ABD yönetimi İran’a karşı uygulamakta olduğu iktisadi ve mali yaptırımlara dün yenilerini ekledi; bu kez doğrudan İran’ın üst yönetimi hedef alınmış. Gerekçe olarak geçen hafta İran’ın ABD’ye ait insansız hava aracının düşürülmüş olması gösteriliyor. İran kendi hava sahasında ABD’ye ait İHA’yı vurduğunu, insanlı olanını bilerek vurmadığını açıklarken, ABD yönetimi düşürülen İHA’nın uluslararası hava sahasında vurulduğunu ileri sürmekte. Son olarak Rusya yönetimi de İran’ın söylediğini destekler bir açıklama yaptı.
Bu olay yaşandığında acaba kazara savaş çıkar mı endişesi kısa süre yaşandı, fakat Trump saldırı emri vermeyeceğini ilan edince tuhaf bir görüntü oluştu. Acaba hegemon geri adım mı atıyor?
ABD yönetimi bir taraftan İran’a karşı askeri müdahalede bulunmayacağını, savaş açmayacağını (zaten BM Şartının 2. maddesine göre savaş ilan etmek yasaktır) söylüyor, öte yandan İran’ı kışkırtacak adımlar atmaktan geri durmuyor.
İran’ın hava sahasına İHA’lar göndermek İran’ı kışkırtmak anlamına gelir. ABD zaten uydu aracılığı ile Hürmüz boğazında neler olduğunu izleyebiliyor, İHA’ların oraya gönderilmesi İran yönetimini kışkırtmaktan başka bir anlama gelmez.
İran yönetimi de insanlı olana dokunmayıp İnsansız Hava Aracını düşürerek, eğer savaş istiyorsan ‘kaçmam, kendimi korurum ama şimdilik açık çatışmaya girmek istemiyorum’ mesajı verdi.
ABD yönetimi İran’ı kuşatmak istiyor. Bu doğrultuda yaptırımları artırarak İran’a karşı azami baskı uygulamak istiyor.
Medya bunu şöyle tartışıyor: Bazıları iktisadi ve mali yaptırımların İran’ı dize getireceğini, böylece ABD dışişleri bakanı Pompeo’nun diliyle ‘İran’ın nükleer silah üretmekten vazgeçip normal ulus’ statüsüne geçeceğini ileri sürmekte. Başkaları ise yaptırımların işe yaramayacağını, İran’ı daha çok kışkırtacağını, köşeye sıkıştırıldıkça İran’ın karşı saldırıda bulunacağını, bu nedenlerle yaptırımların işe yaramayacağını ileri sürüyorlar.
ABD yönetimi İran’ı kuşatmak istiyor. Bunu yapabilmek için Mayıs 2018’de nükleer uzlaşıdan çekildi, ardından bölgeyi istikrarsızlaştıracak adımlar atmaya başladı. ‘Yüzyılın Barış Projesi’ adıyla sunulan proje (Bkz: Orta Doğu’da sürtüşme alanları: Filistin üzerinden) esasen bölgeyi uzun süre istikrarsızlaştıracak maharette hazırlanmış ve dün itibarıyla projenin mali yönü Bahreyn’de toplanan bir konferansta görücüye çıkarıldı. Filistin yönetimi bu toplantıya katılmayıp projeyi bütünüyle protesto etti. Bu projenin siyasi ayağı ötelendi. Bunun nedeni İsrail’de hükümetin kurulamaması ve seçimlerin yenilenecek olması.
ABD yönetiminin temkinli davranmasının bir nedeni İsrail’de hükümetin kurulamamış olmasıdır. Seçimin yenilenmesini beklediklerini söylemek mümkündür.
Bu arada ABD dışişleri bakanı Pompeo şu günlerde bölgede, İran’a karşı uygulayacakları azami baskı politikasını ABD’nin bölgedeki ortaklarına anlatıyor ve bölgede yeni bir koalisyon oluşturmaya çalışıyor. Uluslararası politikada 1997’den beri sıkça dillendirilen ‘gönüllüler koalisyonu’ oluşturmak istiyor. Bölge dışından İngiltere dışişleri bakanı Jeremy Hunt (kendisi Muhafazakâr Parti yönetimi için yarışta) askeri bir çatışma olursa İngiltere’nin ABD’nin yanında yer alacağının mesajını açıkça verdi.
ABD yönetimi kısa süre içinde bir savaş istemiyor. Öte yandan bölgede İran, Filistin (daha önce Irak, Suriye ve Yemen’de olduğu gibi) üzerinden krizi büyütüp, bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Bölgede kendine karşı pozisyon alanlara karşı iktisadi ve mali yaptırımlar uygulayarak, onları istikrarsızlığa sürükleyip İsrail’in daha çok rahatlamasına imkân sağlamak amaçlarından biri olabilir. Diğer amacı ise Rusya’yı bu süreçte daha çok yer almaya sevk ederek Rusya’nın imkân ve kapasitesini aşındırarak onu Orta Doğu’da kifayetsiz duruma düşürerek kendi gücünü tazelemek, bu arada bölgeye mebzul miktarda silah satarak Amerikan silah tekellerini beslemek istiyor olabilir.
Bir hegemon için öncelikli amaç kendi hegemonyasına karşı bölgede oluşmakta olan koalisyonu yıkmaktır. Bugünlerde Trump yönetimi kendi oluşturacağı ‘gönüllüler koalisyonu’ ile bunu gerçekleştirmek istiyor. Buna hazırlık adımı olarak İran’a karşı yaptırımları uygulamaya sokarak İran’ı yapısızlaştırmak istemektedir.
Türkiye bu resmin neresinde? Bu koalisyonda Türkiye var mı, yok mu yakında netleşecek. Muhtemelen Osaka’da G20 toplantısında gerçekleşecek görüşmeler bazı ipuçlarını verebilir.
Mustafa Türkeş /SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder