16 Mart 2021 Salı

Yoksa Papa kutsamaya mı geldi? - Erol Manisalı / CUMHURİYET

 


Vatikan, dini ve siyasi boyutuyla, Batı ve Hıristiyan dünyasının bir küresel kalesi olma misyonunu hep sürdürdü:

- İki kutuplu dünyada Sovyetler Birliği’nin dağılmasında o zamanki Papa, Polonya’yı da ziyaret ederek fişeği ateşlemişti...

Fidel Castro’dan önce ve sonra da Katolik Orta Amerika’yı ziyaret eden papalar, Porto Rico’dan Venezüella’ya kadar ABD’nin ve Katolik dünyasının bölgesel misyonunun bir parçası olmuşlardır.

Franco ve Salazar’ların uzun süre ayakta kalmalarında Vatikan etkili olmuştu. Afrika’nın Fransızlar tarafından sömürgeleştirilmesinde, askerler ve misyoner papazlar yan yana yürümüşlerdir...

- Türkiye Cumhuriyeti’nde ABD ile birlikte siyasal İslam düzenini getirmek isteyen Gülen’in de yolu mecburen Vatikan’dan geçmedi mi, ne çabuk unuttuk...

- 19. yüzyılda Osmanlı’nın çöküş sürecinde, 1856 Islahat Fermanı getirilirken (artıları ve eksileri ile birlikte) Vatikan da rol oynamıştı. Hıristiyan misyoner okulları da birlikte açılmıştı.

Bu misyoner okullarına karşı, Osmanlı’da “ilk Türk lisesi (idadisi)” benim de mezun olmaktan onur duyduğum Vefa Lisesi, 1872’de açılabilmişti. Mehmet Akif’ten Hasan Âli Yücel’lere yüzlerce aydın Vefa’dan yetişmişler ve Atatürk’le birlikte Cumhuriyetin kurulmasına ve devrimlerine omuz vermişlerdi.

Barzani yönetiminin, BOP’un bir parçası olarak ABD tarafından planlanmış Kürdistan haritasını da içeren bir pulun öne çıkarılması, 2003’te başlatılan yeni işgallerin adeta, Vatikan tarafından “kutsanması” olarak pazarlanmak istenmektedir. Geçmişte Afrika’nın ve Amerika’nın Avrupalılar tarafından işgallerinde askerlerle birlikte papazlar da en ön safta yürümüşlerdir. 

Bugün misyoner papazı Ankara’nın elinden çekip almak için Trump’ın neler yaptırdığını” gözlerimizle gördük. Ankara’nın sessiz kalması sonucu Ege adalarımızı işgal eden Yunan askerleri ile papazları da beraber geldiler. Yakın geçmişteki Kardak Adası krizinde de ünlü bir fotoğraf hatıralara kazındı, kaldı: Kara cüppeli bir papaz kayalıkların üzerinde, elinde dev bir Yunan bayrağını sallıyordu!

AKP yönetiminin yıllardır, parlamentosundan havaalanına kadar katkıda bulunduğu Barzani yönetimi, Papa’nın ziyareti dolayısıyla kafalarındaki Kürdistan haritasını da içeren bir pul bastırmış.

Sevgili Yılmaz Özdil’in köşesinde geçen salı yazdığı gibi, bizimkilerin zaten bir pul bastırmadığı kalmıştı! Kalan her şeyi AKP iktidarı tamamlamıştı.

Ankara, bu Barzani’yi önüne kırmızı halı sererek sözde bayrağı ile kabul etmedi mi! Uygulanan politikalar Irak, Suriye ve Libya’nın bölünüp ABD ve Rusya tarafından işgallerine: Suriye ve Irak’ta YPG’ye (PKK) askeri, siyasi ve mali katkı sağlayarak kalıcı hale gelmelerine yol açmadı mı? Ve Papa herhalde, bütün bunları “kutsamaya” gelmiş olmalı. Üstelik Barzani, eksik kalmasın diye, bir de pul bastırmaya kalkmış.

Pul deyince, İkinci Dünya Savaşı biterken Washington’da vefat eden büyükelçimiz Ertegün’ün İstanbul’a getirilişini anımsadım. Cenazeyi ABD’nin dev uçak gemisi Missouri getirdi ve İstanbul’da Dolmabahçe önünde demirledi. PTT idaresi, Missouri’nin resmini içeren özel bir Missouri pulu çıkardı. Missouri Boğaz’a, İstanbul’a, Türkiye’ye ABD’nin gelişinin (ve girişinin) adeta bir sembolü oldu. Sokaktaki insanın gözünde bir Holywood filmi misali ABD sempatisi yaratıldı, gazetelerde, radyoda başköşeye yerleşti. Ve bir iki yıl sonra Ankara ile Washington arasında, tek yanlı bağlayıcı ve ülkeyi Kore Savaşı’na ve NATO’ya götürmeye kadar uzanan bir kapıyı açtı.

Papa’nın Irak ve Barzani ziyareti de (ve pulu) Arap Baharı(!) sonrasında adeta Papa’nın kutsaması (takdis etmesi) gibi bir  pazarlamanın köşe taşlarından biri mi?

Suriye ve Irak sınırımızın ardına yerleşen ABD askeri üsleri desteğinde YPG-PKK hattı ve 70 bin kişilik askeri güce, arkasından Papa’nın gelip Barzani’yi ziyareti, arkasından 12 Mart 2021’de Avrupa Konseyi’nin SDG üzerinden YPG’ye (ve PKK) arka çıkan kararı geldi.

Levent Gültekin’in başına gelenler mi? Gerçekleri yazma ve doğruları söyleme suçu işledi, vaciptir dediler!.. Ve Meral Akşener, ben de Anadolu topraklarının Jan Dark’ıyım diyerek “kereste müfterilere ters köşeden, hiç beklenmedik okkalı bir gol attı” hem de Emekçi Kadınlar Günü’nde...

Erol Manisalı / CUMHURİYET


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder