7 Ocak 2017 Cumartesi

Diyanet’in tarikat cemaat buluşması - ŞÜKRAN SONER





Yakalanamayan tetikçisiyle, radikal İslamcı terör örgütlerinden hangisi, bağlantılarıyla hangi odaklar çıkarsa çıksın sonuçta Laik Cumhuriyetin hedef alınmasında, 39 can alan terörün şiddet dozunun çok ötesinde deprem etkisi yaratan Ortaköy katliamı üzerinde şöyle bir anlamlı düşünme fırsatını bile yakalayamadık... İktidarın, Liderliğin, siyasi zaaflarını, sorumluluk daha doğrusu sorumsuzluklarının boyutlarının ortaya çıkmasında yumuşak karnını, demokrasinin olmazsa olmazı laik, demokratik, hukuk devleti düzeninden sapma, rejim değiştirme icraatlarının sonuçlarını, suçlarını açığa çıkaran işlevi olabilir...
 

İlk saatlerden radikal İslamcı akımların ya da özenilerek “dindar ve kindar” olarak yetiştirilmeleri istenmiş, Milli Eğitim’in olmazsa olmaz ilkeleri, yasakları delinerek açılmış yollardan yetiştirilmiş, başkalarının inanç ve yaşam tarzlarına düşman kılınmış yapılar sosyal medya üzerinden kinlerini kustular. O çok vahşi, insanlık dışı katilamı alkışlayan, “oh oldu” diyen yayınlar kamuoyunda açığa çıkınca, dostlar alışverişte görsün boyutunda, suç duyuruları ile de zorunlu olarak yasal soruşturmalar açılmış olsa da bir şey çıkmaz...
 
Dünyanın rejimi sözde demokrasi olan ülkeleri içinde yargısız infaz içeriğinde en çok gazetecisi tutuklanmış ülkemizde, İktidarları, Liderliğinin kendileri yandaşı olmayan her türden muhalefet görüşü için, sonu gelmeyen operasyonlar sürüp giderken... Diyanet İşleri adına Ortaköy katliamı öncesi yılbaşı kutlamasını gayri meşru ilan edilmesi üzerinden ne gibi bir işlem yapıldı ki... Başkan Görmez hakkında “halkı kin ve düşmanlığa teşvik”ten yapılmış suç duyurusu işleme kondu mu ki? 

***
Dün dikkatinizi çekmiş olmalı, PKK terör örgütü eylemi izlenimi veren önceki günkü İzmir patlaması gelince, İktidarları, Liderliğine terör örgütlerinin sıraya girmesinden kaynaklı siyaset yapmada gündem değiştirme fırsatı çıktı... Kuşkusuz ne bizlerin ne de dünyanın, Türkiye’nin terör örgütlerinin sıraya girmiş gibi, eylemlerini yoğunlaştırdıklarını yadsıma şansımız yok. Türkiye’nin iç-dış odaklı terör odağı yapılması, aralarında kan uyuşmazlığı olamazmış gibi görülen en kanlısından terör örgütlerinin, en bonköründen silahlandırılmış olarak Türkiye’ye yönlendirilmiş olmaları gerçeği karşısında aklımızı başımıza devşirmek zorunda olduğumuzu hâlâ görmezlikten gelebilir miyiz? Özellikle 15 yılına girmiş İktidarları erki, Liderliğinin birinci dereceden sorumluluğu yok mudur?
15 Temmuz’da silahlı darbecilerin karşısında sivil duran şehitlerimize, gazilerimize saygı duymak, sınırlarımız içinde ve dışında canını veren, en zorlu koşullarda ülkesi için savaşmak, savunma yapmak zorunda olan askerlerimize, polislerimize şükran borcu, kahramanlığı ile canını vererek İzmir terör eyleminin katilama dönüşünü engelleyen trafik polisimize selam durmak... Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekilmekten kurtarabilir mi? İş hamasete dökülünce bugüne kadar her tür inanç ve siyasal karalamaya hedef yapılmış, Kurtuluş Savaşı, kuruluş destanlarının yazılması, Mustafa Kemal Atatürk devrimleri çağrıştırılarak, birlik çağrıları yapılması ne kadarı ile inandırıcı?
Toplumun bütününü kucaklayıcı, gerçekten her renk ve kimlikten, inaçtan vatandaşlarımızı ilkeli, güvenli birlikteliğe çağıran hangi ciddi adımlar atılıyor? İktidar erki gerçek birliktelik, ortak, dik duruş için ne kadar güven verici? Türkiye sınır içi ve dışında çatışmaların içinde, şehitler verirken, İktidar erkinin önceliği hafta başında rejim değiştirme, bal gibi de liderlik otoriterleşmesine, demokratik hukuk devleti düzenlerinin hiçbirinde yeri olamayacak güçler ayrılığını ortadan kaldırıcı, anayasa yapma hukukunu da çiğneyen adımlar atmakta... 
 
Şaşkınlık, dehşetle Diyanet’in yeni girişimlerini, tarikat ve cemaatlerle işbirliklerini öğrendik... Diyanet’in sorumlu üst düzey yöneticileri 32 kadar tarikat ve cematle öngörüşmeleri tamamlamışlar, önümüzdeki günlerde resmi bir toplantı düzenleyeceklermiş. Çok olumlu bir adımmış çünkü tarikatlerden, cemaatlerden başka inançları ötekileştirmemeleri, İslamdan ayrılmamaları, şiddete karşı durmaları istenecekmiş. İslam inancının gereği Diyanet’in bu çağrısı başka, yasal demokratik sivil toplum örgütü olmayan tarikat ve cemaatlere, laiklik, anayasa ayaklar altına alınarak meşruiyet tanımak çok başka...

Şükran Soner / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder