Ocak ayı enflasyon oranı 12,15 olarak açıklandı. Yükseliş Ekim ayından bu yana devam ediyor.
2018 yılında rekor düzeye ulaşan aylık fiyat artışları, yıllık enflasyon oranlarını da yukarıya çekmişti. O sene Eylül’de aylık 6,3 yıllık 25,3 tepe oranlarını görmüştük.
Sonra Ekonomi Bakanı Damat’ın enflasyonla mücadele adını verdiği taklalar başladı.
Tepe noktasının faturası dönemin TÜİK başkan yardımcısına kesildi. Yerine Damat’a yakınlığı ile bilinen bir başkası getirildi. 3 Ekim’de göreve getirilen “yakın” bir süre sonra kuruma başkan yapıldı.
Bu görev değişikliği enflasyona iyi geldi. Eylül/2018 tepe noktasından düşüş başladı. Yani esasen iktisatçıların düşüşün nedenleri arasında gösterdikleri “baz etkisi” öncesinde böyle bir “başkan etkisi” olduğunu söyleyebiliriz. İktisat ilmine Damat katkısıdır.
Katkının seyri yukarıdaki gibi oldu. Özellikle Haziran/2019 sonrası ivmeli düşüş, önceki yılın aynı aylarındaki aylık yüksek artış nedeniyledir. Baz etkisi dedikleri bu.
Enflasyon taklasında TÜİK’ten sonra sıra Merkez Bankası’na geldi. MB’nin faizleri yeterince düşürmediğinden şikâyet eden Erdoğan, Temmuz ayında şiddetini arttırdı ve bankanın başkanını görev süresinin dolmasına daha on ay varken görevden aldı. Temmuz ayındaki bu görevden alma sırasında faiz 23,3 idi ve Ocak ayından o yana sadece bir puanlık düşüş olmuştu. Görevden alınan başkanın yerine yeni bir kanka bulundu. Ve hemen o ay, enflasyondaki gibi faiz de düşmeye başladı. Önce dört puan, sonra iki puan derken son olarak yılın ilk ayında 11,2’ye kadar geriledi.
Damat enflasyonla mücadeleye faiz düşüşünü de eklemeyi başardığını söyleyerek böbürlenmeyi sürdürdü. Böylece “başkan etkisi” enflasyon düşüşüne ek olarak faiz indirimi aracı olarak da iktisat kuramındaki yerini perçinledi.
Damat böbürlendi böbürlenmesine ama geçen senenin Ekim ayından itibaren enflasyon oranı yeniden artmaya başladı. Kayınpeder ile damadın “faiz lobisi enflasyona neden oluyor” diye birlikte yaygara kopardıkları günleri hatırlarsınız.
Şimdi kim ayarı tutturamadı diye millet birbirine soruyor. MB mi faizi düşük açıklıyor, yoksa TÜİK mi? Yoksa her iki gösterge için yeni bir “başkan etkisi” daha mı lazım?
Şaka bir yana, Ocak ayı rakamlarından sonra esas tartışma konusu Damat’ın YEP’te ilan ettiği 8,5 ve MB’nin biraz daha altında revize ettiği 8,2’lik 2020 yılsonu enflasyon hedefinin tutturulup tutturulamayacağı.
Görünen o ki bu hedefin tutturulabilmesi için yeni taklalara ihtiyaç var. Bu konuda TÜİK hızla harekete geçmişe benziyor. Zira TÜİK, Ocak ayı enflasyonunu açıklarken 2020 yılı için sepet ağırlığını da güncelledi. Buna göre sepette önceki yıl zam şampiyonu olan sigara ve alkollü içeceklerin payı artarken gıda ve alkolsüz içecekler, giyim ve ayakkabı, konut, ev eşyası, ulaştırma kalemlerinin ağırlığı düştü. Bunun anlamı şu: Yeni sepet 2020 yılında dar ve orta gelirli ücretlilerin enflasyonu ile TÜİK’in enflasyonu arasındaki farkı açacak.
Tamam, sigara ve alkollü ürünlerin sepetteki ağırlığının artmasında geçen yıl bu ürünlere gelen insafsız zamların da etkisi var. Ancak sadece bu bile, devletin vergi ayarlama kolaylığı olan ürünlerle enflasyon rakamına müdahale edebilmesini kolaylaştırdı.
Anladığınız damat taklaya devam edecek. Çakılana kadar.
Alpaslan Savaş / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder