Hangi genleri taşıdığınız, evet, önemlidir.
Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil...
Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir.
Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı.
Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan.
Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız.
Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli.
Huylarını bilmediğiniz diğerleri...
Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi.
Kayıtlara göre ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi...
Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir.
Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir.
Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir.
Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri...
Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi.
Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir.
Ama 6-7 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir.
Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz?
O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı?
Nineniz?
Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken...
O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı?
Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı?
Bir Kürt atanız bir Ermeni kızına tecavüz de etmiş olabilir;
Bir Ermeni kızını bağrına basmış da...
Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz?
Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı?
Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz.
Bunların kayıtlarını e-devlette de bulamazsınız.
Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu...
Atalarınızın göç yollarını görürsünüz.
Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu.
Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz.
Hangi duygularla yaşadıklarını... Hangi zaaflara kapıldıklarını... Hangi hataları yaptıklarını...
Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini...
Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini...
Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini...
Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır.
İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak.
Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak.
Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek.
Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil.
Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz.
Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz.
Diyelim ki...
Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz.
Bari bundan sonra...
Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun.
Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın.
Şu korkunç dünyada...
İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene... olun
Siz, siz olun.
Her şeye rağmen... İnadına... Her koşulda...
Mutlak bir barış için direnen iyi bir insan olun.
Mine Söğüt/CUMHURİYET
Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil...
Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir.
Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı.
Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan.
Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız.
Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli.
Huylarını bilmediğiniz diğerleri...
Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi.
Kayıtlara göre ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi...
Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir.
Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir.
Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir.
Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri...
Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi.
Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir.
Ama 6-7 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir.
Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz?
O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı?
Nineniz?
Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken...
O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı?
Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı?
Bir Kürt atanız bir Ermeni kızına tecavüz de etmiş olabilir;
Bir Ermeni kızını bağrına basmış da...
Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz?
Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı?
Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz.
Bunların kayıtlarını e-devlette de bulamazsınız.
Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz.
Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu...
Atalarınızın göç yollarını görürsünüz.
Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu.
Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz.
Hangi duygularla yaşadıklarını... Hangi zaaflara kapıldıklarını... Hangi hataları yaptıklarını...
Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini...
Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini...
Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini...
Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır.
İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak.
Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak.
Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek.
Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil.
Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz.
Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz.
Diyelim ki...
Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz.
Bari bundan sonra...
Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun.
Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın.
Şu korkunç dünyada...
İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene... olun
Siz, siz olun.
Her şeye rağmen... İnadına... Her koşulda...
Mutlak bir barış için direnen iyi bir insan olun.
Mine Söğüt/CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder