Bugün iki haber vereceğim size. Biri davetli ihalelerin geldiği nokta.
18 Mart Çan Termik Santralı on iki yıldır faal. Yılda 2.5 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretme hedefiyle kuruldu. Ortalama 1 milyar 673 milyon kilovatsaat üretiyor.
Kısa adı EÜAŞ olan Elektrik Üretim AŞ işletiyor.
Çan’da planlanan yeni termik santraller dolayısıyla sıcak tartışma mevcut.
Bölge halkı, organik pembe ve sarı domateslerin, üzümlerin, ilçeye özgü kaliteli süt ve et üretimlerini sürdürmek istiyor. Fakat baca gazından çıkan maddelerin yol açtığı asit yağmurları yere düşünce bitki yaprakları yanıyor. Bitkilerde ölü dokular oluşuyor. Ürün kalitesi düşüyor. Bacadan çıkan küllerin içindeki ağır metaller de içme sularına ulaşıyor.
Şimdi Çan Termik Santralı’na baca gazı yapılacak. Fakat normal yöntemle değil, bütçe kaynakları üzerinde kanserli hücre etkisi yapan davetli ihale yoluyla. Devlet artık baca gazı arıtma tesisi kurulması işini de pazarlık yöntemiyle yapıyor. EÜAŞ, Çan Termik Santralı’nın iki ünitesi için baca gazı arıtma tesisi işi için beş firma/firma grubunu davet etti.
Sınır değer 265 milyon TL’ydi. Kolin İnşaat+Metaleks İnşaat ve Akkol Madencilik’ten oluşan firma grubu 249.8 milyon TL teklif verdiler.
Kolin, yapımı süren 3. havalimanı projesindeki beş firmadan biri. Ayrıca, 3. havalimanı bittiğinde halkın metro ulaşımını sağlayacak Gayrettepe hattını da üstlendi. Tek başına değil. Bayburt Grup bünyesindeki Şenbay Madencilik ile. 1 milyar Avro bedelli işi Ulaştırma Bakanlığı’ndan direkt almıştı. EÜAŞ’ın hafta başı yaptığı pazarlık oturumunda verilen teklif tutarları arasında uçurumlar var. Misal, Fernas İnşaat 448.5 milyon TL teklif vermiş. Çalık Enerji 325.2 milyon. Ekom Endüstri ise 173.8 milyon TL ile en düşük teklifi.
Bu işin neden davet yöntemiyle yapıldığı, Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesindeki hangi koşulların gerçekleştiği sorusunu buraya kayıt düşelim.
‘Tüy dökücü’ yetmeyince
İkinci haber, ilkinden de vahim. Anımsarsınız. Eskişehirlileri ikna için aralarında “tüy dökücü krem”in de yer aldığı bir hediye çanta dağıtılan Alpu Termik Santralı projesinden kısa süre önce söz ettim. Eskişehirlilerin büyük bölümü bu santralı istemiyor.
AKP iktidarı, direnci kıramayınca tarım arazileri aleyhine çok vahim bir değişiklik yaptı.
Gözden kaçmasın.
24 Ocak tarihli yani iki gün önceki Resmi Gazete’de “Tarım Arazilerinin Korunması Kullanılması ve Planlanması Yönetmeliği”nde değişiklik yapıldı. Tarım arazilerini koruma kurulunun karar alma yeterlik sayısı değiştirildi. Bu değişiklik yapılmadan önce kurulun en az altı üye ile toplanabilmesi, geçerli bir karar alabilmesi için de bu en az altı üyenin aynı yönde oy kullanması gerekiyordu.
Şimdi “Kamuya ait enerji ve ulaşım yatırım projelerinde kurul, kararları katılan üyelerin çoğunluğu ile alabilir” diye bir cümle eklendi.
Böylece, Alpu’ya yapılacak termik santral için, en büyük engel olarak görülen konu, yani bu sahanın tarım arazisi statüsünden çıkarılması engeli kalkmış oldu.
Bu cümle sadece Alpu için değil, ülkenin her yerindeki verimli tarım arazileri için büyük kıyım anlamına geliyor. Her yerde yol geçirmek, santral kurmak artık mümkün.
Bir kez daha teyit oldu ki, OHAL sermayeye güzel.
Çiğdem Toker / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder