30 Mart 2021 Salı

Sıradan insanlar, faşizmin bekçilerine dönüşürken - İbrahim Varlı / BİRGÜN

 Hitler sonrası dönemde, başta yargıçlar olmak üzere Nazilere devlet katında hizmet veren 

cellatlar, toplama kampı görevlileri, gazeteciler, ordu mensupları ve muhbir vatandaşlar 

işledikleri suçlardan dolayı –ki bunlara yüzlerce kişiye bir celsede verilen idam cezaları ve bu 

cezaların hiç vakit kaybetmeden infazı da dahil- yargılandılar. Hepsi de suçsuz olduklarını 

söylediler. Devletin yasalarını uygulamışlardı. Toplama kampı işkencecileri ise her nedense 

yaptıkları hiçbir şeyi hatırlamıyorlardı.

Girişteki alıntı Helmut Ortner’in Acımasızca 

Alman kitabından. Bir döneme ayna tutan 

Ortner, “Nazilerin yarattığı toplumsal tahribatı 

bütün boyutlarıyla yansıtırken savaş 

sonrasında yargılanıp ceza alsalar bile Nazi 

artıklarının cezalarının nasıl affedildiğini, 

emekli aylıkları ve edindikleri mülklerle nasıl 

rahat bir hayat sürmeye devam ettiklerini 

Alman toplumunun Hitler döneminde işlenen 

suçlarla yüzleşmekten nasıl kaçındığınıçarpıcı 

şekilde gözler önüne serer.”

Hikâye bilindik esasında. Savaştan ağır bir yenilgiyle çıkan Almanya’da faşizm sonrası yeni döneme yelken alınırken Nazi artıkları her yeri doldurur. On binlerce Nazi bir günde ellerindeki “temiz kağıtları”yla yeni devletin her kademesine çöker. Tarihin gördüğü en zalim diktatörlüğün inşasına tuğla taşıyanlar, bir çırpıda kılık değiştirerek yeni dönemde hiçbir şey olmamışçasına yaşamlarına, kariyerlerine devam eder.

Savaş sonrası Almanyası’nın lideri Konrad Adenauer Nazilere yol verirken, bu kadroların soruşturulmasının ucunun nerelere çıkacağının bilinmeyeceğini belirterek bu yöndeki girişimleri boşa çıkarır. Duvardan çekilecek bir tuğlanın bütün bir sistemi alaşağı edebileceğin farkındadır.

FAŞİZME OMUZ VERENLER

Ortner, Nazilerin nasıl affedildiğini, nasıl rahat bir hayat sürmeye devam ettiklerini, Alman toplumunun Hitler döneminde işlenen suçlarla yüzleşmekten nasıl kaçındığını gözler önüne sererken kapsamlı bir sorgulamaya girişir. Bunlar hakikaten suçsuz mu yoksa çarkın gönülsüz dişlileri olan emir kulları mıydı? Onlar hakikaten ideolojik açıdan inanmış failler mi yoksa sıradan suçlular mı? Evet efendimciler, ayaktakımındakiler, emir alanlar, suç ortakları ve failler arasındaki sınır geçişkendi.

Totaliter sistemler eğilip bükülme becerisine sahip insanlar üzerinde kurulabilirdi. Örneğin binlerce kişinin öldürüldüğü Stutthof Nazi kampında gardiyanlık yapan 93 yaşındaki Bruno Dey, Mayıs 2020’deki mahkemesinde işlenen suçlarda payı olmadığını şu sözlerle iddia eder: “Zorla gardiyanlık yaptırdılar, bu bir emirdi.”

Yine Nazi Almanya’sının kadınlara özel en büyük esir kampı Ravensbrück’te en az 30 bin kadının işkence yapılarak öldürülmesinden sorumlu olarak yargılanan az sayıdaki kadın SS muhafızından olan Herta Bothe de mahkemelerde kendisini emirleri uygulayan sıradan gardiyan olarak şöyle savunur: “Oraya gitmek zorundaydım, aksi takdirde beni de oraya götürürlerdi.”

GÜNAHLARDAN ARINMAK

Zaman, mekân, koşullar değişse de değişmeyen tek gerçeklik, otoriter/totaliter her türlü diktatörlüğe omuz verenlerin devran değiştikten sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmaları. Geçmişteki günahlarını bir çırpıda “temize çekerek” kurtulduklarını sanan bu şahsiyetler, zamanın ruhuna uygun şekilde geçmişi kötülemede birbiriyle yarışa dahi girebiliyorlar.

Bürokratların, yargı bürokrasisinin, memurların, kolluk güçlerinin özetle bütün bir düzen bekçilerinin bu davranışlarını her yerde görmek mümkün. Batı’nın faşist yönetimlerinde de Doğu’nun despotik diktatörlüklerinde de bu davranış biçimlerini sıklıkla görüyoruz.

Er ya da geç içinde bulunulan despotik günler bir gün son bulacaktır. Geriye ise bugün yaşatılan kötülükler kalacaktır. Totaliter yönetimin gönüllü kulları günü geldiğinde her şeyi emir komuta zinciri çerçevesinde yaptıklarını ifade edecek, suçsuz olduklarını dillendireceklerdir. Tıpkı Nazi rejimine en önemli mevkilerde hizmet etmiş olan on binlerce hukukçu, doktor, iş insanı, gazeteci ve ordu mensubunun ellerinde “aklanma belgeleri”yle, başarıyla “Nazilikten arınmış” bir biçimde savaş sonrasının Almanya’sında kariyerlerine devam etmeleri gibi.

İbrahim Varlı / BİRGÜN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder