28 Şubat 2018 Çarşamba

‘Doğu Guta operasyonu’ - CEYDA KARAN

Suriye, dünya tarihinin belki de en sofistike psikolojik savaş operasyonunun sahası kılındı. Çatışma bitmiyor, bitmesi de istenmiyor. Batı’nın sözde “aydınlanmış” ve “medeni” şahsiyetleri, beş dakika yan yana nefes alamayacakları cihatçı terör gruplarının kesin mağlubiyetlerini engellemek üzere seferberler. 
Operasyon alanları şimdilerde Suriye başkenti Şam’ın burnunun dibindeki Doğu Guta. Ana temaları “siviller”.

***

Ajandalarının birinci maddesi geçen seneye kadar Halep’in doğusunda cihatçı terör gruplarının kontrol ettikleri bölgeydi. Batı medyası her gün bitmeyen “sonhastane vuruldu” haberlerini yaydı. Küçücük çocuklar savaş propagandasının aygıtı haline getirildi, bilmedikleri dillerde metinler okutuldu. Amerikan Başkanı’na üçüncü dünya savaşı başlatma çağrısı bile yaptırıldı! 
Halep’in doğusu terör gruplarından arındırılalı beri normale döndüğünden, Batılıların ilgisini çekmiyor. Sırada 250 bin sivilin cihatçı terör gruplarına rehin düştüğü Doğu Guta var. Bu kez 15 yaşında bir çocuğa bilmediği dilde metinler kameraya okutuluyor.

***
Suriye’nin 7 milyonluk başkenti, Doğu Guta’yı yıllardır elde tutan silahlı cihatçı terör gruplarının ateşi altında. Beş senede havan topu ve roket saldırılarında 10 bin sivil can verdi. Gel gör ki, Batılılar onları hiç dert edinmiyor. Tersine pek çok katliama ve zulme imza atmış silahlı terör gruplarının kontrolü yitirmesinden kaygılılar. Çünkü Suriye çatışmasının kent merkezleri ayağı tümden kapanacak. 
Tartışmaların sonucu olarak BM Güvenlik Konseyi, 2401 sayılı bir aylık ateşkes kararı aldı. Bu ateşkesi dün olduğu gibi bugün de bu cihatçı terör gruplarına uygulatabilecek bir irade zaten yok. BM kararı ABD’nin arzuladığı gibi çıksa, sivilleri kalkan eden 10 bin militanın toparlanmasına hizmet edecekti. Rusya’nın devreye girmesiyle karara IŞİD ve El Kaide ile bağlantılı bütün terör grupları ve örgütlere yönelik askeri operasyonların devamını sağlayan unsur eklendi. Sivillerin kurtarılması için umut doğdu. 
Nitekim Rusya, Suriye hükümetiyle birlikte Doğu Guta’daki siviller için koridor oluşturup, yardım merkezleri kurdu. Ve militanlar derhal bu koridoru vurdular.

***
Peki, Batılıların “ılımlı” diye pazarladığı bu militanlar kim? 
Suudi destekli Selefi İslam Ordusu. 2013’te Duma’nın karşısındaki Adra katliamında kafa kesen, canlı canlı insan yakanlar, kaçırdıkları insanları kafeslerde sergileyenler. 
Heyet Tahrür üş Şam, nam-ı diğer Nusra yani Suriye El Kaidesi. Aralık 2016’da bir militanın 7 ve 9 yaşlarında iki kızını intihar saldırısına yolladığı grup. Şam’ın merkezine defalarca bombalı saldırıda bulundular. 
Katar destekli Rahman Kolorduları Amerika’nın “ılımlı” bulup MGM-71 TOW’larına layık gördükleri. 
Ve meşhur Selefi cihatçı Ahrar üş Şam. El Kaide lideri Zevahiri’nin temsilcisi El Suri’nin kurduğu grup. 
Hepsi tekfirci ideolojiyi benimsiyor.
***

Batılıların umurlarında değil. Medyaları zaten savaşı haberleştirmiyor, savaşın parçası. Batılı muhabirler hiç ayak basmadıkları yerlere dair El Kaide medyasından aldıkları haberleri yayıyorlar. “Daha ılımlılar”, “daha az aşırılıkçılar” gibi sıfatlar icat ediyorlar. The Guardian gibi sözde “solcu” yayınlar Britanya istihbaratının kurdurduğu El Kaide’nin yardım örgütü Beyaz Miğferler’in “Srebrenitsa” söylemini yayıyor. 
Suriye”ye hiç ayak basmamış Batılı uzmanlar televizyonlarda askeri müdahaleyi salık veriyor. Kendini “liberal sol” diye tanımlayanlar “çok katmanlı Suriye çatışması” safsataları üzerinden derin analizler kasıyorlar.

***
Ortadoğu’yu daha rahat sömürmek için arzulanan biatkâr, gerici ve gelenekçi kodların hâkimiyeti. Azıcık “ıslah” olmaları kâfi. Şuursuz değiller yani. Bu yüzden siyasal İslamcılarla rahat rahat koalisyon yapabiliyorlar. Direniş damarına yenik düştükleri için bu savaşın bitmesini istemiyorlar. Doğu Guta olmazsa yeni bir kimyasal silah yalanı bulurlar, olur biter.

Ceyda Karan / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder