4 Kasım 2017 Cumartesi

Devlet intikam alınca..- Nilgün Cerrahoğlu

Barselona Belediye Başkanı Ada Colau, Katalonya’nın seçilmiş temsilcileri hapiste. Bu kara bir gündür” diyor ve devam ediyor: “Katalan kurumlarına ve demokrasinin temeline yapılmış bir saldırı bu ve İspanyol devletinin intikamı!”
  Avrupa’da kaygıya yol açan sabık (azledilmiş) 8 Katalan hükümet üyesinin Madrid tarafından cezaevine yollanmasını, Katalonya’da -Ada Colau gibi bağımsızlıkçı cepheden olmayanlar bile- bu şekilde “intikam” diye yorumluyor. 
 
Olay henüz sıcak. Ama Eski Kıta’da on yıllardır unutulan “siyasi tutuklu” kavramının yeniden gündeme girmesi bile, Katalonya’nın sınırlarının ötesinde, Avrupa’da çok geniş tedirginlik yaratıyor.
Tarafların keskin biçimde bilendiği İspanya’nın dışındaki yorumlarda bile bariz bir “yön” ve “pusula kaybı” olduğu fark ediliyor. Eski Kıta’nın büyük siyasi tartışmalarını tanımlayan referansların muğlaklaştığı ve kafaların karıştığı görülüyor. 

Yangın yayılır mı?
Avrupa başkentleri, Katalonya krizinde her gün yeni bir dönemeç alan sıra dışı gelişmeler karşısında suskunluklarını korumayı yeğliyor; konuya özellikle girmek istemiyorlar.
Herkesin dolabında zira iskeletler var. Kimse içindeki Flaman, Korsika, İskoç, Tirol ayrılıkçılarının ellerine koz vermek ve onları yeni argümanlarla tahkim etmek istemiyor.
AB liderleri bu sebeple… “Katalonya’nın siyasi tutukluları” manzarasından hazzetmeseler de… Madrid’e açık demokrasi vaazı vermekten kaçınıyorlar.
Beri yanda kendi ayrılıkçılarını tahrik etmemek için, Madrid’le ortak cephe görüntüsü yaratmaktan da çekiniyorlar. “İspanya’nın demir yumruğu” ile beraberlik fotoğrafı vermekten imtina ediyorlar.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık… Özetle Tarzan zor durumda. Tarzan burada AB oluyor…
Ama bu, AB liderlerinin kapalı kapılar ardında Madrid hükümetini hiç uyarmadıkları anlamına gelmiyor.
Geçen ay başındaki “korsan bağımsızlık referandumunda” oy kullanan Katalanlara şiddet uygulayan Madrid’e o günlerde de yaptıkları gibi bu defa da, “Bu çağda hapishaneye siyasetçi göndermek de ne” diye soruyorlar: “Bu siyasi bir sorun ve yargıyla değil, siyasetle çözülür. Aman dikkatli olun, yangını Avrupa’ya yaymayın!
Katalan özerkliğinin askıya alınması ardından kodesi boylamamak için soluğu Brüksel’de alan yerel hükümetin “sabık” başkanı Carles Puigdemont’un yapmaya çalıştığı tam da bu aslında: Avrupa’nın diğer ayrılıkçılarını da yanına alarak Katalan meselesini İspanya’nın iç sorunu olmaktan çıkarıp Avrupa geneline taşımak…
Ancak Puigdemont’a şimdiye dek yalnız Belçika’nın Flaman ulusalcıları destek çıkıyor ve kendisinin Belçika da onlar tarafından ağırlandığı yaygın bir dedikodu olarak dolaşıyor. İskoçlar ve İrlandalılar da geri planda Katalan lidere çiçek atmaktan kaçınmıyorlar… 

‘Mandelacılığa soyunacaklar’
İspanya’nın hissiyatını öte yanda en iyi “El Pais”in dünkü başyazısı özetliyor: “Eski Katalan hükümetinin yarısının hapse gönderilmesinin endişe yaratması normal” diyor merkeziyetçi basının amiral gazetesi ve özetle ekliyor:
Ancak bu liderler fikirleri nedeniyle değil, anayasa mahkemesi kararlarını defalarca ihlal ettikleri ve siyasi-ekonomik istikrarsızlık yaratarak devleti ayrılıkçılık pazarlığına oturtmaya teşebbüs ettikleri için orada bulunuyorlar. Siyasi sorunlar evet… politikayla çözülür ama adalet ve yasaya saygının olmadığı yerde de demokrasi ve politika yapmak imkânı ortadan kalkar…. Bizi zor günler bekliyor.”
Başyazının yamacındaki bir diğer yorum da hapisteki kadronun “zulüm yapan İspanya devleti” imajını işleyerek Mandelacılığa soyunacağını teslim edip arkadan, “Ne var ki” diyor, “güçler ayrılığı ilkesi ve adalet, siyasi faydacılığa feda edilemez.
 
Madrid basını özetle İspanyol yargısının arkasında.Dijital basında da “İsyancılar şimdi artık Madrid hapishanelerinde ‘Viva España/ Yaşasın İspanya’ türküsü çığırırlar!” coşkusu esiyor. 
İntikam duygusu bir kez azmaya görsün. 
Medeniyet cilası hızla böyle dökülebiliyor.

Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder