Geçen yıl “Ben genel başkanımızın (Tayyip Erdoğan) Mardin temsilcisiyim. Biz Milli Nizam’dan beri, 50 yıldır bu davadayız” diyerek dikkatleri üzerine çeken Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Ahmet Ağırakça şimdilerde de sarıkla ilgili sözleriyle gündemde.
Ağırakça konu ile ilgili sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: “Rektör ve akademisyenler için kep değil, sarık daha uygundur, sayın rektör arkadaşlarıma arz ederim.”
Rektör Bey’in ilgisine mazhar olan sarık ve pek tabi olarak sarıkta cisimleştiği düşünülen değer ve fikirlerle ilgili pek çok şey söylemek mümkün. Lakin biz bu yazıda, Ahmet Ağırakça’nın genel yönetimini üstlendiği, ilmi redaksiyon ve inceleme kurulunda da görev aldığı bir ansiklopediden İslam ansiklopedisinden bahsetmek istiyoruz. Zira Ansiklopedi de dile getirilen kimi görüşler oldukça düşündürücü. Dahası siyasi konularda yer ver verilen bazı açıklamalar kabul edilecek gibi değil ve hatta tehlikeli bir içerik taşımakta. Bu görüşlere birazdan değineceğiz. Lakin ona geçmeden önce meşhur sarıkla ilgili anılan ansiklopediden kimi bilgiler aktarmak istiyoruz. Buna göre sarığın, Hz. Muhammed döneminden önce de kullanıldığı belirtilirken, bu kıyafetin zamanla Müslümanlara özgü bir giysi haline geldiği bilgisi de eklenmiş. Öte yandan, Ansiklopedi bize sarıkla ilgili uydurma hadislerin yer aldığını da aktarmakta. Misal mi; “Sarıkla kılınan namaz, sarıksız kılınan 25 namaza, sarıklı Cuma da sarıksız 70 cumaya bedeldir Melekler sarıklı olarak Cuma namazını müşahade eder ve güneş batıncaya kadar, sarıkla namaz kılınarak dua ederler”. Yine bir başka uydurma hadis, “Sarıklı kılınan iki rekat, sarıksız 70 rekattan daha hayırlıdır. Sarıkla kılınan namaza on bin sevap vardır”. [i]
İNANILIR GİBİ DEĞİL
Şimdi geçelim asıl konumuza. Ahmet Ağırakça yönetiminde hazırlanan İslam ansiklopedisindeki o çarpıcı(!) değerlendirmelere... Bakınız, o ansiklopedide Nüşüz bahsinde neler söylenmiş:
Şimdi geçelim asıl konumuza. Ahmet Ağırakça yönetiminde hazırlanan İslam ansiklopedisindeki o çarpıcı(!) değerlendirmelere... Bakınız, o ansiklopedide Nüşüz bahsinde neler söylenmiş:
“Geçimsizlik çıkarma; serkeşlik yapma; kocaya karşı itaatsizlik etme; kadının kocasına karşı buğz edip asi olması anlamında bir hukuk terimidir Nüşüz. Kadın peşin konuşulan mehrini alıp, kocası onun nafakasını sağladığı sürece, kocasının meşru emirlerine uymak zorundadır...”
Hamdi Döndüren tarafından kaleme alınan Nüşüz maddesindeki şu ifadeler ise, konunun vahametini gözler önüne sermekte:
“Allah’a isyan söz konusu olan yerde kula itaat yoktur (Buhari, Ahkam, ; Müslim, İmare, 39) buyurmuştur. Ay hali olmadığı zaman, kocasının cinsel isteklerine boyun eğmesi de bu itaatin kapsamına girer”. Kadın, erkeğin isteğini yerine getirmezse Allah’a isyan olurmuş, İnanılır gibi değil!
Kadınlarla ilgili Ansiklopedi de geçen şu satırları da sizin yorumunuza bırakıyorum: “Kadının kocasına karşı itaatsizliği halinde izlenecek yol Kur’an’ı Kerim’de şöyle belirlenir: 'Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince; önce onlara öğüt verin, vazgeçmezlerse yataklarında yalnız bırakın, yine yarar sağlamazsa hafifçe dövün'. (Nisa 4/34)"
Bu arada Hamdi Döndüren, dövmenin de ölçütünü koymuş: İz bırakmayacak kadar dövün!
SOSYAL DEMOKRASİYİ KABUL EDENLER "MÜRTED" Mİ
Ansiklopedinin siyasi değerlendirmeleri ile devam edelim. Bakalım o değerlendirmelerde kimler kafir ilan edilecek ve haklarında ölüm emri istenecek. İlgili yayının “mürted” maddesine aynen şunlar söylenmiş:
Ansiklopedinin siyasi değerlendirmeleri ile devam edelim. Bakalım o değerlendirmelerde kimler kafir ilan edilecek ve haklarında ölüm emri istenecek. İlgili yayının “mürted” maddesine aynen şunlar söylenmiş:
"Kafirleri tekfir etmemek, kafirler hakkında şüpheye düşmek ve uydukları İslam dışı ideolojilerinin doğru olduğuna inanmak; anıt mezar ve ölülere tapınmak; Yahudilik, hristiyanlık, komünizm, kapitalizm, demokrasi, sosyal demokrasi vb. şirk düzenlerini doğrulamak. Allah Teala bunların hepsinin küfür olduğuna hükmetmiştir. Bu, kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Buna göre bunların küfür olduğunu kabul etmeyen, Kur’an’ı Sünnet’i ve icma’ı yalanlamıştır. Müslüman olduktan sonra bu şekilde düşünmeye başlayan kimse irtidat etmiştir".
Evet, ansiklopedi de aynen bunlar yazılı. Sosyal demokrasiyi kabul edenler bile irtidat suçunu işliyorlarmış! Peki, irtidadın cezası nedir? Bu soruya da şöyle cevap vermiş ansiklopedi:Müslüman’ın irtidadı; görülmesi, duyulması, itiraf etmesi veya iki adil Müslüman tarafından şahitlik edilmesi hallerinde sabit olur. Mürtedin cezası, eğer tevbe etmezse öldürülmektir”.
Ömer Tellioğlu tarafından kaleme alınan, Ahmet Ağırakça’nın onayından sonra da İslam Ansiklopedisi'ne konulan bu satırlara göre, sosyal demokrasiyi kabul edenler bile “mürted” hükmünde sayılıyor. Korkunç bir durum, fakat maalesef zihniyet bu!
"SOLCULUK" VE "SAĞCILIK"
Hüsamettin Erdem tarafından yazılan “solculuk” maddesi, yukarıda yer verdiğimiz ifadeler kadar kabul edilemeyecek türden. Birlikte okuyalım:
Hüsamettin Erdem tarafından yazılan “solculuk” maddesi, yukarıda yer verdiğimiz ifadeler kadar kabul edilemeyecek türden. Birlikte okuyalım:
“'Solculuk' sadece siyasi ve fikri bir özellik değil, aynı zamanda dini değerlerle ilgili ve inançla da ilgili bir vasıftır. Kur’an sağda olanlardan bahsettiği solda olanlardan da bahsetmektedir. Kur’an’a göre sol ehli; kendi yaptıkları yüzünden yalanlanacak olanlar, uğursuz bedbaht ve Allah’ın kendilerini zillete düşürdüğü, inançsızlık ideolojisini benimsedikleri için Allah’ın huzurunda sol tarafta bulunanlardır. Bu sol ehli Allah’ın emrini tanımayan, namaz kılmayan, fakire yardım etmeyen ve yedirmeyen, Allah’ın kullarına acımayan, boş konuşan ve beyhude ve batıl işler peşinde koşan, zaman öldüren, gafillerle gaflette yarışan, ceza gününü yalanlayan ve inanmayanlardır”.
Diğer taraftan “sağcılık” maddesinde şunlar söylenmiş:
“Kur’an’a göre kitapları sağ taraftan verilecek olan ashabü’l-yemin veya allah’a itaat edenler yaptıkları yüzünden ahrette kurtuluşa erenler, cennete girenlerdir. Bunlar aynı zamanda el üstünde tutulan, Allah’ın lütuf ve inayetine mazhar olan, uğurlu, bahtı açık ve iyi, saadet sahibi kimselerdir”. Peki, bu ifadelerle sağ ve sol kelimelerinin Kur’an'daki analizi mi amaçlanmıştır? Eğer öyle olsaydı söz konusu amaç “sağcılık”, “solculuk” başlığı adı altında incelenmezdi. Oysa, öyle yapılmamış açıkça, siyasi söylemler hedef alınmış, politik söylemlerle birlikte dini açıklama yapılmıştır.
DEMOKRASİYE İNANARAK İRTİDAT MI ETMİŞ OLDUK
Darwin bahsinde geçen şu satırlar da oldukça vahim. Dahası bir “İslam Ansiklopedisi”nde bu tür ifadeler nasıl yer alır, hangi “ilmi” yaklaşımla bu satırlar kaleme alınır anlamak mümkün değil. Bakınız o satırlarda neler yazılı: “Darwin, doktrininin eksikliğini bizzat itiraf eder ve evrimi açıklamakta düştüğü başarısızlığın farkında olduğunu mektuplarında belirtir. Teorisini kanıtlayamaz, tabii ayıklanmaya inandığını açıklar. Ancak teorisinin çağdışı ve kavramlarının aşırı derecede zayıf olmasına rağmen, Darwin hala akademisyenlerden saygı görmektedir. Ama 'bilimin sapıklıklarının ve uzun vadede Darwinizm’in neden olduğu insandan tiksinmenin boyutlarını bir an olsun akıldan çıkarmamak' gerekmektedir.”
Darwin bahsinde geçen şu satırlar da oldukça vahim. Dahası bir “İslam Ansiklopedisi”nde bu tür ifadeler nasıl yer alır, hangi “ilmi” yaklaşımla bu satırlar kaleme alınır anlamak mümkün değil. Bakınız o satırlarda neler yazılı: “Darwin, doktrininin eksikliğini bizzat itiraf eder ve evrimi açıklamakta düştüğü başarısızlığın farkında olduğunu mektuplarında belirtir. Teorisini kanıtlayamaz, tabii ayıklanmaya inandığını açıklar. Ancak teorisinin çağdışı ve kavramlarının aşırı derecede zayıf olmasına rağmen, Darwin hala akademisyenlerden saygı görmektedir. Ama 'bilimin sapıklıklarının ve uzun vadede Darwinizm’in neden olduğu insandan tiksinmenin boyutlarını bir an olsun akıldan çıkarmamak' gerekmektedir.”
Ansiklopedi bahsinde incelenmeye değer daha nice madde var. Düşünün Nihilizm incelenirken şu ifadelere yer verilmiş: “Ülkemizde Nietzsche’nin nihilizminden ve inkarcı varoluşçuların ateist nihilizminden güç alarak ve Marksistlerle birleşerek İslam düşmanlığı yapan, kökleşmiş İslami kurumları ve değerlerini yıkmak tahrip etmek isteyen bir takım inkarcılar ortaya çıkmıştır. Bunlardan birisi de ünlü şair Tevfik Fikret’tir.”
Şimdi Profesör Ahmet Bey’e sormak lazım: Bu ifadelere şimdi de aynen katılıyor musunuz? Demokrasi, sosyal demokrasi vb. düzenler şirk düzenleri, bu düzenleri kabul edenler de mürted midir? Eğer öyle değilse, bu satırlara karşı bir “reddi mirasınız” olacak mı? Yönetmenliğini yaptığınız İslam Ansiklopedisi’nde Sait Kızılırmak, “İslam dışı fert ve toplum hayatında doğruluğun bir anlamı yoktur. Çünkü düzenler zulüm üzerine kuruludur. Beşeri sistemlerin işleyişi yalancılık temeline dayanır” sözleri yer almakta. Peki siz bugün de Kızılırırmak’ın sözlerini katılıyor musunuz? Nihai olarak Ağırakça’ya soralım; demokrasiye inanarak irtidat mı etmiş olduk şimdi? Farkında mısınız bilmiyorum ama kitabı alan ve bu satırlara inananlar bizim için öyle düşünüyor şimdilerde. Peki ya siz? Size göre demokrasiyi, sosyal demokrasiyi vb sistemleri kabul eden milyarlarca insan “irtidat” suçunu işlemeye devam mı ediyor hala? Cevabınız nedir Ahmet Bey?
Aydın Tonga / Odatv.com
[i] İslam Ansiklopedisi, Şamil yay.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder