21 Nisan 2018 Cumartesi

Cumhuriyet’ten hınç alıyorlar - IŞIK KANSU

Babam, uzun yıllar Turhal ve Etimesgut şeker fabrikalarında doktorluk yaptı. Köylü ve işçi çocuklarını, onların analarını, babalarını sağalttı. Ben, Turhal’ı ve çevresini uygarlıkla, işle, üretimle buluşturan şeker fabrikasının hastanesinde doğdum, lojmanında büyüdüm.
 
İçinde yaşayarak öğrendim, tıpkı Turhal gibi Anadolu’nun birçok yöresinde açılan Sümerbank’ın bez fabrikaları ve Türkiye Şeker Şirketi’nin şeker fabrikalarının, yoksul toprakları ve insanları hem aydınlanma ile, hem cumhuriyetçilikle, hem de kalkınma ile tanıştırdığını. 

Şimdi başımıza oturup kalkmaz olmuş bir kadro, Cumhuriyete kinle dolu olduklarından, bir Cumhuriyet atılımı olan şeker fabrikalarından da hınç alıyor. 


Osmanlı ile övünen bu kindar kadro, neye özendiğinin ayrımında bile değil. 

Değerli dostum Dr. Serdar Şahinkaya, Türkiye Barolar Birliği Emek Komisyonu’nun düzenlediği bir etkinlikte “Cumhuriyetin sanayileşmesi ve şeker fabrikaları”nı anlatırken, dünya sanayileşme devriminin doruğuna ulaşırken Osmanlı’daki durumu şöyle özetledi: 
1915 yılında sınaî tesislerin toplam sayısı 282’dir. Sektörlere göre dağılımı örneklendirildiğinde ise öne çıkanlar; 33 un değirmeni, 9 makarna, 6 konserve, 4 bira fabrikası, 2 tütün mağazası, 4 buzhane, 7 tuğla, 6 kireç, 8 kutu, 5 yağ, 3 sabun imalathanesi, 2 porselen imalatı ve elmas traşçılık, 13 deri işleme, 13 marangoz ve doğrama atölyesi, 13 yün ve 5 pamuk ipliği ve dokuma, 41 ham ipek, 6 ipekli dokuma ve 13 sair dokuma fabrikası, 43 matbaa ve sair kâğıt imalatı, 8 sigara kâğıdı ve 3 kimyasal ürün tesisidir.” 

Böbürlendikleri Osmanlı işte bu kadar. 

Cumhuriyetçilerin ne kadar olduklarını ise, Prof. Dr. Afet İnan’ın “Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı 1933” adlı yapıtının ekindeki harita ile kanıtladı Dr. Şahinkaya sunumunda. 

Haritada, Anadolu’nun tüm yörelerinde pıtrak gibi kurulan tesisleri görüyorsunuz. Dr. Şahinkaya’nın dediği gibi: “1923-1938 döneminde Cumhuriyet, kendi köyünden öteyi vatan bilmeyen köylüler ülkesinde sanayi temelli ulusal bir ekonomiyi emperyalist çıkarların kesiştiği bölgede ve iki dünya savaşı yıllarının olağanüstü çalkantılı ortamında yaratmıştır. Buyaratma, toplum yaşamından ekonomiye, hukuktan eğitime, siyasetten uluslararası ilişkilere, yarı sömürgeden bağımsız bir ulus devlete, bilinçli bir tercih, tutarlı bir stratejiyle köklü bir biçimde gerçekleştirilmiştir. Dünya tarihinde başka bir örneği yoktur.” 
Bugün de dünyada başka örneği bulunmayan bir noktada olduğumuz doğrudur: 
Uygarlığa, atılımcılığa, özgürlüğe, demokrasiye, ilerlemeye ve bağımsızlığa karşı geri gidişte bir başka örneğimiz yok!

(Işık Kansu -CUMHURİYET)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder