19 Ocak 2014 Pazar

Levent Kırca... - MUSTAFA BALBAY

Gazeteciliğimin ilk iki yılındaki haber çevresi oluşturma hızına yaşamımın sonraki dilimlerinde bir daha ulaşamadım. 11 Kasım 1980’de İzmir’de başladığım mesleğin ilk yıllarında adliyeden kültür sanata, üniversiteden siyasete, spordan çevreye kadar her alanda habercilik yaptım. O günlerde yardımcı doçent olan Prof. Ülkü Bayındır’dan Altay’ın kaptanı Mustafa Denizli’ye kadar, o dönem kurduğum ilişkilerin çoğu eski-meyen dostluğa dönüştü.
Uluslararası İzmir Fuarı ayrı bir hazineydi. Yıldız Kenter, Nejat Uygur, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Erol Günaydın, Ferhan Şensoy, Abdullah Şahin, Hadi Çaman ve daha pek çok tiyatro sanatçısının haberini yapıp tanıştığım anlar hâlâ belleğimdedir.

***
Levent Kırca ile de o günlerde tanıştım.
Mesleğin ilerleyen yıllarında gazetedeki idari sorumluluklarım arttığı için Levent Kırca ile uzun süre yüz yüze gelemedik.
Taa ki Silivri günlerine dek...
Silivri yargılamalarıyla yaratılmak istenen korku imparatorluğuna karşı duran insanların, demir parmaklıkların ardındaki tutsaklara nasıl güç verdiğini tarif edemem. Filistin askısından daha ağır bir işkence havasında geçen yargılamalar sırasında kamuoyunun da yakından tanıdığı kişiler gelince tutukluların yüzünde bir gülümseme belirirdi. Sanki onlar bizi az sonra salondan alıp götürecek. Bir anda öylesine mutlu ve güçlü hissederdik kendimizi.
Onların başında Levent Kırca geliyordu.
Öyle usulen, “İşte geldim, gördünüz, sizi destekliyorum” görüntüsü vermek için 5 dakika kalıp giden bir yanı da yoktu. Tutuklanıp yanımıza gelmek dahil her şeyi göze almış, kararlılıkla zulme karşı duruyordu.
Sadece duruşmalara gelmekle kalmadı. Silivri’de yaşananları sanatın gücünü kullanarak tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya duyurdu. Azınlık ve İçeridekiler oyunu sadece zulmü anlatmakla kalmaz, Kırca’nın duruşunu da ifade eder.
Toplumun Silivri gerçeğini görmesinde en büyük paylardan biri onundur.
***
Kırca ile duruşma salonunda çok güzel selamlaşmalarımız, birbirimizi güçlendirme söylemlerimiz oldu.
Ancak yazdığı-oynadığı oyunlarla ilgili benden kaynaklanan nedenlerle iyi bir iletişim kuramadık. Özgürlükte 5 dakikalık bir görüşme ile kurabileceğiniz iletişimi, hapiste ortalama 3 günde gerçekleştirebilirsiniz. İçeridekiler oyununun başlangıcı ve benim yazdığım Yargıtatör oyununun kitap olarak basımı, çocuklarımın okul sorunu yaşadığı günlere denk geldi. Ailecek benim tutukluluğum dahil her şey ikinci plana düşmüştü.
İletişim sorunu özgürlük sonrasında da devam etti. Sevgili Kırca’nın telefonuna ertesi gece yanıt vermek için aradım, ulaşamadım. Yeniden ulaşmak için ısrar etmem gerekirdi, son bir aydır 50’yi aşkın yerleşim yerinde konuşma yapma ve ziyaretlerde bulunma yoğunluğundan yapamadım.
Sevgili Kırca 12 Aralık Pazar günü her zamanki mertliği ve açık sözlülüğüyle benim bututumumu eleştiren bir yazı yazdı. Bu aşamadan sonra telefon yerine yazıyla sağlam ve herkese açık bir iletişim kurmanın daha sağlıklı olacağını düşündüm. Yeri gelmişken, pek çok dostumdan benzer sitem aldığımı, sadece zaman sorunundan kaynaklanan nedenlerle onlara ulaşamadığımı vurgulamak isterim. Ağırlaştırılmış sitem cezasına çarptırılmış durumdayım desem yeridir.
Hapiste Levent Kırca özgürlüğümüzdü, bugün de öyle...
Kırca ile yüz yüze gelemesek de hep gönül Gönüleyiz.  

MUSTAFA BALBAY
Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder