Bir devletin, demokrasiyi nasıl istismar ettiğinin dersini nesillerdir gören ve bu dersten yenik mezun olmak üzere olan bir halk...
Yüz yıl içinde kazandığı her türlü hakkı tek tek elinden alan...
Ve onu yeniden karanlık çağlara yollamak için uğraşan bir iktidardan hâlâ medet umuyor.
Yasaları tartışmaya açar gibi yapıp, her türlü hakkı ve özgürlüğü hiçe sayan eski ve vahşi uygulamaları yeniden ülkenin gündemine sinsice sokmak için kolları sıvayan iktidar, halkı bir kez daha oyununa getirmeye çalışıyor.
Vicdanlara hitap ettiği hamasi söylemlerle heyecanlandırmaya çalıştığı insanları idam cezasının sorunu çözeceğine ya da suçluları hadım etmenin gerekliliğine ikna etmenin peşine düşüyor.
Hukukun doğru dürüst işlemediği...
Mahkemelerin kendi mesleki iradeleriyle hareket edemediği...
Yasaların hiçe sayıldığı...
Davaların hukuki değil siyasi kararlarla sonuçlandığı böyle bir olağanüstü zamanda...
Toplumu bambaşka hassasiyetlerle yeniden biçimlendirmek için her türlü istismarı yapmaya meyyal bir iktidar yeni bir oyun kuruyor.
İstismar, Arapça bir kelimedir ve karşısındakinin iyi niyetini ya da bilgisizliğini kötüye kullanmak anlamına gelir.
En büyük gücü, geç fark edilmesinden hatta bazen hiçbir zaman fark edilememesinden alır.
Güveni sarsar.
Mahremiyeti ihlal eder.
Hak ve özgürlükleri zedeler.
Ruh sağlığını bozar.
Ölüme bile neden olabilir.
Ama adı kolay koyulamaz.
Çünkü yöntemi iyi niyeti ya da bilgisizliği alenen sömürmektir.
Çocuk tecavüzcülerinin idamla yargılanmasını istemenin kötü bir şey olduğunu, bu isteğin varacağı yeri, kaçınılmaz ve tehlikeli sonuçlarını düşünmenize alan ve zaman bırakmadan, haklı bir nefreti hileli bir teşvikle besleyen...
Ve idam fikrini dolaylı bir yoldan zihinlere nakış gibi işleyen iktidar...
Araya zina meselesini de sokuşturarak, insanların bu konudaki derin ve kıymetli ve önemli ve hatta hayati hassasiyetini göz göre göre istismar ediyor.
Bu istismarın farkına bile varamayacak kadar meseleye öfkeli olan...
Ve mağdur çocuklar için acilen bir şeyler yapılması gerektiğinden başka bir şeye odaklanmakta zorlanan kalabalıklar...
Daha başına iş gelmemiş çocukları korumak için çırpınan insanlar...
Onları heyecanlandıran kısasa kısas hukukunu arkaik bir refleksle içselleştirerek idam fikrine ya da hadım cezasına hiç düşünmeden arka çıkmaya hazır görünüyorlar.
Garip bir darbe girişimini istismar ederek açtığı yolda...
Seçim sistemini, anayasayı, basın özgürlüğünü, hukukun tarafsızlığını, eğitim eşitliğini...
Yani demokrasiyi toptan istismar eden...
Tüm bunları yaparken de öncelikle halkın duygularını, hassasiyetlerini istismar eden iktidar;
Şimdi de çocuk istismarı üzerinden yeni bir istismarın peşine düşüyor.
Önemli bir suçu bahane edip kendi hayalindeki geri bir hukuku meşrulaştırmanın yolunu arıyor.
Alacağı sonucu o suçun hayrından çok kendi hayrına kullanmayı uman şaibeli bir niyetin peşine düşerken bir kez daha düşünün.
Cinsel suçların cezalandırılması gündeme geldiğinde...
Neden zina meselesi çocuk istismarının içine eklenir?
Ve halk iktidarın istismarlarına artık nasıl bir iradeyle direnmelidir?
Mine Söğüt / CUMHURİYET
Yüz yıl içinde kazandığı her türlü hakkı tek tek elinden alan...
Ve onu yeniden karanlık çağlara yollamak için uğraşan bir iktidardan hâlâ medet umuyor.
Yasaları tartışmaya açar gibi yapıp, her türlü hakkı ve özgürlüğü hiçe sayan eski ve vahşi uygulamaları yeniden ülkenin gündemine sinsice sokmak için kolları sıvayan iktidar, halkı bir kez daha oyununa getirmeye çalışıyor.
Vicdanlara hitap ettiği hamasi söylemlerle heyecanlandırmaya çalıştığı insanları idam cezasının sorunu çözeceğine ya da suçluları hadım etmenin gerekliliğine ikna etmenin peşine düşüyor.
Hukukun doğru dürüst işlemediği...
Mahkemelerin kendi mesleki iradeleriyle hareket edemediği...
Yasaların hiçe sayıldığı...
Davaların hukuki değil siyasi kararlarla sonuçlandığı böyle bir olağanüstü zamanda...
Toplumu bambaşka hassasiyetlerle yeniden biçimlendirmek için her türlü istismarı yapmaya meyyal bir iktidar yeni bir oyun kuruyor.
İstismar, Arapça bir kelimedir ve karşısındakinin iyi niyetini ya da bilgisizliğini kötüye kullanmak anlamına gelir.
En büyük gücü, geç fark edilmesinden hatta bazen hiçbir zaman fark edilememesinden alır.
Güveni sarsar.
Mahremiyeti ihlal eder.
Hak ve özgürlükleri zedeler.
Ruh sağlığını bozar.
Ölüme bile neden olabilir.
Ama adı kolay koyulamaz.
Çünkü yöntemi iyi niyeti ya da bilgisizliği alenen sömürmektir.
Çocuk tecavüzcülerinin idamla yargılanmasını istemenin kötü bir şey olduğunu, bu isteğin varacağı yeri, kaçınılmaz ve tehlikeli sonuçlarını düşünmenize alan ve zaman bırakmadan, haklı bir nefreti hileli bir teşvikle besleyen...
Ve idam fikrini dolaylı bir yoldan zihinlere nakış gibi işleyen iktidar...
Araya zina meselesini de sokuşturarak, insanların bu konudaki derin ve kıymetli ve önemli ve hatta hayati hassasiyetini göz göre göre istismar ediyor.
Bu istismarın farkına bile varamayacak kadar meseleye öfkeli olan...
Ve mağdur çocuklar için acilen bir şeyler yapılması gerektiğinden başka bir şeye odaklanmakta zorlanan kalabalıklar...
Daha başına iş gelmemiş çocukları korumak için çırpınan insanlar...
Onları heyecanlandıran kısasa kısas hukukunu arkaik bir refleksle içselleştirerek idam fikrine ya da hadım cezasına hiç düşünmeden arka çıkmaya hazır görünüyorlar.
Garip bir darbe girişimini istismar ederek açtığı yolda...
Seçim sistemini, anayasayı, basın özgürlüğünü, hukukun tarafsızlığını, eğitim eşitliğini...
Yani demokrasiyi toptan istismar eden...
Tüm bunları yaparken de öncelikle halkın duygularını, hassasiyetlerini istismar eden iktidar;
Şimdi de çocuk istismarı üzerinden yeni bir istismarın peşine düşüyor.
Önemli bir suçu bahane edip kendi hayalindeki geri bir hukuku meşrulaştırmanın yolunu arıyor.
Alacağı sonucu o suçun hayrından çok kendi hayrına kullanmayı uman şaibeli bir niyetin peşine düşerken bir kez daha düşünün.
Cinsel suçların cezalandırılması gündeme geldiğinde...
Neden zina meselesi çocuk istismarının içine eklenir?
Ve halk iktidarın istismarlarına artık nasıl bir iradeyle direnmelidir?
Mine Söğüt / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder