- Emperyalizm ve siyasal İslam, 1990 sonrasında tam olarak örtüşür duruma geldi.
- Ortadoğu’da BOP için, “yönetimleri siyasal İslam üzerine oturtmak emperyalizmin hedefi oldu”. Çünkü, siyasal İslam antidemokratik statükoyu daha da derinleştiriyor; öte yandan siyasal İslam Müslüman ülkeler içinde ve aralarında mezhep kavgalarını derinleştirerek çatışma ve savaşları körüklüyor. Bu da BOP’un uygulanması açısından emperyalizmin işini kolaylaştırdı.
Hem antidemokratik gidiş hem de mezhep savaşları “kral, şeyh, emir ya da diktatörün” daha da öne çıkmasına ve tamamen emperyalizmin emrine girmesine yol açıyor: Körfez ülkelerinde ve Mısır’da görüldüğü gibi.
Türkiye’nin düşürüldüğü tuzak
Türkiye de BOP bağlamında bu tuzağın içine çekilmeye çalışılıyor; bütün sınırdaş komşuları ile kavgalı, içerde demokratik rejimden ve kuvvetler ayrılığından uzaklaşan bir düzen, emperyalizmin yolunu açıyor:
- 1990 öncesi iki kutuplu dünyada Batı (ve ABD) Türkiye’yi, “birinci ligde değil ama ikinci ligde tutarak kendi değerlerine yakınlaşmasını” savunuyordu. NATO’dan AB gümrük birliğinin içine alınmasına kadar, “bir ikinci lig ülkesi” politikası Batı tarafından yürütüldü.
Ancak Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türkiye, Ortadoğu’da “enerji politikalarının bir aracı ve atlama tahtası olarak” rakip takım oldu. Lozan’ın reddi, ülkenin parçalanması ve Kürdistan’ın bir ayağının Türkiye’de gerçekleştirilmesi, emperyalizmin amacı haline geldi.
1991’de Kuveyt operasyonuna, 1 Mart 2003’te Irak işgaline karşı koyan ve ulusal çıkarlarını koruyan Türkiye’nin ancak siyasal İslam yapısına itilerek Körfezleştirilmesi (ve Araplaştırılması) BOP’un (ve emperyalizmin) hedefi haline geldi.
2004 ve 2005’te “200 yıldır ilk defa Batı ile taleplerimiz birleşti” diyen başdanışmanların kafasında bu mu vardı?
Siyasal İslam talebi ile Batı’nın BOP talebinin örtüştüğünü ilan ediyorlardı.
FETÖ’nün Türkiye’yi işgal ederek emperyalizm adına siyasal İslamı kurması; demokrasinin yok edilmesi, Lozan’ın ortadan kalkması için Körfez ülkelerinde ve Arap dünyasında görüldüğü gibi siyasal İslamın devlet rejimi olarak FETÖ öncülüğünde gerçekleşmesi isteniyordu.
15 Temmuz FETÖ girişimi bunun için yapıldı.
Türkiye’deki sorun “siyasal İslamın, demokrasinin yerine yerleştirilmek istenmesinden” kaynaklanmaktadır. FETÖ koçbaşlarıydı; ancak ondan sonuç alamayınca, emperyalizmin vazgeçeceğini düşünmek fazla aptalca olur.
Diğer dinci örgütlenmeleri her zaman ‘B’ ve ‘C’ planları olarak hazırda bekletirler.
Esas sorun, “biz ulusal çıkarlarımızın ve demokrasinin korunması ve geri gelmesi için” içerde, asgari müşterekleri oluşturabilecek miyiz?
Bugün saplandığımız bataklık, “emperyalizm ile siyasal İslam dayatmalarının örtüşmesinin” sonucudur; artık bunu anlayalım, yoksa hep birlikte batarız...
Onları andığımız şu günlerde İlhan Selçuk ve
Turhan Selçuk’a, “Pencere”den ve Sevgili Turhan’ın kırık çizgilerinden
gönül dolusu sevgiler, selamlar...
“Yolumun Kesiştiği Ünlüler”de onlara da merhaba dedim, umarım beğenirler...
Erol Manisalı / CUMHURİYET
- Ortadoğu’da BOP için, “yönetimleri siyasal İslam üzerine oturtmak emperyalizmin hedefi oldu”. Çünkü, siyasal İslam antidemokratik statükoyu daha da derinleştiriyor; öte yandan siyasal İslam Müslüman ülkeler içinde ve aralarında mezhep kavgalarını derinleştirerek çatışma ve savaşları körüklüyor. Bu da BOP’un uygulanması açısından emperyalizmin işini kolaylaştırdı.
Hem antidemokratik gidiş hem de mezhep savaşları “kral, şeyh, emir ya da diktatörün” daha da öne çıkmasına ve tamamen emperyalizmin emrine girmesine yol açıyor: Körfez ülkelerinde ve Mısır’da görüldüğü gibi.
Türkiye’nin düşürüldüğü tuzak
Türkiye de BOP bağlamında bu tuzağın içine çekilmeye çalışılıyor; bütün sınırdaş komşuları ile kavgalı, içerde demokratik rejimden ve kuvvetler ayrılığından uzaklaşan bir düzen, emperyalizmin yolunu açıyor:
- 1990 öncesi iki kutuplu dünyada Batı (ve ABD) Türkiye’yi, “birinci ligde değil ama ikinci ligde tutarak kendi değerlerine yakınlaşmasını” savunuyordu. NATO’dan AB gümrük birliğinin içine alınmasına kadar, “bir ikinci lig ülkesi” politikası Batı tarafından yürütüldü.
Ancak Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türkiye, Ortadoğu’da “enerji politikalarının bir aracı ve atlama tahtası olarak” rakip takım oldu. Lozan’ın reddi, ülkenin parçalanması ve Kürdistan’ın bir ayağının Türkiye’de gerçekleştirilmesi, emperyalizmin amacı haline geldi.
1991’de Kuveyt operasyonuna, 1 Mart 2003’te Irak işgaline karşı koyan ve ulusal çıkarlarını koruyan Türkiye’nin ancak siyasal İslam yapısına itilerek Körfezleştirilmesi (ve Araplaştırılması) BOP’un (ve emperyalizmin) hedefi haline geldi.
2004 ve 2005’te “200 yıldır ilk defa Batı ile taleplerimiz birleşti” diyen başdanışmanların kafasında bu mu vardı?
Siyasal İslam talebi ile Batı’nın BOP talebinin örtüştüğünü ilan ediyorlardı.
FETÖ’nün Türkiye’yi işgal ederek emperyalizm adına siyasal İslamı kurması; demokrasinin yok edilmesi, Lozan’ın ortadan kalkması için Körfez ülkelerinde ve Arap dünyasında görüldüğü gibi siyasal İslamın devlet rejimi olarak FETÖ öncülüğünde gerçekleşmesi isteniyordu.
15 Temmuz FETÖ girişimi bunun için yapıldı.
Türkiye’deki sorun “siyasal İslamın, demokrasinin yerine yerleştirilmek istenmesinden” kaynaklanmaktadır. FETÖ koçbaşlarıydı; ancak ondan sonuç alamayınca, emperyalizmin vazgeçeceğini düşünmek fazla aptalca olur.
Diğer dinci örgütlenmeleri her zaman ‘B’ ve ‘C’ planları olarak hazırda bekletirler.
Esas sorun, “biz ulusal çıkarlarımızın ve demokrasinin korunması ve geri gelmesi için” içerde, asgari müşterekleri oluşturabilecek miyiz?
Bugün saplandığımız bataklık, “emperyalizm ile siyasal İslam dayatmalarının örtüşmesinin” sonucudur; artık bunu anlayalım, yoksa hep birlikte batarız...
***
“Yolumun Kesiştiği Ünlüler”de onlara da merhaba dedim, umarım beğenirler...
Erol Manisalı / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder