Lâmı cimi yok. İstedikleri kadar hakaret, küfür, irin saçsın ağızları, söylemeye devam edeceğiz: Reina, bir “laik kimlik kıyımı”dır.
Daha da ötesini günlerdir savunmacı bir refleksle önümüze konulan zavallı yorumlara karşılık olarak söyleyelim: IŞİD, AKP hegemonyasının yumuşak karnını, zayıf noktasını gayet iyi fark etmiş durumda ve oraya çalışıyor, sonuç da alıyor.
Ha bire gevelenen değerlendirme şu: Yılbaşı kutlamasına karşı o bayağı ve vandal kitlesel organizasyonlar da, Diyanet’in kutlamayı gayri meşru ilan eden hutbesi de yanlış olsalar bile bunların IŞİD’in Reina eylemi ile bağlantısını kurmak doğru değilmiş. Örgüt, bunlar olmasa da bu eylemi yapacakmış da mış mış…
Bunları duyunca IŞİD’in Türkiye’yi bir çoğumuzdan daha başarılı çözdüğünü düşünüyorum!..
IŞİD, sizi sizden daha iyi okuyor! O yüzden kime, nereye, ne zaman ve ne anlam üretmek üzere saldıracağını çok iyi biliyor.
IŞİD bu memlekette 11 Ekim 2015’te Ankara’da olduğu gibi Kürt siyasal hareketiyle irtibatlı kesimlere, solculara, sosyalistlere saldırır.
Alevilere, Noel kutlayan gayri-Müslimlere, Yılbaşı kutlayan seküler kesimlere saldırır.
Saldırsa saldırsa CHP’ye, Cumhuriyet gazetesine ve işte Reina’ya saldırır.
***
Reina’ya saldırır ki yılbaşı kutlamasına karşı sokakta temsili Noel Baba’yı dövüp kafasına silah dayayanları da… Binalara Noel Baba’yı bir yumrukta dağıtan Müslüman kabadayı posteri asanları da…
Ve camilerde yılbaşı kutlamasını gayri meşru ilan ettiğiniz hutbeyi dinleyenleri de “kazansın”!..
Böylece yarattığı tüm dehşete rağmen toplumsal bünyemizde kendine alttan alta bir sempati damarı da açsın.
Bu potansiyel, sayenizde, mevcut ve IŞİD bunu gayet iyi biliyor.
***
En karakteristik örnek, Charlie Hebdo saldırısını gerçekleştiren El Kaide bağlantılı iki kardeş teröriste yönelik “tazim” (yüceltme) dolu gösterilerin bundan birkaç yıl önce İstanbul’un göbeğinde rahatlıkla gerçekleştirilmiş olması. Toplananların “Kuaşi Kardeşler onurumuzdur” diye pankart açıp slogan atabilmiş olması. Bu terör karşısında uluslar-arası heyetin arasında yerini alan, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik, üstelik polislerin gözü önünde uyarı ve tehditlerin dillendirilebilmiş olması… IŞİD bunları bilir.
***
IŞİD bunları bilir de siz onun bu memlekette Gezi olayları boyunca “Yüzde 50’yi zor tutuyorum” lâfzıyla işaretlediğiniz kitleye oynadığını gerçekten ne kadar biliyorsunuz acaba?! Bunu yaparken de yine Gezi olaylarından itibaren “lânetli öteki” durumuna sokulmuş diğer “Yüzde 50”nin üzerine gittiğini, tedhişini oraya kustuğunu ne kadar biliyorsunuz acaba?..
IŞİD bir taşla iki kuş vuruyor.
Hem sizin yıllardır şeytanlaştırıp, cadılaştırıp, “çapulcu”laştırıp, sosyolojik bir anlayışla yaklaşmak yerine tarihsel olarak birikmiş siyasal hıncınıza kurban ettiğiniz toplum kesimlerine saldırıyor, saldırı plânları yapıyor. Hem de böylece bu kesimlere yönelik çatışmacı, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyasetinizin ürettiği kitlesel nefretle yetişmiş, pişmiş, kemikleşmiş olanlara hitap ediyor.
IŞİD sizin kitlenize, “Yüzde 50”nize oynuyor, onu sizden kapmaya, koparmaya, çalmaya çalışıyor.
***
O yüzden şimdi sosyal medyada nefret suçu işleyen, “Oh olsun” diyerek terör destekçisi durumuna düşen çoluk çocuk trollerle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Hâlbuki bu çocuklar sizin eseriniz! Siz böyle biçimlediniz onları 15 yıllık iktidarınızda!..
Ama bir yandan da yine durmuyor, Reina katliamına tepki gösterip laiklik çağrısı yapan gençleri de (birlik-beraberlik diyorsunuz ya, hani!) kazanmaya çalışmak yerine gözaltına alıyor, soruşturma açtırıyorsunuz.
Hâlâ toplumun diğer yarısının burnundan getirmeye devam ediyorsunuz.
O kadar trajikomiksiniz ki…
Siz böyle ikili oynadıkça…
IŞİD de bir taşla iki kuş vurmaya daha bol bol devam edecek bu memlekette.
Tayfun Atay
CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder