28 Mayıs 2017 Pazar

Küresel rezillik ekonomisi - Mine G. Kırıkkanat

Silah sanayisi, savaşlar sayesinde serpilip büyür. Genelleşmiş barbarlık da diyebileceğimiz savaş mantığı, küresel kapitalizme sıkı sıkıya bağlı bir oligarşinin ölümcül yıkıcılıktaki iradesinden beslenmektedir. Dünyadaki silah ihracatının tartışmasız lideri, 100’den fazla ülkeye silah satan ABD’dir. Silah ithalatında ise Suudi Arabistan; Hindistan’ı geride bıraktığı 2015’ten öteye dünya birinciliğini ele geçirmiş bulunuyor.
 
(Geçtiğimiz hafta ABD’den 110 milyar dolarlık silah ve savaş teçhizatı almak üzere anlaşma imzalayan Suudiler, Başkan Trump’a kılıç dansı yaptırdı. İsteseler, göbek de attırırlardı.)
Oysa...

Vahhabi monarşisi Suudi Arabistan, Avrupa ve ABD’ye pek çok kanlı saldırıdan sorumlu Sünni DEAŞ’ın finansörü.
Öncesi de var: Amerikan Kongresi’nin 11 Eylül 2001 saldırılarına ilişkin olarak hazırladığı rapor; saldırıların Suudi Arabistan’ın yardımı olmadan yapılamayacağı sonucuna varıyor. Eylemleri gerçekleştiren 19 teröristten 15’i Suudi Arabistan’dan ABD’ye giriş yapmış. Diğer 4’ü ise Arap Emirlikleri, Mısır ve Lübnan’dan.
2016 yılında kamuoyuna açıklanan Kongre raporuna karşın bu ülkeler; Başkan Trump’ın Şubat 2017’de yurttaşlarına ABD’ye giriş yasağı koyduğu Müslüman ülkeler arasında yer almadı. Çünkü Trump’ın oralarda toplam 23 şirketi var!

 
***
Başka bir deyişle, dünyamızı yöneten gücün şiarı “Ne pahasına ve halklara neye mal olursa olsun, derhal para” diye özetlenebilir.
ABD ile Suudi Arabistan, 1945 yılında imzalanan bir sözleşmeyle birbirine bağlıdır. Başkan Roosevelt ve Suud kralı tarafından USS Quincy kruvazöründe imzalandığı için Quincy Antlaşması diye anılır. Amerikalıların Suud hanedanını askeri ve siyasal anlamda korumasına karşılık, Suudi Arabistan petrollerinin 60 yıllık işletmesi, elbette dolar ödemeli olarak ABD’ye verilmiştir.
Başkan George W. Bush, üstelik 11 Eylül saldırılarından dört yıl sonra, iki ülke arasındaki bu antlaşmayı 60 yıl daha uzatan imzayı 2005’te attı. Görünen o ki, petrol çıkarları ABD’nin pek üstüne titrer göründüğü ‘ulusal çıkarlar’dan epeyce üstün!
Liberal oligarşi demokrasi ve insan hakları maskesi ardında ilerlerken; şeriat kurallarıyla yönetilen Suudi Arabistan’la iş tutmakta hiçbir beis görmüyor. Fransa da karınca kararınca yarışta: 2015’te Katar’a 6.3 milyar Avro’luk savaş uçağı, Suudi Arabistan’a 15 milyar Avro’luk silah ve teçhizat sattı. Cumhurbaşkanı Hollande, 2016’da Suudi İçişleri Bakanı’nın yakasına kendi elleriyle Legion d’Honneur (Fransız Onur Madalyası) taktı.

***
Para, tüm dünyada diplomasi zanaatını ekonomik diplomasiye dönüştürdü. Ve ekonomik diplomasi, Cumhuriyet değerlerine değil silah satışına öncelik veriyor.
Saint Etienne du Rouvray’daki papaz, bir İslamcı terörist tarafından öldürüldüğünde, Papa Francis şöyle demişti: “İlk terör eylemi, dünya ekonomisinin merkezine insanı değil Tanrı Para’yı koymakla yapıldı. Tüm insanlığı hedef alan terörün temeli, böyle atıldı.” Para oligarşisinin yoğun ve sistematik saldırganlığı, üstelik var olan sosyal bir sınıftan kaynaklanınca, Marksist kurama göre ister istemez küresel bir komployu düşündürebilir.
Yani karşımızda objektif olarak kendisi için, sübjektif olarak ait olduğu ve aile gibi gördüğü sınıf iradesiyle, “ötekileri” sömüren bir cemaat var. Birbirlerini tanıyor, rekabet içinde olsalar bile kolluyor ve ortak hareket ediyorlar.
Ama bu yeni sınıfı anlamak için komplo teorisine pek ihtiyaç yok: Zenginlerin cemaatleşmesi, zenginliklerini ortaya koymaktan öteye her birinin sınırlı iktidarıyla güçbirliği yapması sonucu, gerçek büyük iktidarı, paranın iktidarını doğuruyor.

 
***
Okuduğunuz metin, 7 Mayıs’ta bu sütunda yayımladığım İnsanlığa savaş açanların tanrısı: Para başlıklı yazımın gördüğü ilgi üzerine; Geleceğimizi Çalan İktidar Avcıları kitabından yaptığım yeni alıntılardır.
Fransa’nın en saygın düşünürleri arasında sayılan ve tüm araştırmalarını birlikte hazırlayıp yayımlayan sosyolog Michel Pinçon ve Monique Pinçon- Charlot çiftinin hepi topu 63 sayfalık bu kitapçığı, benim neoliberalizmi anlamamı sağladı. Daha doğrusu, küresel bir rezilliğin adını koymamı...
Darısı başınıza.


Mine G. Kırıkkanat / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder