Fransa’nın en eski mizah gazetesi oluşunun yanı sıra, araştırmacı gazetecilik dalında öne çıkan Le Canard Enchaine’nin ilk sayısı 10 Eylül 1915 tarihini taşır.
Zincirli Ördek anlamına gelen adı, 25 Haziran 1919 Paris Konferansı sırasında Damat Ferit’i “Siz kimsiniz Bayım?” diye aşağılayacak olan Başbakan George Clemenceau’nun o yıllarda çıkardığı “Özgür Adam” gazetesinin parodisidir.
Niye karga ya da akbaba değil de ördek derseniz, yanıtı basit: Ördek, Fransızca argoda gazete demektir.
1960’lı yıllardan bu yana bir cumhurbaşkanı, çok sayıda bakan ve politikacıyı koltuklarından edip, bir başbakanın da intihar mı, yoksa infaz mı olduğu tartışmalı ölümüne yol açan Zincirli Ördek’i yıllar önce ziyaret edip yöneticileriyle uzun bir röportaj yapmıştım.
Antimilitarist ve din karşıtı duruşuyla sol eğilimli sayılan, ancak siyaset ya da ekonomi, toplumsal sahnedeki tüm oluşumlara aynı mesafede duruşu ve acımadan vuruşuyla adeta anarşist idealler taşıyan bu benzersiz ördeğin hayranıydım, hâlâ da hayranıyım.
Reklam verene bağımlı olmamak için hiç ilan almaz. Haber ajanslarından da haber almaz. Salt satış gelirine bağlı mali durumu gayet sağlamdır. Her kâğıt baskısı ortalama 350 bin satar. Teknolojiden de geri kalmamıştır. İnternet baskısı vardır, ama aboneliğe bağlıdır.
Haber kaynaklarının gizliliğinden ödün vermez. Zaten bağımsızlığından da ödün vermez. Veremez. Çünkü misyon olarak üstlendiği siyasal ve kamusal temizlikte, tüm çalışanlarıyla birlikte tepeden tırnağa lekesiz olmalıdır.
Gerçekten de öyledir. Tarihçi Laurent Martin’e göre Zincirli Ördek, dünyada başka örneği kalmayan bir “alternatif basın biçimi”dir. Haber yaptığı her yolsuzluk ve itham ettiği kurum ya da kişiler hakkındaki iddialarını daima tartışılmaz kanıtlarıyla ortaya koyar.
İşte bu ördek yine yaptı yapacağını ve 25 Ocak’ta yayımladığı bomba haberle sadece cumhurbaşkanlığına en yakın aday François Fillon’u vurmakla kalmadı, ülkenin siyasal belkemiğini çatırdattı.
Fillon, oy oranı korkutucu biçimde artan aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen’in yolunu kesebilecek tek aday olarak görülüyordu. Laik Fransa’nın damak tadına göre biraz fazla Katolikti, ama başbakanlıkta denenmiş, demokratlığı ve dürüstlüğü su götürmeyen bir devlet adamıydı, haydi olsun, denildi.
Oysa adamcağızın, bugün itibarıyla seçimlere kadar aday ve ayakta kalabileceği bile meçhul. Çünkü bizim Zincirli Ördek, iki haftadır yaptığı yayınlarla Fillon’un milletvekilliği ve senatörlük yıllarında eşi ile çocuklarını danışman kadrosundan göstererek 900 bin Avro’luk (bizim ellerde bu tutara Avro’cuk denilmesi gerekir...) maddi çıkar sağladığını kanıtladı.
François Fillon’un eşi ve iki oğlu, mali polis tarafından sorgulandı, bürolarına baskın yapıldı, belgelerine el konuldu, asistanlarının ifadesi alındı; kendisi ve ailesi hakkında yargı süreci başlatıldı. Bütün bunlar bir haftada oldu, ama bitmedi.
Cumhurbaşkanı seçilemez ve kanıt ortaya koyamazsa, 900 bin Avro için kendisinden 10 yıl, eşinden 3 yıl hapis yatmaları; devlete de 1 milyon 350 bin Avro ceza ödemeleri istenecek...
Ülke altüst oldu. Fillon’un düşüşü kime yarayacak? Marine Le Pen öne geçer, ülke ABD gibi popülist, yabancı düşmanı bir rejime savrulur mu? Durum oldukça karışık ve tehlikeli...
İşte bu ahval ve şerait içinde, “Fransa’da da OHAL var, Türkiye’dekinin aynı!”
Diye çığıranlara duyurulur:
Zincirli Ördek, 102 yıllık ömründe sadece cumhurbaşkanı adayı başı yemedi. Görevdeki Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing ve Başbakan Pierre Beregovoy’un başını bile yedi.
Ama hiç kapatılmadı. Hiçbir gazeteci de zindanda değil!
Mine G.Kırıkkanat / CUMHURİYET
Zincirli Ördek anlamına gelen adı, 25 Haziran 1919 Paris Konferansı sırasında Damat Ferit’i “Siz kimsiniz Bayım?” diye aşağılayacak olan Başbakan George Clemenceau’nun o yıllarda çıkardığı “Özgür Adam” gazetesinin parodisidir.
Niye karga ya da akbaba değil de ördek derseniz, yanıtı basit: Ördek, Fransızca argoda gazete demektir.
1960’lı yıllardan bu yana bir cumhurbaşkanı, çok sayıda bakan ve politikacıyı koltuklarından edip, bir başbakanın da intihar mı, yoksa infaz mı olduğu tartışmalı ölümüne yol açan Zincirli Ördek’i yıllar önce ziyaret edip yöneticileriyle uzun bir röportaj yapmıştım.
Antimilitarist ve din karşıtı duruşuyla sol eğilimli sayılan, ancak siyaset ya da ekonomi, toplumsal sahnedeki tüm oluşumlara aynı mesafede duruşu ve acımadan vuruşuyla adeta anarşist idealler taşıyan bu benzersiz ördeğin hayranıydım, hâlâ da hayranıyım.
***
Fransa’ya hükmeden kişi ve kurumların korkulu
rüyası Zincirli Ördek, her hafta çarşamba günleri yayımlanır, ama dergi
değil gazetedir. Reklam verene bağımlı olmamak için hiç ilan almaz. Haber ajanslarından da haber almaz. Salt satış gelirine bağlı mali durumu gayet sağlamdır. Her kâğıt baskısı ortalama 350 bin satar. Teknolojiden de geri kalmamıştır. İnternet baskısı vardır, ama aboneliğe bağlıdır.
Haber kaynaklarının gizliliğinden ödün vermez. Zaten bağımsızlığından da ödün vermez. Veremez. Çünkü misyon olarak üstlendiği siyasal ve kamusal temizlikte, tüm çalışanlarıyla birlikte tepeden tırnağa lekesiz olmalıdır.
Gerçekten de öyledir. Tarihçi Laurent Martin’e göre Zincirli Ördek, dünyada başka örneği kalmayan bir “alternatif basın biçimi”dir. Haber yaptığı her yolsuzluk ve itham ettiği kurum ya da kişiler hakkındaki iddialarını daima tartışılmaz kanıtlarıyla ortaya koyar.
İşte bu ördek yine yaptı yapacağını ve 25 Ocak’ta yayımladığı bomba haberle sadece cumhurbaşkanlığına en yakın aday François Fillon’u vurmakla kalmadı, ülkenin siyasal belkemiğini çatırdattı.
***
Cumhurbaşkanı Hollande’ın çok
kötü bilançosu dolayısıyla Sosyalist Parti’nin hiçbir şansı, zaten
kendisinin de aday olmadığı 2017 Mayıs ayında yapılacak seçimlerde,
Fransa’nın tabanını oluşturan merkez sağ, umudunu Cumhuriyetçiler’in
adayı François Fillon’a bağlamıştı. Fillon, oy oranı korkutucu biçimde artan aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen’in yolunu kesebilecek tek aday olarak görülüyordu. Laik Fransa’nın damak tadına göre biraz fazla Katolikti, ama başbakanlıkta denenmiş, demokratlığı ve dürüstlüğü su götürmeyen bir devlet adamıydı, haydi olsun, denildi.
Oysa adamcağızın, bugün itibarıyla seçimlere kadar aday ve ayakta kalabileceği bile meçhul. Çünkü bizim Zincirli Ördek, iki haftadır yaptığı yayınlarla Fillon’un milletvekilliği ve senatörlük yıllarında eşi ile çocuklarını danışman kadrosundan göstererek 900 bin Avro’luk (bizim ellerde bu tutara Avro’cuk denilmesi gerekir...) maddi çıkar sağladığını kanıtladı.
François Fillon’un eşi ve iki oğlu, mali polis tarafından sorgulandı, bürolarına baskın yapıldı, belgelerine el konuldu, asistanlarının ifadesi alındı; kendisi ve ailesi hakkında yargı süreci başlatıldı. Bütün bunlar bir haftada oldu, ama bitmedi.
***
Aslında Fransız yasaları, parlamenterlerin
yakınlarını danışman kadrosunda çalıştırmasını yasaklamıyor. Ama gerçek
iş karşılığında gerçek ücret öngörüyor. François Fillon’un dramı, Penelope’sini ve oğullarını hangi somut iş karşılığında ücretlendirdiğini kanıtlayamaması... Cumhurbaşkanı seçilemez ve kanıt ortaya koyamazsa, 900 bin Avro için kendisinden 10 yıl, eşinden 3 yıl hapis yatmaları; devlete de 1 milyon 350 bin Avro ceza ödemeleri istenecek...
Ülke altüst oldu. Fillon’un düşüşü kime yarayacak? Marine Le Pen öne geçer, ülke ABD gibi popülist, yabancı düşmanı bir rejime savrulur mu? Durum oldukça karışık ve tehlikeli...
İşte bu ahval ve şerait içinde, “Fransa’da da OHAL var, Türkiye’dekinin aynı!”
Diye çığıranlara duyurulur:
Zincirli Ördek, 102 yıllık ömründe sadece cumhurbaşkanı adayı başı yemedi. Görevdeki Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing ve Başbakan Pierre Beregovoy’un başını bile yedi.
Ama hiç kapatılmadı. Hiçbir gazeteci de zindanda değil!
Mine G.Kırıkkanat / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder