Bugünün konusu aslında Erdoğan-Putin zirvesiydi, erteliyoruz, zira Hollanda skandalı dikkat göstermeye değer bir konu.
Hollanda, AKP dışişleri bakanının uçağına iniş izni vermedi. Olaylar patladı. Aslında başlangıcı Almanya idi. Avrupa AKP’nin referandum çalışmalarını kendi coğrafyasına taşımasını istemiyor. Avusturya başbakanı ise AB’ne AKP’nin toplantılarını tümüyle yasaklama çağrısı yaptı.
Nereden nereye:
1-AKP’yi iktidara taşıyan emperyalizmdir. 2007 seçimlerine kadar hiç çekincesiz desteklediler. AKP’yi ordu tasallutunu yok edecek demokratik bir yapı olarak pazarladılar. Birlik sürecini hızlandırdılar. AKP de o sırada pek memnundu. Bütün liberaller demokrasi şenliklerindeydi.
2- Hiç kimse anlamadı: AKP İslamcı bir partidir. İslam siyasal bir yapıdır. AKP’nin demokratlıkla ilişkisi yoktur. Kafasındaki plan dini bir rejim kurmaktır. Bunun yanına milliyetçiliği eklemesi kaçınılmazdır. MHP bu yeni rejimin çimentosudur.
3- Avrupa büyük bir Müslüman nüfus barındırıyor. 1960’larda ucuz ve niteliksiz emek ihtiyacını karşılamak üzere Türkiye’ye kapılarını açmıştı. Ancak bu nüfusun yaban ellerdeki yalnızlığını gidermek üzere yanaşabileceği tek yapı İslam’dı. İslamcı-cihatçı örgütler bu zemini çok iyi değerlendirdiler.
4- Avrupa’nın kenar semtlerinin cihatçı fışkıran bir mekan haline gelmiş olması bu sosyopolitikle ilişkilidir.
5- Avrupa’nın artık Hollanda’daki gibi polisiye önlemlerle fundamentalist İslam sorununa çare üretemeyeceği açıktır. Müslüman nüfusun Avrupa’ya sosyokültürel entegrasyonunu hedefleyen projelerin de manasız olduğu deneyimlerle sabittir. Ancak batının bu konuda yapabileceği herhangi bir şey de yoktur. Çaresizliği kapitalist-emperyalist sistemin çok yönlü krizinin sonuç ve göstergesidir.
6-AKP ise her zaman olduğu gibi fırsatçılık peşindedir ve hiçbir evrensel insani ilkeyi dikkate alacak yapı ve durumda değildir.
7-Referandum süreci AKP açısından tatsız gelişiyordu. Sandık güvenliği faktörü dışında her şey AKP’nin aleyhine çalışıyordu. 1 Kasım seçimlerini Türkiye’yi savaş alanına çevirerek kazanabilmişti. Aynı türden bir taktiği ikinci kez denemesinin aynı sonucu yaratma ihtimali yok denecek kadar azdı.
8-Avrupa’daki referandum çalışmaları sürecinde Almanya ve Hollanda’nın takındığı tavır arayıp da bulamadığı provokasyon fırsatını AKP’ye sunmuş oldu. Almanya’ya bulaşamadı, Hollanda’yı gözüne kestirdi. AKP Hollanda’da patlayan skandalı, batının kendisini çekememesinin kanıtı olarak kullanacak ve bu olayı referandumdan “evet” çıkarmak için tepe tepe istismar edecektir.
9-İşe yarar mı ? Yarar. Ne kadar ? Göreceğiz.
10-Peki AKP’lilere getirilen yasaklar konusunda Avrupa’nın derdi nedir ? Dediğimiz gibi Avrupa kendi içindeki Müslüman nüfusun ideolojik referanslarından, fundemantalist ideolojik ve siyasi angajmanlarından uzun süredir fazlasıyla rahatsızdır. AKP ise her seçim döneminde bu ideolojiyi kaşıyan, batılı değerlere ve Hristiyanlığa karşı kışkırtan bir propaganda üslubunu özellikle kullanmaktadır. AKP’nin Avrupa’daki Türkiyeli nüfustan oy alabilmesinin yegane yolu budur.
11-Ayrıca Avrupa’nın içinde giderek yükselmekte olan faşist dalga da halihazırda iktidarda olan liberal partileri sıkıştırmaktadır. Avrupalı nüfus artık liberallerin yabancılara fazlasıyla hoşgörülü davrandığı değerlendirmesine sahiptir. 15 Mart günü parlamento seçimlerine sahne olacak Hollanda’da hükümetin AKP’li siyasetçilere çok sert yasak getirmesinin bir nedeni de seçim ortamında faşist partiye meyleden seçmenlere mesaj verme gayretidir.
12-Emperyalizm fundemantalist İslam sorununu kendisi yarattı, çözemez. AKP içerideki iktidarını sağlamlaştırıp özüne döndüğü anda AB ile ilişkilerinin zeminini kendisi tahrip etmiş oldu. Çözümsüzdür: Referandum provokasyonunu tırmandıracak ve yalnızca batıyla ilişkilerinin daha da gerilimli bir hal almasına hizmet etmiş olacaktır.
13-AKP’nin elindeki tek ilişki artık Rusya’dır. Ancak O’nun içinde de çok önemli bir Müslüman nüfus vardır. O nedenle AKP’nin özellikle provoke ettiği Hollanda krizinden Putin’in gerekli dersleri çıkaracağı kesindir.
14-Yine geldik CHP’nin perişan haline. Kılıçdaroğlu Hollanda krizinde AKP’ye sunduğu çekincesiz destekle bir kez daha AKP’ye çalışmış oldu. Bu parti böyle kritik anlarda bile yaşanılan sorunların sorumlusunun AKP olduğunu bir türlü akıl edemiyor. Bu tutum bu kez gerçekten ciddi bir “evet” desteği oldu.
İlker Belek / SOL
Hollanda, AKP dışişleri bakanının uçağına iniş izni vermedi. Olaylar patladı. Aslında başlangıcı Almanya idi. Avrupa AKP’nin referandum çalışmalarını kendi coğrafyasına taşımasını istemiyor. Avusturya başbakanı ise AB’ne AKP’nin toplantılarını tümüyle yasaklama çağrısı yaptı.
Nereden nereye:
1-AKP’yi iktidara taşıyan emperyalizmdir. 2007 seçimlerine kadar hiç çekincesiz desteklediler. AKP’yi ordu tasallutunu yok edecek demokratik bir yapı olarak pazarladılar. Birlik sürecini hızlandırdılar. AKP de o sırada pek memnundu. Bütün liberaller demokrasi şenliklerindeydi.
2- Hiç kimse anlamadı: AKP İslamcı bir partidir. İslam siyasal bir yapıdır. AKP’nin demokratlıkla ilişkisi yoktur. Kafasındaki plan dini bir rejim kurmaktır. Bunun yanına milliyetçiliği eklemesi kaçınılmazdır. MHP bu yeni rejimin çimentosudur.
3- Avrupa büyük bir Müslüman nüfus barındırıyor. 1960’larda ucuz ve niteliksiz emek ihtiyacını karşılamak üzere Türkiye’ye kapılarını açmıştı. Ancak bu nüfusun yaban ellerdeki yalnızlığını gidermek üzere yanaşabileceği tek yapı İslam’dı. İslamcı-cihatçı örgütler bu zemini çok iyi değerlendirdiler.
4- Avrupa’nın kenar semtlerinin cihatçı fışkıran bir mekan haline gelmiş olması bu sosyopolitikle ilişkilidir.
5- Avrupa’nın artık Hollanda’daki gibi polisiye önlemlerle fundamentalist İslam sorununa çare üretemeyeceği açıktır. Müslüman nüfusun Avrupa’ya sosyokültürel entegrasyonunu hedefleyen projelerin de manasız olduğu deneyimlerle sabittir. Ancak batının bu konuda yapabileceği herhangi bir şey de yoktur. Çaresizliği kapitalist-emperyalist sistemin çok yönlü krizinin sonuç ve göstergesidir.
6-AKP ise her zaman olduğu gibi fırsatçılık peşindedir ve hiçbir evrensel insani ilkeyi dikkate alacak yapı ve durumda değildir.
7-Referandum süreci AKP açısından tatsız gelişiyordu. Sandık güvenliği faktörü dışında her şey AKP’nin aleyhine çalışıyordu. 1 Kasım seçimlerini Türkiye’yi savaş alanına çevirerek kazanabilmişti. Aynı türden bir taktiği ikinci kez denemesinin aynı sonucu yaratma ihtimali yok denecek kadar azdı.
8-Avrupa’daki referandum çalışmaları sürecinde Almanya ve Hollanda’nın takındığı tavır arayıp da bulamadığı provokasyon fırsatını AKP’ye sunmuş oldu. Almanya’ya bulaşamadı, Hollanda’yı gözüne kestirdi. AKP Hollanda’da patlayan skandalı, batının kendisini çekememesinin kanıtı olarak kullanacak ve bu olayı referandumdan “evet” çıkarmak için tepe tepe istismar edecektir.
9-İşe yarar mı ? Yarar. Ne kadar ? Göreceğiz.
10-Peki AKP’lilere getirilen yasaklar konusunda Avrupa’nın derdi nedir ? Dediğimiz gibi Avrupa kendi içindeki Müslüman nüfusun ideolojik referanslarından, fundemantalist ideolojik ve siyasi angajmanlarından uzun süredir fazlasıyla rahatsızdır. AKP ise her seçim döneminde bu ideolojiyi kaşıyan, batılı değerlere ve Hristiyanlığa karşı kışkırtan bir propaganda üslubunu özellikle kullanmaktadır. AKP’nin Avrupa’daki Türkiyeli nüfustan oy alabilmesinin yegane yolu budur.
11-Ayrıca Avrupa’nın içinde giderek yükselmekte olan faşist dalga da halihazırda iktidarda olan liberal partileri sıkıştırmaktadır. Avrupalı nüfus artık liberallerin yabancılara fazlasıyla hoşgörülü davrandığı değerlendirmesine sahiptir. 15 Mart günü parlamento seçimlerine sahne olacak Hollanda’da hükümetin AKP’li siyasetçilere çok sert yasak getirmesinin bir nedeni de seçim ortamında faşist partiye meyleden seçmenlere mesaj verme gayretidir.
12-Emperyalizm fundemantalist İslam sorununu kendisi yarattı, çözemez. AKP içerideki iktidarını sağlamlaştırıp özüne döndüğü anda AB ile ilişkilerinin zeminini kendisi tahrip etmiş oldu. Çözümsüzdür: Referandum provokasyonunu tırmandıracak ve yalnızca batıyla ilişkilerinin daha da gerilimli bir hal almasına hizmet etmiş olacaktır.
13-AKP’nin elindeki tek ilişki artık Rusya’dır. Ancak O’nun içinde de çok önemli bir Müslüman nüfus vardır. O nedenle AKP’nin özellikle provoke ettiği Hollanda krizinden Putin’in gerekli dersleri çıkaracağı kesindir.
14-Yine geldik CHP’nin perişan haline. Kılıçdaroğlu Hollanda krizinde AKP’ye sunduğu çekincesiz destekle bir kez daha AKP’ye çalışmış oldu. Bu parti böyle kritik anlarda bile yaşanılan sorunların sorumlusunun AKP olduğunu bir türlü akıl edemiyor. Bu tutum bu kez gerçekten ciddi bir “evet” desteği oldu.
İlker Belek / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder