17 Aralık 2016 Cumartesi

Rasputin’den Assange’a Rus ‘devlet aklı’ - Nilgün Cerrahoğlu

Rasputin’in ölümünün bugün tam 100. yılı oluyor. 
 
II. Nikola’nın ardındaki “karanlık güç” diye bilinen Rasputin’in ölümünden tamı tamına yüz yıl geçmiş. 
 
Beni öldürürlerse (çarlık amblemi) çift başlı kartalın bir kafası kesilmiş olacak, ardından Romanov hanedanı yok olacaktır!” kehanetiyle bilinen ünlü üfürükçünün ölümünün ardından sahiden “1917 Bolşevik Devrimi” patlak veriyor. Ve süreçte çar ailesi kurşuna diziliyor. 
 
Rasputin” denince aklıma hep St. Petersburg’da gördüğüm Yusupov Sarayı’nın gizemli bir odası gelir.
Mahzendeki bu odada zehirlendiği söylenen Rasputin’in “son yemeği”; balmumu müzesine dönüştürülen bir masa etrafında canlandırılmış.
Kristal sürahi ve kadehlerde sunulan “siyanürlü Madeira şarabı” ve “siyanürlü tatlıların” temsili örneklerinin sergilendiği masanın etrafına dört heykel konmuş…
Başköşede sakalları, beyaz Rus gömleğiyle Rasputin oturmakta…
Onu buraya tuzak kurarak getiren, çarın yakın çevresinden bir aristokrat ve asker üniformalı birkaç kişi odada temsil ediliyorlar. Biri siyanürü sağlayan ve ölüm raporunu verecek olan doktor, diğeri bir Duma üyesi ve bir de Nikola’nın ardından tahta geçmesi beklenen “müstakbel yeni çar adayı” görülüyor… 

Birinci perde
Rasputin’in cinayeti” “darbe” olarak planlanmış.
Üfürükçünün yok edilmesiyle çarın al aşağı edileceği varsayılmış. “Rus devrimi” tabii hiç hesapta yok. II. Nikola gidince yerine başka bir çar gelecek diye düşünülüyor.
Rasputin, çarlık başkenti “St. Petersburg satrancı”ndaki “vezir”.
Vezir” düşünce… “Şah” denicek. Yerine sonra başka bir “şah” konacak.
Bir üfürükçünün “güç satrancında” bu kadar önemli bir yer tutmasının sebebi; çarlık siyasetini gizemli rahibin yönetmesi.
Rasputin, çara akıl veriyor. “Savaşa gir” derse Rusya savaşa giriyor. “Çık” derse… çıkıyor.
Satranç”ın son evresinde Rasputin, çara, Almanya ile özel bir anlaşma yaparak I. Dünya Savaşı’ndan çıkmasını önermiş.
Bunun, savaş dengelerini aleyhlerinde değiştireceğini değerlendiren İngilizler sonra devreye giriyor.
Londra MI6’yı devreye sokup, muhalif Rus aristokratlarıyla birlikte “çar karşıtı bir darbe” sayılan “Rasputin cinayetini” planlıyor.
1917 Devrimi”nin “ilk perdesi” böyle açılıyor.
Rusya’da bu Rasputin hikâyesini dinlediğimde afallamıştım.
Koca Rus İmparatorluğu’nun kendisini bir Rus köylüsü din adamının kehanetlerine emanet etmesine şaşmıştım. Devlet aklının, masalsı öğeler içeren entrikalarla teslim alınmasına hayret etmiştim. 

Putin’in ‘satrancı’
Yüz yıl arayla günümüz “Rus devleti” ilişkilerine, şimdi gene entrikalar damga vuruyor.
Bu kez masal öğelerinin yerini, “kurgubilimvari” olaylar örgüsü almış durumda.
New York Times”da (NYT) Kremlin’in “ABD’deki son başkanlık seçimleri” ve “Amerikan demokrasisine” karşı açtığı siber savaşın önceki gün uzun bir dökümü vardı. İngilizce bilen okurlara bu iki sayfalık yazıyı (“Hacking the Democrats” 15 Aralık) okumalarını salık veririm. 
 
Bu kez Rasputin yok.
Ama geri planda postmodern zamanların “karanlık şahsiyetiJulian Assange var. “İpleri” o yönetiyor.
 
Assange’ın üstünde de onu yönlendiren ve uzaktan kumanda eden “yeni Rus çar”ı Putin görülüyor.
Rus devleti hesabına çalışan bilgisayar korsanları, Demokrat Parti bilgisayarlarından elde ettikleri bilgileri WikiLeaks’te yayımlıyorlar. 
 
Bu bilgilerle seçimleri koşullayıp, Trump’ın başkan seçilmesini sağlıyorlar.
Seçimlerde “şehir efsanesi” gibi ortalığa yayılan bu akıllara durgunluk veren “siber savaş öyküsü”nün ayrıntılarını NYT şimdi tüm detaylarıyla açıklıyor ve yaşananları bir yeni “Watergate skandalına” benzetiyor. 
 
Watergate’te rakip partilerden biri diğerini dinlerken, bu kez “yabancı bir güç” dışardan ABD’nin siyasi çarklarına giriyor. 
 
Yüzyıl önce dönemin süper gücü Britanya İmparatorluğu ajanları çarı oynatırken; günümüzün “çar”ı zamane süper gücüne tuzak kurmayı başarıyor. 
 
Rus İmparatorluğundan “Putin İmparatorluğuna” uzanan yolun en kısa öyküsü belki de bu.

Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder