18 Mayıs 2017 Perşembe

Ruhani’ye karşı ‘Katliam Ayetullah’ı’ - Nilgün Cerrahoğlu

Asgar Farhadi’nin Oscarlı son filmi “Satıcı”yı izlerken, yıllar içinde İran’ın ne kadar değiştiğini düşündüm.
Nerede Panahi’nin-“Çember”, “Ofsayt” gibi-“dinci rejimi” bodoslamadan hedef alan
o siyasi duyarlılık dozu yüksek filmleri?
Nerede Farhadi’nin, özde bir Tahran öyküsü olmakla birlikte; dünyanın herhangi bir yerinde geçebilecek ikili ilişkilerdeki “yabancılaşma” serüvenleri? 
 
Son dönem İran sinemasının yükselen yıldız yönetmeni Asgar Farhadi’nin sinemasından baktığımızda “normalleşen” bir İran toplumu izliyoruz.
37 yıl öncesinde kalan “İran devrimi” artık veri olmuş. Bu veriyi içselleştiren Farhadi, bundan böyle çarpık kentleşmeyle kabuk değiştiren, dikişleri atan bir toplumda değişen ilişkiler ve değerler skalasını anlatıyor.
Yarın ilk turu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri önümüze işte bu yeni “Farhadi İran’ının tablosu”nu koyuyor.
Sandığın en önemli fay hatları “İran’ın dünyayla bütünleşmeyi sürdürüp sürdürmemesi”, “halk ve elitler kavgası”, “işsizlik ve ekonomik sorunlar”, “yolsuzluk” diye sıralanabilir.
 
Siyah ve beyaz İran

 
Cumhurbaşkanlığına ikinci dönem sahip çıkmak isteyen 68 yaşındaki Hasan Ruhani, mimarı olduğu nükleer anlaşma üzerinden bu seçimleri, dünyaya açılmacılarla içe kapanmacılar arasında büyük bir referanduma dönüştürüyor. 
 
Farhadi gibi entelijansiyanın önde gelen isimleri ve de kentli, eğitimli orta sınıfların coşkuyla desteklediği Ruhani’nin karşısında dini lider Hamaney başta olmak üzere “kurulu düzenin” adayı İbrahim Reisi var. 
 
İran devrimi yapıldığında 19’unda olan ve daha 23 yaşındayken “devrim başsavcı yardımcısı” sıfatıyla binlerce muhalifi göz kırpmadan darağacına yollayan Reisi, şimdi “dış açılımcı elitlere” karşı bol din retoriğiyle sözde “halkın” bayrağını yükseltiyor.
Reisi’nin ardında hizalanan isimler arasında kendi adına fiilen kampanya yapan ama son anda Ruhani’ye karşı “muhafazakâr safları sıklaştırmak” için yarıştan çekilerek Reisi’ye destek veren Tahran belediye başkanı Muhammed Galibaf var. 
 
Biz yüzde 96’yı temsil ediyoruz. Ruhani yüzde 4’ün adayı!”sloganıyla kampanya yapan “yüzde 96’cı” Galibaf gibi, Reisi de “din değerleri”nin yanında “biz gerçek halkız!” mesajını işliyor.
Bir çeşit “beyaz İranlılara karşı siyah İranlılar” durumu yani.
Beyaz İranlılar”ın adayı Ruhani oluyor. 
 
Siyah İranlıları” da, Humeyni yıllarında altına imza attığı idamlar yüzünden “Katliam Ayetullah’ı” olarak anılan Reisi temsil ediyor. 
 
Cumhurbaşkanlığında “5 milyon iş yaratmayı” vaat eden Reisi, Ruhani’yi en zayıf noktası olan işsizlik üzerinden vuruyor. Son 4 yılda yüzde 11’den yüzde 12’ye çıkan yüksek işsizlik silahıyla Ruhani’yi yerden yere vuran Reisi, kırsalın ve çevrenin adayı olarak öne çıkıyor.
 
İkinci tur kaçınılmaz görünüyor
Son dönemde bu çevre-merkez, kırsalla büyük kent kapışmasını ve sınıf farklılıklarının en sert biçimde öne çıkmasını; ABD seçimlerinden Fransa’ya dek bütün büyük sandık sınavlarında gördük.
ABD’de Trump çevrenin, Hillary merkezin adayıydı. 
 
Fransa da aynı şekilde çevrenin Le Pen’i desteklediğini, merkez’in Macron’u yeğlediğini izledik. İran’da da işte şimdi bunu andıran bir dalga fark ediliyor.
 
İran’da geleneksel olarak cumhurbaşkanları, 2. dönem de hep seçilegelmiş.
Bizzat adıyla özdeşleşen nükleer anlaşma etrafında hâlâ bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalardan ötürü Ruhani’nin 2. dönemi garantilemesine ne ki çantada keklik gözüyle bakılmıyor.
Gayriresmi yoklamalara göre önde görülen Ruhani’nin kozlarını 2. turda Reisi ile paylaşması bekleniyor. 
 
Ruhani nin Reisi’ye karşı kullandığı başlıca silah ise “yozluk” ve “yolsuzluk”. 
 
Ülkenin en zengin dini vakıflarından birinin başında bulunan Reisi’nin vergiden muaf olmasını, -Türkiye’de benzerine rastlamadığımız!- adaylar arasındaki açık TV tartışmalarında dile getiren Ruhani rakibine, “Nasıl oluyor da herkes vergi öderken siz ödemiyorsunuz?” diyerek kafa tutuyor.
Elit-halk ayrımı ne denli hassas ise bu “yolsuzluk” meselesi de İranlıların o denli duyarlılık gösterdiği bir konu. 
 
Yarın sandıktan çıkacak olan tablo, “yeni İran”ın kimyasını sergilemek açısından ilginç bir rehber sunacak.

Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder