İsrail Başbakanı Netanyahu'ya dönük yolsuzluk suçlamaları son dönemde medyada yeniden etkisini hissettirmeye başladı. Netanyahu ise İsrail tarihinde yolsuzlukla suçlanan ilk başbakan değil ve anketler, Netanyahu'nun iki yıl sonra düzenlenecek olan seçimlerde yeniden başbakan olma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret ediyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yönelik yolsuzluk ve kamu fonlarının kötüye kullanımı suçlamaları, son dönemde medyada tekrar etkisini hissettirmeye başladı. Geçen haftalarda İsrail'in çeşitli kentlerinde Netanyahu'ya karşı bir dizi protesto gerçekleşse de bunlar çok kısa sürdü ve sönük kaldı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yönelik yolsuzluk ve kamu fonlarının kötüye kullanımı suçlamaları, son dönemde medyada tekrar etkisini hissettirmeye başladı. Geçen haftalarda İsrail'in çeşitli kentlerinde Netanyahu'ya karşı bir dizi protesto gerçekleşse de bunlar çok kısa sürdü ve sönük kaldı.
Times of Israel'de Alex Roy imzasıyla yer bulan bir editöryal görüş yazısında, Netanyahu'nun 2 yıl sonra yapılacak seçimlerde başbakan olma şansını hâlâ elinde tuttuğuna ve İsrail siyasetinde işlenen yolsuzluklar göz önüne alınacak olursa, Netanyahu'nun "pirüpak" olduğuna işaret ediliyor.
YOLSUZLUK İSTİSNA DEĞİL
İsrail siyasetinde siyasi yolsuzluk, rüşvet ve kamu fonlarının kötüye kullanımı, istisna değil. Roy, söz konusu yazısında ülkesinin siyasi suçlara alıştığını, son çeyrek yüzyılda her başbakanın bazı noktalarda cezai suçlamayla karşı karşıya kaldığını söylüyor. Roy haklı ama son zamanlarda çoğunlukla İsrail medyasıyla sınırlı olan tartışmada eksik olan bir ana nokta var.
Netanyahu'ya yöneltilen yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarının niteliği, öncüllerinden farklı ve çok boyutlu. Bir kısmı sıralanacak olursa:
Geçen aylarda İsrail Başsavcısı Avichai Mandelblit, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun eşi Sara Netanyahu'ya, ''100 bin dolarlık kamu fonunu kişisel yiyecek hizmetleri'' için kullandığı gerekçesiyle yolsuzluk ve güveni kötüye kullanma suçlamalarından dava açabileceğini duyurmuştu.
Sara Netanyahu, Ocak 2016'da özel hane halkı masrafları için devlet bütçesinden harcama yaptığı iddiaları nedeniyle yine dolandırıcılık suçlamalarına maruz kalarak, polise ifade verdi.
HİLE, DOLANDIRICILIK, RÜŞVET, 'HEDİYELER'...
Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamaye göre, 359 bin şekellik yüzlerce yemek (102 bin dolar) restoranlardan ve şeflerden hileli olarak ısmarlandı. Bu nedenle Sara Netanyahu, ağırlaştırılmış koşullarda yolsuzluk yaparak kazanç elde etme, diğer yolsuzluk suçlamaları ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
Yine yakın zamanda Netanyahu'nun en yakın ortaklarından ikisi, kişisel diplomatik temsilcisi İzak Molcho ve aile avukatı David Şimron, Alman denizaltılarının satın alınması sürecine rüşvet karıştığı iddiaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında geçtiğimiz aylarda gözaltına alındı.
En tartışmalı soruşturma, İsrail doğumlu Hollywood filmleri yapımcısı Arnon Milchan ve Avustralyalı milyarder James Packer'ın Netanyahu'ya puro, şampanya, nakit para ve bir takım hediyeler verdiği yönünde. Bu soruşturmada Netanyahu'nun eşi ve oğlunun da adı geçiyor.
Başka bir soruşturma da medyaya uzanıyor. Yedioth Ahronoth gazetesinin kendisine yönelik daha olumlu haberlerin yapılması karşılığında Netanyahu'nun ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi olan Israel Hayom gazetesinin tirajlarının azaltılması sözünü verdiği iddia ediliyor.
NETANYAHU'NUN 'ŞÜPHELİ' OLMASI OLASI
Ocak 2017'de Netanyahu'nun eski yardımcısı Ari Harow'un ikinci soruşturmada tanık olması vasıtasıyla Netanyahu ile Yedioth Ahronoth gazetesinin yayıncısı Arnon Mozes arasındaki ses kayıtlarına ulaştı. Haaretz'in iddiasına göre, Netanyahu'nun soruşturmada şüpheli olması olası gözüküyor.
Geçen Temmuz ayında, Netanyahu'nun eski ofis sorumlusu Ari Harow polis tarafından sorguya çekildi. Sorguda Başbakan ile ilgili sorular da yer aldı. Kanal 2, ses kayıtlarının polis tarafından çok önce elde edildiğini ve Netanyahu ile Mozes arasında, Başbakanla yakın ilişkileri bulunan ABD'li kumarhane patronu Sheldon Adelson'un sahibi olduğu Israel Hayom'la ilgili bir konuşma yaptığını bildirdi.
Yine Netanyahu'ya "Almanya'dan ülkesine almak istediği denizaltıları satan şirketle bağlantıları olduğu" iddiasıyla yolsuzluk soruşturması açılmıştı. İddiaları reddeden Netanyahu hakkında soruşturma açılmış ve bu sebeple ifade vermişti. Geçen Nisan ayında İsrail, iddiaların kanıtlanması durumunda anlaşmaların Almanya tarafından iptal edilebileceğine ilişkin anlaşmaya imza atmıştı.
İsrail, 1998'den bu yana Almanya'dan uzun menzilli füze atabilme özelliğine sahip Dolphin marka 5 denizaltı aldı. İsrail, son olarak Alman yapımı ve nükleer başlıklı füze taşıyabilme özelliğine sahip Tanin marka denizaltıyı 2014 yılında filosuna katmıştı. Almanya'dan satın alınan 6. denizaltı yapım aşamasında.
Öte yandan Al Monitor'de Akiva Eldar imzasıyla yer alan yazıya göre, eski İletişim Bakanı Gilad Erdan, istifasından bir gün önce 18 Kasım 2014’te önemli bir düzenlemeye imza attı. Buna göre tekelci Bezeq şirketi sabit hat hizmetlerini belirlenen fiyat üzerinden rakip şirketlere satacaktı. Düzenlemenin amacı telefon ve internet fiyatlarının aşağı çekilmesiydi. Fakat Netanyahu iletişim bakanlığını devralınca ilk iş olarak Bezeq’in tekelci uygulamalarla mücadele eden Genel Müdür Avi Berger’i görevden aldı ve yerine Shlomo Filber’i getirdi.
Haaretz'den Gidi Weitz, Kasım 2015 tarihli yazısında, haber sitesi Walla’nın nasıl Netanyahu'ya yakın Israel Hayom gazetesinin yan ürünü haline dönüştüğünden bahsediyor. Walla sitesi Bezeq şirketine ait. Bezeq’in hâkim ortağı Shaul Elovitch ise sabit hat alanındaki reformlara karşı çıkıyor.
Weitz'in yazısında, Walla'nın genel yayın yönetmeni İlan Yeşu'nun ofisteki diğer editörlere, ''Netanyahu ülkeyi mahvediyor. Size bunu söylerken midem bulanıyor ama manşetteki haberi kaldırmak, bir başka haberi koymak dışında bir seçeneğim yok. Bunlar yukarıdan dayatılıyor. Çare yok. Ortada büyük işler dönüyor'' dediği aktarılıyor.
'İŞİN İÇİNDE AHBAP-ÇAVUŞ KAPİTALİZMİ VAR'
Yazıda yer alan Yeşu'ya ait bir diğer ifade ise şu; ''Maddi kaynaklarımız sağlam ama aynı zamanda çıkarlarımız da söz konusu. İşin içinde ahbap-çavuş kapitalizmi var, yükseklerden gelen emirler var.''
Bununla birlikte Likud'un eski vekillerinden Michael Gorlovsky, Ulusal Karayolları Şirketi'nden 33 milyon şekellik bir rüşvet aldığı suçlamasıyla tutuklandı. Bir başka soruşturmada ise polis, eski İçişleri Bakan Yardımcısı Faina Kirschenbaum ve eski Turizm Bakanı Stas Misezhnikov’a savcılık tarafından dava açılmasını istedi. İkisi de Yisrael Beitenu mensubu olan eski bakanların rüşvet karşılığında çeşitli kurumlara kamu parası aktaran çarklar kurduğu iddia ediliyor.
Eski devlet başkanları Moşe Katsav ve Ehud Olmert'e yönelik suçlamalar ve akabindeki soruşturmalar, ''komplo'' ihtimalini oldukça sınırlı hale getirecek şekilde bir veya iki kişiyle sınırlı kaldı. Eski başkan Katsav, tecavüz suçlamasıyla hüküm giydi. Olmert ise siyasete atıldığından beri yolsuzdu. 2006 yılında, Kudüs belediye başkanlığı yaparken rüşvet almakla suçlandı, 2012'de Başbakan olarak bu kez rüşvet ve güven ihlalinden dolayı hüküm giymişti. 2015 yılında altı yıl hapis cezasına çarptırıldı.
SORUŞTURMALAR ÜST DÜZEY İSİMLERE UZANIYOR
Şu an İsrail'de yolsuzluk soruşturmaları, seçilmiş kamu görevlilerine, askeri yetkililere, üst düzey avukatlara kadar uzanıyor.
Aynı Netanyahu son çeyrek yüzyılda İsrail'in en saldırgan devlet başkanlarından biri olmasıyla dikkat çekiyor; Netanyahu tüm bu skandallara rağmen Batı Şeria'da yeni yerleşim ve karakol inşaatlarının önünü açarak işgali derinleştirmeye devam ediyor.
Al Monitor'den Eldar'ın yazısında bir Peace Index araştırmasına da atıf yapılıyor. Araştırmaya göre, İsrail halkının mevcut şiddet dalgasına rağmen günlük hayatına döndüğüne işaret ediliyor. İsrailliler, yüzde 64 gibi bir çoğunlukla günlük hayatlarında toplu taşıma kullanımını azaltma veya alışveriş alışkanlıklarını değiştirme gibi değişikliklere gitmediklerini söylüyor.
Tüm bunların yanı sıra, İsrail parlamentosundaki diğer muhalefet partileri, Netanyahu'nun partisi Likud'a herhangi bir alternatif de sunamıyor. Keza parlamentoda sözü geçen muhalefet partileri de yolsuzluğa bulaşmış durumda. Örnek olarak Başsavcı Yehuda Weinstein, sosyal demokrat Siyonist Kamp (eski ismiyle İşçi Partisi) eski genel başkanı ve eski savunma bakanı Binyamin Ben-Eliezer'in rüşvet alma ve kara para aklama gibi suçlardan yargılanacağını duyurdu. Eliezer 3 yıl önce cumhurbaşkanlığını kıl payı kaçırdı.
İki ay önce İsrail'deki Kanal 10 televizyonu tarafından yayımlanan bir ankette, halihazırda iktidarda bulunan Netanyahu liderliğindeki sağ kanat Likud partisinin yüzde 28 oranında oy toplayacağı, Avi Gabay liderliğindeki sosyal demokrat İşçi Partisi ve Yair Lapid'in liderliğindeki liberal muhafazakar Yesh Atid partisinin de yalnızca yüzde 11 oranında bir oy kazanacağı bilgisi verildi.
İSRAİL'DE YOLSUZLUĞUN KISA TARİHİ
1974'te ilk kez göreve gelen İzak Rabin, ABD büyükelçisi olduğu zamandan beri gizli bir ABD merkezli banka hesabında eşinin birkaç bin doları olduğunu kabul etti ve üç yıl sonra istifa etmek zorunda kaldı. 80'li yıllarda geri döndü ve hem Peres hem Şamir'in kurduğu kabinelerde savunma bakanı olarak görev yaptı.
1996'da Rabin'in suikastını takiben Netanyahu, hükümeti devraldı ve üç yıl sonra bir yeni seçim çağrısında bulundu. Ancak, bunun hemen ardından Netanyahu, kamu fonlarını kötüye kullanma suçlamasıyla karşı karşıya kaldı ve inşaat şirketi patronu Avner Amadi (eski bir Likud üyesi ve Netanyahu'nun müttefiki) Netanyahu ailesinin, sağladığı hizmetler için kendisine ödeme yapmadığını iddia etti. Dava, delil yetersizliğinden dolayı kapatıldı ancak başsavcı, Netanyahu ve eşinin bir dereceye kadar yolsuzluk nedeniyle yargılanması gerektiğini belirtti.
Seçim kampanyasını takiben 1999'da Ehud Barak ve diğer Avoda yetkilileri (İshak Herzog dahil) sivil toplum örgütlerinden, seçim kampanyası için yasadışı olarak milyonlarca şekel aldığı iddiasıyla sorguya çekildi. Bu, kampanya fonlarının yalnızca devlet bütçesinden gelebileceğini belirten İsrail seçim yasalarına aykırıydı. Soruşturma 2006 yılında, delil yetersizliği nedeniyle (esas olarak Herzog'un soruşturmalarında susma hakkını kullanması nedeniyle) herhangi bir suçlama yapılmaksızın sona erdi.
2001'de Başbakan seçilmesi üzerine Ariel Şaron, Lod ve Yunan adası Patroklos'taki gayrimenkul projeleri için işadamı Dudi Appel'e yardım ettiği iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Appel, Şaron'un oğlu Gilad'ı istihdam ettiği ve kendisine "danışmanlık" için yılda birkaç milyon şekel maaş verdiğini iddia etti. Appel sonunda Lod kentinin o zamanki belediye başkanı da dahil olmak üzere birçok İsrailli politikacıya rüşvet vermekle suçlandı ancak mevcut hükümetin hukuk danışmanı Meni Mazuz, Şaron ve Kudüs Belediye Başkanı Ehud Olmert hakkında suçlamalarda bulunmak için yeterli delil olmadığına karar verdi.
Ehud Olmert 2006'da izledi. Holyland gayrimenkul projesi davasında, Kudüs belediye başkanlığı yaparken İsrailli inşaat firması Hillel Cherney'den rüşvet almaktan suçlu bulundu ve 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
15 yıl sonra tekrar Netanyahu'ya döndük. Şimdi binlerle değil, milyonlarla ilgileniyoruz. Netanyahu'nun gelecek seçimlerden sonra başbakan olma şansının hâlâ yüksek olması, İsrail halkının yolsuzluğa nasıl alıştığı hakkında çok fazla şey söylüyor.
Emre Köse / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder