29 Temmuz 2014 Salı

Hepiniz çok kirlisiniz!-Necdet Saraç/YURT

Bu ülkede bağımsız adalet hiç olmadı. Bazı istisnai kararlar olsa da yargı hep iktidara ve siyasi konjonktüre uygun davrandı. Yargı adil olmadı, adalet dağıtmadı... İktidarı elinde bulunduranlar hep intikamcı oldular! Adil yargılama bir yana, öç aldılar! O yüzden bu ülkede demokrasi ve hukuk bir türlü dikiş tutmuyor. Dönün bakın, neredeyse bütün siyasi davaların hepsinde sonuç hep iktidar lehine şekilleniyor. Dün de böyleydi, bugün de böyle…

İstiklal Mahkemeleri’nden bu yana durum hep aynı… Dersim yargılamalarına bakın; İktidarı elinde tutanlar, daha yargılama başlamadan suçluyu ilan etmiş ve asmaya karar vermişler ya, artık kaçarı yok! “Çıban başı” olarak ilan edilen adamın yaşının büyük olması bile sorun olmuyor, idamı engellemiyor. Seyit Rıza’nın yaşı hemen küçültülüyor ve idam ediliyor!


Ya Nazım Hikmet, Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve birçok kişi 1938’de adına “Harp Okulu ve Donanma Davaları” denen uyduruk bir davadan dolayı kırk dereden su getirilerek mahkûm edilmedi mi? Peki, ya o “çok demokrat” ilan edilen bütün sağcıların olduğu gibi Erdoğan’ın da her fırsatta atıfta bulunduğu Menderes dönemi? Hani geçenlerde çatı adayının "Adnan Menderes ve arkadaşları olmasaydı, Türkiye hiçbir zaman diktatoryadan, mutlakiyetten ve totaliter rejimlerden kurtulamazdı” dediği dönem…

1951- 52 yıllarında ve bir yıl aralıksız süren “Komünist tevkifatı” bugün hatırlanmak bile istenmiyor. Demokrat Parti, o yıllarda ABD’yle işleri yoluna koymak ve NATO’ya üye olmak için zorla “komünizm tehlikesi” icat ederek, uydurma belgelerle tam 187 kişi zorla yargılanmadı mı? “Gözaltına alınanlar arasında asker de var” denilerek, gözaltına alınanlar özel bir hükümet kararnamesiyle hem “Komünist Masası” polislerince hem de “askeri hakimler” tarafından sorgulanmadı mı? Zeki Baştımar, Şefik Hüsnü, Mihri Belli, Ruhi Su, Enver Gökçe ve Behice Boran gibi onlarca kişi cezalandırılmadı mı? Türk askerlerinin Kore'ye gitmesine karşı çıktığı için dönemin Barış Derneği’ne karşı “vatana ihanet” suçlamasıyla linç kampanyası yapılmadı mı? Peki ya o çok demokrat olan Menderes’in “Vatan Cephesi” dönemi. CHP’ye destek veriyor diye Ulus Gazetesi ve birçok gazeteyi kapatan yargı neyin nesiydi? Bağımsız ve objektif miydi?

DP dönemi böyle de 27 Mayıs yargılamaları farklı mı? Yassıda yargılamaları bağımsız mıydı? Dönemin yargıçları Menderes ve ekibine karşı adil miydi? “Köpek davası, bebek davası” gibi birçok “dava” yargılananları mutlaka mahkûm etme üzerine kurgulanmamış mıydı?


Ya 1971 darbe döneminin Sıkıyönetim mahkemeleri. Sıkıyönetim mahkemelerinde mahkeme heyeti askeri yargıçlardan oluşurken, bazı mahkeme heyetlerinin başkanları hukukçu olmayan askerlerden oluşmuyor muydu? Denizleri yargılayan mahkemeye Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlık etmiyor muydu? Denizlerin ne yapıp yapmadıkları, hangi suçu işleyip işlemediklerinden daha çok, daha yargılama olmadan “üçe üç” şeklinde idamlarına karar verilmemiş miydi?

12 Eylül dönemi yargılamaları, Devlet Güvenlik Mahkemeleri. Hangisi adil yargılama yaptı? “Asmayıp da besleyelim mi” diyenler 17 yaşında Erdal Eren’i yaşını büyüterek idam etmediler mi? Sonra adları “Özel Yetkili” olan mahkemeler ya da şimdiki mahkemeler? Hangisi bağımsız, hangisi adil yargılama yapıyor? Ergenekon, Balyoz, Oda tv, Devrimci Karargâh, ÇHD… Ne oldu, hepsi çöktü… Çünkü bütün davalar iktidarın tercihine göre şekilleniyor… Yargıçlar, savcılar hukukçudan daha çok, iktidarın memuru pozisyonundalar…

Bir insanlık suçu olan Sivas katliamı davasında zaman aşımı kararı alan mahkemeler bağımsız mı? Ali İsmail Korkmaz’ın davasını Kayseri’ye, Abdullah Can Cömert’in davasını “güvenlik gerekçesiyle” Hatay’dan Balıkesir’e alan zihniyet hukuki kaygılarla mı hareket ediyor? Okmeydanı Cemevi bahçesinde polis kurşunuyla öldürülen Uğur Kurt’a ateş eden polise “amirleri ateş etme, silah sıkma” talimatı vermesine rağmen, polisin ateş ederek Kurt’u öldürmesini savcının "meşru müdafaa" olarak değerlendirmesi hukukun bağımsızlığını mı, taraflılığını mı gösterir?

Elini nereye atsan yargının bağımsız olmadığını gösteren onlarca örnek var! Dönem değişiyor, isimler değişiyor, anlayış aynı! Hukuksuzluk, adaletsizlik diz boyu. Hukuk sistemi ve yargılama iktidara göre şekillendiği için dün kahraman olan bugün çok rahat hain olabiliyor! Dün hukuksuzluğu, adaletsizliği birlikte hayata geçirip, sıkı işbirliği yaparsan sonuç böyle olur… Sonra da… “Haram lokma yemedik” diye kahramanlık taslamaya kalkacaksın. Ürettiğin sahte belgeleri hemen unutacaksın! Hrant Dink’i de… Yıllarca hapiste yatırdığın kişilerle ilgili yaptıkların da “haram” sayılmayacak? “Şerefli polislermiş, ters kelepçeymiş, zulümmüş”, geçin bunları! Cemaatiyle, iktidarıyla hepiniz çok kirlisiniz…

Necdet Saraç/YURT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder