Koskoca MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı “ihbarcının güvenilir olup olmadığının” bilinmemesi nedeniyle gelen ihbarı “darbe” olarak algılamamış. Ama saatlerce konuşmuş, toplantılar yapmış, telefonlar açmışlar.
“Onu oraya gönderdim, buna şunu söyledim” diye uzun uzun anlatıp son kertede darbeyi “akamete” uğratmakla övünmüş Sayın Akar, Darbe Komisyonu’nun sorularına beş ay sonra gönderdiği yazılı yanıtta. Ama başka bir şey daha söylemiş:
“Son zamanlarda adam kaçırma, suikast gibi bazı kişilere operasyon yapılacağı hakkında duyumlar alınmaktaydı.”
İşte bu duyumlarla gelen ihbarı birleştiren Sayın Akar, “daha büyük bir planlama olabileceği şüphesi” ile tedbirler aldıklarını anlatmış.
Bu daha büyük planın ne olabileceği ya da suikastlar konusuna ise bir açıklama getirme gereği duymamış.
Tabii bir de “FETÖ’nün darbeye cüret etmesini kimse beklemiyordu” cümlesi var.
Neredeyse bir haftadır süren 221 sanıklı “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin yargılandığı davada eski komutanlar Sayın Akar’dan farklı şeyler anlatıyorlar oysa.
Hulusi Akar’ın tavsiyesiyle Cumhurbaşkanlığı Başyaverli’ğine atanan Kurmay Albay Ali Yazıcı, “Darbe olduğunu ben 15 Temmuz’da öğrendim ama darbe bir ay öncesinden dillendiriliyordu” diyor. Kimlerin dillendirdiği sorusuna ise cevap vermek istemediğini söylüyordu Yazıcı, ama bizzat Cumhurbaşkanı danışmanlarının “darbe” esprisi yaptığını mahkeme tutanaklarına geçirtiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Marmaris’ten almakla görevlendirilen ve darbeye katıldığını söyleyen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de benzer bir cümle kuruyordu mahkemede:
“Emir verilirken darbe yapılacağı söylenmedi ama emir-komuta zincirinde bir ihtilal olduğunu düşünmüştüm. Bu çarşamba gününden beri konuşuluyordu.”
Yani herkesin konuştuğu “darbe” söylentisini MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı duymamış.
Askeri terimleri bilmem, bilmek de istemem ama o günlerde hepimizin aklına takılan soruları da mahkemede birer birer dile getiriyorlar yargılanan komutanlar. Onlardan biri de eski Akıncı Üssü Komutan Tuğgeneral Hakan Evrim.
Evrim, iddianameye dayanarak Başbakan Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz gecesi bir televizyon kanalında canlı yayında “kalkışma” olduğunu söylediği saatin tam 23.02 olduğunun altını çiziyor. Ve “Başbakan daha cümlesini bitirmeden, ışık hızıyla” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın darbeye teşebbüs eden askerler hakkında soruşturma başlattığını anlatıyor; saat tam 23.05’te.
Başka noktalara daha dikkat çekiyor Evrim:
“Gece yarısı devlete ve belediyeye ait inşaat kamyonları, üstelik kasalarında kum dolu bir şekilde Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığı nizamiyesi önünde, askeri bir düzen içerisinde, tankların geçişine izin vermeyecek bir şekilde yer aldılar.
Ertesi gün HSYK FETÖ’cü hâkim ve savcıların durumunu görüşmek üzere olağanüstü toplanmıştır. Sabah saatlerinde gözaltı listeleri yayılmıştır.
Önceden hazırlık yapılmadan bu kadar hızlı nasıl reaksiyon gösterildiği yorumunu takdirinize bırakıyorum. İddianamelerde bir tek siyaset ayağının eksik kaldığını dikkatinize sunuyorum.”
Esenboğa Havalimanı kontrol altına alınmadan İstanbul’daki havalimanlarının kontrol altına alınmaya çalışılmasının anlamsızlığına, İstanbul’daki köprülerden sadece birinin tek yönlü kapatılmasının TSK’nin hedef seçim prensipleriyle asla örtüşmediğine dikkat çekiyor. Meclis binasının neden bombalandığını anlamanın da mümkün olmadığını söylüyor:
“Sadece bu binayı yıkmak için bile yaklaşık 35- 40 F-16 uçağının kullanılması gerekir.”
Eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha, darbe teşebbüsünün “Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve MİT Müsteşarı’nın planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olduğunu” ileri sürüp tanık olarak dinlenmeleri halinde bu durumun ortaya çıkacağını söylüyor. Ve Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın ifadesine dikkat çekiyor:
“Aksakallı, ‘Kriz anlarında personele birliği terk etmeme emri verilir. Personele bu emir verilseydi darbe açığa çıkardı’ demiştir. Hayatını bu mesleğe vermiş insanlar bunu düşünemiyorlar mı? Bu girişim öğrenilir öğrenilmez personel ikaz edilmiş olsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmazdı.”
Sıkıyönetim mesajlarında imzası bulunan Kurmay Albay Cemil Turan, mahkeme başkanının “Bu darbeyi kim yaptı, sizin görgünüze göre hangi isimler vardı” sorusuna “Bir darbe girişimi oldu. Ama bu darbe girişimini tamamen FETÖ’cüler yapmıştır diyemem. Çünkü TSK içerisinde farklı ekipler vardır. Bu ekipler içinde muhafazakâr yönü ağır basan bir ekip var. Bu ekip genelde FETÖ’cü olarak anılır” diye yanıt veriyor.
Ne diyordu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:
“15 Temmuz kontrollü darbe girişimidir.”
Ayşe Yıldırım / CUMHURİYET
“Onu oraya gönderdim, buna şunu söyledim” diye uzun uzun anlatıp son kertede darbeyi “akamete” uğratmakla övünmüş Sayın Akar, Darbe Komisyonu’nun sorularına beş ay sonra gönderdiği yazılı yanıtta. Ama başka bir şey daha söylemiş:
“Son zamanlarda adam kaçırma, suikast gibi bazı kişilere operasyon yapılacağı hakkında duyumlar alınmaktaydı.”
İşte bu duyumlarla gelen ihbarı birleştiren Sayın Akar, “daha büyük bir planlama olabileceği şüphesi” ile tedbirler aldıklarını anlatmış.
Bu daha büyük planın ne olabileceği ya da suikastlar konusuna ise bir açıklama getirme gereği duymamış.
Tabii bir de “FETÖ’nün darbeye cüret etmesini kimse beklemiyordu” cümlesi var.
Neredeyse bir haftadır süren 221 sanıklı “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin yargılandığı davada eski komutanlar Sayın Akar’dan farklı şeyler anlatıyorlar oysa.
Hulusi Akar’ın tavsiyesiyle Cumhurbaşkanlığı Başyaverli’ğine atanan Kurmay Albay Ali Yazıcı, “Darbe olduğunu ben 15 Temmuz’da öğrendim ama darbe bir ay öncesinden dillendiriliyordu” diyor. Kimlerin dillendirdiği sorusuna ise cevap vermek istemediğini söylüyordu Yazıcı, ama bizzat Cumhurbaşkanı danışmanlarının “darbe” esprisi yaptığını mahkeme tutanaklarına geçirtiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Marmaris’ten almakla görevlendirilen ve darbeye katıldığını söyleyen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de benzer bir cümle kuruyordu mahkemede:
“Emir verilirken darbe yapılacağı söylenmedi ama emir-komuta zincirinde bir ihtilal olduğunu düşünmüştüm. Bu çarşamba gününden beri konuşuluyordu.”
Yani herkesin konuştuğu “darbe” söylentisini MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı duymamış.
Askeri terimleri bilmem, bilmek de istemem ama o günlerde hepimizin aklına takılan soruları da mahkemede birer birer dile getiriyorlar yargılanan komutanlar. Onlardan biri de eski Akıncı Üssü Komutan Tuğgeneral Hakan Evrim.
Evrim, iddianameye dayanarak Başbakan Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz gecesi bir televizyon kanalında canlı yayında “kalkışma” olduğunu söylediği saatin tam 23.02 olduğunun altını çiziyor. Ve “Başbakan daha cümlesini bitirmeden, ışık hızıyla” Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın darbeye teşebbüs eden askerler hakkında soruşturma başlattığını anlatıyor; saat tam 23.05’te.
Başka noktalara daha dikkat çekiyor Evrim:
“Gece yarısı devlete ve belediyeye ait inşaat kamyonları, üstelik kasalarında kum dolu bir şekilde Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığı nizamiyesi önünde, askeri bir düzen içerisinde, tankların geçişine izin vermeyecek bir şekilde yer aldılar.
Ertesi gün HSYK FETÖ’cü hâkim ve savcıların durumunu görüşmek üzere olağanüstü toplanmıştır. Sabah saatlerinde gözaltı listeleri yayılmıştır.
Önceden hazırlık yapılmadan bu kadar hızlı nasıl reaksiyon gösterildiği yorumunu takdirinize bırakıyorum. İddianamelerde bir tek siyaset ayağının eksik kaldığını dikkatinize sunuyorum.”
Esenboğa Havalimanı kontrol altına alınmadan İstanbul’daki havalimanlarının kontrol altına alınmaya çalışılmasının anlamsızlığına, İstanbul’daki köprülerden sadece birinin tek yönlü kapatılmasının TSK’nin hedef seçim prensipleriyle asla örtüşmediğine dikkat çekiyor. Meclis binasının neden bombalandığını anlamanın da mümkün olmadığını söylüyor:
“Sadece bu binayı yıkmak için bile yaklaşık 35- 40 F-16 uçağının kullanılması gerekir.”
Eski Kara Kuvvetleri Kuvvet Geliştirme Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha, darbe teşebbüsünün “Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve MİT Müsteşarı’nın planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olduğunu” ileri sürüp tanık olarak dinlenmeleri halinde bu durumun ortaya çıkacağını söylüyor. Ve Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın ifadesine dikkat çekiyor:
“Aksakallı, ‘Kriz anlarında personele birliği terk etmeme emri verilir. Personele bu emir verilseydi darbe açığa çıkardı’ demiştir. Hayatını bu mesleğe vermiş insanlar bunu düşünemiyorlar mı? Bu girişim öğrenilir öğrenilmez personel ikaz edilmiş olsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmazdı.”
Sıkıyönetim mesajlarında imzası bulunan Kurmay Albay Cemil Turan, mahkeme başkanının “Bu darbeyi kim yaptı, sizin görgünüze göre hangi isimler vardı” sorusuna “Bir darbe girişimi oldu. Ama bu darbe girişimini tamamen FETÖ’cüler yapmıştır diyemem. Çünkü TSK içerisinde farklı ekipler vardır. Bu ekipler içinde muhafazakâr yönü ağır basan bir ekip var. Bu ekip genelde FETÖ’cü olarak anılır” diye yanıt veriyor.
Ne diyordu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:
“15 Temmuz kontrollü darbe girişimidir.”
Ayşe Yıldırım / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder