Merhaba yeni yıl, epeyce zorlu geçeceğe benzersin. Yok yok yargı bağımsızlığından, erklerin birbirine girmesinden, artık sıkıntı veren cemaat-AKP savaşından söz etmiyorum. Her şeyi çok çok bilen adamlar konuşup dursunlar, beni cebime giren ya da hepimizin cebine giren para ilgilendiriyor.
Yani muhalefete de şaşıyorum, asgari ücretin 920 simitten 604 simide düştüğü bir ülkede kızılca kıyamet kopması ve bu kıyametin başını da muhalefet partilerinin çekmesi gerekirken, öyle mızmız bir halleri var ki, bu Tayyip hakikaten ballı diyeceğim geliyor.
Kabul etmemiz gerekir ki, ülkemiz cehaletin at koşturduğu bir ülke, sanılmasın ki,insanlar kahvelerde, köy meydanlarında erklerin birbirine girmesini konuşuyorlar, hukuktan söz ediyorlar, insanların derdi gücü yarını nasıl çıkaracakları. Yeni düzenlemelerle kredi kartları can simidi olmaktan çıkacak ve asıl o zaman, ekonominin yandaşlar ve bizzat hükümet tarafından nasıl toz pembe gösterildiği gerçeğiyle karşılaşacağız.
2001 krizine benzer bir kriz bizi bekliyor. Şimdiden belirtileri başladı. Gerçek enflasyon rakamı yüzde yirmilerde. Ve yeni asgari ücret 846 lira. Emeklilere yapılan zamla ancak yirmi simit alınabiliyor.
Diyeceksiniz ki, durum buysa biz nasıl geçiniyoruz? Efendim, kara paranın dolaşımda olduğu ülkelerde (bizim gibi) kara paranın ucu en aşağıdakilere de bir biçimde ulaşır. Örnek, adam Porche arabasıyla bir restoranın önüne geldi, valeye arabasını verdi ve çıkışta valeye bahşişini uzattı, normal bir bahşişin dört katı. Ve bu para birkaç kişinin karnını doyurur. Sadece doyurur, gerisinin karnı doyan kişi de dahil pek bir önemi yoktur.
Kendi arabasını bile yapamayan, üretimi neredeyse durmuş, sadece inşaat sektörüyle ilerlemeye çalışan bir ekonomiyi sürükleyebilmek için, mutlaka bazı üç kâğıtların yapılma zorunluluğu vardır. Tayyip Erdoğan hükümetinin tek can simidi budur. Şimdi bu tek can simidi su almaya başladı. Bakmayın siz her yerin inşaat olduğuna, çünkü inşaat en az yatırım gerektiren bir iş kolu. Eh hükümet de arkalarında,tamam ama ülke satılmayan evler mezarlığına döndü. Araplar da olmasa bu iş hepten yerlerde sürünecek.
Tabii bu arada ülkemiz insanının açgözlü olduğunu unutmamamız gerek. Bozulmayın öyle. Güzelim evi hiç kimseyi tatmin etmemeye başladı. İlla ki, mutfak değişecek,banyo değişecek, gelsin siteden bir ev. Kaç site yönetiminin, ev sahiplerini aidatlarını ödemedikleri için mahkemeye verdiğini biliyor musunuz? Hiç kuşkunuz olmasın dudak uçuklatacak bir miktar.
Önemli bir Amerikalı sosyal bilimci şöyle demişti, “Tayyip Erdoğan çok kuvvetli bir lider ama Suriye ve bir ekonomik kriz onu götürecek.” Suriye hâlâ başımızın belası ve ekonomik kriz başlıyor. Tamam yılın ilk yazısında hiç de hoş olmayan durumlardan söz ettim. Ama bilelim, bizi pek de hoş olmayan günler beklemekte. Öte yandan,hepinizin bildiği gibi dünya ölçeğinde paranın iki turu vardır. Birincisi legal tur, burada alınan verilen çok açık bellidir, denetime tabidir. İkinci tur ise illegal turdur. Buna kara para turu da diyebiliriz. Bu turun da kendine özgü kuralları vardır, illegal diye alıp başını gidemez. Dur derler! Bugün bize “dur” diyorlar. Tamam hepimiz illegal yollardan parayı çeviriyoruz ama kurallarına uygun, sen öyle başını alıp gidemezsin. Hem illegal para çevirip hem de bu kadar yiyemezsin. Yemenin de bir sınırı var.
Durum budur. Şimdi muhalefet partilerine her zamankinden daha çok iş düşmektedir. BDP sanki Kürtler güneş enerjisiyle yaşıyorlarmış gibi, barış sürecini bahane ederek(Öcalan çıksın diye), ne yolsuzluklara ne de son zamlara karşı çıktılar. CHP hâlâ“yargı bağımsız olmalı”, “yolsuzlukların üstüne gidilmeli” sözlerini yeterli sayıp, şu anda hiçbir iş yapmayan Meclis’i bir kapattıramadı.
Yani dostlarım yeni yıl bir aman yıl olacak. Ve bendeniz gene bu yaşımda seçimlerde gönül rahatlığıyla oy kullanamayacağım. Ve bu hiç olmayacak galiba!
IŞIL ÖZGENTÜRK
Cumhuriyet
Yani muhalefete de şaşıyorum, asgari ücretin 920 simitten 604 simide düştüğü bir ülkede kızılca kıyamet kopması ve bu kıyametin başını da muhalefet partilerinin çekmesi gerekirken, öyle mızmız bir halleri var ki, bu Tayyip hakikaten ballı diyeceğim geliyor.
Kabul etmemiz gerekir ki, ülkemiz cehaletin at koşturduğu bir ülke, sanılmasın ki,insanlar kahvelerde, köy meydanlarında erklerin birbirine girmesini konuşuyorlar, hukuktan söz ediyorlar, insanların derdi gücü yarını nasıl çıkaracakları. Yeni düzenlemelerle kredi kartları can simidi olmaktan çıkacak ve asıl o zaman, ekonominin yandaşlar ve bizzat hükümet tarafından nasıl toz pembe gösterildiği gerçeğiyle karşılaşacağız.
2001 krizine benzer bir kriz bizi bekliyor. Şimdiden belirtileri başladı. Gerçek enflasyon rakamı yüzde yirmilerde. Ve yeni asgari ücret 846 lira. Emeklilere yapılan zamla ancak yirmi simit alınabiliyor.
Diyeceksiniz ki, durum buysa biz nasıl geçiniyoruz? Efendim, kara paranın dolaşımda olduğu ülkelerde (bizim gibi) kara paranın ucu en aşağıdakilere de bir biçimde ulaşır. Örnek, adam Porche arabasıyla bir restoranın önüne geldi, valeye arabasını verdi ve çıkışta valeye bahşişini uzattı, normal bir bahşişin dört katı. Ve bu para birkaç kişinin karnını doyurur. Sadece doyurur, gerisinin karnı doyan kişi de dahil pek bir önemi yoktur.
Kendi arabasını bile yapamayan, üretimi neredeyse durmuş, sadece inşaat sektörüyle ilerlemeye çalışan bir ekonomiyi sürükleyebilmek için, mutlaka bazı üç kâğıtların yapılma zorunluluğu vardır. Tayyip Erdoğan hükümetinin tek can simidi budur. Şimdi bu tek can simidi su almaya başladı. Bakmayın siz her yerin inşaat olduğuna, çünkü inşaat en az yatırım gerektiren bir iş kolu. Eh hükümet de arkalarında,tamam ama ülke satılmayan evler mezarlığına döndü. Araplar da olmasa bu iş hepten yerlerde sürünecek.
Tabii bu arada ülkemiz insanının açgözlü olduğunu unutmamamız gerek. Bozulmayın öyle. Güzelim evi hiç kimseyi tatmin etmemeye başladı. İlla ki, mutfak değişecek,banyo değişecek, gelsin siteden bir ev. Kaç site yönetiminin, ev sahiplerini aidatlarını ödemedikleri için mahkemeye verdiğini biliyor musunuz? Hiç kuşkunuz olmasın dudak uçuklatacak bir miktar.
Önemli bir Amerikalı sosyal bilimci şöyle demişti, “Tayyip Erdoğan çok kuvvetli bir lider ama Suriye ve bir ekonomik kriz onu götürecek.” Suriye hâlâ başımızın belası ve ekonomik kriz başlıyor. Tamam yılın ilk yazısında hiç de hoş olmayan durumlardan söz ettim. Ama bilelim, bizi pek de hoş olmayan günler beklemekte. Öte yandan,hepinizin bildiği gibi dünya ölçeğinde paranın iki turu vardır. Birincisi legal tur, burada alınan verilen çok açık bellidir, denetime tabidir. İkinci tur ise illegal turdur. Buna kara para turu da diyebiliriz. Bu turun da kendine özgü kuralları vardır, illegal diye alıp başını gidemez. Dur derler! Bugün bize “dur” diyorlar. Tamam hepimiz illegal yollardan parayı çeviriyoruz ama kurallarına uygun, sen öyle başını alıp gidemezsin. Hem illegal para çevirip hem de bu kadar yiyemezsin. Yemenin de bir sınırı var.
Durum budur. Şimdi muhalefet partilerine her zamankinden daha çok iş düşmektedir. BDP sanki Kürtler güneş enerjisiyle yaşıyorlarmış gibi, barış sürecini bahane ederek(Öcalan çıksın diye), ne yolsuzluklara ne de son zamlara karşı çıktılar. CHP hâlâ“yargı bağımsız olmalı”, “yolsuzlukların üstüne gidilmeli” sözlerini yeterli sayıp, şu anda hiçbir iş yapmayan Meclis’i bir kapattıramadı.
Yani dostlarım yeni yıl bir aman yıl olacak. Ve bendeniz gene bu yaşımda seçimlerde gönül rahatlığıyla oy kullanamayacağım. Ve bu hiç olmayacak galiba!
IŞIL ÖZGENTÜRK
Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder