Gelmiş geçmiş en “kadın düşmanı” hükümetlerle yönetilen Türkiye’de 8 Mart’lar bana artık “zul” geliyor.
Posta kutum, “dünya kadınlar gününü” hâlâ iyi niyetle kutlayan mesajlarla dolup taşıyor…
Ama “tebrik” ve “kutlama” mesajları bana “coşku” yerine artık yalnız yitirdiğimiz zemini hatırlatıyor…
Son “12 yıllık esaret” döneminde başımıza gelenleri şöyle bir hatırlayalım mı?
Göğsünü gererek “kadın erkek eşitliğine inanmadığını” söyleyen ve sezaryen-kürtaj karşıtı kampanyalarının yanında, kadınlar için düşünebildiği en büyük vizyon “üç çocuk” olan bir başbakan; erkekler kahvesi gibi bir kabine, adından “kadın” logosunu silen, kadınlar adına o bugün ne yaptığını bilmediğimiz ağır muhafazakâr bir “aile bakanlığı”; ortalama günde 4 kadının öldürüldüğü bir ülkede “kadına karşı şiddetle uğraşacağımıza önce insanlığa karşı şiddeti önleyelim” açıklamalarıyla gündeme gelen bir Diyanet İşleri Başkanı, çocuk gelinlerde rekor kıran yaşam pratikleri, “toplumsal cinsiyet eşitsizliği raporlarında” 2000’lerde hiçbir kayda değer değişme ve gelişme göstermeyen, bilakis hep en beter ülkeler sınıflamasına giren değerlendirmeler…
Bu arada 4+4+4 “devrimi”nin kız çocuklarının eğitimine indirdiği darbelere değinmiyorum bile.
Nereden baksanız elinizde kalıyor. “Gerici” tablo, nerden tutsanız ürkütüyor…
Ürkütücü bu tabloya baktıkça, üstüme karabasan çöküyor, yüreğim kararıyor. En ufak bir “özel gün” heyecanı hissetmiyorum.
Bu yıl bu nedenle bir “8 Mart” yazısı yazmamaya karar vermiştim… Ta ki Haklı KadınPlatformu’ndan Tijen Mergen’den tepkisiz kalamayacağım bir telefon alana dek.
‘Haklı Kadın Platformu’ çağrısı
Haklı Kadın Platformu (HKP); 41 kadın STK’nin kurduğu bir kadın hakları örgütü! Örgüt siyasette kadınlar için öncelikle eşit temsil mücadelesi veriyor.
Kadının ikinci sınıf vatandaşlıktan çıkamamasının en önemli nedeninin siyasetten dışlanması olduğu görüşünden hareketle; kadına siyasette daha çok yer açma çabasında olan HKP, 30 Mart öncesi hali pürmelalimize dikkat çekiyor! İvedilikle bu konuda tüm seçmenleri, özellikle de tabii kadınları sandık başında tavır almaya çağırıyor.
Medya ve sanal ortamda “Kadınlar İçin Projeni Açıkla Oyumu Yakala” adıyla bir kampanya başlatan HKP; kampanya kapsamında “yerel seçim adaylarından tüm plan, program ve bütçelerine ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ sağlayacak her türlü çalışmayı dahil etmelerini ve bu çalışmaları kamuoyu ile paylaşmalarını” istiyor.
Seçmenlerden de beri yandan, “yalnızca kadın politikalar ve (bu bağlamda gene)somut projeler açıklayan adayları desteklemelerini” talep ediyor.
İnternette change.org sitesinde http://chn. ge/1i2WqfS bağlantısıyla bu amaçla bir imza kampanyası açan HKP, bu çok can alıcı konuda kamuoyunu, gerek sandıkta adaylar gerekse seçmenler düzleminde harekete geçmeye çağırıyor.
“Türkiye’de doğan, büyüyen, yaşayan bir kadın olduğum için” diyerek destek olanlardan, “toplumsal barışın sırrı toplumsal cinsiyet barışından geçtiği için buradayım” diyenlere dek change.org’daki kampanyaya çeşitli gerekçelerle şimdiden çok sayıda imzacının katıldığı görülüyor.
“Kadın” konusu diğer deyişle ses getiriyor ama bu hassasiyet, siyasi düzlemde, kapı duvar… en ufak karşılık görmüyor.
Haklı Kadın Platformu (HKP); 41 kadın STK’nin kurduğu bir kadın hakları örgütü! Örgüt siyasette kadınlar için öncelikle eşit temsil mücadelesi veriyor.
Kadının ikinci sınıf vatandaşlıktan çıkamamasının en önemli nedeninin siyasetten dışlanması olduğu görüşünden hareketle; kadına siyasette daha çok yer açma çabasında olan HKP, 30 Mart öncesi hali pürmelalimize dikkat çekiyor! İvedilikle bu konuda tüm seçmenleri, özellikle de tabii kadınları sandık başında tavır almaya çağırıyor.
Medya ve sanal ortamda “Kadınlar İçin Projeni Açıkla Oyumu Yakala” adıyla bir kampanya başlatan HKP; kampanya kapsamında “yerel seçim adaylarından tüm plan, program ve bütçelerine ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ sağlayacak her türlü çalışmayı dahil etmelerini ve bu çalışmaları kamuoyu ile paylaşmalarını” istiyor.
Seçmenlerden de beri yandan, “yalnızca kadın politikalar ve (bu bağlamda gene)somut projeler açıklayan adayları desteklemelerini” talep ediyor.
İnternette change.org sitesinde http://chn. ge/1i2WqfS bağlantısıyla bu amaçla bir imza kampanyası açan HKP, bu çok can alıcı konuda kamuoyunu, gerek sandıkta adaylar gerekse seçmenler düzleminde harekete geçmeye çağırıyor.
“Türkiye’de doğan, büyüyen, yaşayan bir kadın olduğum için” diyerek destek olanlardan, “toplumsal barışın sırrı toplumsal cinsiyet barışından geçtiği için buradayım” diyenlere dek change.org’daki kampanyaya çeşitli gerekçelerle şimdiden çok sayıda imzacının katıldığı görülüyor.
“Kadın” konusu diğer deyişle ses getiriyor ama bu hassasiyet, siyasi düzlemde, kapı duvar… en ufak karşılık görmüyor.
Kadın düşmanı ülkede aday haritası
Bu kampanya çağrısı üzerine, HKP’nin sitesine girip yerel seçimlerde kadının konumunu inceledim.
Sitenin ana sayfasına “2014 Seçimleri Kadın Adayları Haritası” konmuş, göz atmanızı öneririm.
Haritaya baktığınızda, uluslararası “kadın erkek eşitsizliği” raporlarında neden her yıl sistemli olarak en kadın düşmanı ülkeler arasında yer aldığımızı anlayacaksınız.
Kadın erkek eşitsizliği uçurumunda 136 ülke arasında dünyada “120. sırada çıkan” ve Etiyopya, Ürdün gibi ülkelerin dahi gerisine düşen Türkiye’de 30 Mart seçimlerindeki belediye başkanı adaylarının sadece yüzde 6’sı kadınlardan oluşuyor.
Bu minik ve zavallı “yüzde”nin daha da aşağılarda çıkmamasının tek nedeni gerçekte BDP. Yüzde 17 oranında “kadın aday” gösteren BDP, bu yüzdeyi yukarı çekiyor. Hükümet partisi AKP ve MHP’nin kadın aday oranları sadece yüzde 1.
Yazıyla yüzde bir!
Sözde “merkez sol”a sahip çıkan CHP’de de bu oran, utanç verici yüzde 4’ten ileri gitmiyor.
Sorun salt AKP’de değil özetle. CHP de heyhat “kadın” konusunda AKP ile neredeyse aşık atan bir gericilik düzeyinde kulaç atıyor!
Coğrafi açıdan kadın adaylar dağılımına baktığınızda, orada da yürek paralayıcı bir manzara önümüze çıkıyor:
Dev İstanbul’da tüm partilerin kadın aday sayısı “19”, ikinci sırada “17” adayla en Batılı kentimiz İzmir var.
Başkent Ankara’da rakkam hızla “9”a düşüyor!
Yozgat, Çorum, Erzincan’da “kadın aday” sayısı “0”!
Siirt, Malatya, Erzurum, Kırşehir gibi kentlerde kadın adaylar, mavi boncuk gibi “1”i geçmiyor.
HKP Türkiye’nin derin yarasına parmak basıyor.
Elimizden geldiği ölçüde kampanyayı izleyelim ve destek verelim.
Bu kampanya çağrısı üzerine, HKP’nin sitesine girip yerel seçimlerde kadının konumunu inceledim.
Sitenin ana sayfasına “2014 Seçimleri Kadın Adayları Haritası” konmuş, göz atmanızı öneririm.
Haritaya baktığınızda, uluslararası “kadın erkek eşitsizliği” raporlarında neden her yıl sistemli olarak en kadın düşmanı ülkeler arasında yer aldığımızı anlayacaksınız.
Kadın erkek eşitsizliği uçurumunda 136 ülke arasında dünyada “120. sırada çıkan” ve Etiyopya, Ürdün gibi ülkelerin dahi gerisine düşen Türkiye’de 30 Mart seçimlerindeki belediye başkanı adaylarının sadece yüzde 6’sı kadınlardan oluşuyor.
Bu minik ve zavallı “yüzde”nin daha da aşağılarda çıkmamasının tek nedeni gerçekte BDP. Yüzde 17 oranında “kadın aday” gösteren BDP, bu yüzdeyi yukarı çekiyor. Hükümet partisi AKP ve MHP’nin kadın aday oranları sadece yüzde 1.
Yazıyla yüzde bir!
Sözde “merkez sol”a sahip çıkan CHP’de de bu oran, utanç verici yüzde 4’ten ileri gitmiyor.
Sorun salt AKP’de değil özetle. CHP de heyhat “kadın” konusunda AKP ile neredeyse aşık atan bir gericilik düzeyinde kulaç atıyor!
Coğrafi açıdan kadın adaylar dağılımına baktığınızda, orada da yürek paralayıcı bir manzara önümüze çıkıyor:
Dev İstanbul’da tüm partilerin kadın aday sayısı “19”, ikinci sırada “17” adayla en Batılı kentimiz İzmir var.
Başkent Ankara’da rakkam hızla “9”a düşüyor!
Yozgat, Çorum, Erzincan’da “kadın aday” sayısı “0”!
Siirt, Malatya, Erzurum, Kırşehir gibi kentlerde kadın adaylar, mavi boncuk gibi “1”i geçmiyor.
HKP Türkiye’nin derin yarasına parmak basıyor.
Elimizden geldiği ölçüde kampanyayı izleyelim ve destek verelim.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder