17 Mayıs 2015 Pazar

Khalkedon cumhuriyeti- MİNE KIRIKKANAT

Günümüzde İstanbul’un bir ilçesi sayılan Kadıköy, Doğu Romalı geçmişinde Konstantinopolis’in karşısına kurulmuş bir liman kentiydi. Anatolia’dan (Anadolu) Kadıköy’e gönderilen ve gemilere yüklenip dünyaya ihraç edilen Kalsedon taşına adını vermişti. 
Batı Roma’nın Hun istilasıyla uğraştığı 8 Ekim 451 sabahı, Kadıköy’de Hıristiyanlık tarihinin İznik’ten sonraki dördüncü ekümenik konsili toplanıyordu. 

Kadıköy Konsili’nin hepsi kutsal sayılan 28’inci ve son kararıyla, Roma’nın yeni emperyal başkenti Konstantinopolis Patriği, eski başkent Roma Patriği “Papa”ya eşdeğer ve öncül ilan edildi. 
Bu da Konstantinopolis Patrikliği’ni, Roma Papalığı üstünde yetkili kılıyordu. Çünkü patrikleri atayan ve azleden makam Roma imparatoru olup payitahtı Kontantinopolis, payitaht patrikliği de elbette birincil ve öncül olandı!
***
Kadıköy Belediyesi’nin yeni sosyal tesisi, Küçük Moda’daki Khalkedon bahçesinde Başkan Aykurt Nuhoğlu’yla konuşurken kafama dank ediyor: Üzerinde en uzun süre çalıştığım kitabım ve tam da Kadıköy Konsili’nden öteye Roma İmparatorluğu’nun Doğu ile Batı arasında bölünmesini incelediğim Bir Hıristiyan Masalı’nı Kadıköy’de bitirmem kuşkusuz bir raslantı değildi… 
Bir beton denizinde boğdukları için boğulduğum İstanbul’da, annemin hatırasını taşıyan bu ilçeye iki yıl önce, bana Roma’yı olmasa bile 1970’lerin İstanbul’unu anımsattığı için taşındım. Zaten taşınır taşınmaz da Aykurt Nuhoğlu’nun seçim öncesi ilk basın toplantısına katıldım. O gün bugündür, dikkatle izliyorum Kadıköy Belediye Başkanı’nı. 
Başkan Nuhoğlu sakin, uzlaşmacı, gösterişten uzak biri. Algılaması ile değerlendirmesi arasındaki hız, çok zeki olduğuna işaret ediyor. Türkiye’de yıllardır onun kadar alçakgönüllü, “bizden biri” politikacıya rastlamadım. Bir kitap imzalatmak için yarım saat kuyrukta bekleyen eşi Ebru’yu da tanıyınca, sıradışı nazik, ama inandıkları idealleri gerçekleştirmeye kararlı insanlar olduklarına inandım.
***
Aykurt Nuhoğlu’na göre yetki sınırsız değil, zaten olmamalı. Türkiye’de yönetim modelinin değişmesi, daha katılımcı bir model geliştirilmesi gerektiğine inanıyor. Yerel yönetimlere daha geniş yetkiler, hatta özerklik verilmesini savunuyor. 
Gerçekten de 17 milyon nüfusuyla pek çok ülkeden büyük olan İstanbul’un İBB’nin iki dudağı arasına baktırılması kadar akıl dışı, daha doğrusu “rant içi” bir yerel yönetim biçimi, dünyada yok. 

Aykurt başkan, Kadıköy halkının halen İBB ile kısıtlı ve sınırlı yerel yönetime daha etkin katılımını sağlayabilmek için bir kültür oluşturmaya çalışıyor. 
Katılım kültürü nasıl oluşur? Elbette insanları, tarafları bir araya getirip birinin diğerini anlayarak çözüm üretmesini sağlamakla. 
Kadıköy’ün en yeni ve büyük sorunu, CHP’ye oy veren sosyal demokrat bir çoğunluğun CHP’li sosyal demokrat bir belediye ile oluşturduğu “özgürlük” alanının, dışardan gelen yoğun özgürlük talebiyle istilası…
***
Muhafazakâr semtlerde boğulan, mahalle baskısından bunalan gençler, özellikle hafta sonları soluğu Kadıköy’de alıyor. Üsküdar, Ümraniye, hatta son zamanlarda Zeytinburnu’ndan akın akın geliyorlar… 
Esnaf memnun. Ama özgürlük adabını bilmeyen bu genç akıncılar, Kadıköy’ün yerlilerine, yerleşik kültürüne uygunsuz davranıyorlar. 
Aykurt başkan, bu konuda ilk zaferini İhsan Ünlüer sokağında önce esnafla mahalle halkını buluşturup ardından müşteri gençlerle konuşarak kazandı. Eskiden ruhsatı olmayan hiçbir yere, içki ruhsatı vermiyor. Büfelerin içki satış saatleri kısıtlandı, çok sıkı denetleniyor. Geçmişte bazı yerler için 2, bazıları için sabah 4’e kadar verilen çalışma saatini, topluca gece 2’ye çekmeye kararlı. 
Asıl hayali, Kadıköy sakinlerinin oturdukları sokaklara sahip çıkıp, karşılıklı anlayışa dayalı bir mahalle kültürü oluşturması. 
Eğer başarırsa, ben bile inimden çıkıp öne düşecek, Kadıköy’e özerklik isteyeceğim!
G NOKTASI 
Aykurt Nuhoğlu ortak bir kent kültürüne zemin yaratabilmek için eğitime, sanata, spora yatırım yapmak ve yaşlıları toplumsal etkinliklere katmak gerektiğinin bilincinde: Kadıköy Belediyesi, her yıl tarihi bir köşk satın almayı, restore edip halkın hizmetine açmayı hedeflemiş. Bu yöntemle Hasanpaşa’daki bir köşk Karikatür Evi, Eski Gazete diye bilinen bina Haldun Taner Evi’ne dönüşüyor. Ahmet Haşim Evi restore ediliyor, mal müdürlüğü binası için izin bekleniyor. Yeni açılan Kadıköy Akademi, Tasarım Atölyesi gibi 17 proje var ve hızla hayata geçiriliyor. 
Kadıköy’ün en büyük derdi, elbette ki İBB’nin bütünsel, AKP’nin de betonsal rantı… 
Ama bu çoook uzun bir “çalıyor ama çalışmıyor” destanı ki, başka bir yazıya ancak sığar. 
DUYURU: Bugün saat 15’ten öteye Sarıyer Belediyesi’nin Edebiyat Günleri çerçevesinde Kireçburnu Haydar Aliyev Parkı’nda okurlarımla buluşuyorum.
Ethem Sancak, Erdoğan’a olan aşkını “İlahi aşk iki erkek arasında olabiliyor” diye gerekçelendirdi. Biz başka bir şeye ilahi diyoruz, ama neyse!

MİNE KIRIKKANAT
CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder