20 Mayıs 2018 Pazar

Son şans, son seçim! - Mine G. Kırıkkanat

İnançlarımız vardı, bizim.
Kimimiz Allah’a, kimimiz hümanist düşünceye inanır, ilahi ya da beşeri adaletten çekinir, kötülük etmemeye çalışırdık. Yoksullara acırdık. Cahilleri eğitmeye, insana, hayvana ve doğaya zarar vermemeye uğraşırdık.
Vicdanımız vardı.
Açın yanında tok olmaya utanır, yemeğimizi paylaşırdık. Bir ağacın kopan dalına üzülür, bir hayvanın ölümüne kederlenir, bir çocuğun yalnızlığına kahrolurduk.
Birine bilmeden zararımız dokunsa, uyuyamazdık geceleri…
Önce inancımızı öldürdüler.
İyiliğin kötülüğe galip geleceğine, ilahi ve beşeri adalete güvenimiz kalmadı. Vicdanımız karardı. Bırakın rızkımızı olmayanla paylaşmayı, sadaka bile vermiyoruz artık. Yoksullara ve cahillere acımayı bıraktık. Onları sorumlu tutuyoruz, hırsızın, yolsuzun, haksızın ve hatta düpedüz kötünün; dürüst, ilkeli, haklı ve iyi olanı yok ettiği ahlaksız düzeneğin devamından. Bölündük, düşman olduk ötekine.

***
Sevinçlerimiz vardı, bizim. Azla yetinen, neşeli insanlardık.
Kadın-erkek birlikte güler, eğlenir, kahkaha atmaktan çekinmezdik. Günah dediler ayırdılar, eğlenmeyi, gülmeyi ayıpladılar, kahkahamızı bastırdılar.
Doğru bildiğimizi söylemekten korkmazdık, özgürlüklerimiz vardı… Hepsini tek tek elimizden aldılar. İşten attılar, hapse attılar, sattılar, kapattılar, yasakladılar. Paralanan kötünün, iyiyi açlıkla tehdit ettiği bir dehteşe düşürüldük. Her şeyden, herkesten korkar olduk, sindirildik, sustuk…
Çocuklarının geleceği için hayaller kuran, umutları olan insanlardık. Hayallerimizi yerle bir ettiler, umudu öldürdüler.
Kendi mutsuzluğumuz, umutsuzluğumuzdan geçtik. Bebeleri, gençleri bekleyen zifir gelecekten nasıl kurtaracağız diye, uyku tutmuyor artık…

***
Bu son seçim. Sonuncu virajdayız.
Ya aydınlığa çıkacak ya da karanlığın en dibine batacağız.
Oysa 16 Nisan 2017 referandumundan beri, artık çoğunluk olduğumuzu biliyoruz. Sandık denetimi sağlanmıştı referandumda. Hile, oylama sürerken kural değiştiren YSK’nin mühürsüz oyların kabul etmesiyle yapıldı ve muhalefetin vahim hatası, 2.5 milyon sahte oyun kabulüne tepki vermemesi oldu.
Bu kez öyle olmayacak.
Muhalefet bu kez oldu bittilere izin vermemeye, hiçbir hile ve sahtekârlığı geçirmemeye nihayet kesin kararlı.
Yeni yasadaki tüm hukuk dışı ve tarafgir düzenlemelere rağmen, sahte oy kullanmak ve hile yapmak hâlâ suç…
Yeter ki geçen yıl da başarıldığı gibi, sandık güvenliği sağlansın.
Bizlerin daha rahat soluk alacağı, çünkü çocuklarımıza özgür ve yaşanır bir ülke bırakmak için vereceğimiz bu son mücadelede, hepimizin oy vermesi şart, ama yeterli değil!
Hem oy vermek, hem de çaba harcayarak verdiğimiz oya sahip çıkmamız gerekiyor.

***

Sandık güvenliğini sağlamak için yurt düzeyinde 1 milyon müşahide ihtiyaç var. Referandumdan beri sandık denetimi üzerinde uzmanlaşan ve gönüllülük esasına dayanan üç kuruluş, yurt sathında avukatlardan ve bilinçli yurttaşlardan oluşan müşahitleri kaydediyor, eğitiyor: www. sandikgucu.com, www.oyveotesi.org, @SensizOlmazHrkt. 

Gün, demokrasiyi ter dökerek, uğrunda mücadele ederek hak etmek günü.
Gün, hile ve hurdayla elimizden alınan egemenliğimizi, özgürlüğümüzü ve hayallerimizi; sahtekârlığı önleyerek yeniden kazanmak günü. 

Sahtekârlar öylesine fütursuz, ihanet öylesine büyük ki, bir cumhurbaşkanı adayını oy hesabıyla hapiste tutan zihniyet; bugünlerde sanki muhalif görüşte kişilerden geliyormuş gibi iletiler gönderiyor ve seçmenler nezdinde “sonuç nasılsa değişmeyecek” algısı yaratarak, oy vermekten caydırmaya çalışıyor. 
Kanmayın! 

Elimizi taşın altına koyalım, oyumuzu verelim ve verdiğimiz oya sahip çıkalım. Değişim mümkün!

Mine G. Kırıkkanat / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder