13 Aralık 2017 Çarşamba

AKKUYU ( I-II ) - ÇİĞDEM TOKER

Akkuyu’da Rusya’dan manidar hamle.(I)

Pazar günü, Rosatom’un (Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu) Twitter hesabından Mersin’de çekilmiş bir fotoğraflı mesaj paylaşıldı.
Sınırlı inşaat iznine dayanılarak Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nda (NGS) hazırlık nitelikli inşaat çalışmalarının başladığını haber veriyordu bu mesaj.
Fotoğrafta; Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev, Enerji Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, kasketli bir Mersinli köylü (muhtemelen Akkuyu’nun yapılacağı Gülnar’dan), 6-7 yaşlarında bir erkek çocuğu, kırmızı büyücek bir butona ellerini üst üste koymuş.
An önemli: Zira politik propaganda amaçlı temel atmaların, günümüzdeki simge aracı olan kırmızı butona basılınca beton dökülmüş olacak.
Rosatom mesajında şöyle diyor:
“Umuyoruz ki, ana inşaat lisansını da 2018 ilkbaharında alırız.”
Söz ettiğim fotoğrafın iki okuması var:
- Algı ve meşruiyet: Adlarını bilmediğimiz Mersinli köylü ile küçük çocuk, temel atma karesine dahil edilerek nükleer gibi tartışmalı bir projeye meşruiyet devşiriliyor. Rosatom, bize “Yörenin geleceği için iyi bir şey yapıyoruz” diyor.
- Diğer yandan da fotoğraftan yansıyan temsil düzeyi, bazı şeylerin o kadar da yolunda gitmediğini gösteriyor sanki.
20 milyar dolar proje bedeli, 40 yıllık ana lisansı ve 100 yıla yayılması planlanan ömrüyle Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük projesi olan Akkuyu NGS’deki bir temel atma törenine şirket başkanı ile bakanlık müsteşarı katılmış. Türkiye’den ve Rusya’dan hiç enerji bakanları yok. Neden acaba? 
Rus CEO denetimde de söz sahibi
Bu soruyla ilgili olabilecek iki önemli gelişmeyi buradan duyuralım.
İki hafta önce “Akkuyu’da Rusya denetimi” başlıklı yazımda Rosatom’un Akkuyu NGS’ye katılacak 3 Türk firmasını denetlettiği bilgisi yer aldı. Neredeyse siyasi atama gibi bir kararla bu projeye dahil edilen Cengiz-Kolin/ Kalyon (CKK) ortaklığını, Baker Tilly Russia adlı uluslararası denetim şirketi denetleyecekti. Fakat bu süreç başlar başlamaz, üç Türk şirketinden ikisinin bu denetim sürecinin başında konsorsiyumdan çekildiği belirtilmişti. Ulaştığım sınırlı bilgilere göre; uluslararası ölçekte aranan kriterlere sahip olunmadığı tereddüdüyle, bu çekilmenin “denetlenmeme” motivasyonuyla yapıldığı güçlü bir olasılıktı.
Son gelen haberler ise; Rusya’nın devlet kuruluşu olarak, denetim ihalesini yapmış olan Rosatom’un, bu süreci “dondurduğu” yönünde.
Bu ilginç kararın nedenini merak ederken, Akkuyu A.Ş’nin ticaret sicil gazetesinde yayımlanan son kararı, meseleyi biraz olsun aydınlatacak farklı bir pencere açtı.
Akkuyu Nükleer A.Ş’nin 7 Aralık, yani bundan dört gün önce yayımlanan kararı, projeye finansman getirip ortak olacak Türk şirketlerini yakından ilgilendiren son derece çarpıcı bir yeni gelişmeyi haber veriyor.
Akkuyu A.Ş. yönetim kurulu, şirketin ana sözleşmesindeki denetimle ilgili maddeyi değiştirecek. “Denetleme Kurulu” başlıklı 24. maddeye göre, hali hazırda şirket CEO’su denetim kurulu üyesi olamıyor. Bu maddede açık açık “CEO hariç” diye bir ibare yer alıyor. 25 Aralık’ta yapılacak olağanüstü genel kurul ile ana sözleşme değiştirilecek ve
“CEO hariç” ibaresi cümleden çıkarılacak.
“Yönetim Kurulu üyeleri aynı zamanda denetleme kurulu üyesi olabilir” ifadesi sayesinde şirket CEO’su Yuriy Fedorovich Galanchuk, Akkuyu A.Ş. ile ilgili kritik bir yetki ve gücü de üstlenecek. Zira ana sözleşmeye göre, denetim kurulu üyeleri, şirketin bütün belgelerine sınırsız erişim hakkına sahip.
Soru ise şu: Yeni madde, hukuksal sözleşmesi hâlâ kesin olarak açıklanmayan üç Türk şirketinin de Rus CEO tarafından denetlenebileceği anlamına mı geliyor?
Akkuyu A.Ş’deki bu denetim operasyonuna, uluslararası şirket denetimi kesintiye uğradığı için mi ihtiyaç duyuldu?
Kim bilir belki, bu ve diğer soruların yanıtları bu satırlar yazılırken beklenmekte olan Putin’in Ankara ziyaretinin ertesinde ortaya çıkar.

Çiğdem Toker / CUMHURİYET (12.ARALIK.2017)


                                                                         
Akkuyu’ya yeni şirketler (II)

Üreteceği elektriğin kilovatsaatini, Türkiye’ye 12.35 sent’ten satacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS), 20 milyar dolar proje bedeli, 49 yıllık yatırım süresi ve enerji satış anlaşmasıyla, Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımı.
Bu ölçekteki bir proje, ülkemizin geleceğini hepimizin sandığından çok ilgilendiriyor. Sadece güvenlik açısından değil, siyaset, diplomasi ve hukuk alanında da. Fakat Türkiye’nin ve toplumun geleceğini birden fazla alanda ilgilendiren bu ölçekteki bu projeyle ilgili gelişmeler, farklı nedenlerle hak ettiği ölçüde tartışılmıyor.
Ankara merkezli bir şirket olan Akkuyu Nükleer A.Ş’de yakın zamanda alınan bir kararı dün aktarmıştım.
Milletlerarası anlaşma uyarınca yüzde 51 hissesi Rusya’da bulunan şirketin, olağanüstü toplantıya gitme ihtiyacı duyması aslında hepimizi ilgilendirmeli.
25 Aralık’ta yapılacak olağanüstü genel kurulda ana sözleşme değiştirilecek.
Konu, denetim maddesi. Halihazırda şirketin yönetim kurulu üyelerinin denetim kurulunda da üye olmasına bir engel yok. Ama “CEO hariç” istisnası var. İşte yılın son haftasında yapılacak değişiklik ile bu önemli ibare metinden kaldırılacak.
7 Aralık 2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan değişiklik metni şöyle: “Denetleme Kurulu üyeleri, şirket hissedarlarının teklifi üzerine yönetim kurulunca onaylanır. Yönetim kurulu üyeleri aynı zamanda denetim kurulu üyeleri olabilir. Şirket çalışanları denetleme kurulu üyesi olamaz. Denetleme kurulu, faaliyetlerinde yönetim kurulu tarafından onaylanan Denetleme Kurulu Yönetmeliği’ne uygun olarak hareket eder. Denetleme kurulunun tüm üyeleri, yetkileri kapsamında faaliyetlerini yerine getirmek amacıyla, Şirket’in tüm belgelerine sınırsız erişim hakkına sahiptir.”

***

Akkuyu A.Ş’nin CEO’su ile birlikte diğer yönetim kurulu üyelerinin tamamının denetim kurulunda yer alması, şirketin yüzde 49’a kadar Türk şirketlerden oluşabilecek ortaklık yapısını doğrudan etkileyecek. Rusya açısından projenin finansmanına Türk şirketlerden katkı yapılması hayati önem taşıyor.
Düne kadar, Akkuyu A.Ş’nin yüzde 49’unun hissedarı olacağı açıklanan CKK (Cengiz Kolin, Kalyon) ile henüz hissedarlık sözleşmesinin yapılmamış olması, bu alandaki mali sorunların henüz aşılamadığına işaret ediyor.
CKK’nin Akkuyu’ya ortak olacağının açıklanmasının üzerinden altı ay geçti. Bugüne dek sözleşmenin hâlâ imzalanmamasının, Rosatom’un CKK üzerinde başlattığı denetim süreciyle bağlantılı olduğu vurgulanıyor.
Bu çerçeve içinde Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev’in son demeci tablodaki sorunları üstü kapalı da olsa doğruluyor.
Lihaçev, Akkuyu NGS’de hisse sahibi olmak isteyen Türk şirketlerine yenilerinin eklendiğini haber veriyor. Normalde “olumlu” algı yaratması beklenen bu gelişmenin ülkemizdeki hiçbir resmi kaynak tarafından açıklanmaması ilginç. Lihaçev, Akkuyu’nun yüzde 49’unun hangi şirketlere satılacağı konusunda ise “Kamuoyuna açıklama yapamam” diyor.
Daha önce nihai anlaşmanın 2017 sonuna kadar imzalanmasının hedeflendiği belirtilmişti. Şimdi temel soru: 25 Aralık’taki olağanüstü genel kurulun ardından Akkuyu NGS’deki hissedarlık sözleşmesinin, yıl bitmeden imzalanıp imzalanmayacağı. Bu soru henüz cevaplanmamış olsa da Rusya’nın, 20 milyar dolarlık bir dev projede, Türk şirketlerine yönelik denetim gücüne sahip olma niyeti açıkça görünüyor.

Çiğdem Toker / CUMHURİYET (13.ARALIK.2017)

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder