Erdoğan'dan Körfez ziyareti öncesi açıklama: "Neyin satılıp neyin satılmayacağını çok iyi biliriz" (Evrensel)
Erdoğan, Körfez ülkelerine para arayışı ziyareti öncesi yaptığı açıklamada, BOTAŞ'ın satılacağı iddiasına dair "Biz neyin satılıp neyin satılmayacağını çok iyi biliriz" dedi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, para arayışı için Körfez ülkelerine gerçekleştireceği ziyaret öncesi açıklamalarda bulundu. Ziyaretin öncelikli amacının "yatırım ve ticaret faaliyetleri" olduğunu söyleyen Erdoğan, BOTAŞ'ın satılacağı iddiası için "Böyle bir şey yok. Biz neyin satılıp neyin satılmayacağını çok iyi biliriz" dedi.
Erdoğan, Rusya'nın sona erdiğini açıkladığı "tahıl koridoru anlaşması" için “Temennimiz anlaşmanın devam etmesi. Dostum Putin’in bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum” dedi. Erdoğan, konuya dair Putin ile görüşmeyi planladığını söyledi.
Suriye ile ilişkilere de değinen Erdoğan, "Esed maalesef Türkiye’nin Kuzey Suriye’den çıkmasını istiyor. Böyle bir şey olamaz, çünkü biz orada terörle mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İLİŞKİLERDE SON DÖNEMDE ÖNEMLİ MESAFELER KAYDETTİK"
“Körfez ülkeleri ile ilişkilerimizde son dönemde önemli mesafeler kaydettik. Deprem felaketi sonrasında bu kardeşlerimizin maddi manevi her türlü desteğini yanımızda gördük. Bir kez daha kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu sene hem Katar hem de BAE ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50. yıl dönümünü kutluyoruz. Suudi Arabistan'la diplomatik ilişkilerimiz de malum 1929'da tesis edilmişti. İlişkilerimizin dayandığı sağlam temmelleri geniş bir işbirliği alanına yaymayı hedefliyoruz."
ÖNCELİKLİ GÜNDEM PARA
"Ziyaretlerimiz esnasında öncelikli gündemimiz, bu ülkelerle önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak. Kazan-kazan anlayışıyla neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Körfez ülkeleri ile ikili ticaret hacmimiz son 20 yılda 1,6 milyar dolardan yaklaşık 22 milyar dolara yükseldi. Düzenlenecek iş forumlarıyla bu rakamı çok daha ileri taşımanın yollarını arayacağız."
SUUDİ ARABİSTAN'DA HEDEF MÜTEAHHİTLERE DAHA FAZLA RANT KAPISI
"Bölgemizin en önemli ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan, ticaret, yatırımlar ve müteahhitlik hizmetleri gibi alanlarda özel bir konuma sahip. Müteahhitlerimizin son 20 yılda Suudi Arabistan'da üstlendiği projelerinin toplam rakamı yaklaşık 25 milyar dolardır. Suudi Arabistan'ın büyük projelerinde Türk firmalarının daha fazla rol oynamasını arzu ediyoruz."
"KATAR İLE İLİŞKİLERİMİZ MÜKEMMEL"
"Cidde'nin ardından stratejik ortağımız ve yakın iş birliği içinde olduğumuz dost ve kardeş Katar'ı ziyaret edeceğiz. Katar ile ilişkilerimiz her düzeyde mükemmel seyrediyor."
BEA İLE TİCARETİ ARTIRMA HEDEFİ
"Körfez turumuzun son durağı, ilişkilerimizin her alanda gelişme gösterdiği Birleşik Arap Emirlikleri olacak. BAE, Körfez bölgesinde ticaretimizin son dönemde en yüksek seyrettiği ülkedir. Bu rakamı, iki ülkenin gerçek potansiyeline yaraşır bir seviyeye çıkarmak istiyoruz.
Bu üç ülkeyi ziyaretimizde ayrıca TOGG’un muhataplarımıza hediye olarak verilmesi teşkil edilecek."
TAHIL KORİDORU: "DOSTUM PUTİN'İN DEVAMINI İSTEDİĞİNİ İNANIYORUM"
"(Tahıl koridoru) Kardeniz girişiminin devamı için diplomatik gayretlerimizi son günlerde yoğunlaştırdık. Bugün yapılan açıklamaya rağmen Rusya Federasyonu Devlet Başkanı dostum Putin’in, bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum. Bu arada Dışişleri Bakanım muhatabıyla görüşmelerini yapacak. Seyahatten döner dönmez Sayın Putin ile ben de görüşmelerimi yapacağım. Kendisiyle ağustos ayında ülkemizde bir araya geldiğimizde tüm bu hususları görüşme fırsatını da bulacağız. Ayrıca Rus tahıl ve gübresinin önünün açılması noktasında nasıl hareket edebileceğimizi de istişare edeceğiz.
İstanbul’da tahıl koridoruyla ilgili çalışmaları yürüten bir heyet var fakat bugün gerek Dışişleri Bakanım muhatabıyla bir görüşme yapacak. Bu görüşmeyle birlikte temenni ediyorum ki süratle bir mesafe alırız ve aralık vermeden yolumuza devam ederiz. Belki bu arada bizler ağustosu beklemeden Sayın Putin’le de bir telefon görüşmesiyle adımlarımızı atarız."
ORMAN YANGINLARI İÇİN RUSYA'DAN UÇAK TEMİNİ
"(Orman yangınları) Tabii bu arada maalesef yangınlar ülkemizi şu anda yine sarmış durumda. Rusya ile görüşme yapıp, onlardan yangın söndürmede büyük gövdeli uçaklardan temin etme yoluna gideceğiz."
BOTAŞ AÇIKLAMASI: "BİZ NEYİN SATILIP NEYİN SATILMAYACAĞINI İYİ BİLİRİZ"
"Ziyaretin yatırımlar ve finans boyutu var. Her ikisinden de umudumuz çok çok var. Oralarda yatırım söz konusu, tabii ülkemizde yatırım söz konusu. Savunma sanayisinde, altyapı üstyapı yatırımlarında bu üç ülkeye Türkiye'nin ciddi bir inşallah yatırım imkanı olacak. Bunun yanında da bu ülkelerin Türkiye'den belli asetleri satın alma durumu da olacak. Ama bazı cambazların söylediği gibi BOTAŞ’ı satıyorlar, şu oluyor bu oluyor, böyle bir şey yok. Biz neyin satılıp neyin satılmayacağını çok iyi biliriz."
"ESAD TÜRKİYE'NİN SURİYE'DEN ÇIKMASINI İSTİYOR, BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ"
"Bizim Suriye ile kapıyı kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Kapı açık. Dörtlü zirveler yapılsın ama biz Beşar Esad’la da görüşme noktasında kapalı değiliz, görüşürüz. Bütün mesele, onların bize yaklaşım tarzı. Suriye’de Esed maalesef Türkiye’nin Kuzey Suriye’den çıkmasını istiyor. Böyle bir şey olamaz, çünkü biz orada terörle mücadele ediyoruz. Aynı ifadeyi farklı ülkere kullanabiliyor mu? Kullanamıyor. Adil yaklaşım arıyoruz. Bu adil yaklaşım olduktan sonra mesele yok, bunların hepsini aşarız."
/././
Batı’ya jeopolitik, Körfez’e ekonomik satış! (İbrahim Varlı-Birgün)
YENİ OSMANLICILAR KÖRFEZ’DE NE ARIYOR?
Küresel finans çevrelerinden ve Ortadoğu’nun petrodolar zengini monarşilerinden para dilenen Erdoğan yönetimi, Mehmet Şimşek’i bu kapsamda yollara düşürürken “sultan” da üç gün sürecek Körfez turu için Arap Yarımadası’nda. Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki çok yönlü trafiğin nedeni para musluklarının açılması.
Körfez turu sırasında milyarlarca dolarlık yatırım anlaşmaları yapmayı planlayan rejimin gündeminde devlet varlıklarının özelleştirilmesinden doğrudan yatırımlara kadar pek çok plan var.
Erdoğan yönetimi iki farklı strateji izliyor: Ekonomik varlıkların ve jeopolitiğin satışı.
1) Batı’ya jeopolitiğin satışı
Küresel güçler arasındaki kapışma, artan hegemonya çatışması, Ukrayna Savaşı, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Avrasya hattındaki planlar jeopolitiği hiç olmadığı kadar değerli hale getirdi. Türkiye de Batı ve Doğu cepheleri arasındaki “köprü” konumu dolayısıyla paha biçilmez önemde. Seçimin ardından Batı’ya yönelme izlenimi veren tek adam rejimi de bunun pekâlâ farkında ve haliyle jeopolitik satıyor. Bu satışa Litvanya’daki NATO Zirvesi’nde bir kez daha tanık olduk.
NATO’nun güney ucundaki ileri karakol olmanın gereklerini yerine getiren iktidar, İsveç’in üyeliğine onay vererek karşılığında "meşruiyet" satın aldı. Batı dünyası ile ilişkileri yeniden kuran Erdoğan, uluslararası politik arenada da kendisine yer buldu.
2) Körfez’e varlıkların satışı
Jeopolitiğin yanında ekonomik bir satış da söz konusu. Saray rejiminin yoğunlaşan Körfez çıkarmasının arka planında para arayışı söz konusu. Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan Körfez ülkelerine sefer düzenlemişti. Erdoğan’ın hafta başındaki Körfez Monarşilerine -Katar, BAE ve Suudi Arabistan- yaptığı çıkarma da finansman amaçlı.
Körfez ziyaretinden beklentiler yüksek. Siyasal İslamcı rejim Körfez Arap ülkelerinden gelecek petrodolarlar sayesinde kısmen de olsa nefes almanın peşinde.
Yetkililerin, yaklaşık 10 milyar dolar değerindeki doğrudan yatırımların kısa süre içinde gelmesinin önemine vurgu yapması bu tabloyu tamamlıyor.
PETRODOLARLAR NE KARŞILIĞI GELECEK?
Arap Yarımadası’ndan gelmesi planlanan petrodolarların ne karşılığında geleceği ise muamma. Arap monarşilerinin kasadaki paraları öylesine vermeyecekleri aşikâr. Erdoğan giderken “Kazan kazan anlayışı ile neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz” sözleriyle toplu çıkarmanın niyetini ortaya sermişti.
Limanlardan doğa harikası varlıklara, Devlet Demir Yolları’ndan savunma sanayiinde ortaklıklara ve Varlık Fonu şirketlerine pek çok şeyin satışının çantada olduğu rivayetleri ortalıkta dolanıyor. Erdoğan “biz neyin satılması gerektiğini iyi biliriz” sözleriyle bunu pek de gizlemiyor.
Hayri Kozanoğlu Hoca dün belirtmişti: Döviz kurlarında bir istikrar sağlanması, faizlerin kademeli artışının sürmesi sonucu sonunda Londra’dan sıcak paranın sökün etmesi planlanıyor.
VILNIUS’TAN KÖRFEZ’E FATURA AĞIR OLACAK
Vilnius’tan Körfez’e yaşanan gelişmeler bir bütünlük içerisinde değerlendirilmeli. Erdoğan yönetiminin Batı ve Ortadoğu ile ilişkileri normalleşme sürecinde yollar oldukça engebeli. Yana yakıla para arayan Erdoğan’ın günübirlik gelgitlerinin ülkeye faturası hem askeri hem de ekonomik olarak ağır olacak. Körfez Arap Monarşilerinin petrodolarları ve Batı emperyalizminin “politik ambargoyu kaldırma” karşılığında neler aldığı, milyonların geleceğiyle doğrudan orantılı. Nelerin ipotek edildiği kısa süre içinde ortaya çıkacak.
/././
Çöküşe çare arıyor (Havva GÜMÜŞKAYA / Hande ÖZTÜRK-Birgün)
‘Rasyonel politikalarla ülkeyi krizden çıkarmak' iddiasıyla ekonomi yönetiminin başına geçen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ön ziyaretlerinin ardından gündeme gelen "Ülke varlıklarını satacaklar" iddialarının gölgesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretleri dikkat çekti.
ERDOĞAN YALANLAMADI
Aralarında BOTAŞ'ın da bulunduğu stratejik kurumların ve taşınmazların satılacağı yönündeki iddialara yanıt veren Erdoğan, "Bu ülkelerin Türkiye'den belirli varlıkları alma durumları olacak. Ancak 'BOTAŞ'ı satıyorlar' gibi bir şey yok, neyin satılacağını neyin satılmayacağını çok iyi biliriz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın Körfez turu ile ilgili dış basında yer alan değerlendirmelerde analistler, Türkiye’deki ekonomi politikaları nedeniyle birçok Batılı yatırımcının ülkeden uzaklaştığını ve Körfez ülkelerinin yatırım açığını kapattığını vurguladı.
10 MİLYAR DOLAR YATIRIM
İngiliz haber ajansı Reuters daha önce servis ettiği bir haberde iki üst düzey Türk yetkiliye dayandırarak Körfez ülkelerinden yaklaşık 10 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapılmasının beklendiğini yazdı.
ABD’li finans ajansı Bloomberg’de yer alan analizde ise Erdoğan’ın seçim sonrası yaşam maliyeti krizini sona erdirmek amacıyla bazı ekonomi politikalarını değiştirdiği ve Arap dünyasının petrol zengini devletleriyle ilişkileri iyileştirmeye çalıştığı belirtildi. Haberde Körfez ziyaretinin, Ankara’nın kamu maliyesini istikrara kavuşturmaya ve rekor düzeydeki cari işlemler açığını azaltmaya çalıştığı bir zamanda geldiği belirtildi.
Financial Times ise Erdoğan’ın döviz girişini artırmak için varlık satışı yapmak amacıyla bölgeye gittiğini yazdı. Haberde görüşlerine yer verilen uluslararası bir bankacı, “Satış için aktif bir program var ve çoğu bu bölgeye yönelik. Körfez’de kesinlikle iştah var” dedi. Varlıkların tüm sektörleri kapsadığını söyleyen bankacı, “Daha önce olması gerekirdi ama ülkenin gidişatı konusunda netlik yoktu” dedi.
SUUDİLERLE 5 ANLAŞMA
Üç günlük Körfez turu bugün sona eriyor. İlk durak olan Suudi Arabistan ziyaretinde iki ülke arasında enerji, savunma sanayi ve iletişim alanlarında beş anlaşmaya imza atıldı.
Fransız haber ajansı AFP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretiyle ilgili haberinde Suudi Savunma Bakanlığı ile Baykar arasında imzalanan anlaşmayı ön plana çekti.
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Salman, Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Baykar ile anlaşmaya ilişkin, "Savunma Bakanlığı ile Baykar arasında, Krallığın silahlı kuvvetlerinin hazırlığını artırmak ve savunma ve üretim kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla bakanlığın insansız hava araçları alacağı iki satın alma sözleşmesi imzalandı" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Sudi Arabistan ziyaretinin ardından Katar’a geçti.
VARLIK FONU’NDAN SATIŞ
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "terörist yetiştiren bir kurum" olarak nitelendirdiği SADAT’ın CEO’su Melih Tanrıverdi’nin de Erdoğan’ın gezisine katılması dikkat çekti.
Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, daha önce dile getirdiği Körfez ülkelerine yapılan ziyaretlerin sonucunda Varlık Fonu’ndaki bazı kuruluşların satılabileceği yönündeki görüşünü yineledi. Babuşçu, özel sektördeki bazı şirketlerin de satılabileceğini ve bu sayede ülkeye döviz girmesinin hedeflendiğini belirtirken Varlık Fonu'ndaki şirketlerin satışıyla ülkeyi yönetenlerin hem ülkeye döviz girmesini hem de bütçe açığını da kapatmayı amaçladıklarını söyledi. Babuşçu sözlerine şöyle devam etti:
"Ülkenin en önemli sorunu enflasyon. Fakat ülkeyi yönetenler bunun döviz olduğunu söylüyor. Bahsedilen ‘rasyonel politikalar’a geçiş de bu yüzden aslında. Fakat Türkiye'ye dövizin girmesi için yabancı sermaye, yabancı sermaye için de güven gerekiyor. Ülkeyi yönetenlerin bu güveni sağlamak için fazla zamanı yok bu yüzden kısa yolu tercih ediyorlar. Yapısal reformları yapmak istemiyorlar. "
Babuşçu, 100 milyar dolarlık yabancı sermayenin altı ayda ülkeye girmesi yönündeki iddianın da bir algı yönetimi olduğunu ve AKP'nin en iyi yaptığı şeyin bu algı yönetimi olduğunu da ekledi.
/././
Türkiye ve Katar'dan ortak bildiri (Birgün)
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez ülkelerine ziyaretler kapsamında bugün, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Devleti Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman bin Jassim Al-Thani arasında, Türkiye ile Katar arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50’nci yıl dönümü dolayısıyla ortak bildiri imzalandı.
Bildiride şunlar kaydedildi:
“2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti ile Katar devleti arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümünü kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Türkiye-Katar ilişkileri, kurulduğu 1973 yılından itibaren stratejik ortaklık aşamasına gelene kadar niteliksel bir dönüşüm geçirmiştir. İki kardeş ülke arasındaki mevcut iş birliği, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Altesleri Şeyh Tamim bin Hamad Al-Thani’nin bilge liderliklerinde her geçen gün güçlenmeye devam etmektedir.
Türkiye-Katar ilişkileri, iki ülkenin kardeşlik ve dayanışma ruhu içinde, tarihlerinin birçok önemli dönemecinde birbirlerine tereddütsüz destek sağlamaları ve iki ülkenin çeşitli alanlarda karşılıklı desteğini sürdürmesi nedeniyle siyasi ve sosyal temeller üzerine inşa edilmiş köklü tarihi bağları yansıtmaktadır. Bunlardan sonuncusu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Şubat 2023’te yaşadığı deprem felaketinde sağlanan destekte görülmüştür.
Bu dayanışma, Katar devletinin depremin ilk anından itibaren yardımları ulaştırmak için askeri uçaklarla oluşturduğu hava koridoru aracılığıyla sağladığı ve binlerce Türk'ün acısını dindirmeye katkı sağlayan eşsiz insani yardımda da kendini göstermiştir.
“2015’TEN BU YANA YAKLAŞIK 100 BELGE İMZALANMIŞTIR”
Türkiye Cumhuriyeti ile Katar devleti arasındaki mevcut stratejik ortaklık bütün düzeylerde verimli olup, çoğu bölgesel ve uluslararası konularda iki ülke benzer yaklaşım sergilemektedir. İkili bağlamda, Yüksek Stratejik Komite mekanizması, üyeleri 2015’ten bu yana her yıl bir araya gelen iki kardeş ülke arasındaki ortaklığın en somut göstergelerinden biridir. Bu stratejik komite aracılığıyla çeşitli sektörlerde ve alanlarda ikili iş birliği düzeyini geliştirmeyi amaçlayan yaklaşık 100 belge imzalanmıştır.
İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliği, ticaret ve yatırım hacmi açısından geçtiğimiz birkaç yıl içinde istikrarlı bir büyümeye tanık oldu. İki kardeş ülke ve halkımızın çıkarlarına hizmet edecek ekonomik ve ticari ilişkileri ilerletmeyi içtenlikle arzuluyoruz.
“ORTAK ÇABALARIMIZI SÜRDÜRME KARARLILIĞINDAYIZ”
Bunun yanı sıra, gücünü tarihin derinliklerinden alan köklü kültürel, sosyal ve dini bağlar, iki ülke halklarını da bir araya getirmektedir. Katar devleti tarafından benzeri görülmemiş bir başarıyla düzenlenen FIFA Dünya Kupası Katar 2022 ile ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti, güvenlik desteği sağlamanın yanı sıra başta müteahhitlik ve otelcilik olmak üzere çeşitli alanlardaki şirketleri ve uzmanları aracılığıyla turnuvanın başarısına değerli katkılar sağlamıştır.
Siyasi, diplomatik, ekonomik ve ticari alanlardaki stratejik ilişkilerimiz ve ikili iş birliğimiz temelinde ve iki ülkenin bilge liderlerinin direktifleri doğrultusunda, iki kardeş ülke ve halkların yararına ikili ilişkilerin güçlendirilmesinin sürekliliğini sağlamak için çeşitli alanlarda koordinasyon sağlamak üzere ortak çabalarımızı sürdürme kararlılığındayız.”
/././
Erdoğan’ın para bulmak için gittiği Körfez turu sürüyor.
/././
Erdoğan, Katar Emiri Al Sani'ye Togg hediye etti (Evrensel)
Para arayışı için Körfez ülkelerini gezen AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'ye TOGG hediye etti.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, para arayışı için Körfez ülkelerine gerçekleştirdiği ziyaretler sürüyor. Erdoğan, resmi ziyarette bulunduğu Katar'ın başkenti Doha'da, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından resmi törenle karşılandı.
Al Sani ile tören kıtasını denetleyen Erdoğan, askerleri selamladı. İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından Erdoğan ve Al Sani, baş başa görüşmeye geçti.
Törende, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Ömer Çelik, Zafer Sırakaya, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da hazır bulundu.
ERDOĞAN'DAN KATAR EMİRİNE TOGG HEDİYESİ
Erdoğan ve Al Sani, Lusail Sarayı'ndaki baş başa görüşmelerinin ardından heyetlerarası görüşme yaptı.
Görüşmelerden önce Erdoğan, Al Sani'ye Togg hediye etti, iki lider Lusail Sarayı'nın avlusunda bir süre Togg'u inceledi.
ERDOĞAN BAE'YE GEÇTİ
Erdoğan, Katar'daki temaslarını tamamlamasının ardından özel uçak "TC-TRK" ile Körfez turunun son durağı Birleşik Arap Emirlikleri'ne hareket etti.
/././
Suudi Arabistan Türkiye'den İHA satın alacak(soL)
İmzalanan anlaşma kapsamında Suudi Arabistan'ın Türkiye'den İHA satın alacağı açıklandı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Körfez turunun ilk ayağı olan Suudi Arabistan'ın Cidde kentini ziyaret etti.
Erdoğan, ziyareti çerçevesinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirdi. Heyetler arası görüşmelerin ardından iki ülke arasında doğrudan yatırım, sanayii, enerji, savunma ve iletişim alanlarında 5 anlaşma imzalandı.
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Baykar ile Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı arasında imzalanan İşbirliği Sözleşmesi'nin detaylarını açıkladı. Selman sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Türkiye Milli Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler ile iki dost ülke arasındaki askeri ve savunma işbirliği çabaları kapsamında bir savunma işbirliği planı imzaladık" dedi.
'Türkiye’nin en büyük savunma ve havacılık sözleşmesi'
Suudi Arabistan’ın savunma ve üretim kapasitesini güçlendirmek amacıyla bakanlık ve Baykar şirketi arasında 2 satın alma anlaşması imzalandıklarını belirten Selman, bu kapsamda ülkesinin Türkiye’den İHA satın alacağını duyurdu.
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar da CNN Türk'te yaptığı açıklamada, "Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ile Bayraktar AKINCI TİHA ihracatı ve işbirliği sözleşmesi imzaladık. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük savunma ve havacılık ihracatı sözleşmesi hayırlı ve uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.
/././
SADAT Başkanı da Erdoğan'ın Suudi Arabistan heyetinde (soL)
Erdoğan, 'hiçbir alakam yok' dediği SADAT Başkanı Tanrıverdi'yi Suudi Arabistan'a götürdü.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'la görüştü.
Erdoğan'ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Suudi Arabistan'ı kapsayan Körfez turu kapsamında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından hayata geçirilmesi planlanan iş forumlarının ilki Cidde'de Ritz-Carlton Otel'de gerçekleştirildi.
Foruma, SADAT'ın Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi de katıldı. Tarıverdi, Twitter'dan yaptığı paylaşımda "Türkiye-Suudi Arabistan iş forumu toplantıları halen devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Tanrıverdi sosyal medya hesabından paylaştığı bir videoya da "Suudi Arabistan, Türkiye diyor" notunu düştü.
Erdoğan 'hiçbir alakam yok' demişti
Erdoğan daha önce yaptığı açıklamada "SADAT’la yakından uzaktan alakası olmadığını" ileri sürmüş ve şunları söylemişti:
"CHP’nin başındaki zat SADAT’ın önüne baskın yapar gidip benzer zırvaları sıralamıştır. Bu çıkışın niçin şimdi yapıldığını iyi biliyoruz. Tüm kalbimle diyorum ki; başaramayacaksınız. SADAT’ın yöneticileriyle yakından uzaktan hiçbir alakam olmadığı halde bunu bizim şu anda kullandığımız adeta darbeci oluşum olduğunu söyleyecek kadar bu başkan terbiyesizleşiyor."
(derleyen: mstfkrc)