TÜİK verileri tarımda üretim maliyetinin son 12 ayda yüzde 26’ya yakın arttığını gösteriyor. Gübre, mazot, elektrik, bankalara kredi borçları...
Öte yandan üretim de düşüyor: Ocak ayında süt yüzde 4.9, içme sütü yüzde 18, inek peyniri yüzde 1.4, yoğurt yüzde 3.4, tavuk eti yüzde 6.9 azalmış. 2018 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde üretim miktarları yüzde 5.8, sebzelerde yüzde 2.6 azalmış.
MMO’nun tarım raporu
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO), her ay iktisatçı-yazar MustafaSönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları raporu, bu ay tarımdaki çöküntünün sanayiyi özellikle de gıda ve imalat sanayisini vurması üzerine. Tarımı çökerten politikaların hem katı bir gıda enflasyonu sorunu yarattığına hem de başta gıda-içecek sanayisi olmak üzere tarımla ilişkili sanayi dallarını da olumsuz etkilediğine dikkat çekiliyor.
√ Gıda sanayisinde son çeyrekte küçülme yüzde 6.7’yi buldu.
√ Traktör üretimi 2018’de üretim yüzde 34 düşüşle 47.7 bin adete geriledi.
√ Tüm sektörlerde şirketlerin toplam batık kredi oranı 2018 sonunda yüzde 4.4 olarak açıklanırken tarım ve gıda sanayisinde bu oranın yüzde 5-6 aralığında olması dikkat çekici.
√ Aralarında Keskinoğlu, Yörsan, Agromey, Saray Tarım gibi büyük gıda firmalarının bulunduğu firmaların konkordato kulvarına girmeleri, gelecekte sektörde oluşacak önemli yaprak dökümlerinin habercisi.
√ 2017’de gıda ve içecek sektörü, Türkiye’nin toplam imalat sanayisi üretim değerinin yüzde 15’ini, istihdamının yüzde 13’ünü, girişim sayısının yüzde 12’sini, yaratılan toplam katma değerin ise yüzde 11’ini oluşturmuştu. Türkiye gıda ve içecek sektörü ağırlıklı KOBİ’lerin faaliyet gösterdiği çok parçalı bir yapı özelliğinde.
Özlem Yüzak / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder