Haram, taşınması ağır bir yüktür.
Dinin yasakladığı işler ya da nesneler haram sayılır.
İnançlı kişinin de haram olan işlerden,
nesnelerden uzak durması gerekir.
Böyle midir? Böyledir.
Peki, yalan söylemek haram mıdır?
Haramdır?
Kul hakkı yemek haram mıdır? Haramdır.
Birine iftira etmek haram mıdır? Haramdır.
Başkasının malını çalmak haram mıdır? Haramdır?
Başkasının malına el koymak haram mıdır? Haramdır?
Eğer böyleyse, eğer gerçekten böyleyse, nasıl oluyor da siz yıllardır bu memleketi, yalanla, haramla yönetiyorsunuz?
Bugün bir şey söylüyor, yarın aksini söylüyorsunuz.
Bugün bir şey yapıyor, yarın “Bizi aldatmışlar” diyorsunuz.
Arkadan “Biz ne aldandık, ne aldattık” diyorsunuz.
Hangisi doğru, hangisi yalan belli değil.
Ne söylense inansınlar istiyorsunuz.
Ne söyleseniz inandılar, doğru.
Ayakkabı kutularında dolarlarla yakalandınız.
Komplo dediniz, inandılar.
Bu FETÖ ne güzel işler yapıyor dediniz, inandılar.
Bu FETÖ terörist dediniz, inandılar.
Ama yoruldular işte, yorgun düştüler.
İnanmaktan bitap hale geldiler.
“Metal yorgunluğu” diyorsunuz. Değil.
Haram ağırlığıdır bu.
Haram artık taşınamaz hale geldi.
Bu da sonunuz demektir.
Haram taşınamıyorsa eğer,
Artık omuzlardan ineceksiniz.
Korkunuz budur
ve korktuğunuz kapınızın eşiğindedir.
Yalanın sonu yoktur.
Ama yalana inanmanın sonu vardır.
Haramın sonu yoktur.
Ama harama ortak olmanın sonu vardır.
Talanın sonu yoktur.
Ama talana seyirci kalmanın sonu vardır.
Neden bilir misiniz?
Çünkü, insanda vicdan diye bir şey vardır.
Kimi zaman susturulan vicdan.
Kimi zaman avutulan vicdan.
Kimi zaman dinlenmeyen vicdan.
Ama vicdan susmaz.
Vicdan yorulmaz.
Vicdan bıkmaz.
Oradadır ve sahibini dürter durur.
İki insan açlık grevinde ölüyorsa vicdan dürter durur.
Yüz binlerce insan işlerinden atılıp aç bırakılıyorsa vicdan sızlanır durur.
Masum insanlar hapislerde tutuluyorsa vicdan sesini yükseltir.
Topraklar parası olana peşkeş çekiliyorsa vicdan ‘Ne oluyor’ diye sorar.
Adalet iktidarın sopası olmuşsa, ekonomi fakirin sefaletine dönmüşse, eğitim tarikatların medresesine teslimse yaşamak dürüst insanlara haram edilmişse siz orada sefa süremezsiniz.
Toprak altınızdan kayar, gökyüzü fırtınalarla sarsılır, denizler öfkesini dalgalarına yükler, sizler de ne olduğunuzu anlamadan yıkılır gidersiniz.
Metal yorgunluğu mu dediniz?
Haramın ağırlığıdır bu.
Anlamıyor musunuz?
Bu iktidar size haram oluyor...
Erdal Atabek / CUMHURİYET
Dinin yasakladığı işler ya da nesneler haram sayılır.
İnançlı kişinin de haram olan işlerden,
nesnelerden uzak durması gerekir.
Böyle midir? Böyledir.
Peki, yalan söylemek haram mıdır?
Haramdır?
Kul hakkı yemek haram mıdır? Haramdır.
Birine iftira etmek haram mıdır? Haramdır.
Başkasının malını çalmak haram mıdır? Haramdır?
Başkasının malına el koymak haram mıdır? Haramdır?
Eğer böyleyse, eğer gerçekten böyleyse, nasıl oluyor da siz yıllardır bu memleketi, yalanla, haramla yönetiyorsunuz?
Bugün bir şey söylüyor, yarın aksini söylüyorsunuz.
Bugün bir şey yapıyor, yarın “Bizi aldatmışlar” diyorsunuz.
Arkadan “Biz ne aldandık, ne aldattık” diyorsunuz.
Hangisi doğru, hangisi yalan belli değil.
Ne söylense inansınlar istiyorsunuz.
Ne söyleseniz inandılar, doğru.
Ayakkabı kutularında dolarlarla yakalandınız.
Komplo dediniz, inandılar.
Bu FETÖ ne güzel işler yapıyor dediniz, inandılar.
Bu FETÖ terörist dediniz, inandılar.
Ama yoruldular işte, yorgun düştüler.
İnanmaktan bitap hale geldiler.
“Metal yorgunluğu” diyorsunuz. Değil.
Haram ağırlığıdır bu.
Haram artık taşınamaz hale geldi.
Bu da sonunuz demektir.
Haram taşınamıyorsa eğer,
Artık omuzlardan ineceksiniz.
Korkunuz budur
ve korktuğunuz kapınızın eşiğindedir.
***
Ama yalana inanmanın sonu vardır.
Haramın sonu yoktur.
Ama harama ortak olmanın sonu vardır.
Talanın sonu yoktur.
Ama talana seyirci kalmanın sonu vardır.
Neden bilir misiniz?
Çünkü, insanda vicdan diye bir şey vardır.
Kimi zaman susturulan vicdan.
Kimi zaman avutulan vicdan.
Kimi zaman dinlenmeyen vicdan.
Ama vicdan susmaz.
Vicdan yorulmaz.
Vicdan bıkmaz.
Oradadır ve sahibini dürter durur.
İki insan açlık grevinde ölüyorsa vicdan dürter durur.
Yüz binlerce insan işlerinden atılıp aç bırakılıyorsa vicdan sızlanır durur.
Masum insanlar hapislerde tutuluyorsa vicdan sesini yükseltir.
Topraklar parası olana peşkeş çekiliyorsa vicdan ‘Ne oluyor’ diye sorar.
Adalet iktidarın sopası olmuşsa, ekonomi fakirin sefaletine dönmüşse, eğitim tarikatların medresesine teslimse yaşamak dürüst insanlara haram edilmişse siz orada sefa süremezsiniz.
Toprak altınızdan kayar, gökyüzü fırtınalarla sarsılır, denizler öfkesini dalgalarına yükler, sizler de ne olduğunuzu anlamadan yıkılır gidersiniz.
Metal yorgunluğu mu dediniz?
Haramın ağırlığıdır bu.
Anlamıyor musunuz?
Bu iktidar size haram oluyor...
Erdal Atabek / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder