-Aman beyefendi bu ne öfke, ne oldu?
-Doğalgaz 400 lira gelmiş, düşün bir aylık dört yüz lira!
-Çok normal, az bile?
-Neden az?
-Beyefendi, bizim ülkede doğalgaz yok. Azerbaycan, Rusya ve İran’dan alıyoruz. Tabii dolarla, eh dolar 3.82 çıktı, doğalgaz da 400 liraya. Benden bir soru: Başkanlığa evet mi diyeceksin hayır mı?
-Başkanlığı batsın ama evet diyeceğim, daha kötüsü olmasın diye!
-Tamam bin.
-Şu yoldan gitseniz...
-Kardeşim, zaten öfkem burnumda, bildiğim yoldan giderim!
-Neden bu öfke?
-Bak şimdi, kardeşim sen uzayda mı yaşıyorsun. Benzin 5.30, gaz 4 ve bize zam filan yok!!!
-Bu kadar sert fren yapma, bunun suçlusu ben değilim! Vallahi ağlamayan çocuğa meme vermezler.
-Ağlasak da vermiyorlar, o ne be, vekiller al külah ver külah, ayda 26 bin lira ben de alsam keyfimden sokak ortasında oynarım.
-Sen evet mi diyeceksin, hayır mı?
-Kardeşim benden paso, artık kılımı kıpırdatmam.
-Millette neşe mi kaldı abla! Akşam oldu daha bir kilo kestane satamadım.
-Kilosu kaça?
-Yirmi liraydı, baktım olacak gibi değil 18 liraya indirdim, tık yok!
-Bereket kestane çabuk bozulmaz, idare edersin...
-Kestane çabuk bozulmaz ama çocuklar tavuk yemekten gıdaklamaya başlayacaklar.
-E, biraz da et yemeleri gerek...
-Benimle kafa bulma abla, etin kilosu 50 lira, bilmez gibi konuşuyorsun.
-Bilmez olur muyum, ben de ayda bire indirdim. Ne yaparsın, Allah çoluğu çocuğu olana acısın!
-Yok be abla, Allah çocuk çocuğa bakmıyor, Allah bana kuvvet versin!
-Söyle bakalım, başkanlığa evet mi diyeceksin, hayır mı?
-Ha bir de o var değil mi?
-Sabah aç, bütün gün gözün kapıda bekle, akşam olunca da siftahsız kapa! Artık para filan düşünecek halim kalmadı, delirmeden kapatayım, dedim.
-Peki ne iş yapacaksın, nasıl geçineceksin?
-Bilmiyorum. Belki deliririm.
-Peki başkanlık için ne düşünüyorsun?
-Ben battım, dünya batsın! İnadına evet diyeceğim.
-Bittik anne, patron bugün hepimize yol verdi. Firmayı da kapadı.
-Tazminat vermeyecek mi?
-Ne tazminatı anne, 15 günlük paramızı bile ödemedi.
-Peki ne yapacağız?
-Bilmem anne, belki E-5’e çıkarım, kira günü yaklaşıyor.
-Sen ne biçim konuşuyorsun!
-O biçim konuşuyorum. Keşke nakış dikiş kursuna gitseydim, bir işe yarardı. Kimsenin işletmeci filan istediği yok! Yok işte! Şu televizyonu da kapa!
Nasıl, devam edeyim mi? Sanmayın ki, cümle âlem Meclis’teki garabeti izliyor. İnsanlar ekmek derdinde. Referandumda boşuna heveslenmeyin “evet” oyu çıkacak. Bu arada sürekli kendini entelektüel sanan bazı köşe yazarları, Atatürk ve dönemine çamur atmakla bir iş yaptıklarını
sanıyorlar. Söyleyelim arkadaşa, Atatürk’e saldırmanın modası geçti, artık Erdoğan’a da methiye düzemezsin. O da bitti. Eee...
Işıl Özgentürk / CUMHURİYET
-Doğalgaz 400 lira gelmiş, düşün bir aylık dört yüz lira!
-Çok normal, az bile?
-Neden az?
-Beyefendi, bizim ülkede doğalgaz yok. Azerbaycan, Rusya ve İran’dan alıyoruz. Tabii dolarla, eh dolar 3.82 çıktı, doğalgaz da 400 liraya. Benden bir soru: Başkanlığa evet mi diyeceksin hayır mı?
-Başkanlığı batsın ama evet diyeceğim, daha kötüsü olmasın diye!
***
-Şoför bey, Bostancı’ya gideceğiz. -Tamam bin.
-Şu yoldan gitseniz...
-Kardeşim, zaten öfkem burnumda, bildiğim yoldan giderim!
-Neden bu öfke?
-Bak şimdi, kardeşim sen uzayda mı yaşıyorsun. Benzin 5.30, gaz 4 ve bize zam filan yok!!!
-Bu kadar sert fren yapma, bunun suçlusu ben değilim! Vallahi ağlamayan çocuğa meme vermezler.
-Ağlasak da vermiyorlar, o ne be, vekiller al külah ver külah, ayda 26 bin lira ben de alsam keyfimden sokak ortasında oynarım.
-Sen evet mi diyeceksin, hayır mı?
-Kardeşim benden paso, artık kılımı kıpırdatmam.
***
-Hayrola, pazarın bugün neşesi yok gibi. -Millette neşe mi kaldı abla! Akşam oldu daha bir kilo kestane satamadım.
-Kilosu kaça?
-Yirmi liraydı, baktım olacak gibi değil 18 liraya indirdim, tık yok!
-Bereket kestane çabuk bozulmaz, idare edersin...
-Kestane çabuk bozulmaz ama çocuklar tavuk yemekten gıdaklamaya başlayacaklar.
-E, biraz da et yemeleri gerek...
-Benimle kafa bulma abla, etin kilosu 50 lira, bilmez gibi konuşuyorsun.
-Bilmez olur muyum, ben de ayda bire indirdim. Ne yaparsın, Allah çoluğu çocuğu olana acısın!
-Yok be abla, Allah çocuk çocuğa bakmıyor, Allah bana kuvvet versin!
-Söyle bakalım, başkanlığa evet mi diyeceksin, hayır mı?
-Ha bir de o var değil mi?
***
-Hayrola dükkânı mı boşaltıyorsunuz? -Sabah aç, bütün gün gözün kapıda bekle, akşam olunca da siftahsız kapa! Artık para filan düşünecek halim kalmadı, delirmeden kapatayım, dedim.
-Peki ne iş yapacaksın, nasıl geçineceksin?
-Bilmiyorum. Belki deliririm.
-Peki başkanlık için ne düşünüyorsun?
-Ben battım, dünya batsın! İnadına evet diyeceğim.
***
-Ne oldu kızım, neden erken geldin, gözlerin de şişmiş? -Bittik anne, patron bugün hepimize yol verdi. Firmayı da kapadı.
-Tazminat vermeyecek mi?
-Ne tazminatı anne, 15 günlük paramızı bile ödemedi.
-Peki ne yapacağız?
-Bilmem anne, belki E-5’e çıkarım, kira günü yaklaşıyor.
-Sen ne biçim konuşuyorsun!
-O biçim konuşuyorum. Keşke nakış dikiş kursuna gitseydim, bir işe yarardı. Kimsenin işletmeci filan istediği yok! Yok işte! Şu televizyonu da kapa!
Nasıl, devam edeyim mi? Sanmayın ki, cümle âlem Meclis’teki garabeti izliyor. İnsanlar ekmek derdinde. Referandumda boşuna heveslenmeyin “evet” oyu çıkacak. Bu arada sürekli kendini entelektüel sanan bazı köşe yazarları, Atatürk ve dönemine çamur atmakla bir iş yaptıklarını
sanıyorlar. Söyleyelim arkadaşa, Atatürk’e saldırmanın modası geçti, artık Erdoğan’a da methiye düzemezsin. O da bitti. Eee...
Işıl Özgentürk / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder