Katalan referandumunda günlerdir hırsız- polis oynanıyor.
Merkezi hükümet sandıklara el koyuyor. Sonra bir bakıyorsunuz yerel yöneticiler, dünya TV’lerinde birtakım yeni sandıklar sergiliyor...
Bunlar nereden çıkmış? Acaba nereden temin edilmiş?
“El Pais”deki bir haber, tanesi 4-5 Avro’ya satılan sandıkların “Çin”de yapıldığını söylüyor.
Katalan referandumunda devreye giren plastik sandıkların aynıları meğer Kuzey Irak referandumunda da kullanılmış. Kenya, Çad, Papua, Gana, Nijerya gibi “ileri demokrasilere” ihraç edilen Çin yapımı bu sandıklar, “Smart Dragon Ballot Expert/ Oy Uzmanı Akıllı Ejderha” adındaki bir şirket tarafından üretilmekteymiş. “Akıllı Ejderha”, bu ürünlerini, gene bir başka Çin şirketi olan “Alibaba” isimli e-ticaret sitesinde pazarlıyormuş.
Ülkelerin kaderlerini ilgilendiren bu uluslararası satranca böylelikle “Alibaba” da dahil olmuş oluyor.
Kedi-fare oyunu
İspanya halen kaosta. Yurtdışı programlarını iptal eden Kral VI. Felipe, ortalıkta görünmüyor.
“Yasadışı oylamaya izin vermeyeceklerini” söylemekten öte bir şey yapmayan Başbakan Rajoy da keza sessizlik içinde.
Madrid’in uyarılarına ve oylamayı yasaklayan Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen referandum ısrarını sürdüren Katalan yöneticiler ise “demokrasi şöleni” için halkı sokaklara dökmüş, konuyu siyasi gösteriye dönüştürmüş halde.
Sandıklara el koymak çabası yanında, İspanya, okulların da referandum için kullanılmasına karşı çıkıyor.
Ama Katalanlar bu yasağı da deliyor. Öğrencilerle okulları işgal eden seçmenler, bu vesileyle hem vakit geçirmek, hem olası polis baskınlarına ön almak amacıyla işgal ettikleri sınıflarda biçki-dikiş kursları ve şan dersleri düzenliyorlar.
Madrid’i çileden çıkaran referandum, Katalan “La Vanguardia” gazetesinde yer alan bir köşe yazısında ifade edildiği gibi, isyan bayrağını çeken özerk yönetim ile Madrid arasında “kedi-fare oyununa” dönüştü.
Bu kedi-fare oyununda Katalanlar ne pahasına olursa olsun, merkeze meydan okuyarak “oy hakkına” sahip çıktıklarını gösteriyor.
Madrid de buna karşın, ne pahasına olursa olsun; referandumun legal olmadığını ve meşruiyet taşımadığını, döne döne “yok hükmünde olduğunu” belirtiyor.
Anayasa Mahkemesi kararları ötesinde; sandıklara el koymak ve okulların kullanımını yasaklamak falan hep aynı stratejinin parçası. Karambol altında yapılan bir oylamanın demokratik geçerliliği olmayacağı vurgulanıyor. “El Pais” gazetesi başyazısında bu yüzden “Bu oylama bir şakadır” diyor.
Müzakere yolu açık
Bu kötü şakanın arkası ne olacak?
Taraflar “müzakere” ve “diyalog” faslına geçecek.
Sandığa kan/şiddet bulaşmazsa; Madrid ile Barselona müzakere masasında bir araya gelecek.
Katalonya’nın “tek taraflı bağımsızlık” ilan etmesi kolay değil.
Katalonya yerel hükümetinin, Madrid’e 75 milyar Avro borcu var.
Hiçbir Avrupa hükümeti ilaveten “Katalonya Cumhuriyeti”ni tanımayacak. Tallinn’de AB zirvesinde buluşan liderler, desteklerini Madrid’den yana koydular.
Bu durumda tek çıkış yolu “pazarlık”.
Zaten baştan Katalanların amacı, ölümü gösterip İspanya’yı sıtmaya razı etmekti. Ellerini yüksekten “referandumla” açarak, merkezi hükümeti başka şekilde yanaşmayacaklarını bildikleri federal reformlara zorlamak istediler.
Katalan özerk yönetim başkanı Carles Puigdemont ve yardımcıları, “anayasayı ihlal” gerekçesiyle büyük olasılıkla yasal sürece takılacak olsa da, Katalanlar şimdiden Madrid’i “masaya zorlamak” konusundaki bahislerini kazandı.
Gerek muhafazakâr hükümeti yöneten Rajoy, gerek muhalefette sosyalistler; İspanya’nın bu büyük devlet krizini son kertede “reformlarla” aşmayı düşünüyor.
Bu bilek güreşinden alınacak çok ders var. Onlar da başka yazıya.
Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET
Merkezi hükümet sandıklara el koyuyor. Sonra bir bakıyorsunuz yerel yöneticiler, dünya TV’lerinde birtakım yeni sandıklar sergiliyor...
Bunlar nereden çıkmış? Acaba nereden temin edilmiş?
“El Pais”deki bir haber, tanesi 4-5 Avro’ya satılan sandıkların “Çin”de yapıldığını söylüyor.
Katalan referandumunda devreye giren plastik sandıkların aynıları meğer Kuzey Irak referandumunda da kullanılmış. Kenya, Çad, Papua, Gana, Nijerya gibi “ileri demokrasilere” ihraç edilen Çin yapımı bu sandıklar, “Smart Dragon Ballot Expert/ Oy Uzmanı Akıllı Ejderha” adındaki bir şirket tarafından üretilmekteymiş. “Akıllı Ejderha”, bu ürünlerini, gene bir başka Çin şirketi olan “Alibaba” isimli e-ticaret sitesinde pazarlıyormuş.
Ülkelerin kaderlerini ilgilendiren bu uluslararası satranca böylelikle “Alibaba” da dahil olmuş oluyor.
Kedi-fare oyunu
İspanya halen kaosta. Yurtdışı programlarını iptal eden Kral VI. Felipe, ortalıkta görünmüyor.
“Yasadışı oylamaya izin vermeyeceklerini” söylemekten öte bir şey yapmayan Başbakan Rajoy da keza sessizlik içinde.
Madrid’in uyarılarına ve oylamayı yasaklayan Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen referandum ısrarını sürdüren Katalan yöneticiler ise “demokrasi şöleni” için halkı sokaklara dökmüş, konuyu siyasi gösteriye dönüştürmüş halde.
Sandıklara el koymak çabası yanında, İspanya, okulların da referandum için kullanılmasına karşı çıkıyor.
Ama Katalanlar bu yasağı da deliyor. Öğrencilerle okulları işgal eden seçmenler, bu vesileyle hem vakit geçirmek, hem olası polis baskınlarına ön almak amacıyla işgal ettikleri sınıflarda biçki-dikiş kursları ve şan dersleri düzenliyorlar.
Madrid’i çileden çıkaran referandum, Katalan “La Vanguardia” gazetesinde yer alan bir köşe yazısında ifade edildiği gibi, isyan bayrağını çeken özerk yönetim ile Madrid arasında “kedi-fare oyununa” dönüştü.
Bu kedi-fare oyununda Katalanlar ne pahasına olursa olsun, merkeze meydan okuyarak “oy hakkına” sahip çıktıklarını gösteriyor.
Madrid de buna karşın, ne pahasına olursa olsun; referandumun legal olmadığını ve meşruiyet taşımadığını, döne döne “yok hükmünde olduğunu” belirtiyor.
Anayasa Mahkemesi kararları ötesinde; sandıklara el koymak ve okulların kullanımını yasaklamak falan hep aynı stratejinin parçası. Karambol altında yapılan bir oylamanın demokratik geçerliliği olmayacağı vurgulanıyor. “El Pais” gazetesi başyazısında bu yüzden “Bu oylama bir şakadır” diyor.
Müzakere yolu açık
Bu kötü şakanın arkası ne olacak?
Taraflar “müzakere” ve “diyalog” faslına geçecek.
Sandığa kan/şiddet bulaşmazsa; Madrid ile Barselona müzakere masasında bir araya gelecek.
Katalonya’nın “tek taraflı bağımsızlık” ilan etmesi kolay değil.
Katalonya yerel hükümetinin, Madrid’e 75 milyar Avro borcu var.
Hiçbir Avrupa hükümeti ilaveten “Katalonya Cumhuriyeti”ni tanımayacak. Tallinn’de AB zirvesinde buluşan liderler, desteklerini Madrid’den yana koydular.
Bu durumda tek çıkış yolu “pazarlık”.
Zaten baştan Katalanların amacı, ölümü gösterip İspanya’yı sıtmaya razı etmekti. Ellerini yüksekten “referandumla” açarak, merkezi hükümeti başka şekilde yanaşmayacaklarını bildikleri federal reformlara zorlamak istediler.
Katalan özerk yönetim başkanı Carles Puigdemont ve yardımcıları, “anayasayı ihlal” gerekçesiyle büyük olasılıkla yasal sürece takılacak olsa da, Katalanlar şimdiden Madrid’i “masaya zorlamak” konusundaki bahislerini kazandı.
Gerek muhafazakâr hükümeti yöneten Rajoy, gerek muhalefette sosyalistler; İspanya’nın bu büyük devlet krizini son kertede “reformlarla” aşmayı düşünüyor.
Bu bilek güreşinden alınacak çok ders var. Onlar da başka yazıya.
Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder